Deniz Kenarında Okuyabileceğiniz Kitaplar
Yazı Boyutu:
“Plaj çantanızdan ayırmak istemeyeceğiniz, sürükleyici kitapları sizin için derledik.”
Evet, kitap okumanın yeri ve zamanı olmaz; ancak biliyorsunuz ki deniz kenarında kitap okumanın tadı bambaşka oluyor… Bu yaz sahilde okuyabileceğiniz sürükleyici kitapları sizin için derlerdik. İyi okumalar dileriz!
Sally Rooney, “Güzel Dünya, Neredesin?”

Sally Rooney’i birçoğumuz diziye uyarlanmış olan “Normal People” kitabından tanıyor. Bu romanda ise Alice ve Eileen adlı karakterlerimiz, farklı şehirlerde yaşayan ve yirmili yaşların sonundaki iki arkadaşlar. Alice ve Eileen ilişkiler, sanat, edebiyat ve günden güne belirsizleşen gelecekleri hakkında yazışırken hem arkadaşlıklarını hem de hayata bakışlarını sorguluyorlar. Sally Rooney bu romanında insan doğasını kavrayışındaki yeteneğini bir kez daha samimi, yalın ve akıcı bir dille gözler önüne seriyor.
Hektor Garcia & Francesc Miralles, “Shinrin Yoku: Orman Banyosu”

Ikigai serilerinden sonra Japon kültürünü keşfetmeyi sürdüren Héctor García ve Francesc Miralles, bu kitapta “orman banyosu” pratiğini gün yüzüne çıkarıyor. Shinrin-yoku terimi, 1982 yılında Japonya Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Bakanlığı tarafından ortaya atılıyor ve orman atmosferiyle temas kurmak ve almak olarak tanımlanıyor. Bu çalışmada da Shinrin-Yoku’nun faydaları sayesinde ormanın şifalı gücünden gerek bizzat ormana giderek gerek ormanı evimize taşıyarak nasıl faydalanabileceğiniz konusunda bilgi edinmek için benzersiz bir kaynak.
Aslı Erdoğan, “Kabuk Adam”

Aslı Erdoğan ile tanışmak isteyenler için çok iyi bir başlangıç, aynı zamanda yazarın ilk romanı. Benzersiz bir kurgusu olan bu kitabın konusu, Karayipler’de, şiddetin bataklığında yaşanan korku ve tutku dolu sıra dışı bir aşkın, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğun hikâyesi. Sade ve akıcı diliyle, altını çizebileceğiniz cümlelerin bol olduğu, samimi ve tek nefeste okuyabileceğiniz oldukça sürükleyici bir kitap Kabuk Adam.
İlber Ortaylı, “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?”

“Bir Ömür Nasıl Yaşanır” kitabında yaşamımızı “dolu dolu bir ömür”e çevirebilmemiz, zamanı isabetli kullanmamız için bir çerçeve çizen ve bu çerçeveyi yaşamından örneklerle dolduran İlber Ortaylı, bu kitapta söz konusu çabayı ilerleterek “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar”da bir insanın kendini adım adım nasıl inşa edeceğini ve bunu hangi ölçüye göre yapacağını tarif ediyor. Kendimizi yetiştirebilir miyiz, kendi talihimizin mimarı olabilir miyiz? Ortaylı, büyük düşünürlerin görüşlerini de harmanlayarak, En zor zamanlarda direnme gücünü nerede bulacağız ve ilhamı nelerde arayacağız?, Yeteneğimizi, merakımızı nasıl keşfederiz ve nasıl geliştiririz? gibi herkesin aklına bir kere de olsa düşmüş olan soruları yanıtlıyor.
Alberto Manguel, “Hayali Yerlerden Yemek Tarifleri”

Bu öneri yemek severler için. Alberto Manguel bize Cervantes’in, Borges’in, Poe’nun, Tolkien’ın, J.K. Rowling’in ve daha fazlasının yarattığı dünyalardan ilham alan sıra dışı ve leziz tariflerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Kitabı okurken yazarın esinlendiği sihirli coğrafyalara tebessüm edeceğiniz, içinizi ısıtacak bir kitap. Lotus Salatası’ndan Sebzeli Ütopya Yahnisi’ne, Dinoburger’den Güneş Nektarı’na iştahlı bir serüven yaşatıyor. Manguel’in çizimlerini de barındıran kitapla kurmaca yemek menülerine doğru eğlenceli bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Mark Wolynn, “Seninle Başlamadı”

Oldukça ufuk açıcı olan Seninle Başlamadı kitabında, sadece kendi yaşadığımız bireysel travmaları değil; soylarımızın travmalarını de genlerimizde taşıdığımızı ve bunun hayatımızı nasıl etkilediğini oldukça net bir şekilde açıklıyor. Ailemizdeki kişilerin kalıtsal travmalarının bizim kimliğimizi belirlediğini ve açığa çıkan travmaların ve sorunların üstesinden gelmenin yollarını başarılı bir şekilde anlatıyor. Aile geçmişinizi sorgulayacağınız kitap, kendinizle de yüzleşmenizi sağlıyor. Oldukça ilgi çekici bir konusu bulunan kitabı deniz kenarındayken bir oturuşta bitirebilirsiniz.
Madeline Miller, “Ben Kirke”

PR, Washington Post, Buzzfeed, People, Time, Amazon, Entertainment Weekly, Bustle ve Newsweek’e göre Yılın En İyi Kitabı seçilen “Ben Kirke”, dikkat çekici hikayesiyle okuyucuyu Kirke’nin yaptığı bir büyü gibi etkisi altına alıyor. Yazar Madeline Miller’ın akıcı dili, büyüleyici zarif anlatımı ve etkileyici tasvirleriyle kadın yaşamının sıradan ve de sıradışı bir hikayesini anlatıyor. “…Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: Cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım. Ben, Helios’un kızı, Aiaie Cadısı Kirke. Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. Bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm. Bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi: Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.” Madeline Miller bu kitapta Odysseus, İkaros, Minotauros, Prometheus ve Zeus gibi mitolojik karakterlerin binlerce yıldır anlatılagelen hikâyesini farklı bir bakış açısından sunmakla kalmayıp Olymposlu tanrıların dünyasını Homeros’un destansılığında aktarmayı başarıyor.
Ernest Hemingway, “Yaşlı Adam ve Deniz”

Ernest Hemingway’in ölümsüz eserlerinden Yaşlı Adam ve Deniz, akıcı anlatımı ve naif betimlemeleriyle okuyucusunu çok kısa bir sürede içine alıp hikayesiyle sürüklüyor. Kitaba gelince, yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesi son derece sade ve kuvvetli bir üslupla anlatılmakta. Bu hikayesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret ve kayıplara karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan oluşturuyor. Tam kazandığınızı zannederken kaybedebileceğinizi hatırlatan bu hikaye hırs, mücadele, kararlılık, azim duyguları etrafında gelişiyor. Ayrıca Hemingway’in bu eseri bazı noktalarda bambaşka ve yepyeni keşiflere sürükleyişiyle bir zaman sonra hayatın farklı dönemlerinde tekrar okunması gereken bir kitap.
Alain de Botton, “Seyahat Sanatı”

Seyahat severlerin severek okuyacağı Seyahat Sanatı, seyahat etsin ya da etmesin mutlaka kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap. Yazdığı kitaplarla hayatın çeşitli kavramlarına yepyeni bakış açıları kazandıran Alain de Botton, bu kez “seyahat etmeyi” ele alıyor. Farklı şehirleri, farklı yazarların hayali rehberliğinde gezerken, yolculuğun büyüsü gezilen kentlerin ruhuyla karakteristik kokularına karışıyor. Yazar seyahati rutin haline gelmiş tatil ya da iş gezileri olarak değil, ruhu dinlendiren ve iyileştiren bir etkinlik olarak görüyor. Alain de Botton’ın Seyahat Sanatı adlı kitabı ister bir trende, otobüste ya da uçakta seyahat esnasında kilometreler aşarken, isterseniz okuma köşenizden kalkmadan kahvenizi yudumlarken, isterseniz de sahilde tatilin tadını çıkarırken okuyabileceğiniz bir kitap.
Refik Schami, “Sophia veya Tüm Hikayelerin Başlangıcı”

“Hafıza dediğin aslında neydi? Salman düşünüp yazarken, birçok şeyin üzerini çizerken, hafızayı sadece bir arşiv gibi görmenin onu fazlasıyla basite indirgemek olduğunu fark etti. Hafıza bundan çok daha fazlasıydı…”. Doğu masallarının canlılığını Avrupa edebiyatının keskinliğiyle bir araya getiren Refik Schami bu kitabında; incelikli ve şiirsel üslubuyla yanı başımızdaki topluma benzersiz bir bakış sunarken, toplumsal fırtınaların ortasında bile umut ve cesaret yeşerterek, hayat kurtarabilen aşkın gücünü anlatıyor. İyilik ve kötülük, sevgi ve nefret, sadakat ve ihanet arasında çok hassas bir denge kuran Sophia anlayış ve uzlaşının tüm insanlar açısından bir hayal değil, son derece gerçekleştirilebilir bir hedef olduğunu okuyucuya hatırlatıyor. “…İşte, Sophia, onca yılın ardından aşkı başka biriyle yeniden keşfetmiş olan Kerim’in sözünü böyle hayati bir günde anımsayacaktır.”
Zülfü Livaneli, “Balıkçı ve Oğlu”

Toplumsal konulara duyarlılığı ile tanınan edebiyatçı ve fikir insanı Zülfü Livaneli, bu sefer Ege balıkçılarının ve hayal kurmaktan bile mahrum bırakılan göçmenlerin kaderine eğiliyor. Usta edebiyatçı Livaneli, Balıkçı ve Oğlu ile son yılların en can yakıcı ve büyük dramı “göçmenliği” balıkçı Mustafa, Mesude ve Samir bebek üzerinden anlatıyor. O güne dek sıcak evlerinde televizyondan izledikleri haberlerden aşina oldukları ölü insan bedenleri ve yarı ölü bir bebek evliliklerinin tam ortasına düşerek bir bomba etkisi yaratıyor; aile ilişkilerini bambaşka bir çehreye büründürüyor. Balıkçı ve Oğlu, Ege’nin tarihinden bugününe, balık çiftliklerine ve rant hırsıyla dağlara, kıyılara saldıran şirketlerin yarattığı ekolojik yıkıma dair çok şey söylüyor. Bunun ötesinde göçmenlerin bir bilinmeze doğru göze aldıkları yolculuğu, hayatta kalma çabalarını ya da ölümü; kısacası “deryaya yakın, dünyadan uzak” yaşamlarını odağına alıyor. Livaneli’nin belki de en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu; aile, aşk, ebeveynlik, evlat, kadın dayanışması, dostluk, göç, doğa üzerine çağdaş bir epope. Zülfü Livaneli’nin, uzun bir aradan sonra yazdığı ve heyecanla beklenen yeni romanı Balıkçı ve Oğlu, ustalıkla seçilen tasvirlerle okurun zihninde capcanlı bir anlatı oluşturuyor.
Samed Behrengi, “Küçük Kara Balık”

Küçük Prens ve Martı gibi her yaşta çok sevdiğimiz, karakterleri ve hikayeleriyle bağlar kurduğumuz hikaye kitaplarına bir alternatif de Samed Behrengi’nin çocuk edebiyatının mihenk taşlarından biri olan unutulmaz eseri “Küçük Kara Balık”. Bir çocuk kitabı olmanın ötesinde aynı zamanda yetişkinlere masal kitabı niteliği taşıyan Küçük Kara Balık, bilgeliğe ve özgürlüğe giden yolun ancak cesaretle mümkün olduğunu anlatan, her yaştan okurun yolunu aydınlatacak kült bir hikâye. Hayatta hiçbir şeyi sorgulamadan yaşayıp gidenler vardır, bir de korkusuzca denizlere yelken açanlar… Küçük Kara Balık, içinde dönüp durduğu nehrin nereye aktığını merak etti bir gün. Hiçbir engel onu yolundan döndüremedi. Büyük balığın küçük balığı her zaman yutamayacağını gösterdi herkese. Hayallerine ulaşmak için her şeyden önce cesarete ve kararlılığa ihtiyaç duyduğunu hiç unutmadı. Dünyanın en sevilen çocuk kitaplarından Küçük Kara Balık, her yaştan okura yeni dünyaları keşfetme ilhamı vermeye devam ediyor.
Doğan Cüceloğlu, “Var mısın? – Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler”

Doğan Cüceloğlu’nun deneyim ve fikirlerle dolu bu kitabı her yaştan kişinin okuyabileceği kalplere dokunan bir kitap. Her başlığı okurken düşündüren “Var mısın?”, bir yandan da sizi anlayan biriyle sohbet ediyormuşsunuz hissi yaratıyor. Hayatın anlamı nedir? İnsan kendini nasıl geliştirir? Umutsuzluk nasıl aşılır? İçimizdeki öz nasıl ortaya çıkar? Çevremiz bizi nasıl etkiler? Kime akıl danışılır? Yaşam neleri ödüllendirir? Zihin nasıl işler? “Biz” olmak için neler yapılmalıdır? Hayat yolculuğunda nelerin öneme sahip olduğunu anlayıp, keşif ve merak duygularına sahip çıkmak insan hayatını “kıymetli” kılmak için en önemli meziyetler arasında. Bunun için adeta bir rehber niteliği taşıyan bu kitap, yaşamı boyunca bu meziyetlerin peşine düşmüş ve her anına onları ilmek ilmek işlemiş Doğan Cüceloğlu’nun, Deniz Bayramoğlu ile sohbetlerinden oluşuyor. İşte bu sohbet esnasında da herkese şu soruyu soruyor: “Zorluklarla başa çıkmaya, içindeki gücü keşfetmeye VAR MISIN?”
Esra Ezmeci, “Kadınlar Sıcak Erkekler Soğuk Sever”
Doğası gereği karmaşık olan ilişkiler, inişleri ve çıkışlarıyla tam bir soru işareti. Tıpkı hayat gibi, kadın-erkek arasında yaşananlar da iniş çıkışlarıyla her zaman yolunda gitmeyebilir. Bu yüzden bazen içinizi sıcacık yaparken, bazen de üşütüp ürpertir. Her ilişkinin kendi dinamikleri, kendince bir ritmi vardır ve bu da daima değişkendir. Doğaları tamamen birbirinden farklı olan kadınların ve erkeklerin, dolayısıyla problem çözme yetileri, yalnızlıkla başa çıkma yolları, bir ilişkiden beklentileri, iletişim şekilleri, cinselliğe bakış açıları ve motivasyonları da birbirinden çok farklıdır. Bir kadını elde etmenin yolu ondan uzak durmak yerine ona ilgi göstermekken, bir erkeği elde etmek için dozu iyi ayarlanmış mesafelere ihtiyaç vardır. “Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir”, “Kararı Ben Veririm” ve “Süt Lekesi “ gibi çok satan kitapların yazarı Uzman Psikolog Esra Ezmeci, bu sefer de kadın erkek ilişkilerinin doğasını ve dinamiklerini enine boyuna ele alıyor. Sunduğu basit ve etkili önermelerle kadın erkek ilişkilerinde yaşanan kısırdöngüleri kırmak hiç de zor değil…
Piraye, “Seyir”
Zihninizin size neler yaptığını öğrenmek ister misiniz? Cevabınız evetse düşünmeye ve fark etmeye sevk eden bu kitabı okurken cevapları bulabilirsiniz. Sahi seyir eden misiniz, yoksa seyreden mi bu alemde? “Eksikliğin boş gözleriyle büyümüştü Mina… Küçük bir kızken bunu ilk fark ettiğinde, şaşırmıştı; olmayan her ne ise kalbinin orta yerinde, orada bir oyuk oluşturmuştu sanki. Bozuktu. Defoluydu. Büyüdü, genç bir kadın oldu ve bir karar verdi; “Madem eksiğim ben, bu eksikliği kapatacak olan malzeme başkalarında olmalı. Onların sözleri, onların ilgisi, onların tanımları, onların yorumları…” Aşklar da oldu yaşamında, kırgınlıklar, savruluşlar da… Kaybetti, ama yıkılmadı yeniden ayağa kalktı. Bir sergi açılışında Celal ile göz göze geldiği ilk an, bir tokat patlamıştı sanki yüzünde. Deli gibi çarpan kalbinin sesini duyuyor, bu gergin ama bir o kadar da gizemli erkeği izlemekten kendini alamıyordu. Mina, onu kendi dönüşümüne götürecek uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırdı artık!”.
M. Barış Muslu, “Gecikmeli Teslimiyet”
Neuroformat sisteminin kurucusu Barış Muslu, bu kitabıyla iyileşme mucizesinde bir üst sürüme geçiyor. Okumayı bitirdiğinizde artık başka bir hayatınız olacağını ve başka biri olacağınızı vaat eden kitapta Barış Muslu sağlıklı, mutlu bir varoluşun sırrını, bu kitapla ellerinize bırakacağının garantisini veriyor. Yüz binlerce okuru NeuroFormat Sistemi’ni kullanarak kronik rahatsızlıklarını iyileştirdi, fobilerini ve bağımlılıklarını yendi, kilo sorunlarından kurtuldu ve birçok ciddi rahatsızlığı alt etti. Bu seferse NeuroFormat Sistemi adeta bir üst sürüme geçiyor ve mucize kelimesinin tanımı değişiyor… Birlikte heyecanlı bir yolculuk sunan kitap, bu yolculukta şimdiyi iyileştirmekle kalmayıp, adeta zaman makinesine atlayıp geçmişin senaryosunu da değiştirmeye davet ediyor.