preloader

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

28.02.2022
Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

Yazı Boyutu:

Kalyon Kültür, dijital sanatın en önemli temalarından biri olan doğa ve sanat ilişkisine odaklanan “Flora” başlıklı karma sergiye 19 Ocak-16 Nisan 2022 tarihleri arasında Nişantaşı Taş Konak’ta ev sahipliği yapıyor.

Doğanın insanoğlu tarafından her geçen gün tahrip edilmesine sanatçılar duyarsız kalamıyor. Pandeminin öncesinde de hem sergilerde hem de bienallerde doğa ve iklim krizi konuları sıklıkla gündeme geldi. Sanatı yakından takip eden sanatseverler 2019 yılındaki Venedik ve İstanbul Bienalleri’nin konularını hatırlayacaklardır. 2019 yılında Venedik Bienali’nin başlığı bir Çin bedduasından oluşuyordu: Tuhaf Zamanlarda Yaşa ve Gör! Herhalde pandemi öncesinde söylenebilecek en uygun bedduaydı. Bienalde işlenen konular genellikle dünyanın iklim krizi, soğuk savaşlar, aşırı tüketim gibi garip zamanlardan geçtiğine dikkat çekerken birdenbire bambaşka bir virüs problemiyle baş başa kalmıştık. 2019 İstanbul Bienali de başlığını Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki devasa atık yığınlarının oluşturduğu kıtadan almıştı. Popüler bilimdeki adıyla Yedinci Kıta, 3,4 milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığından meydana gelir. Yani insanların doğayı tahrip etme hatta yok etme gücü inanılır gibi değil.

2022 yılında da yine dünyanın birçok yerinde küresel iklim krizi ve doğanın muhteşem oluşuna dair konular yoğun bir biçimde işlenmekte. Kalyon Kültür’de halen devam etmekte olan “Flora” isimli sergide de doğadaki çiçeklerin olağanüstü güzellikleri ve özellikleri dünyanın farklı yerlerinden sanatçılar tarafından detaylı olarak ele alınıyor. Sergide ayrıca sanatçılar sanat tarihindeki ünlü doğa ve çiçek temalı eserlerden de referans alıyor. Aynı zamanda “Flora” sergisi doğa teması etrafında düzenlenecek sergi serisinin ilk ayağını oluşturuyor. Serinin bir sonraki etkinliği 17. İstanbul Bienali‘ne paralel olarak eylül ayında gerçekleşecek, günümüzün en önemli problemlerinden biri olan iklim krizine dikkat çeken ve insanların doğa üzerindeki etkilerine odaklanan İnsan Eli Değmiş (Touched by Mankind) isimli sergi olacak.

Sergide hem zamana ayak uydurmak hem de sanat izleyicisini daha fazla yakalayıp ilgisine çekmek amacıyla sanatçılar bu sefer doğa temasını çağın dijital platform ortamına taşıyarak eserlere sesle, kokuyla, dokunma isteği uyandıran bir hale çevirmişler. Dijital eserlerle bir süreliğine de olsa kendinizi doğanın ortasında bulurken bu ortamdan da ayrılmak istemiyorsunuz.

“Flora” Sergisinin Sanatçıları ve Eserlerine Yakın Mercek

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

“Mozaik Virüsü 2018 – 2019” (Mosaic Virus 2018 – 2019) adlı eser

Bilgi sistemleri ve veri kümeleri ile çalışan İngiliz sanatçı Anna Ridler, “Mozaik Virüsü 2018 – 2019” (Mosaic Virus 2018 – 2019) adlı, 3 ekranlı GAN video enstalasyonunda tarihin farklı noktalarından kapitalizm, değer ve çöküş üzerine fikirleri bir araya getiren bir seriyi sanatseverlerle buluşturuyor. İsmini lale soğanına zarar veren mozaik virüsünden alan ve 17. yüzyıl lale borsasından yola çıkan eserde, sanatçı doğaya ekonomik bir değer koymaya çalışmanın tuhaflığını vurguluyor. Yarattığı modellerde, virüs gibi davranan ve çiçeğin dış yüzeyinin çizgili veya düz olmasını kontrol eden değer olarak, günümüzde bir yatırım aracı olarak resmi para birimlerinden bile daha değerli görünen Bitcoin’deki dalgalanmaları kullanıyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

“Nokta Bulutu Bahçesi” adlı eser

Amerikalı sanatçı Clement Valla, Kalyon Kültür’de sergilediği eserlerinde resim yapma, görme ve okuma konusunda insanlarla bilgisayarların giderek daha fazla iç içe olduğu gerçeğine dikkat çekiyor. Kalyon Kültür’de sergilediği “Nokta Bulutu Bahçesi” adlı eser izleyicilere sanal ortamda yarattığı sonsuz bir bahçede gezme imkânı veriyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi
François Quévillon’un eserleri
Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi
François Quévillon’un eseri

Algoritmalar ve görüntüler arasındaki ilişkiler gibi çağdaş medyayı etkileyen değişimlerin yanı sıra gezegensel değişiklikleri de ele alan Kanadalı sanatçı François Quévillon sergide teknolojinin insan bilişini, kültürü, çevreyi, uzayla, zamanla ve birbirimizle olan ilişkilerimizi nasıl değiştirdiğini araştırıyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi
“Whispering Weeds” adlı eser
Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi
“Whispering Weeds” adlı esere yakın bakış

Görsel sanat alanında adından övgüyle söz edilen İngiliz sanatçı Mat Collishaw, Albrecht Dürer’in 1503 yılına ait başyapıtı “Great Piece of Turf”tan ilham alan “Whispering Weeds” isimli eserinde Dürer’in bu ünlü suluboya çalışmasına hayat veriyor. Dürer’in doğa çalışmalarının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen bu eser, esasen Bavyera çayırlarının detaylarını gözlemlemek ve kopyasını çıkartmak için bir araç olarak kullanılıyor ve Dürer’in 16. yüzyıldaki doğa temsilini 21. yüzyıla taşıyan bir düzen ve sakinlik duygusu veriyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

Sanatçı Mustafa Hulisi’nin Doğu Akdeniz köklerinden ilham alan eserleri

Çalışmalarında resim, fotoğraf, video ve yerleştirme gibi çeşitli medyalar kullanan Londra merkezli, Kıbrıs-Türk kökenli kavramsal sanatçı Mustafa Hulisi, Flora sergisinde melez kimlikleri ve yerinden edilmiş kendi kültürel geçmişini araştırıyor. Eserlerinde Doğu Akdeniz köklerinden ilham alan sanatçı, Kıbrıs’ın flora ve faunasını sıklıkla kullanıyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

Pascual Sisto’nun “En Plein Air” adlı eseri

İspanyol sanatçı Pascual Sisto, “En Plein Air” isimli eserinde, yaygın olarak benekli defne veya altın tozu bitkisi (Aucuba Japonica “Variegata”) olarak bilinen özel bir ev bitkisine özgü organik olarak oluşan işaretleri örnekliyor. Örneklenen altın tozu deseni, arka galeri video enstalasyonunun motifi haline gelerek seçilen bitki örtüsüne benzeyen simüle edilmiş bir sanal ortam yaratıyor. Halı ve koku tasarımlarıyla tamamlanan bu mizansende, doğal düzenin hiyerarşileri, endüstriyel desen tasarımının makine yapımı kökleriyle kaynaştırılıyor. Hepsi bulanıklaştırılarak ve birleştirilerek, orijinali kopyalarından ayırt etmenin zorlaştığı bir noktaya ulaşılıyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

“Doğa 1-2-3” adlı seri

İngiliz sanatçı Quoyola, “Doğa 1-2-3” (Natures 1-2-3) başlıklı serisinde siyah bir fonun önünde dramatik bir şekilde aydınlatılmış ve filme alınmış bitkilerin yakın çekim görüntülerini, dijital alemdeki gerçekçiliğin muğlaklığını irdeleyen bilgisayarda üretilmiş materyallerle birleştiriyor. Kırılgan, narin, romantik çiçek yapraklarının ve gövdelerin hafif bir esintide titreştiğini eserinde izleyici ile buluşturuyor. Tanık olunan hareket son derece tanıdık, sunumu ise tamamen soyut: video görüntüleri, hareketlendirilmiş bir 17. yüzyıl Hollanda natürmortunu andırıyor ve meditatif bir izlenim veriyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi
Ryoichi Kurokawa’nın “Ittrans” adlı sergisinden eserler
Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi
Ryoichi Kurokawa’nın “Ittrans” adlı sergisinden bir eser

Japonyalı sanatçı Ryoichi Kurokawa, “Ittrans” isimli sessiz, iki kanallı video yerleştirmesinde, hareket ve durağanlık arasındaki zıtlık ve yakınlığa odaklanıyor.

Doğanın Dijital Sanat ile Birlikteliği: Flora Sergisi

“Floralia” adlı eser

Son olarak Kanadalı sanatçı Sabrina Ratté; Donna J. Haraway, Ursula K. Le Guin ve Greg Egan’ın yazılarından ilham alan “Floralia” isimli eserinde, izleyiciyi soyu tükenmiş bitki türlerinin örneklerinin korunduğu ve sanal bir arşiv odasında sergilendiği kurgusal bir geleceğe sürüklüyor. Floralia, geçmiş ve geleceğin, şimdinin sürekli bir gerilimi içinde bir arada var olduğu, teknoloji ve organik maddenin kaynaşmasından doğan ekosistemlerin bir simülasyonunu oluşturuyor.

“Flora” sergisini 16 Nisan tarihine kadar Kalyon Kültür’de ziyaret edebilirsiniz.

Feride Çelik
Feride Çelik Tüm Yazıları