papara mayıs 2023

300x600

Masthead (970 x Auto)

Orta banner (970 x Auto)

hm mayıs 2023

herbal essence mayıs 2023

Nescafe Mayıs23

saatsaat mayıs 2023

BMW Mayıs23

Clinique mayıs 2023

clinique mayıs 2023

Dove Mayıs23

Parallax (1680x600)

Lancome Nisan23

philips aqua nisan 23

Oleamea Mayıs23

wtw aralık22

boş banner Zehra

boş banner

SKODA

Gizlilik İlkeleri

Çerezler

Reklam ve İş Birliği

Hakkımızda

Künye

OGGUSTO Academy

Etkinlikler

İletişim

Summer by Herbal Essences

Seyahat by Papara

Gentlemen by Jacques Philippe

Moda

Gastronomi by NESCAFÉ Gold

Güzellik by Lancôme

Well-Being by Dove

Mücevher

Sanat

Teknoloji

Spor

Business

Dekorasyon by Philips

Lifestyle by Oleamea

Wedding

Pets

Sürdürülebilir Yaşam by BMW

We Are The Walkers

Şehir Rehberleri

Yurt İçi

Otomobil

Saat

Erkek Bakımı

Erkek Modası

Trendler

Markalar &amp; Tasarımcılar

Stil

Türkiye

İstanbul

Röportajlar

Makyaj

Saç

Cilt Bakımı

Dekorasyon Trendleri

Dekorasyon Fikirleri

Bitki ve Outdoor Yaşam

Renk Önerileri

Eser ve Müze İncelemeleri

Sanatçı

Sergi

Lifestyle by by Oleamea

Etkinlik

Film ve Dizi Önerileri

Çocuk

Düğün Hazırlığı

Gelinlik


<p><em>Seramik sanatçısı Emel Niğdeli ile çocuklara yönelik geliştirdiği sanat çalışmalarını masaya yatırdık.</em></p>



<p>Seramik sanatçısı olan Emel Niğdeli, Türkiye&#8217;nin birçok bölgesinde 15 yıldan beri minik sanatseverlerle sanatı ve sanatın iyileştirici gücünü destekleyen çalışmalar yürütüyor. Niğdeli minik sanatçılarla yapmış olduğu etkinlikleri aynı zamanda sosyal toplum projesine dönüştürüyor.  2021 yılında ilk sergilerini  Binbirdirek Sarnıcı&#8217;nda gerçekleştirdiler. Serginin gelirini de TOÇEV’e (Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı) bağışladılar. 2022 yılının nisan ayında gerçekleşen serginin geliri ise Çocuk Eğitim Derneği’ne bağışlandı. </p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Emel Hanım sizi tanıyabilir miyiz?</strong></h3>



<p>Ben sanat eğitmeni Emel Niğdeli. Öğrencilerimin deyimi ile &#8220;Emelito&#8221;. Türkiye’nin birçok bölgesinde 15 yıldır minik sanatseverlerimle öğretici atölye ve müze turları düzenliyorum. Seramik sanatçısıyım, mesleğimin ilk yıllarında öğrendiğim teknik ve yöntemleri pekiştirmek için yaratıcı yönlerine hayran olduğum çocuklar ile birçok okul ve atölyede eğitim vermeye başladım.  Tabii bununla kalmadı. Birçok eğitim aldım. Eğitimler almaya da devam ediyorum. Öğrencilerimin merakları, koşulsuz sevgileri ve bitip tükenmeyen enerjileri bana ilham oldu. İlk eğitim vermeye başladığım günden bugüne öğrencilerimden çok şey öğrendim. Bu heyecan duygusu gün geçtikçe arttı. Anne olduktan sonra minik bebeklere sanat eğitimi konusunu deneyimleme fırsatım oldu. Oğlumun ilk anlamsız kelimesi benim içinse tabii ki çok anlamlı bir kelime olan &#8216;pitikapo&#8217;yu kullanarak eğitimlerimi duyarabileceğim bir platform kurdum. Hem annelik hem de eğitmenlik birleşince eğitimlerime sanatın farklı alanlarını da dahil ettim. Böylelikle hayatımda oldukları için her zaman minnet duyduğum kocaman bir aile olduk minik sanatseverlerim ile…</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Uzun bir süreden beri çocuklarla çalışıyorsunuz. Hedef kitleniz neden çocuklar?</strong></h3>



<p>İlk başta çok dürüstler. Tabii ki sanatla büyüyen çocukların mutlu, sağlıklı bir ruhsal, zihinsel ve fiziksel gelişimine şahit olmak paha biçilemez. Öğrencilerimin, yaratabilme, inanabilme ve kendilerini ifade edebilme şansı yakalıyor olabildiklerini görmek de çok güzel. Çocuklar için sanatın kaynağı oyundur. Çizgileri konuşturmak, boyalara farklı isimler koymak, müze ve galeri turlarımda her eser için hikâye yazmak benim için de çok keyifli. Öğrencilerimin kalbine sanat ile dokunmaya çalışıyorum. En kıymetlisi bu… O yüzden iyi ki minik sanatçılarımla beraberim. Bu süreç beni de tedavi ediyor.</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Emel-Nigdeli-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-150927"/></figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatın iyileştirme gücüne </strong><strong>ö</strong><strong>rnek teşkil eden çalışmalarınızdan </strong><strong>ö</strong><strong>rnek verebilir misiniz?</strong><strong></strong></h3>



<p>Sanat şifalıdır. Aklımız ve bedenimiz arasında bir bağdır. Kültürel bir mirasa nasıl bakacağımızı bilmek, yapılan eserin bizde yarattığı duyguyu düşünmek. Bakmak, görmek ve hissettiklerimizi ifade etmek kadar kıymetli bir şey var mı?  Öğrencilerime de aynı örneği veriyorum. Biz insanlar duygularımızı bir şekilde aktarmak zorundayız. İlk insanda o şekilde yapmış. Korkmuş, sevinmiş, şaşırmış ve mağara duvarına çizmiş. Sanat yaptığının farkında olmadan ilk sanat eserini ortaya çıkarmış.</p>



<p>Eğitimlerimde sürdürülebilirliği ön planda tuttuğum malzemeler kullanıyorum. Bunun dışında gözlem yapmayı devamlı bakarak görerek çalışınca içlerindeki şifa isteyen o kısım renklere dökülüveriyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Cumhuriyetimizi 100&#8217;üncü yılına özel olarak düzenlemiş olduğunuz son projeden biraz bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Şu ana kadar düzenlediğim 3&#8217;üncü sergim. Benim için çok anlamlı ve uzun soluklu bir süreçti. Cumhuriyet’imizin 100&#8217;üncü yılı için 100 çocuğumuz ile yola çıkmıştım. Hedefim, hayallerini gerçekleştirmek için gerekli kaynaklara ulaşamayan çocuklarımıza yeni kapılar açmak, önümüzdeki 100 yılda başarı vadeden çocukların hayatlarına bir nebze olsun dokunabilmekti. Ülkemizde yaşanan deprem felaketi ile hepimiz derinden sarsıldık. Maalesef benim de kaybettiğim öğrencilerim oldu. Az çok demeden deprem bölgesine mesleğim ile ilgili birçok desteklerim oldu. Hali hazırda devam ediyor. O dönemde tanıştığım ve tanıştırıldığım öğrencilerim oldu. Hayalimi ve sergimizi aktardığımda onlar da var olmak istediler. Benimle beraber olan öğrencilerimin anneleri o kadar çok destek oldular ki… Hepsi sergimiz için canla başla çalıştı. Kadının gücünü bir kez daha ispat ettiler. Hepsine ayrı ayrı minnettarım.</p>



<p>Bu süreç çok güzel şekillendi. Yaklaşık 140 çocuğumuzun eserlerinin yer aldığı şahane ve gurur verici bir sergiye dönüştü. Sergimiz MSGSÜ – Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi&#8217;nde 29 Nisan Cumartesi günü gerçekleşti. Sergiden elde edilen gelir Sosyalben Vakfı&#8217;na aktarıldı.</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Emel-Nigdeli-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-150931"/></figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çocuklarla yaptığınız çalışmalarda bu yetenekli minikleri nasıl seçiyorsunuz?</strong></h3>



<p>Sergiye katılan öğrencilerimin çoğu devam eden eğitimlere katılan kendisini ifade etmenin güzelliğini keşfetmiş öğrencilerim. Ben onları değil onlar beni seçti desem çok daha doğru olur. Yanımda oldular. Olmasalar bile resimler çizip gönderdiler. Evlerinin bir üyesi oldum. Atölye ve müze gezilerimde o kadar güzel çalışmalara imza attık ki… Onları desteklemek ve haklı gururlarını yaşarlarken yanlarında olmak benim için çok büyük bir mutluluk. Ancak en az bu gururu yaşamaları kadar önemli bir konu daha var: Henüz çocukluk çağında sosyal sorumluluk bilicini edinmeleri …</p>



<p>Pablo Picasso’un dediği gibi:</p>



<p><em>‘’ </em><em>Her </em><em>çocuk bir sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir. </em><em>‘’</em><em></em></p>



<p>Ben öğrencilerimin ilerleyen yaşlarında da sanatçı kalabilmeleri için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Gelecek hedef ve projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Düşler kuruyorum. Hedefler belirliyorum. Umarım düşlerim, hedeflerim güzel projeler ile buluşur.</p>



<p>Eğitmenlik sürecimde bir hayal ile başladı. Cumhuriyet’imizin 100&#8217;üncü doğum gününde yine çocuklarımın yani minik sanat severlerimin var olduğu bir sergi daha açmak en büyük hayalim. Bu sergilerimizin geleneksel olarak her yıl devam etmesi de en büyük hedefim.</p>



<p>Çocuklarımızın, kültür miraslarımızı, iz bırakmış sanatçılarımızı ve sanatımızı öğrenmeleri için birçok proje düşünüyorum. Bunları elimden geldiği kadarıyla atölye ve müze turları yaparak gerçekleştiriyorum. En çok istediğim bunu bu güzel topraklarda yaşayan tüm çocuklarımla yapabilmek. Bunun için en büyük projem diyebilirim. Umarım bu projem için gerekli destekleri bulabilirim.</p>


medium

thumbnail

medium_large

300x300

slider

big_card

card

interest

Emel Niğdeli

Çocuklarla Sanat Yapma, Okuma ve Anlamanın Keyfi


<p><em>Hızın estetiği ya da harekete görsel bir ifade kazandırma olarak yorumlanabilen fütürizm sanat akımı hakkında bilinmesi gerekenleri bir araya getirdik.</em></p>



<p><strong>Fütürizm akımı</strong>, 20. yüzyılın başlarında İtalya&#8217;da ortaya çıkan bir sanat ve edebiyat hareketi olarak tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ediyor. Bu akım, sanat ve teknolojinin birleşimini vurgulayan, geleceğe odaklanan ve mevcut durumu reddeden bir yaklaşım olarak sanat akımlarına damgasını vurdu. Sanatın yalnızca güzelliği yansıtması gerektiği fikrine karşı çıkarak hareket, hız, dinamizm ve şehir hayatı gibi modern yaşamın unsurlarını sanatın konusu haline getiren bu akımı tüm detaylarıyla ele aldık.</p>





<p>[[liste-h2]]</p>



<p></p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fütürizm Akımı Nedir?</strong></h2>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="728" height="366" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=728%2C366&ssl=1" alt="" class="wp-image-141325"/></figure>



<p>Toplumsal ve siyasi düzeni reddeden bir hareket olarak doğan fütürizm, teknolojinin sanatın geleneksel biçimlerine yeni bir boyut kazandırabileceği fikrinden çıktı. Bu nedenle, fütürist ressamlar, heykeltıraşlar ve yazarlar, makineleşmiş dünyanın estetiğini yansıtan eserler ortaya koydular. Stefan Zweig&#8217;in, 1943 yılında yazmış olduğu <em>&#8220;Dünün Dünyası&#8221;</em><b> </b>isimli kitabından alınan cümleler fütürizm akımının neden ortaya çıktığını kısaca özetlemek için yeterlidir:</p>



<figure class="wp-block-pullquote"><blockquote><p>Kesintisiz ve durdurulamaz bir ilerlemeye duyulan inanç, gerçekte ve o dönemde dinden daha güçlüydü; insanlar ‘ilerleme’ye Kutsal Kitap’tan daha çok inanıyorlardı. Bilim ve tekniğin gündelik hayattaki şaşırtıcı gelişmeleri de onların bu inançlarını haklı gösteriyordu.</p><cite>STEFAN ZWEIG</cite></blockquote></figure>



<p>Zweig’ın bu ifadesinin yanı sıra dönemin en önemli hayatı kolaylaştıran icatları olan evlerde musluk, kalorifer, elektrik, asansör, telefon, sokaklarda tramvay, otobüs ve yeraltı trenleri, gramofon, radyo, telgraf, ucuz resimlerle süslü dergiler de fütürizm sanat akımının doğmasına yardımcı olan diğer etkenlerdir.</p>



<p>{135473}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fütürizm Sanat Akımı Ne Zaman ve Nerede Doğdu?</strong></h2>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-141326"/></figure>



<p>Fütürizm akımı, İtalyan şair Filippo Tommaso Marinetti’nin (1876-1944), 1909 yılında fütürist manifestosunu yazmasıyla başlar. Bu manifestonun yazılmasına etki eden olay, Bleirot isimli bir İngiliz&#8217;in, 25 Temmuz 1909’da Calais kentinden İngiltere’nin Dover Limanı’na uçarak Manş’ı geçmesidir.</p>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="475" height="472" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=475%2C472&ssl=1" alt="" class="wp-image-144798 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Ulaşım dünyasında diğer bir önemli gelişme ise İtalya’nın önemli bir sanayi şehri olan Torino’da, 1889 yılında&nbsp;Fabbrica Italiana Automobile Torino-Torino’nun&nbsp;(İtalyan Otomobil Fabrikası,&nbsp;FIAT) kurulmasıdır. Ulaşım dünyasındaki bu olay, fütürist akımın İtalya’da da doğmasını sağlar.</p>
</div></div>



<p>Aktivist bir kişiliğe sahip olan Marinetti fütürizmi &#8220;gelecek&#8221; olarak tanımlar. Öncesinde şair fütürizme dinamizm ya da elektrik ismini koymak istese de daha sonra fütürizm ismine karar verir. İtalya’nın geçmişten bağlarını koparabildiği takdirde ileriye doğru bir hamle yapabileceğini düşünür.</p>



<blockquote class="wp-block-quote has-text-align-center">
<p class="has-text-align-center">Resimsel duyuşlarımız mırıltı gibi çıkmamalı; tuvallerimiz üstünde şakımalı, birer zafer narası gibi kulakları sağır edercesine gürlemeli.</p>
<cite>Fütürist Resim: Teknikle İlgili Bildiri</cite></blockquote>



<p>{126392}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fütürizm Sanat Akımının Özellikleri</strong></h2>



<p>Bu akımın en belirgin özellikleri ritim, dinamizm ve eş zamanlı harekettir. Hızın estetiği ya da harekete görsel bir ifade kazandırma olarak yorumlanabilen bu akım yeni bir izlenimci akım olarak da kabul edilir. Fütürist resim ve heykel manifestolarının izlenmesiyle biçimsel bir ifadeye kavuşur. Fütürizm, Le Figaro gazetesinin en baş sayfasında haber olarak yayınlanır. Kısaca fütürizm yeni dünya için yeni bir sanattır. Geçmişin sanatıyla kopmak, yerine yenisini koymak için ortaya çıkmıştır. </p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-141331"/><figcaption class="wp-element-caption">Etienne Jules Marey, &#8220;Chronophotographie du saut en longeur&#8221;; 1882-1883</figcaption></figure></div>


<p>Eadweard Muybridge ve Etienne Jules Marey<b>&nbsp;</b>(1830-1904)<b> </b>hareketli görünümü yakalamak için deneysel fotoğraf tekniklerine girişirler.&nbsp;Gerçekliğin her an oluşum halinde olduğuna dair düşünceler elle tutulamaz dinamik anı resmetmek peşinde koşan fütüristlere tercüman olmuşlardır.</p>



<p>Renkler ve biçimler bazen keskin çizgilerle bazen daha yumuşak noktacı tekniklerdir. Birden fazla kamera kullanarak yaptığı hareket incelemeleriyle bilinen İngiliz fotoğrafçı<strong> </strong>Eadweard Muybridge<b>&nbsp;</b>(1830-1904)<b> </b>sinemanın ilk halini bulan kişidir.&nbsp;</p>



<p>{123628}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fütürizm Sanat Akımının Temsilcileri ve Eserleri</strong></h2>



<p>Dünya sanat tarihine etki eden fütürizm akımının akla gelen ilk sanatçıları arasında; Umberto Boccioni (1882-1916)<b>, </b>Luigi Russolo (1885- 1947), Carlo Cara (1881-1966), Giacomo Balla (1871-1958) ve Gina Severini (1883- 1966) sayılabilir. Fütürist sanatçılar hem yaşadıkları dönemi hem de kendilerinden sonra gelenleri etkilediler. </p>



<p>Akla ilk gelen fütürist sanatçılardan Umberto Boccioni, Roma Güzel Sanatlar’da eğitim alır. Serbest Nü Okulu bölümüne girer. Giocomo Balla’nın öğrencisi olur ve aynı atölyede yeni dışavurumcu Severini ile tanışır. Sosyalizm ile ikisi de çok ilgilenir. 1902 yılında Paris’e 1904’te de Rusya’ya gider. İzlenimcilik akımı ve özellikle p2uantalizm tekniği ile ilgili de çok resim yapar. Fütürizm akımıyla ismini duyursa da fütürist eserlerinde dışavurumcu bir etki de hissedilir. 1910 yılında kaleme aldığı fütürist resimde tek bir anı resmetmek yerine dinamik algının kendisinin görsel kılınabilmenin peşinde olduğunu belirtir. </p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Umberto Boccioni, &#8220;Boşlukta İlerleyen Tekil Süreklilik Biçimleri&#8221; &#8211; 1912</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-5.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-141333"/><figcaption class="wp-element-caption">Umberto Boccioni, &#8220;Boşlukta İlerleyen Tekil Süreklilik Biçimleri&#8221;; 1912</figcaption></figure></div>


<p>Boccioni’nin 1912-14 yıllarında yapmış olduğu heykeller dinamizmi yansıtır. Sanatçının heykellerinde hız ve hareket adeta görünür kılınır.<b> </b>&#8220;Boşlukta İlerleyen Tekil Süreklilik Biçimleri&#8221; isimli çalışmasında heykelin durağanlığına karşılık mekânla bütünleşen bir hareket söz konusudur. Fütürizmde her şey hareket eder, kovalamaca halinde retina üzerindeki görüntüler titreşim halinde algılanır. Koşan bir atın dört ayağı değil, 20 ayağı vardır. </p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Umberto Boccioni, &#8220;Şehir Ayaklanıyor&#8221; &#8211; 1910</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-6.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-141334"/><figcaption class="wp-element-caption">Umberto Boccioni, &#8220;Şehir Ayaklanıyor&#8221;; 1910</figcaption></figure></div>


<p>Hızlı giden bir aracın içinden gördüğümüz yayalar, evler, sokak lambaları adeta eğilip, yeni biçimlere girerler, ışıklar birbirine karışır. Bu hareketlilik ve değişim halleri Fütüristlerin kompozisyonunu oluşturur. Sanat izleyicisine doğru yönlendirilen bu kompozisyonda izleyici aynı zamanda gürültülü sıradan sahnenin bir parçası olur.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Umberto Boccioni, &#8220;Ruh Durumları: Uğurlamalar&#8221; &#8211; 1911</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="600" height="370" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-7.jpg?strip=all&lossy=1&resize=600%2C370&ssl=1" alt="" class="wp-image-141335"/><figcaption class="wp-element-caption">Umberto Boccioni, “Ruh Durumları: Uğurlamalar”; 1911</figcaption></figure></div>


<p>Boccioni, ”Ruh Durumları: Uğurlamalar” isimli eserinde bir tren kompartımanında oturan yolcuların tren giderken pencereden gördükleri ve kaybettikleri görüntüleri resmeder. Birbirine karışmış görüntüler doğanın renkleriyle birlikte verilirken doğal formlar soyutlanır, rakamlarda olduğu gibi resmedilir.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Giacomo Balla, &#8220;Dynamism of a Dog on a Leash&#8221; &#8211; 1912</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-8.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-141336"/><figcaption class="wp-element-caption">Giacomo Balla, &#8220;Dynamism of a Dog on a Leash&#8221;; 1912</figcaption></figure></div>


<p>Giacomo Balla’nın eserlerinde kronofotoğraf tekniğini kullandığı görülür. Eadweard Muybridge&nbsp;ve Étienne-Jules Marey’in öncülüğünü yaptığı bu teknik sinema ve analitik zamansal fotoğraf çalışmalarına dayanır. İnsan ya da hayvanların hareketlerinin ölçümlenerek görüntüye aktarıldığı Balla’nın eserlerinde farkedilir. Bir betimleme olmaktan çok bir nesnenin hareketini gösteren şema ya da tümüyle soyut bir tablodur.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Giacomo Balla, &#8220;Bir Otomobilin Hızı+Işıklar&#8221; &#8211; 1913</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-9.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-141337"/><figcaption class="wp-element-caption">Giacomo Balla, “Bir Otomobilin Hızı+Işıklar”; 1913</figcaption></figure></div>


<p>Malzemeler kavramsal olmaktan çok sezgisel olarak seçilir. Balla’nın “Bir Otomobilin Hızı+Işıklar” tablosunda da nesnelerin hareketini soyut formlarla gösterir. Fütürist sanat değişik amaçları ve etkileri yansıtan bir akımdır. Bu akımdaki bildirilere sanatçılar tam anlamıyla uymamış, konularını her zaman çağdaş dünyadan ve gerçek yaşantılarından seçerek yola çıkmışlardır.&nbsp;</p>



<p>{25703}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fütürizm Sanat Akımının Türk Temsilcileri</strong></h2>



<p>Fütürizm, Türkiye&#8217;de farklı alanlarda kendine yer buldu ancak yine de etkileri sınırlı kalan bir akım olarak akıllarda yer etti. Türkiye&#8217;de fütürizmi benimseyen sanatçılar arasında ise şu isimler sayılabilir:</p>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="559" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/ibrahim-calli-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=559%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-141316 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>İbrahim Çallı (1882-1960)</strong></h3>



<p>Türk resminin önemli isimlerinden biri olan İbrahim Çallı&#8217;nın eserlerinde fütürizm akımının etkileri görülür.</p>
</div></div>



<div class="wp-block-media-text alignwide has-media-on-the-right is-stacked-on-mobile"><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Avni Arbaş (1919-2003)</strong></h3>



<p>Türk resim sanatında soyut dışavurumcu akımının öncülerinden olan Avni Arbaş, fütürizmin etkilerini eserlerinde kullandı.</p>
</div><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/avni-arbas-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-141318 size-full"/></figure></div>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="436" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/zeki-faik-izer.webp?strip=all&lossy=1&resize=436%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-141320 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Zeki Faik İzer (1903-1983)</strong></h3>



<p>Fütürizmin etkilerini eserlerinde kullanan bir diğer Türk ressam ise Zeki Faik İzer&#8217;dir. İzer&#8217;in resimlerinde ayrıca soyut bir yaklaşımla nonfigüratif izler görülür.</p>
</div></div>



<p>{106554}</p>


futurizm-sanat-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler

Fütürizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler


<p><em>Empresyonizm (İzlemcilik) akımı ve sanatçıları hakkında bilmeniz gerekenleri mercek altına aldık. Empresyonizm (İzlenimcilik) akımının başlangıcından, Empresyonizm dönemleri ve sanatçılarına tüm detayları inceleyin. </em></p>



<p>19&#8217;uncu yüzyılın sonlarında Fransa&#8217;da ortaya çıkan ve sanat dünyasında büyük bir etkisi olan Empresyonizm sanat akımı hakkında neler biliyorsunuz? Sanatçılara daha özgür bir ifade biçimi sunarak izleyicileriyle duygusal bir bağ kurmayı hedefleyen ve sanat dünyasında etki bırakan bu akımı tüm detaylarıyla irdeledik.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Empresyonizm nedir?</strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter"><img decoding="async" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2019/12/empresyonizm-600x370.jpg?strip=all&lossy=1&ssl=1" alt=""/><figcaption class="wp-element-caption">Claude Monet, &#8220;İzlenim, Gündoğumu’</figcaption></figure></div>


<p><a href="https://oggusto.com/fotograf-galerileri/detay/440/empresyonistlerin-paris-ini-yasatan-10-eser.html" target="_blank" rel="noopener">Empresyonizm akımı</a> Paris’te 1874 yılında ünlü fotoğrafçı Nadar’ın stüdyosunda ‘Adsız Sanatçılar Birliği’ adı altında bir araya gelen otuz sanatçının dönemin resmi sergisi olan ‘Salon’ sergisine alternatif olarak açtıkları sergi ile ortaya çıkmıştır. Sergi bu ismi Claude Monet’nin ‘İzlenim, Gündoğumu’ isimli eserinden alır. Tabloda bir limanın sabah sisleri arasından görünümü resimlenmiştir. Bu eser 1985 yılında <a href="https://www.marmottan.fr/" target="_blank" rel="noopener">Marmottan-Monet Müzesi</a>’nden çalınmış, beş yıl sonra bulunmuş ve 1991 yılından itibaren yeniden sergilenmeye başlanmıştır.&nbsp;</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Empresyonizm Akımının Özellikleri</strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full is-resized"><img decoding="async" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Empresyonizm-Akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-148750" width="730" height="480"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Edouard Manet, &#8220;The Balcony&#8221;</em></figcaption></figure></div>


<p>Ressamlar Paris’te 1800’lü yıllarda atölye ortamında resim yapmadan vazgeçerek yeni teknik yöntem arayışı içine girerler. Doğada konunun sürekli olarak değiştiğini ve doğanın kendine özgü anı yakalayabilmek için de renkleri hızlı vuruşlar ile tuvale geçirmek zorunda olduklarını fark eder ve ayrıntılardan çok resmin genel etkisine dikkat ederler. Resimlerinde bitmemişlik duygusu ve baştan savma görüntü döneminde eleştirmenler tarafından sıkça eleştirilir. Bu tablonun adını gülünç bulan bir eleştirmen bu sanatçılara <a href="https://www.oggusto.com/blog/detay/1801/empresyonist-sanatcilarin-paris-inde-gezinti.html" target="_blank" rel="noopener">Empresyonistler</a> (İzlenimciler) ismini verir. Eleştirmen burada aslında bu tabloların sağlam bir bilgiye dayanmadıklarını, geçici bir anın izlenimini yeterli bulduklarını belirtmek ister. Empresyonistler olarak adlandırılan bu ressamlar yeni ilkelerini yalnızca manzara resmine değil, herhangi bir günlük yaşam sahnesine de uygularlar. Böylece sanat tarihinin önemli bir akımı olan empresyonizm akımı doğar.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Empresyonizm Akımı Nasıl Başladı? </strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter"><img decoding="async" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2019/12/empresyonizm-3-480x600.jpg?strip=all&lossy=1&ssl=1" alt=""/><figcaption class="wp-element-caption">Francisco Goya, &#8220;Balkondaki Mayalar&#8221;</figcaption></figure></div>


<p>Fransa’da üçüncü devrim dalgası olarak adlandırılan yenilikle başlar. Bu akımın birincisi Delacroix ile ikincisi Courbet ile üçüncüsü de Manet ile ortaya çıkar.&nbsp; Manet ile ortaya çıkan akım Empresyonizm’dir.&nbsp;Edouard Manet (1832-1883) ve arkadaşları Courbet’nin görüş ve tarzını ciddi anlamda benimserler. Bu ressamların hepsi geleneksel sanata ve resimde yer etmiş alışkanlıklara tepkilidirler.&nbsp;</p>



<p>Geleneksel sanat insan ve nesneleri çok yapay koşullarda betimler. Bu zamana kadar ressamlar genel olarak modellerini resmederken pencerede giren ışıktan faydalanırlar. Modellerinde ya da nesnelerindeki hacimleri ışık ve gölge arasındaki yumuşak geçişleri kullanarak verirler. Manet tüm bu alışagelmiş sanat hareketlerini değiştirerek yumuşak gölgeleme tekniği yerine güçlü ve sert kontrastlar kullanır. Döneminde Manet’nin kullandığı bu teknik büyük bir tepkiyle karşılanır. Bu yüzden de Manet’nin eserleri Paris’te ‘Salon’ ismi verilen genel sergileme yerinde sergilenmeye layık görülmez. Manet eserlerini ‘Reddedilenler Salonu’ olarak adlandırılan jüri tarafından kabul edilmeyen eserlerin sergilendiği sergide sergilemek zorunda kalır.&nbsp;</p>



<p>Manet’nin esin kaynağı Giorgione Tiziano gibi büyük Venediklilerin başlattığı, İspanya’da Velazquez’in başarıyla sürdürdüğü ve 19. Yüzyılda Goya’nın ulaştırdığı muhteşem resim geleneğidir. Manet, Goya’nın resminden etkilenerek balkonda duran benzer bir topluluğu resmetmiştir. Açık havadaki parlak tonlarla odanın içerisindeki karanlık arasındaki kontrası incelemiştir.&nbsp;</p>



<p>Açık havada resmedilen yuvarlak nesneler tam gün ışığı altında bazen basit renk lekeleri gibi yassı görünürler. Manet’nin ‘Balkon’ tablosu geleneksel ressam tablolarına göre daha gerçekçi bir görünüme sahiptir. Balkonda duran insanlar adeta izleyici ile göz temasına geçer. Tabloda hissedilen diğer önemli unsur ise gerçek bir derinliktir. Bu derinliği veren ise balkon parmaklığının parlak ve çarpıcı yeşil rengidir. </p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Empresyonizm Akımı Temsilcileri</strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter"><img decoding="async" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2019/12/empresyonizm-4-600x370.jpg?strip=all&lossy=1&ssl=1" alt=""/><figcaption class="wp-element-caption">Pierre Auguste Renoir, &#8220;Bal du moulin de la galette&#8221;</figcaption></figure></div>


<p>Empresyonizm ve Post-Empresyonizm olarak iki döneme ayrılır. Empresyonizm dönemin önemli sanatçıları: Edouard Manet, <a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/claude-monet-hayati-eserleri-hakkinda-az-bilinenleri">Claude Monet</a>, Edgar Degas, Camille Pissarro, <a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/pierre-auguste-renoir-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri">Pierre-Auguste Renoir</a>, Alfred Sisley, Berthe Morisot ve Paul Cezanne. Bu sanatçılar Salon sergilerine ve akademik sanat ruhuna aykırı davranmış ve bağımsız hareket etmişlerdir. Emprestyonist ressamlar sadece manzara resmi değil, herhangi bir günlük yaşam sahnesini de resmetmişlerdir. Örneğin Renoir (1841-1919) 1876 yılında bir açık hava dansını betimleyen bir tablo yapmıştır.</p>



<p><strong>Berthe Morisot</strong>, İzlenimciler arasında yer alan tek kadın sanatçıdır. Kadınları kamusal alanda betimler ve kır, kent manzaralarıyla tanınır.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter"><img decoding="async" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2019/12/empresyonizm-5-600x600.jpg?strip=all&lossy=1&ssl=1" alt=""/><figcaption class="wp-element-caption">Berthe Morisot, &#8220;On a Bench&#8221;</figcaption></figure></div>


<p>Diğer kadın sanatçı Amerikalı <strong>Mary Cassatt </strong>(1844-1926) ise resimlerinde kadınları özel alanlarında, çoğu kez de çocuklarıyla birlikte resimler. </p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Empresyonizm-Akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-148758"/><figcaption class="wp-element-caption">Mary Cassatt, &#8220;Young Mother Sewing&#8221;</figcaption></figure></div>


<p>Post-Empresyonizm dönemin önemli sanatçıları: Paul Cezanne, George Seurat, Paul Gauguin ve <a href="https://oggusto.com/blog/detay/2292/vincent-van-gogh-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri.html" target="_blank" rel="noopener">Vincent Van Gogh</a>. Bu sanatçılar arasında Georges Seurat izlenmciliğe farklı bir boyut getirir. Bu yüzden de ‘Yeni İzlenimci’ olarak adlandırılır. Seurat, ‘bölmeci’ (divizyonist) ve ‘noktacı’ (pointilist) tekniğiyle tanınır. Divizyonizm renk etkilerinin, boyanın palet üzerinde karıştırılması yerine, optik efekt ile verildiği, küçük saf renk alanlarının tuvalin üzerinde yan yana konarak, bir rengin parlaklığının, kendisinden sonra gelen ikinci bir renkle tamamlanması tekniğidir. Noktacılık ise saf renkleri nokta nokta boyamak, renkleri izleyicinin gözünde birleştirip tek renk haline getirmek ve ışığın verdiği etkiyi ortaya çıkartmaktır.</p>



<p>Seurat’nın ‘Grand Jatte Adasında Bir Pazar Öğleden Sonra’ eseri Noktacılık ve Divizyonizm tekniğinin uygulandığı muhteşem bir eserdir. Bu eser 1984 yılında söz ve müziği Stephen Sondheim, James Lapine tarafından yazılan ‘Sunday in the Park with George’ müzikaline ilham kaynağı olmuştur.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Empresyonizm Akımı Örnekleri</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Claude Monet &#8211; &#8220;Su Lilies&#8221; (Nymphéas)</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="251" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Empresyonizm-Akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-3-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C251&ssl=1" alt="" class="wp-image-148782"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Claude Monet &#8211; &#8220;Su Lilies&#8221; (Nymphéas)</em></figcaption></figure></div>


<p>Monet&#8217;in ünlü Nilüferler serisi Empresyonizm akımının en iyi örneklerinden biridir. Doğal ışığın altında su yüzeyinde yansıyan renkleri ve etkileri yakalamak için hızlı fırça darbeleriyle yapılmıştır.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Edgar Degas &#8211; &#8220;Küvetin Önündeki Kadın&#8221; (Woman at Her Bath)</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="603" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Empresyonizm-Akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=603%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-148790"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Edgar Degas &#8211; &#8220;Küvetin Önündeki Kadın&#8221; (Woman at Her Bath)</em></figcaption></figure></div>


<p>Edgar Degas&#8217;ın figür çalışmalarından ön plana çıkan Küvetin Önündeki Kadın empresyonizme örnek teşkil eden resimler arasında.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Camille Pissarro &#8211; &#8220;Boulevard Montmartre, Kış&#8221; (Boulevard Montmartre, Winter Morning)</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="608" height="478" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Empresyonizm-Akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-5.webp?strip=all&lossy=1&resize=608%2C478&ssl=1" alt="" class="wp-image-148808"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Camille Pissarro &#8211; &#8220;Boulevard Montmartre, Kış&#8221; (Boulevard Montmartre, Winter Morning)</em></figcaption></figure></div>


<p>Soğuk bir kış sabahında Paris sokaklarını ve ışık etkilerini renkli fırça darbeleriyle resmeden Camille Pissarro&#8217;nun &#8220;Boulevard Montmartre, Kış&#8221; adlı eseri sanat tarihinde empresyonizmin en önemli örnekleri arasında gösteriliyor. </p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Berthe Morisot &#8211; &#8220;Bir Balkonda&#8221; (On a Balcony)</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Empresyonizm-Akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-6.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-148825"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Berthe Morisot &#8211; &#8220;Bir Balkonda&#8221; (On a Balcony)</em></figcaption></figure></div>


<p>Morisot&#8217;un iç mekan portreleri arasında olan &#8220;Bir Balkonda&#8221; parlak renklerle resmedilen genç bir kadını ve balkonun atmosferini yansıtıyor.</p>



<figure class="wp-block-embed is-type-video is-provider-youtube wp-block-embed-youtube wp-embed-aspect-16-9 wp-has-aspect-ratio"><div class="wp-block-embed__wrapper">
<iframe loading="lazy" title="OGGUSTO ile Empresyonizm" width="500" height="281" src="https://www.youtube.com/embed/yi4TME8DqXU?feature=oembed" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>
</div></figure>


Empresyonizm-Akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-7webp

Empresyonizm Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler


<blockquote class="wp-block-quote">
<p><em>Yirminci yüzyılın başında ortak sanatçı gruplaşmaları ile ortaya çıkan Fovizm, Primitivizm ve Dışavurumculuk akımlarını mercek altına aldık.</em></p>
</blockquote>



<p>Fovizm, Primitivizm ve Dışavurumculuk 20. yüzyılın başında üç farklı başlık altında, farklı yerlerde, ortak sanatçı gruplaşmaları ile ortaya çıkan sanat akımlar. Fransa’da “Fovizm”, Almanya’da “Die Brücke” ve “Der Blaue Reiter” isimli sanatçı oluşumlarıyla doğmuş olan akımlar sanat tarihinde yerini koruyor. Empresyonizm dönemi sonrasında ortaya çıkan bu akımların amacı empresyonist ilkeleri yadsımak, dışarının izlenimi yerine içerinin dışavurumu ortaya çıkarmaktır. Ekspresyonizm olarak da isimlendirilen Dışavurumculuk akımı Norbert Lynton’un da belirttiği gibi <i>“İnsana özgü her eylem dışavurumdur; sanat da bir bütün olarak dışavurumcudur.”</i> Primitivizm akımı ise bu dönemde sanatçıların Etnografya ve Antropoloji müzelerine giderek burada sergilenen Afrika ve başka ülkelerden toplanmış ilkel el işlerinden etkilenerek üretim yaptıkları dönemdir.&nbsp;</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/fovizm-sanat-akimi-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147499"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Henri Matisse, ”Yeşil Şerit (Madam Matisse’in Portresi)”, 1905, tuval üzerine yağlıboya, 40.5&#215;32.8 cm, Devlet Sanat Müzesi, Kopenhag</em></figcaption></figure></div>


<h2 class="wp-block-heading">Fovizm Sanat Akımı</h2>



<h3 class="wp-block-heading">Fovizm Sanat Akımı Nedir? </h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/fovizm-sanat-akimi-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147556"/></figure>



<p>20&#8217;inci yüzyılın başlarında Fransa&#8217;da ortaya çıkan bir sanat akımı olarak tarih sahnesine çıkan Fovizm parlak renklerin ve doğal formların yabani hayvanların doğal güzelliğini yansıttığı için Fransızca&#8217;daki &#8220;fauve&#8221; (yabani hayvan) kelimesinden türetildi. </p>



<p>Empresyonizm döneminden sonra bir grup ressamın açtığı sergideki eserlerde renklerin hoyrat ve kaba bir biçimde sürülmüş olmasından ötürü bir sanat eleştirmeni tarafından bu ressamlar <i>fauves</i> (vahşi hayvanlar) olarak tanımlandığı için akıma bu isim verildi.&nbsp;Fovizm, geleneksel perspektif, derinlik ve doğal renkler yerine renklerin duygusal etkisine odaklanmasıyla ön plana çıkan bir sanat akımı olmasının yanı sıra yüksek kontrastlı, keskin çizgili ve basit formlara sahip eserleriyle ön plana çıkan bir sanat akımı olarak tarihteki yerini aldı. </p>



<h3 class="wp-block-heading">Fovizm Sanat Akımının Özellikleri</h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/fovizm-sanat-akimi-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147561"/></figure>



<p>Sanat dünyasında sarsıcı bir etki yaratan Fovizm sanat akımının özellikleri arasında şunlar gösterilebilir;</p>



<p><strong>Parlak Renkler</strong></p>



<p> Fovist resimlerin en belirgin özelliği yoğun ve parlak renklerin kullanımının yoğun olmasıdır. Sanatçılar, renklerin doğal tonlarını kullanmak yerine, resimlerinde duygusal etki yaratmak için cesur ve canlı renkleri kullanırlar.</p>



<p><strong>Duygusal Etki</strong></p>



<p>Fovist sanatçıların sanatsal tavırlarından biri, doğal dünyanın doğru rengini yansıtmak yerine, resimlerinde duygusal etki yaratmaya çalışmaları. Bu amaçla, parlak renklerin yanı sıra, yüksek kontrastlı, keskin çizgiler ve basit formlar kullanırlar.</p>



<p><strong>Konvansiyonel Perspektif</strong></p>



<p>Geleneksel perspektif ve derinlik kurallarını sarsmasıyla bilinen bir akım olan Fovizm resimlerinde konvansiyonel perspektiften kaçınılır. Bu sayede, resimlerinin daha yalın ve doğrudan bir etkiye sahip olmasını sağlarlar.</p>



<h3 class="wp-block-heading">Fovizm Sanat Akımının Temsilcileri</h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/fovizm-sanat-akimi-5.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147568"/></figure>



<p>Fovizm akımın önde gelen ressamları arasında; Henri Matisse, André Derain, Maurice de Vlaminck, Kees van Dongen, Raoul Dufy gibi isimler sayılabilir. </p>



<p>1905 yılında Paris’te Salon d’Automne’un sergisinde Fovist sanatçılar arasında Matisse, Rouault, Vlaminck ve başka ressamların eserleri de bulunur. Bu ressamların ortak özellikleri parlak renkler kullanmaları, doğal renklere tuvallerinde yer vermemeleridir. Bu sergiden sonra sanatçıların her biri değişik doğrultulara yönelerek üretimlerine devam ederler.&nbsp;</p>



<p>{772353}</p>



<h3 class="wp-block-heading">Fovizm Sanat Akımı Eserleri</h3>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Henri Matisse, &#8220;Yeşil Şerit</strong>&#8220;, <strong>1906</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full is-resized"><img decoding="async" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/fovizm-sanat-akimi-6.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147570" width="730" height="480"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Henri Matisse, Yeşil Şerit, 1906</em></figcaption></figure></div>


<p>Döneme imza atan ve aynı zamanda yeni bir dönemi açan eser Henri Matisse’in ‘Yeşil Şerit’ isimli tablosu Fovizm akımının en akılda kalan eserlerinden biri. Matisse 1905 yılından önce renkle ilgili araştırmalarına başlar. Matisse, klasik geleneğe dayanan kapalı mekânda poz veren figürlere ışık-gölge tekniği uygulamasıyla, George Seurat ve Paul Signac’ın 1880 yıllarında başlattığı noktacılık, renk çözümlemeleri tekniği arasında kararsız kalır. Fakat Matisse ‘Yeşil Şerit’ isimli tablosunda bu iki tekniği birlikte kullanır. Tabloda saçlar mavi ve arada küçük, parlak kırmızı noktalar dikkati çeker. Arka plan ise turuncu, mor, mavi ve yeşil gibi parlak renklerden oluşur. Kuramlardan bağımsız, temeli gözlem ve duyguya dayanan renk seçimi, duyumların bir resim oluşturacak derecede yoğunluğa erişme özelliklerinin hepsini bu tabloda görmek mümkündür. Kullanmış olduğu farklı ve aykırı renkler kuramlardan ve resim geleneğinden bağımsız düşündüğünü gösterirken aynı zamanda fırça vuruşlarıyla kadın yüzünü biçimlendirir ve ışık-gölge efektini verir.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><b>Henri Matisse, &#8220;Şapkalı Kadın&#8221;, 1905</b></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/fovizm-sanat-akimi-7.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147594"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Henri Matisse, &#8220;Şapkalı Kadın&#8221; 1905</em></figcaption></figure></div>


<p class="has-text-align-center"><b>&nbsp;</b></p>



<p>Matisse’in kendi eşinin resmini yapmış olduğu “Şapkalı“ tablosu şapka eşyası dışında halk için oldukça farklı ve aykırıydı. Bu farklılık ve aykırılık aslında Matisse’in konuyu yansıtma biçiminden kaynaklanır. Resimde kullanılan renkler gerçek renkler olmadığı için izleyici tarafından hoş karşılanmamıştı. Kadının saçlarının bir kısmı kırmızı bir yanı yeşil, yüzünde ise&nbsp;leylak, yeşil ve mavi çizgiler bulunur. Artık bu resimle birlikte sanat izleyicisi resmi yapılan bir figür ya da nesne ile tıpatıp bir benzerlik olamayacağını kabul etmek durumunda kalır. Resmi bir bütün olarak görerek renkler, arka plan ve figürle olan uyumu ve bunlarının hepsinin izleyiciye bir şeyler aktarması önem kazanır. Matisse’in eserindeki canlı renkler duygusal bir bildiri niyetini taşımasının nedeni ressamın kadınlara, renklere ve süslere karşı duyduğu görsel bir heyecandır.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading"><b>Maurice de Vlaminck, &#8220;Sirk&#8221;, 1906</b></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/fovizm-sanat-akimi-8.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147596"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Maurice de Vlaminck, &#8220;Sirk&#8221;, 1906</em></figcaption></figure></div>


<p>Fovizm akımının diğer önemli sanatçısı Maurice de Vlaminck’dir. Vlaminck eserlerinde sert, ayrıksı ve kişisel bir dil kullanarak izleyiciye mesaj vermeye çalışır. Sanatçı için önemli olan resmin konusu değil, sunuş biçimidir. “Sirk” eserinde de görüldüğü gibi fırça darbeleri çok belirgin, parlak ve yanıcı bir etkiye sahiptir. Eserlerinde konu olarak açık hava manzaralarını tercih eden sanatçı bu yönüyle diğer fovist sanatçılardan ayrılır. <a href="https://www.oggusto.com/blog/detay/2292/vincent-van-gogh-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri.html" target="_blank" rel="noopener">Van Gogh</a>’u kendisine en yakın örnek kabul eden sanatçının fırça darbelerinde de Van Gogh etkisi hissedilir.</p>



<p>{772009}</p>



<h2 class="wp-block-heading">Dışavurumculuk Sanat Akımı</h2>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Dışavurumculuk Sanat Akımı</strong> <strong>Nedir?</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/disa-vurumculuk-sanat-akimi-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147599"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Edward Munch, The Scream, 1893, The National Museum of Art</em></figcaption></figure></div>


<p>Ünlü sanat tarihçi Lynton’a göre 20&#8217;inci yüzyılda Avrupa’da başlayan Dışavurumculuk akımının kaynağı 19&#8217;uncu yüzyıl sonunda görülen hareketlerdir. Emprestyonist sanatçı Gauguin’in Avrupa uygarlığını terkederek Tahiti’ye gitmesi, Edward Munch’un psikolojk etkili resimleri dışavurumculuk akımının ilk kaynağını oluşturur.&nbsp;</p>



<p>Dışavurumculuk akımı duygu durumlarının görsel şekil almış hali olarak tanımlamak mümkündür. Bu akım değişik sanatçı gruplaşmaları tarafından zaman içerisinde Dışavurumculuk, Soyut Dışavurumculuk ve Yeni Dışavurumculuk başlıklarını almıştır.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Dışa Vurumculuk Sanat Akımının Özellikleri</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/disa-vurumculuk-sanat-akimi-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147600"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Paul Gauguin, ‘The Siesta’, 1892-94</em></figcaption></figure></div>


<p>Dışavurumcu sanatçıların eserlerinde kullandıkları ortak özellikler: biçim bozucu yaklaşım, rengin özellikle simgesel, duygusal, dekoratif etkileri ve doğal halinden bağımsız kullanma, abartılı bir perspektif ve desen anlayışıdır. Sanat izleyicisi genellikle dışavurumcu eserlere bakarken kendi sezgi gücüne bağlı olarak bir etkileşim hisseder.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Dışavurumculuk Sanat Akımının Temsilcileri</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/disa-vurumculuk-sanat-akimi-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147602"/></figure></div>


<p></p>



<p>1905’te Dresden’de Die Brücke (Köprü) isimli grubu oluşturan sanatçıların hepsi mimarlıktan vazgeçerek sanat için biraraya gelmişlerdir. Kirchner, Heckel, Schmidt-Rotluff ve sonradan aralarına katılan Bleyl bu gruptaki sanatçılar arasında yer alır. Kirchner bu akımın manifestosunu kaleme almak yerine tahta bir kalıp biçiminde ortaya koyar. Ahşap baskı şekliyle çoğaltılan bu manifesto sayesinde 20. yüzyılda ahşap baskı sanatı yaygınlık kazanır.</p>



<p>Almanya’da 1911-1914 yılları arasında ortaya çıkan diğer bir dışavurumcu grup Der Blaue Reiter (Mavi Süvari)’dir. Grupta yer alan önemli sanatçılar: Wassily Kandinsky, August Macke ve Franz Marc’dır. Bu grup adını Kandinsky’nin atlara olan sevgisinden ve Marc’ın ruhani olarak nitelendirdiği mavi renkten alır. ‘Mavi Süvari’ grubunun ‘Köprü’ grubundan farkı ilk soyut dışavurumcu resimleri içermesidir. Bunun nedeni&nbsp; Kandinsky’nin resim ve müzik arasında kurduğu ilişkiyle renkleri müzikal sembollerle ifade etmesinden kaynaklanır. Bunun yanı sıra en ünlü dışavurumcu sanatçılar arasında Edvard Munch, Vincent Van Gogh, Ernst Ludwig Kirchner, James Ensor ve Oscar Kokoschka sayılabilir. </p>



<p>Dışavurumculuk akımının Türk temsilcileri arasında ise edebiyat dünyasından; Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin, Ahmet Muhip Dıranas gibi isimler bulunuyor. </p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Dışavurumculuk Sanat Akımı Eserleri</strong></h3>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Wassily Kandinsky &#8211; Sarı, Kırmızı, Mavi</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/disa-vurumculuk-sanat-akimi-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147653"/></figure>



<p>Rus ressam Wassily Kandinsky, Dışavurumculuk akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak sanat tarihine geçmiş isimlerden biri. Sarı, Kırmızı, Mavi adlı eseri, soyut formların ve canlı renklerin kullanımıyla öne çıkmaktadır.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Emil Nolde &#8211; Dansçılar</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/disa-vurumculuk-sanat-akimi-5.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147656"/></figure>



<p>Alman ressam Emil Nolde&#8217;un Dansçılar adlı eseri, canlı renklerin, yıkık dökük formların ve sert hatların kullanımıyla dışavurumculuk akımının önde gelen örneklerinden.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Oskar Kokoschka &#8211; Lovers With Cat</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="681" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/disa-vurumculuk-sanat-akimi-6.webp?strip=all&lossy=1&resize=681%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147664"/></figure></div>


<p>Dışavurumcu resimleriyle bilinen Avusturyalı ressam, şair Oskar Kokoschka figüratif resimlerinde rengi, duygusal bir dışavurum aracı olarak kullanmasıyla biliniyor.</p>



<p class="has-text-align-center"><span style="font-size: 20px;"><b>Primitivizm</b></span></p>



<h2 class="wp-block-heading">Primitivizm Sanat Akımı</h2>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Primitivizm Sanat Akımı Nedir?</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Primitivizm-sanat-akimi-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147666"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Picasso Primitif Sergisi, 2017, Musee du Quai Branly</em></figcaption></figure></div>


<p class="has-text-align-left">Dışavurumculuk akımının başka bir ifade tarzı da ‘Primitivizm’dir. ‘Primitivizm’ akımını pek çok sanatçının hızlı kentleşme endüstrileşmeye tepkisinden ötürü ortaya çıkmıştır. Modernleşme karşı tavır sergileyen sanatçılar ilkel toplumların sanatına ilgi duymaya başlar. Batı ülkelerindeki modern sanatçılar esinlenme kaynaklarında daha farklı ifade tarzının&nbsp; yanı sıra kendilerinin de takip ettikleri saf ve dolaysız bir anlatım gücünün peşine düşerler. En başta Pablo Picasso olmak üzere dönemin sanatçıları etnografik nesneleri beğeniyle izler. Etnografya ve Antropoloji müzelerine yapılan sık ziyaretler sonucunda&nbsp; müzede sergilenen maskeler, heykeller ve objeler sanatçıların en büyük ilham kaynağı olur. &nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Anarko-Primitivizm Nedir?</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="649" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Primitivizm-sanat-akimi-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=649%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147669"/></figure></div>


<p>Anarko-primitivizm uygarlığın kökeni ve gelişimini anarşist bakış açısı ile inceleyen düşünce biçimleridir. Tarım devriminin insanlığa getirmiş olduğu yerleşik düzeni ve bu düzenin sistemli şekilde yürütülmesini sağladığını iddia eden yönetim erklerinin karşısında yer almaktadır.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Primitivizm Sanat Akımının Özellikleri</strong></h3>



<p>Primitivist sanatçılar, doğal formlar, geleneksel desenler ve semboller kullanarak, Batı sanatının geleneksel tekniklerini yıkarak, daha özgür ve doğal bir ifade arayışında olmalarıyla ön plana çıktı. Bu sebepten Doğal formlar, yenilikçi teknikler, ilkel sanatın etkisi ve yeni bir anlatım biçimi primitivist sanatta öne çıkan özellikler olarak dikkat çekti. </p>



<h2 class="wp-block-heading">Primitivizm Sanat Akımının Temsilcileri </h2>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Paul Gauguin</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Primitivizm-sanat-akimi-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147673"/></figure>



<p>Fransız post-empresyonist ressam Paul Gauguin, primitivist sanatın öncülerinden biri. Tahiti&#8217;ye yaptığı seyahatlerde yerli kültürden ilham alarak, doğal formlar ve semboller kullanarak eserler yaratmıştı.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Henri Rousseau</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/Primitivizm-sanat-akimi-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-147674"/></figure>



<p>Fransız ressam Henri Rousseau, naif ve primitif tarzıyla tanınır. Çoğu zaman doğal formları ve sembolleri kullanarak resimlerini oluşturur. Sanat eserlerindeki hayvan ve bitki figürleri, onun imzası niteliğindedir.</p>



<p></p>


kapak

Fovizm, Primitivizm ve Dışavurumculuk Akımları Hakkında Bilmeniz Gerekenler


<p><em>Gastronomi ve tasarımı buluşturan yeni bir oluşumun kurucusu Özge Adanır ile Macaroni Event hakkındaki detayları konuştuk.</em></p>



<p>Toplumsal disiplinlerden birisi olan ve son günlerde ismini medya araçları vasıtasıyla sıklıkla duyduğumuz gastronominin giderek popülerleştiğini ve farklı alanlarla da bir araya geldiğini görüyoruz. Bu sefer gastronominin yolu tasarımla birleşiyor ve sizleri gözlerinizle, midenizle ve kalbinizle doyuma ulaştırıyor.</p>



<p>Sevgili<a href="https://www.instagram.com/ozgeadanir/"> Özge Adanır</a> ile gastronomi ve tasarımı buluşturan yeni oluşum <a href="https://www.instagram.com/macaronievent/">Macaroni Event</a> hakkında sohbet ettik.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sizi ve kurmuş olduğunuz Macaroni Event oluşumunu tanıyabilir miyiz?</strong></h3>



<p>Endüstri Ürünleri Tasarımı mezunuyum. Üniversiteden sonra seramik üretimi yapan bir firmada tasarım, içerik üretimi ve misafir sanatçı programlarının koordinasyonunu yürüttüm. In-Between Tasarım Platformu ile birlikte genç yaratıcı profilleri konuk aldığımız Spotlight + podcast serisinin editörlüğünü yaptım. Son bir yıldır şef arkadaşım Berke Işık’la birlikte Macaroni Event’i organize ediyoruz. Macaroni Event, yaratıcı sürece odaklanan bir etkinlik serisi. Bu etkinlikte makarna hamurunu bir tasarım malzemesi olarak kullanıyoruz ve kendi makarnalarımızı tasarlıyoruz. Etkinliğin sonunda Berke ve ekibinin kurduğu sofrada yaptığımız makarnaları tadıyoruz.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız etkinliklere tasarım ve gastronominin buluşması demek mümkün. Aslında son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan sanat ve zanaat birlikteliği gibi. Yani sanata tasarım gastronomiye de zanaat diyebilir miyiz?</strong></h3>



<p>Gıda malzemesi olarak bildiğimiz makarna hamurunu tasarımın bir bileşeni olarak kullanıyoruz. Gastronomi ve tasarım bu bağlamda iç içe geçiyor. Günün sonunda yenilebilen bir malzemeyle çalışmak özgürlük alanı açıyor bence katılımcıya. Bu noktada bazı değişmez parametrelerimiz var. Her ne kadar hamurla oyun oynuyor olsak da iyi bir yeme deneyimi sunmak önemli bizim için. Etkinliğin içinde tasarım bir oyun alanıyken gastronomi bu oyunu sunma biçimimiz diyebilirim.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/macaroni1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-143643"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bu organizasyonlar da insanların tepkileri nasıl oluyor?</strong></h3>



<p>Diğer malzemelerden farklı olarak, bu etkinlik kapsamında makarna hamuruyla çalışmak herhangi bir ön bilgi gerektirmiyor. Şeflerimizin hazırladığı farklı renk ve tattaki hamurları katılımcılara hazır olarak sunuyoruz. Etkinliğin amacı yaratıcı düşünceyi beslemek ve yeni ilişkiler kurmak. Bu ilişki hem katılımcıların kendi yaratıcı süreçleriyle hem de diğer kişilerle bağlantılı. Üretmek üzerinden kurduğumuz ilişki sofraya da yansıyor. Çok daha rahat ve akıcı bir iletişim olduğunu gözlemliyoruz. Etkinliğin ilk dakikalarında hamurla ne yapacağımızı düşünsek de malzemeyle haşır neşir olup denemeye başladıktan sonra sürecin içinde buluyoruz kendimizi. Sonuç odaklılık beraberinde kaygı, kıyaslama ve tekrarı da getiriyor. Yaratıcılık ise bu refleksleri bir kenara bırakıp sürece odaklandığınızda ortaya çıkıyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Macaroni Event’e özel tasarlanan ürünlerin hikayesini dinleyebilir miyiz?</strong></h3>



<p>Etkinlik içerisinde kullandığımız mermer makarna aletleri, seramik tabaklar ve paslanmaz süzgeçler Türkiye’deki zanaatkarlar ve tasarımcılarla birlikte üretildi. Zanaatkar Günay Oktay’ın Afyon’daki mermer atölyesinde ürettiğimiz makarna aletleri doku verme, kesme ve form verme işlevlerine sahip. Bu fonksiyonlara karşılık gelen fakat arketiplerden uzak bir form dili seçmemin sebebi ürünlerin kullanım senaryosunu genişletmek ve katılımcıların hayal gücünü harekete geçirmek. Sofranın üzerine yerleştirdiğimiz un tepeleri ile benzer formdaki seramik tabaklar, hem görsel bütünlüğü sağlıyor hem de çift yönlü kullanım imkanı sunuyor. Tabakların üretimini Gorbon Seramik’in atölyesi Atelier Keremiko’da gerçekleştirdik. Her katılımcının tasarladığı makarnayı birbirine karışmadan pişirebilmek için tasarımcı arkadaşım Mert Onur ile paslanmaz süzgeçler tasarladık ve Eminönü başta olmak üzere İstanbul’un çeşitli yerlerindeki atölyelerde üretim aşamalarını tamamladık. Çok yakında web sitemizde ürünlerin online satışına başlayacağız.</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/05/macaroni2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-143644"/></figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yeni dönem projelerinizi öğrenebilir miyiz?</strong></h3>



<p>18 Nisan’da gerçekleşen lansmanımızda hem Macaroni Tools ürün ailesini hem de bir süreliğine etkinliklerimizi yapacağımız yeni mekanımızı duyurduk. Yüksek Mimar Serhan Gürkan’ın Pera’daki hanofdesign galerisinde yaz boyu çeşitli etkinlikler düzenliyor olacağız. Etkinlik tarihlerini sosyal medya hesabımızdan paylaşıyoruz. Kızarmış makarna sunduğumuz Macaroni Bar konseptimizle ise pop-up etkinliklerde bizleri görmeniz mümkün.</p>


Özge Adanır

Tasarım ve Gastronominin Birlikteliği


<p><em>HAN Spaces ve Büyükdere35 iş birliğiyle gerçekleşen, 27 Mayıs tarihine kadar ziyarete edilebilecek &#8220;Başka Bir Deyiş&#8221; sergisini keşfedin.</em></p>



<p>Alkaş Gayrimenkul ve Nurus ortaklığı ile kurulan <strong>HAN Spaces</strong>, ev sahipliği yaptığı&nbsp;sanat sergileriyle sanatı müzelerin ve galerilerin dışına çıkartıyor. Sanat galerileri ile ön plana çıkan Piyalepaşa bölgesinde yer alan Han Spaces, 22 Mart tarihinde kapılarını açtığı<strong> &#8220;Başka Bir Deyiş&#8221; sergisiyle</strong> ziyaretçilere farklı bir mekanı deneyimleme imkanı sunuyor.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Genç Sanatçılara Açılan Yeni Bir Alan</strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="407" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/baska-bir-deyis-sergisi-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C407&ssl=1" alt="" class="wp-image-139479"/></figure></div>


<p>&#8220;Başka Bir Deyiş&#8221; isimli serginin Büyükdere35 ve Han Spaces iş birliğinde gerçekleşmesinin önemli bir nedeni her iki kurumun da&nbsp;genç sanatçılara yeni bir alan açma konusunda ortak bir tutum içerisinde olmaları. Büyükdere35, 150’den fazla sanatçıyla çalışıyor ve diğer galerilerden farklı olarak pop-up sergilerini önemsiyor. Senede üç kere süreli sergiler yapılsa da pop-up sergiler Büyükdere35’i daha iyi tanımlıyor.&nbsp;Dolayısıyla Han Spaces Piyalepaşa iş birliğinde de&nbsp;galeri pop-up sergilerini buraya taşımayı uygun görüyor ve ortak kullanılan etkinlik mekanında özel bir duvar inşa ederek üzerine sanat eserlerini çoklu olarak yerleştiriyor. Bu duvar aynı zamanda galerinin kendi mekanındaki&nbsp; kamusal mekana açılan duvarıyla da benzerlik taşıyor. Çünkü galerinin vitrinindeki duvar, eserlerini sergilemek&nbsp;isteyen ama mekan bulamayan genç sanatçılara imkan tanıyan &#8220;1Wall’&#8221; projesine hizmet ediyor. Han Spaces gerçekleştirdiği sanat sergileriyle çalışanlarını ve ziyaretçilerini sanata maruz bırakmayı hedeflediği için sergi tek duvarla sınırlı kalmıyor, tüm katlarda ve çalışma ortamlarında sanat eserleri görmek mümkün.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Farklı Disiplinlerden Genç Sanatçılar</strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="487" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/baska-bir-deyis-sergisi-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C487&ssl=1" alt="" class="wp-image-139481"/><figcaption class="wp-element-caption">Deha Çun, Feride Çelik, Gizem Burteçin ve Ferahnaz Pala Apdiç</figcaption></figure></div>


<p>Serginin seçkisinde hem genç yetenekli hem de kariyerlerinde belli bir noktaya gelmiş farklı disiplinlerde çalışan sanatçılar bulunuyor: <strong>Ali Şahin, Atilla Galip Pınar, Ayşegül Karakaş, Basako, Baysan Yüksel, Beyza Boynudelik, Belmin Pilevneli, Çağla Mısırlı, Cins, Deniz Kozakiewicz, Diana Page, Dilek Yücel Duygu Aydoğan, Ece Beylikçi, Eliz Gündüz, Egemen Tuncer, Engin Konuklu, Erin İlkcan Aslan, Ferahnaz Apdiç, Feza Güvenal, Gamze Yalçın, Lütfullah Genç, Melih Çebi, Merve Zeybek, Mr. Hure, Murys, Nagihan Aydınlık, Nilüfer Topal, Rıdvan Aşar, Sébastien Shahmiri, Selma Koç, Sinem Kaya, Studio Pinprick, Şeniz Polat, Yiğit Yazıcı </strong>gibi değerli sanatçıların eserleri bulunuyor.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Sergi Kapsamında Konuşma Serileri</strong></h2>



<p>Sergi açılışı kapsamında, &#8220;<strong>Mr. Hure ile </strong>‘<strong>Türkiye</strong>’<strong>de Sokak Sanatı</strong>&#8220;, <strong>Lütfullah Genç ile </strong>&#8220;<strong>Kişisel Bellekten İmgelerin Sanat Nesnesine Dönüşümü</strong>&#8220;, <strong>Selma Koç ile </strong>“<strong>Yapıtların Oluşum Süreci Üzerine” </strong>başlıklı konuşmalar gerçekleştirildi.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Kişiye Özel Sergi Turu</strong></h2>



<p>Han Spaces’deki bu sergi ve sergi kapsamındaki etkinlikler herkese açık ve ücretsiz.&nbsp;Siz sanat severler mekana geldiğinizde sergi gezmek istediğiniz takdirde, Han Spaces ekibinden bir kişi size refakat ederek sergiyi gezdirebiliyor. Sergiyi gezerken eserlerin yanındaki QR kodlarını okutarak fiyatlara ulaşabiliyorsunuz. Eserlerin yaklaşık fiyat aralıkları ise 2.000 &#8211; 50.000 TL arasında.</p>



<p>Han Spaces ekibi gelecek dönemde de başka galerilerle iş birliği yaparak mekanı galeriden koparılmış mekanlara dönüştüreceklerini belirtti. Piyalepaşa’da yer alan galerilerle ileriki dönemlerde de farklı&nbsp; sanat projeleri yapılması planlanıyor.</p>



<p>Gerçekten serginin ismi gibi sanata ve mekana &#8220;Başka Bir Deyiş&#8221; olmuş. Han Spaces’de gerçekleşen bu sanatsal sergi ve etkinliklerin tüm kurumlara ilham olması dileğiyle..</p>



<p>{36550}</p>


baska-bir-deyis-sergisi

Farklı Disiplinlerden Gençleri Buluşturan Sergi: “Başka Bir Deyiş”


<p><em>İnsanlığın en zor zamanlarında bile sığındığı sanat, özellikle olumsuz dönemlerdeki etkileriyle yeniden hayata tutunmak için bir umut olabiliyor. Peki en zor zamanlarda dahi sanatla iyileşmenin yolları neler</em>?</p>



<p>Sanat genellikle kişilerin içsel dünyalarını anlamlandırmasının en güzel yoludur; duygu ve düşünceleri ortaya çıkartan bir dışavurum yöntemi. Hissedilebilen, görülebilen ve duyulabilen bir iletişim çeşidi olan sanat, bütün kültürlerde ortak bir dil olarak kullanılmanın yanı sıra psikolojik ve fiziksel acıların iyileştirici bir aracı olarak imgenin bilinç dışına ve hafızaya inerek, ruhsal değerleri güçlendirmesi ve kaybı telafi etmesi için de kullanılır.</p>



<p>Sanat artık günümüzde bilimsel olarak <a href="https://arttherapy.org/" target="_blank" rel="noreferrer noopener">Amerikan Sanat Terapisi Derneği</a> tarafından bir ruh sağlığı mesleği olarak da tanımlanmaktadır. Her yaştan bireyin zihinsel, fiziksel ve duygusal varlıklarını iyileştirmek ve geliştirmek amacıyla sanat yapması ruh sağlığına iyi gelmektedir. </p>



<p>Sanatın iyileştirme gücü sadece görsel sanatlarda değil, müzik, dans, tiyatro, film ve edebiyat gibi farklı alanlarda da görülür. Müzik terapisinin ızdırabı ve anksiyeteyi azaltmada etkisi olduğu, dans terapisinin eğlencenin ötesinde bir iletişim ve ifade biçimi olarak tanımlandığı, filmlerin sorunun çözümünü bulmada bize yol gösterdiği, edebiyatın ise bilinçaltının keşfinde kullanılabileceği birçok bilimsel çalışmada ortaya konmuştur.</p>



<p>Görsel sanatlar kişilerin iç dünyalarına olan yolculuklarının çizgiler ve renklerle gözler önüne konmasına olanak sağlayan bir alandır. Görsel sanatların bu işlevsel boyutu sağlık alanında kurulmuş bir köprüdür. </p>



<figure class="wp-block-pullquote"><blockquote><p><em>Sanat, umudun en yüksek biçimidir.</em></p><cite>GERHARD RICHTER</cite></blockquote></figure>



<p>{48564}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla Tedavi Ne Zaman Başladı?</strong></h2>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="800" height="533" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/sanatla-iyilesmenin-yollari-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=800%2C533&ssl=1" alt="" class="wp-image-135557"/></figure>



<p>Görsel sanatların pozitif gücüne inanan birçok uzman, sağlık ve sanatı iç içe kullanmaya başladı. 1912’den önce Avrupalı psikiyatristler Emil Kraepelin ve Karl Jaspers hastaların çizimlerinin psikolojik rahatsızlıklarını ifade ettiklerini gözlemlediler. Bu gözlem insan ruhunu ve iç dünyasını sanatsal dışavurumla anlamanın yolunu oluşturdu. Freud aynı zamanda sanatsal kavramları klinik çalışmaların içine aldı.</p>



<p>Resim terapisi yöntemi de diğer tüm terapi yöntemleri gibi hastalık tanısı, öncesi, sonrası gibi süreçlerde uygulandı ve gözlemlendi. Bu sayede alınan olumlu neticeler netliğinde geliştirilmeye ve uygulama sahaları arttırılmaya çalışıldı.</p>



<p>Resim sanat terapisi yoluyla, yaratıcı sürecin fiziksel ve ruhsal sağlıkta iyileşme ve gelişme yarattığı ve aktivite seviyesinde artma sağladığı ileri sürülmektedir. 55 kanser hastası üzerinde yapılan bir araştırmada sanat terapisi seansları sonrasında ağrıda, yorgunlukta ve kaygı düzeyinde anlamlı azalma olduğu tespit edilmiştir. Şehirde yaşayan 300 kişi üzerinde yapılan diğer bir araştırmada sanat terapisi gruplarına katılan bireylerde daha az doktora gittikleri daha az ilaç kullandıkları ve sanat terapisi almayan gruba göre daha az depresif bulgu gösterdikleri ve kendilerini daha iyi hissettikleri saptanmıştır.</p>



<p>{109514}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla Terapinin İki Örneği: Yayoi Kusama ve Frida Kahlo</strong></h2>



<p>Acaba sanatın iyileştirme gücünü kullanan ünlü sanatçılar var mı? Herhalde eserleri tüm dünyada bilinen, hakkında en çok yazılan ve sıra dışı yaşamları filme uyarlanan iki kadın sanatçıdan biri <a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/yayoi-kusama-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri">Yayoi Kusama</a> diğeri ise <a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/frida-kahlo-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri" target="_blank" rel="noreferrer noopener">Frida Kahlo</a>’dur. Kusama daha çok &#8220;noktaların yaratıcısı&#8221; olarak tanınırken Kahlo da &#8220;acıların kadını&#8221; olarak bilinir.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-3">
<div class="wp-block-column is-layout-flow"><div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="500" height="500" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/frida-kahlo.webp?strip=all&lossy=1&resize=500%2C500&ssl=1" alt="" class="wp-image-122779"/><figcaption class="wp-element-caption"><a href="https://www.instagram.com/fridakahlo/" target="_blank" rel="noreferrer noopener">Frida Kahlo</a></figcaption></figure></div></div>



<div class="wp-block-column is-layout-flow"><div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="500" height="500" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/yayoi-kusama.webp?strip=all&lossy=1&resize=500%2C500&ssl=1" alt="" class="wp-image-122780"/><figcaption class="wp-element-caption"><a href="https://www.instagram.com/yayoikusamamuseum/" target="_blank" rel="noreferrer noopener">Yayoi Kusama</a></figcaption></figure></div></div>
</div>



<p>Kusama gerek yaşamıyla gerekse sanat üretimiyle Japonya’nın en ünlü ve en şahsına münhasır sanatçılarının başında gelir. Belki birçok sanatçı eserlerinde noktalar kullanmıştır ama hiç şüphe yoktur ki Kusama’nın noktaları en çok konuşulan ve en fazla popüler olandır. Sanatçıya bu noktaları yaptıran elbette tesadüfler değildir. 10 yaşından itibaren noktalar görmesine neden olan halüsinasyonlar ailesel ilişkilerden kaynaklanır. Annesinin zorlamasıyla babasının çapkınlıklarını takip eden bir ajan olması onu hayatı boyunca travmatik bir kişiliğe dönüştürmüştür. Kusama’yı bu kötü psikolojiden kurtaran ise sanattır. Zihnindekileri temizlemek için sürekli çizmeye başladığı noktaları ve dalgalı çiçekleri onun hem sanatı hem de ilacı olmuştur.</p>



<p>Meksikalı ünlü sanatçı Kahlo ise önce fiziksel daha sonra ise ruhsal sıkıntıları nedeniyle sanata sığınır. Önce kendi yaşamının içinden anları tuvale aktarırken geçirdiği kaza nedeniyle yatağa bağımlı hale gelmesiyle resmetme eylemi onun için zaruri bir harekete dönüşür. Bu sefer tuvallerde hep kendisi vardır. Defalarca çizmiş olduğu oto portreleri gerçeklikle düşler dünyasına bağlantı kurmaya çalışırken onu rahatlatır ve sakinleştirir. Eşi Diego tarafından birçok kez aldatılmış olması, çok istemesine rağmen çocuk sahibi olamaması gibi yaşamış olduğu tüm ruhsal sıkıntılarını yine portrelerle tuvaline aktarmıştır. Kahlo, sanatı dışavurum aracı olarak kullanarak içsel yaşamında yaşadığı duygu oluşumunu dışa aktararak bir anlamda boşalmış ve arınmıştır.</p>



<p>Umudun en yüksek biçimi olan sanatın sadece estetik ve güzellik amacı dışında kullanılmış olduğunu bilmek ve bunun somut sonuçlarını sanatçılar arasında da görebilmek ne kadar ümit verici değil mi?</p>



<p>İyileşmenin yolunu sanatta da arayalım.</p>



<p>{20913}</p>


sanatla-iyilesmenin-yollari

Sanatla İyileşmenin Yolları


<p><em>Plastik iç ve dış mekân mobilyalarını üreten marka Tilia, 60&#8217;ıncı yılını uluslararası dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu ile yaptığı iş birliğiyle kutluyor.</em></p>



<p>Tilia, ilk kez 1963 yılında Savaş Plastik olarak faaliyet göstermeye başlayan bir firma. Başlıca ürün grupları arasında plastik iç&amp;dış mekân mobilyaların yanı sıra contract mobilyaları da yer alıyor. Tabiata, insana ve iyi olmaya verdiği önemi işin her alanına yansıtmayı ilke edinen Tilia markası güncel tasarım dili ile uyumlu, özgün, ihtiyaçları doğru anlayan kaliteli ve ulaşılabilir mobilyalar üretmesiyle biliniyor.&nbsp;</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/fneziroglu-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-138767"/></figure></div>


<p>Marka bu sene 60&#8217;ıncı yılı olması nedeniyle özel tasarım sandalyesini uluslararası platformda da ismini duyuran dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu ile giydirmeyi uygun buldu. Demokratik tasarım ilkesiyle ilerleyen ulaşılabilir tasarımlarını doğaya, insana ve her alanda iyi olmaya önem veren Tilia markası, aynı değerlere sahip olan Fırat Neziroğlu&nbsp;ile iş birliği yaptı. Sanatçı Neziroğlu, Tilia markasının 60&#8217;ıncı yılı için “BALANCE-DENGE” isimli özel tasarım sandalyenin üzeri için motiflerle hayatın, evrenin ve geleceğin dengesini yansıtan bir dokuma tasarladı.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/04/firatneziroglu-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-138768"/></figure></div>


<p>Tilia markasının sanatçıyla kurduğu bu birliktelik akla hemen sanat tarihinin önemli bir akımı ve okulu olan Bauhaus’u getiriyor. 20&#8217;inci yüzyılın tasarım dilini yaratan, sosyo-kültürel kökleri günümüze kadar uzanan  Bauhaus okulunda ve atölyelerindeki amaç sanatçı-zanaatçi arasındaki bağı kuvvetlendirmek, güncel sorunları pratik projelere dönüştürmek ve seri üretimler için modüller hazırlamaktı. 2023 yılında Tilia markası sanat-tasarım-üretim üçgeniyle bu bağı bizlere yeniden gösteriyor.&nbsp;Fırat Neziroğlu günün 3 hali olan -sabah, öğle ve akşamı temsil eden- özel kumaşlar ve motiflerle tasarladığı özel sandalyeyi aynı zamanda deneyimlendiğinde vücuda masaj yapan ergonomik bir yapıyı kurgulayarak da Bauhaus’un amaçlarından biri olan güncel sorunu pratiğe dökmüş oluyor. Yine ‘’BALANCE-DENGE’’ isimli özel tasarım sandalyede şıklığın yanı sıra, fonksiyonelliğin de ön planda tutularak alt bölümünde günlük ihtiyaçlarınızı ve çalışma argümanlarınızı koyabileceğiniz “Kişisel Alan” ve özellikle çalışanların bilgisayar kullanımı için özel üretim mouse-bileklik tasarlandı.</p>



<p>Sanat ve tasarımın fonksiyonel bir üretimle buluştuğu bu ürünün başka markalara da ilham olması dileğiyle…</p>


Fırat Neziroglu-kapak

Sanat ve Tasarımın Birlikteliği


<p><em>İslam ve Bizans sanatını buluşturan ilk kadın ressam Fahrelnissa Zeid’in hayatı, eserleri ve hakkında az bilinen gerçekleri mercek altına aldık.</em></p>





<p>[[liste-h2]]</p>



<p></p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fahrelnissa Zeid Kimdir?</strong></h2>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="607" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=607%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-129599 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Fahrünnissa Zeid, 1901 yılında Büyükada’da üç katlı, oymalı, ahşap süslü, kurnalı hamamlı bir köşkte dünyaya gelir. Doğduğu günden itibaren kalabalık, büyük bir aile içerisinde büyür. Babası dönemin önemli şahsiyetlerinden Şakir Paşa, Sultan Abdülhamit’in gözde sadrazamlarından Cevat Paşa’nın kardeşidir. Bu yüzden de kardeşiyle ortak pek çok özelliği vardır. Asker, fotoğraf sanatı tarih ve edebiyat gibi…</p>
</div></div>



<p>Okumaya çok meraklı ve şu anda Arkeoloji Müzesi’nin kitaplığına bağışlanmış olan 5000 kitabın bulunduğu geniş bir kütüphaneye sahip olan Şakir Paşa altı dil bilen ve aynı zamanda resme de çok meraklı bir insandı. Paris’te katıldığı bir resim yarışmasında ikinci olmuştur.&nbsp;Annesi ise Giritli İsmet Hanım olan Fahrünnissa, İsmet-Şakir çiftinin beşinci çocuğudur. </p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="650" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=650%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-129601"/></figure></div>


<p>Şakir Paşa’nın sanata düşkünlüğü köşke sürekli gelen keman, piyano, resim ve dil hocalarıyla köşkü daha da kalabalıklaştırmıştır ve Fahrünnissa da küçük yaşlarından itibaren sanatla tanışmıştır. Halikarnas Balıkçısı olarak tanıdığımız, Şakir Paşa’nın kardeşi, Cevat Paşa’nın ismini almış olan Cevat Şakir Kabaağaçlı ise Fahrünnissa’nın ağabeyi, ünlü seramik sanatçısı Füreya Koral ise yeğeni, sanatçı Aliye Berger ise küçük kız kardeşidir.</p>



<p>Resmi düşkünlüğü ağabeyi Cevat Şakir’in sayesinde giderek artmıştır. Fahrünsnissa, sekiz yaşındayken ağabeyi o sıralarda Oxford’daki eğitimini yarıda kesip, Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim öğre­nimi görmektedir. Bir gün onun çini mürekkebiyle sevdiği kızın profilini çizme­sini ister. O ince, zarif, kalem darbeleriyle kâğıdın üzerinde yaşayan bir varlık oluştur­ur ve ağabeyini adeta büyüler. Ağabeyi resim defterinden bir yaprak koparır ve eline bir kalem vererek içinden ne geliyorsa çizmesini söyler. O gün bütün oturma odasının resmini yapar. Ağabeyi­ne gösterdiğinde ağabeyi&#8221;Aferin Nissa&#8221; der ve ekler: &#8220;Ce­sur kalem vuruşlarına bayıldım. Yaşına göre insanı ürperten bir görüş ölçün var.&#8221; Sonra başını okşar ve &#8220;Yeteneklisin yavrum, her zaman yanında defter kalem bulundur, hoşuna giden şeyleri durmadan çiz&#8221; der.</p>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="479" height="600" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=479%2C600&ssl=1" alt="" class="wp-image-129603 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>1919 yılında <a href="https://www.oggusto.com/gastronomi/istanbul/buyukadanin-en-iyi-mekanlari" target="_blank" rel="noopener">Büyükada</a>’dan kalkıp İstanbul’daki Güzel Sanatlar Akademisi’ne giderken aykırı Fahrünnissa çarşafını çıkarıp, modern bir kılığa bürünür. 14 yaşında, Giritli büyükannesinin resmini yapar.</p>
</div></div>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fahrelnissa Zeid&#8217;in Evlilik Hayatı ve Çocukları</strong></h2>



<p>1919 yılında Servet-i Fünün yazarlarından İzzet Melih Devrim ile evlenir ve balayına Paris’e gider. Müzeler, galeriler ve Batı sanatı ile ilk defa karşılaşır. Atatürk ile de İzzet Melih ile evliliği sırasında tanışır. Fahrünnissa bir Atatürk hayranıydı ve tanışmalarında Atatürk’e Türk kadını olduğunu her haliyle kanıtlamıştır. Yeni Türk Alfabesi ile ilgili konferansta Mustafa Kemal&#8217;in yanına otur­tulmuş ve karatahtada ilk olarak yeni Türk Alfabesiyle Atatürk, Fahrünnissa’nın adını yazmıştı.</p>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="472" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-11.webp?strip=all&lossy=1&resize=472%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-129610 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>İzzet Melih ile çok renkli bir sosyal yaşamın içine girer. Seçkin kokteylerin, davetlerin aranılan isimleri olur. Şişli’deki özel ev yaşamlarında üvey kızı Remide&#8217;nin, kayınvalidesi ile görümcesinin alışkın olmadığı davranışlarıyla karşılaşır. Bu kalabalık birliktelik evlilik­lerini bir karabasana dönüştürür. Fahrünnissa’yı en fazla yıkan ve ilerideki yıllarda &#8220;Böyle bir acıyı ne daha önce, ne de sonra yaşamadım&#8221; diyeceği olaysa ilk çocuğu olan Faruk&#8217;u iki buçuk yaşındayken kaybetmesidir. Faruk, 12 yaşındaki Remide’den kızıl hastalığı kapmış ve yaşamını yitirmişti.</p>
</div></div>



<p>Şirin Devrim, Fahrünnissa’nın kızı ve tiyatro sanatçısıdır. Cevat Şakir’in ailesi sanatçı kişilere çok önemsediği için hemen hemen tüm aile fertleri sanatçıdır. Oğlu ressam ünlü Melih Devrim 1946 yılında Büyükada’da doğar. Galatasaray Lisesi’nden mezun olan Melih Devrim kendi başına geminin güvertesinde Marsilya’dan Paris’e sanat okumaya gider. Academie Gde Chaumiere&#8217;e girer ve Leopold Levy&#8217;nin öğrencisi olur.&nbsp;Fransızcası çok iyi olduğu için Lvey&#8217;nin asistanlığını yapar. Türkiye’de ilk soyut resmin öncülerinden olan Devrim&#8217;i eşi Maria akıllı, kültürlü biri olarak tanımlar ve ailesinin sürekli takdirini beklemiş hep de hayal kırıklığına uğramış olduğunu belirtir. Paris&#8217;te sergi açan ilk Türk sanatçı olan Devrim&#8217;in, annesini beğendirmek için sanatçı olduğu söylenir.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="620" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=620%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-129611"/></figure></div>


<p>İzzet Melih’ten ayrılıp ikinci evliliğini Emir Zeid ile gerçekleştiren sanatçı ismini Arapça’ya uyarlar. Ölümünden sonra da artık herkes onu Fahrelnissa Zeid olarak tanır. Zeid, evlilik yaşamları boyunca onun sanatını destekleyen sevgi ve saygı do­lu bir eş olur. Onu bir çocuk gibi şı­martır, söylediği ve istediği her şeyi gerçekleştirir. Sinirsel hastalıklarında aylarca yataktan çıkmayan sanatçıya eşi hep hoşgörüyle yaklaşır. Bağdat’ta yaşadıkları yıllarda Fahrelnissa 37 yaşındadır. Bağdat’ın monoton hayatına dayanamayan sanatçı tekrar Paris’e gider ve orada yaşar. Fahrelnissa Zeid, eşi Zeid’in ölümünden beş yıl kadar sonra Paris’te yaşamaya devam eder. Fakat daha sonra burada yaşayamayacağına karar verince oğlu Raad’ın yaşadığı şehir olan Amman’a yerleşir. 1976 yılında gelir ve vefatı olan 1991 yılına kadar yaşar. 15 yıl boyunca çok renkli bir hayat yaşar, portreler yapar, öğrenciler yetiştirir, Avrupa’da sergiler açmaya devam eder ve en önemlisi Amman’a modern sanatı getiren ilk kadın ressam olur.</p>



<p>{101809}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fahrelnissa Zeid’in Sanat Hayatı ve Sanat Anlayışı</strong></h2>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="483" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-12.webp?strip=all&lossy=1&resize=483%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-129619 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Küçük yaşlardan itibaren suluboya re­sim dersleri alan sanatçı savaş yıllarında kendi isteği üzerine Güzel Sanatlar Akademisi&#8217;ne (Sanayi-i, Nefise) gider. Babıâli’de olan Akademi&#8217;ye her gün Büyükada’dan gidip gelir. Sanatçı desen yapmayı ve perspek­tifi çok iyi öğrenir ama yağ­lı boya sınıfına geçince hemen herkesin yaptığı akademik tarzdan hoşlanmaz ve bırakır.</p>



<p>İlk kocası yazar İzzet Melih Bey ile evlendikten sonra her sene Paris’e giden sanatçı 1927’de Aka­demi Ranson’a yazılır. Soyut sa­natın ustalarından hocası Bissre’in sanatı üzerinde etkisi bü­yük olur. Atölyeye girişinin ikin­ci haftasında hocasıyla ilgili anı­sını şöyle anlatır:</p>
</div></div>



<p class="has-text-align-center"><strong><em>“Modelden yaptığım çalışma­mı çok beğenmiştim. Atölyede yanımdaki iki Japon talebenin çalıştıkları mavimsi modelde ise ne form, ne renk, ne ekspresyon, ne de ışık gölge vardı. Hocamız Bissiere atölyeye geldiğinde iki Japon’un çalışmasını övünce benim çalışmamı daha beğene­ceğinden iyice emindim. Ama ça­lışmamı yere fırlatarak ‘Siz fotoğrafçı değilsiniz. Hiçbir zaman doğayı taklit etmemelisiniz</em>&#8216; <em>dedi. &#8216;O zaman model niye duru­yor?&#8217; sorumu ‘Model bir aracı­dır. Eğer sizin söyleyecek değişik bir şeyiniz varsa onu söyle­yin. Fotoğrafla sanatın hiç bir ilişkisi yoktur’ diyerek yanıtladı. İsteğim üzerine müdire hanım da Japonların resimlerini neden be­ğendiğini ve bana karşı böyle davrandığını sorduğumda Bissie­re şöyle yanıtladı</em>: <em>Bu kadın çok yetenekli. Ama o sosyeteden biri olarak resimle oynuyor. Eğer fakir bir sanatçı olsaydı, yaşamını sanatıyla kazanmak zorunda kalacağından şimdiye kadar çoktan meşhur olurdu. Ben onun iyiliği için ona sert eleştiri yapmak zorundayım.” </em></strong></p>



<p>Fahrelnissa Zeid Türkiye’de resim çalışmalarını Valide Çeşme’deki evinde sürdürürken dönemin sanat eleştirmeni Fikret Adil’in de teşvikiyle önce D grubu sergilerine katılır. İlk kişisel sergisini 1945 yılında oturduğu daire olan Maçka, Ralli apartmanında açar. Tüm eşyalarını ambara yollayıp, daireyi boşaltır ve 180 adet resmini sergiler Fikret Adil’de dahil olmak üzere apartmanın son durağı ve apartmanın dördüncü katında bir dairedeki sergiye kimsenin gelemeyeceği konusunda eleştiriler gelir. Ama sergiye büyük ilgi olur tüm İstanbul, okullarda öğrenciler de dahil olmak üzere sergisini ziyaret eder.</p>



<p>Yaşamının büyük bir kısmını Lond­ra ve Paris’te geçiren sanatçı Londra’daki ilk sergisini 1947’de St. Georges galerisinde, Pa­ris’teki ilk sergisini de 1949’da Colette Allendy Galerisi&#8217;nde açar. 39 numaralı Paris’teki atölyesinde kariyerinin en önemli eserlerini yapar ve Paris entelektüel ortamıyla yakın ilişkiye girer. Andre Parinaud, Fahrelnissa Zeid’in atölyesini büyülü bir ortam olarak tanımlar ve oradan hiç çıkmak istemediğini belirtir. Bu büyünün cisimleri soyutlama gücünden ileri geldiğini söyler. Onun resmiyle soyutlamanın aslında kişinin içsel gerçekliği olduğunu belirtir. 1949 yılında Paris’e gelen Fahrelnissa Zeid’i araları iyi olmasa da tüm sanat çevresi, sanatçılar ve galerilerle tanıştıran oğlu Nejad Devrim’dir.</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="533" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-5.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C533&ssl=1" alt="" class="wp-image-129623"/></figure>



<p>Paris sanat ortamına sanatını kabul ettirdiği serginin I953’de Dina Vierny Galerisi&#8217;nde açtığı sergi olduğunu söyleyen sanatçı daha sonra yurt dışında birçok sergi gerçekleştirir. Bu galeri o günün değil halen günümüzün de önemli galerilerindendir. Galeri sahibi Fahrelnissa için ruhuyla resim yapan, farklı bir ressam olduğunu söyler ve devam eder: &#8220;O, veren, verici bir kadındı. Güneş verirdi, takılarını verirdi, ruhunu verirdi.&#8221;</p>



<p>Türkiye’de ise 1964’de İstanbul Güzel Sanat­lar Akademisi ve Ankara Hitit Müzesi’nde kişisel sergi açar. Bu sergilerinde soyut resimleriyle tanınan, başlangıçta soyut resim yapmayı istemeyen, hatta dire­nen sanatçı, neden soyut resim yaptığını şöyle açıklar:</p>



<p class="has-text-align-center"><em><strong>“Sanatçının yaşamı, anılan sanatım oluşturur, hattâ değiş­tirir. Soyut resim yapmamın bir kaç nedeni oldu. 1938’de Bağdat’a ilk gidişimde kaldığım sarayımsı evin penceresinden sabahın erken saat­ erinde, başlarında taşıdıkları yo­ğurt kaseleriyle pazara giden kadınların çok hızlı geçişlerini gördüm. Çocukluğumda da pencereden baktığımda insanları ka­fesin arkasından görürdüm. Da­ha doğrusu gördüklerim kişiler değil, onların renkleriydi. Bu yüzden resimlerimde renkleri siyah çizgilerle böldüm.” &nbsp;</strong></em></p>



<p>{99476}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Fahrelnissa Zeid’in&nbsp;En Önemli Eserleri</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Cehennemim &#8211; 1951</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="281" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-6.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C281&ssl=1" alt="" class="wp-image-129627"/></figure>



<p>Fotoğraf olmayan bir portre yapmak için üç şahısa ihtiyaç olduğunu söyleyen sanatçı, bu şahısları ressamın kendisi, model ve en zoru olan tuvali üzerinde belirmesi gereken kişi olarak belirtir. Bu yüzden modeli yakınına çok getirmek istemez çünkü yakına gelince yapamayacağından korkar. &#8220;Modelim benden 6-8 metre uzakta olmalıdır&#8221; der. Bir nevi belirsizlik içerisinde çalıştığını belirtir. &#8220;Bu bir savaş&#8221; der ve savaşı kazanmak gerektiğini düşünür. Bu enerjiyle portre çalışmalarını yapıp, bitirir.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Geçmişten Biri (Otoportre) &#8211; 1980</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="374" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-7.webp?strip=all&lossy=1&resize=374%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-129630 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Resimlerinin biraz Pers, biraz İranlı hem de aynı zamanda Batılı olduğu söylenir. Dönemin sanat tacirlerinden Katia Gronoff, Fahrelnissa’yı Paris’ten geçmiş kuyruklu yıldız olarak tanımlar:</p>



<p>&#8220;Sadece astronom ve uzmanlar tarafından fark edilmiş bir kuyruklu yıldız. Belki çoğu kimse onu anlamadı ama biz sinemacılar, sanat eleştirmenleri ve sanat tüccarları biz onu anladık. Hayatımız boyunca onun getirdiği mesajı taşıyacağız.&#8221;</p>
</div></div>



<p>Sanat eleştirmeni Andre Parinaud ise Fahrelnissa’nın resim tarzını şöyle tanımlar:</p>



<p class="has-text-align-center"><em><strong>“O aynı zamanda &#8216;doğu&#8217;nun ruhunu, bizim &#8216;batı&#8217;mızın dinanizm gücünü mükemmel bir alaşımla karıştırıyor.” </strong></em></p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Soyuta Karşı Mücadele &#8211; 1947</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="488" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-8.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C488&ssl=1" alt="" class="wp-image-129637"/></figure>



<p>Fahrelnissa Zeid, &#8220;Bence portre ve soyutlama arasında çok büyük bir fark yok. Bir insan en az yüz tane insan figürü çizebilir ve hiçbiri birbirine benzemez. Çünkü bu bir fotoğraf değil, bütün içsel geçişleriyle bir insanın ruhu, onun geçmişi ve o anda benim gözümün önüne gelen tüm medeniyetler&#8221; diyerek soyut ve portre çalışmalarını tanımlar.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Atom ve Bitkisel Yaşam Arasında &#8211; 1962</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="719" height="280" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-9.webp?strip=all&lossy=1&resize=719%2C280&ssl=1" alt="" class="wp-image-129640"/></figure>



<p>1962 tarihli tablosu &#8220;Break of the Atom and Vegetal Life /(Atom ve Bitkisel Yaşam Arasında)&#8221; Dubai’de Christie’s Müzayede Evi tarafından düzenlenen müzayedede, 2 milyon 741 bin dolara (yaklaşık 5 milyon 450 bin TL) satıldı.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="447" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri-10.webp?strip=all&lossy=1&resize=447%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-129641"/><figcaption class="wp-element-caption"><a href="https://www.nadirkitap.com/fahrelnissa-zeid-ic-dunyalarin-ressami-laidi-hanieh-adila-kitap25984543.html">Satın al</a></figcaption></figure></div>


<p>Adila Laidi-Hanieh’in orijinalini İngilizce yazdığı &#8220;İç Dünyaların Ressamı&#8221; kitabı Dirimart RES tarafından Türkçe’ye çevrilip yayın hayatına girdi. Kitap, sanatçının 2018 yılında Tate Modern’deki retrospektif sergisi için basılmıştı. Kitabın kapağındaki fotoğraf tablolarının önünde Ara Güler tarafından çekilmiştir.</p>



<p>{93255}</p>


fahrunnissa-zeid-hayati-eserleri-bilinmeyenleri

Fahrelnissa Zeid: Hayatı, Eserleri, Bilinmeyenleri


<p><em>Ressam Pablo Picasso ile George Braque öncülüğünde gelişen ve soyut denilen şeylerin aslında somut olduğunu ifade eden Kübizm sanat akımı hakkında bilinmesi gerekenleri bir araya getirdik.</em></p>





<p>[[liste-h2]]</p>



<p></p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Kübizm Nedir?</strong></h2>



<p><strong>Kübizm akımı</strong>, İspanyol ressam <a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/pablo-picasso-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri">Pablo Picasso</a> ve Fransız ressam George Braque’ın öncülüğünde 1908 yılında Paris’te gelişen bir sanat akımıdır. Bu akımın ismini koyan kişi ressam Henri Matisse olduğu söylenilse de yazıya aktaran kişi şair ve sanat eleştirmeni Guillaume Apollinaire’dir. Apollinaire, Braque’ın tablosuna &#8220;Küçük Küpler&#8221; sözünü kullansa da kübizmin her şeyi küp küp resmetme sanatı olmadığını da ifadesine ekler.&nbsp;<a href="https://www.oggusto.com/sanat/empresyonizm-akimi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler">İzlenimcilik (Empresyonizm) akımında</a>&nbsp;özgür fırça darbelerine ve daha sonra&nbsp;<a href="https://www.oggusto.com/sanat/fovizm-primitivizm-ve-disavurumculuk-akimlari-hakkinda-bilmeniz-gerekenler">Fovizm akımının</a>&nbsp;canlı renk kullanımına alışmış olan izleyici, kendini birdenbire Kübizmin biçimsel yapısıyla büyük bir devrim içerisinde bulur.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Kübizm Akımının Özellikleri</strong></h2>



<ul>
<li> Rönesans’tan miras kalan klasik resim temellerini sarsar. </li>



<li> Yeni bir sanat dilidir. </li>



<li> Nesneyi bir tek bakış açısından değil, birkaç yönden değerlendirerek resmeder. </li>



<li> Nesnenin birincil özelliklerini kapsamlı bicimde yansıtabilmek için onları hacimsel olarak bir düzlem üzerinde betimler. </li>



<li> Nesnenin birçok görünümünü aynı anda sunar. </li>
</ul>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Kübizm Akımının Temsilcileri</strong></h2>



<p>Kübizm sanatçılarına bakıldığına en ön sıralarda Pablo Picasso ve Braque&#8217;ı görüyoruz. Picasso ve Braque’ın yeni arayışlarıyla birlikte kübizm akımı, 1910 yılından itibaren&nbsp;Juan Gris, Robert Deleunay, Fernand Leger, Jean Metzinger, Albert Gleizes ve Henri Le Fauconnier gibi sanatçıların katılımıyla düzenlenen Salon sergilerinde yaygınlık kazanmaya başlar.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="480" height="600" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=480%2C600&ssl=1" alt="" class="wp-image-127636"/><figcaption class="wp-element-caption">Juan Gris, &#8220;Still Life with Checked Tablecloth&#8221; &#8211; 1915</figcaption></figure></div>


<p>Picasso gibi Paris’te yaşayan bir İspanyol sanatçı olan Juan Gris, Picasso ve Braque’dan sonra en önemli kübist sanatçılardan biridir. Sanatçı, &#8220;Sentetik Kübist&#8221; natürmortlarıyla tanınmış ve renkçi yaklaşımıyla dikkat çekmiştir.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full is-resized"><img decoding="async" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=546%2C546&ssl=1" alt="" class="wp-image-127637" width="546" height="546"/><figcaption class="wp-element-caption">Robert Delaunay, &#8220;Le Premier Disque&#8221; &#8211; 1912-1913</figcaption></figure></div>


<p>Picasso ve Braque’dan farklı olarak çalışan eserleri daha fütüristik görünümlü mekanik imgeler üreten sanatçı Robert Deleunay’dır. Deleunay’ın çalışmaları &#8220;Orfik Kübizm&#8221; ya da &#8220;Orfizm&#8221; olarak isimlendirilir. Renk ve hareket arasındaki ilişkiyi inceleyen sanatçı resimleri daha canlı renklerle yapar. Orfizm ismini Apollinaire, Deleunay’ın eserleri için uygun bulur. Çünkü Deleunay’ın şekilleri o kadar müziği andırır ki en vahşi hayvanları bile sakinleştiren mitoloji kahramanı Orpheus’tan hareketle &#8220;Orfizm&#8221; ismini verir.</p>



<p>{106554}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong>Kübizm Akımının Örnek Eserleri</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Picasso, &#8220;The Reservoir, Horta de Ebro, Horta de San Joan&#8221; &#8211; 1909&nbsp;</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="600" height="600" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=600%2C600&ssl=1" alt="" class="wp-image-127639"/><figcaption class="wp-element-caption">Picasso, &#8220;The Reservoir, Horta de Ebro, Horta de San Joan&#8221; &#8211; 1909&nbsp;</figcaption></figure></div>


<p>Picasso bu eserinde doğduğu köy olan Horta’yı yukarıdan, uçaktan bir bakış açısıyla resmederken geometrik şekilleri kullanır. Evlerin renklerinde yörenin doğal taşları olan Terracota ve Stucco’nun renkleri görülür. Resmin en alt kısmındaki yeşil boyalı kısımda suyun varlığı anlaşılır. Suyun üzerindeki kavis, köprüyü anlatırken suyun renginin tonundan zaman olarak yaz aylarında yapılmış olduğu anlaşılır. Evlerin prizmalar şeklinde üst üste dizilmesi az da olsa perspektif duygusunu izleyiciye hissettirir.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Georges Braque, &#8220;The Viaduct at L’Estaque&#8221; &#8211; 1908</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="480" height="600" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=480%2C600&ssl=1" alt="" class="wp-image-127640"/><figcaption class="wp-element-caption">Georges Braque, &#8220;The Viaduct at L’Estaque&#8221; &#8211; 1908</figcaption></figure></div>


<p>Braque’ın eserinde Cezanne’nın manzaralarından ilham aldığı görülür. Daire, üçgen yarı daire, piramit şekiller evleri ve dağları temsil eder. Ağaçlar yeşil olmasına rağmen gökyüzü gibi fırça darbeleriyle resmedilir. Evlerin damlarındaki üç boyutluluk turuncu ve altın sarısı renklerle verilir. Siyah kontür ve bitirilmemişlik duygusu Fovizm akımına bir göndermedir.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Picasso, &#8220;Avignon’lu Kızlar&#8221; &#8211; 1907</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="579" height="600" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-5.webp?strip=all&lossy=1&resize=579%2C600&ssl=1" alt="" class="wp-image-127641"/><figcaption class="wp-element-caption">Picasso, &#8220;Avignon’lu Kızlar&#8221; &#8211; 1907</figcaption></figure></div>


<p>Kübizm temellerinin Picasso’nun 1907 yılında &#8220;<a href="https://www.oggusto.com/sanat/eser-ve-muze-incelemeleri/pablo-picasso-avignonlu-kizlar-tablo-okumasi">Avignon’lu Kızlar</a>&#8221; isimli tablosuyla atmış olduğu söylenebilir. Kübizm akımında aynı görüşleri paylaşan Braque bile bu eser karşısında şaşkınlığını gizleyememiştir. Yirminci yüzyıl sanat anlayışına ters düşen çalışma, estetik güzellik kavramına aykırı olmuş, geleneksel güzel ve çirkin kavramlarına ilişkin alışılagelen kalıpları kırmış, kendi kurallarını kendi koyan bir yapıt olduğu söylenmiştir. &#8220;Avignon’lu Kızlar&#8221; tablosu her ne kadar kübizmin yolunu açmış olsa da tam anlamıyla Kübist bir eser olmadığı da söylenir. Çünkü Kübist estetiğinin çok uzağında bir renkselliğe ve dışavurumculuğa sahiptir. Bazı sanat tarihçileri Picasso’nun bu eseri ürettiği döneme &#8220;Afro-Kübist&#8221; ismini vermişlerdir. Picasso tabloyu yaptığı bu dönemde Batılı olmayan kültürlerin etnografik nesnelerine ilgi duyar. &#8220;Avignon’lu Kızlar&#8221; tablosundaki figürlerde Afrika masklarının ve İberya heykelciklerinin deforme edilmiş hali görülür. </p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="415" height="600" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-6.webp?strip=all&lossy=1&resize=415%2C600&ssl=1" alt="" class="wp-image-127642"/><figcaption class="wp-element-caption">&#8220;Georges Braque, &#8220;Büyük Çıplak&#8221; &#8211; 1908</figcaption></figure></div>


<p>1907-1909 yılları arasında <strong>Picasso ile tanışan Braque da &#8220;Avignon’lu Kızlar&#8221; tablosundan esinlenerek &#8220;Büyük Çıplak&#8221; adlı eseri üretir.</strong></p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Paul Cezanne, &#8220;Büyük Yıkananlar&#8221; &#8211; 1898-1905</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="600" height="507" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-7.webp?strip=all&lossy=1&resize=600%2C507&ssl=1" alt="" class="wp-image-127643"/><figcaption class="wp-element-caption">Paul Cezanne, &#8220;Büyük Yıkananlar&#8221; &#8211; 1898-1905</figcaption></figure>



<p>Braque da Picasso gibi o dönemde etnografik nesnelerden etkilenmiş ve onların saf ve sade hallerini tuvaline aktarma isteği duymuştur. Her iki sanatçının da etkilendiği diğer kaynak ise 1907 yılında Paris’te Sonbahar Salonun’da açılan Cezanne’ı anma sergisidir. Picasso’nun çok tanınmış sözü olan &#8220;Cezanne hepimizin babasıdır&#8221; ifadesinde de belirttiği gibi Cezanne’nın tarzını her zaman benimsemiş ve onun izinde gitmeye çalışmıştır. Cezanne’nın &#8220;Büyük Yıkananlar&#8221; adlı eseriyle Picasso’nun &#8220;Avignonlu Kızlar&#8221; eseri arasında da bu yüzden büyük bir benzerlik vardır.</p>



<p>Doğayı geometrik şekillerle görmeyi tercih eden ve bu şekilde tuvale aktaran Cezanne, Picasso ve Braque’a ilham kaynağı olur.</p>



<p>{123628}</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kübizm Akımının İki Önemli Sanatçısı: Braque ve Picasso</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="600" height="600" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-8.webp?strip=all&lossy=1&resize=600%2C600&ssl=1" alt="" class="wp-image-127644"/><figcaption class="wp-element-caption">Georges Braque</figcaption></figure></div>


<figure class="wp-block-pullquote"><blockquote><p><em><em>Soyut sanat yoktur. Her zaman işe bir şeyle başlamak gerekir. Her çeşit gerçek görüntüsü ondan sonra kaldırılabilir. Hiçbir tehlike yoktur çünkü obje düşüncesi silinmez bir iz bırakmıştır. Odur sanatçıyı kışkırtan, düşüncelerini ayağa kaldıran, coşkularını harekete geçiren, düşünceler ve coşkular ne yaparlarsa yapsınlar artık tablodan kaçamayacaklardır. Varlıkları hiç görünmemesine karşın tablonun bütünündedirler</em>.</em></p><cite>Pablo PIcasso</cite></blockquote></figure>



<p><a href="http://old.oggusto.com/blog/detay/2306/pablo-picasso-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri.html" target="_blank" rel="noreferrer noopener">Picasso</a>’nun bu sözleri Kübizmi keşfetmesini ve farklı sanatsal bir döneme girmiş olduğunun ifadesidir. Fovist ve Kübist sanatçılar arasında yer alan Fransız Georges Braque ile Picasso farklı yerlerde yaşayıp aynı düşünceleri paylaşırlar. 1910 yılında iş birliği yapmaya karar verirler. Ortak paylaştıkları düşünceler:</p>



<ul>
<li>Evren kavrayışları resmin gelişme çizgisini belirler.</li>



<li>Biçimi Cezanne’da ortaya konulan geometrik yapılara geri götürürür.</li>



<li>Soyut denilen şey aslında somuttur.</li>



<li>Karşıdaki masayı yalnız bize bakan yüzüyle algılarız. Aynı masaya bakış açımızı değiştirerek bakarsak algılanan yüzü de değişir.</li>
</ul>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Pablo Picasso’nun Stili ve İlhamı</strong></h3>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="600" height="370" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-9.webp?strip=all&lossy=1&resize=600%2C370&ssl=1" alt="" class="wp-image-127645"/></figure>



<p>Erken yaşta yeteneği fark edilen sanatçı, Velazquez ve Goya gibi usta isimlerden ilham alarak, bu sanatçıların eserlerini yorumlamıştır. Paris’e taşındığında, Matisse’in ona gösterdiği Afrika maskelerinden etkilenerek kübizm akımına yönelmiştir.</p>



<figure class="wp-block-pullquote"><blockquote><p><span style="font-size: 20px;"><em>Resim yapmak, günlük tutmanın farklı biçimidir</em></span>.</p><cite><span style="font-size: 20px;">Pablo PIcasso</span></cite></blockquote></figure>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="600" height="480" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler-10.webp?strip=all&lossy=1&resize=600%2C480&ssl=1" alt="" class="wp-image-127646"/></figure>



<p>Picasso’nun en ünlü eserlerine ilham veren sekiz kadını yansıtan portreler ve farklı kompozisyonlu tablolar, dünyanın birçok müzesine dağılmıştır. Bu eserlerin neredeyse her ülkede izleri görülür.</p>



<p>{18893}</p>


kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler

Kübizm Sanat Akımı Hakkında Bilinmesi Gerekenler


<p><em>Dünyanın en etkili sanat fuarlarından 16. Dubai Sanat Fuarı&#8217;nı yerinde izledik ve detaylarını sizler için hazırladık.</em></p>



<p>16. Dubai Sanat Fuarı için Dubai&#8217;deydim. Modern, çağdaş, geçit ve dijital olarak ayrılan bölümlerin yanı sıra Julius Baer’ın sponsorluğunda ve Hans Ulrich Obrist küratörlüğünde uluslararası platformda ünlü dijital sanatçı Refik Anadol’un da ‘Eriyen Buzullar&#8217; başlıklı bir yerleştirmesi yer alıyordu. Dijital yerleştirme, 85 milyon görsel, ses ve buzullarla ilgili datadan oluşan çalışmayı maalesef özel bir davet olduğundan ötürü içeri girip göremesem de sanatçının sosyal medya hesabından izleme fırsatı buldum.</p>



<figure class="wp-block-embed"><div class="wp-block-embed__wrapper">
https://www.instagram.com/reel/CpXyOkHg1fR/?utm_source=ig_web_copy_link
</div></figure>



<p>Malzeme, teknik, üslup ve kavramsal olarak oldukça zengin olan fuarda, Türkiye’den de beş sanat galerisi yer alıyordu: Dirimart, Galeri X-ist, Sanatorium, Pilevneli ve Zilberman. Ayrıca iki kadın Türk sanatçımızın eserlerini farklı yabancı galerilerde görmek de çok gurur vericiydi. Geçtiğimiz senelerde Leila Heller Galeri’nin temsiliyetine giren seramik sanatçısı Melis Buyruk ve çalışmalarını yurt dışında sürdüren hem Pilevneli Galeri’de hem de başka galerilerde eserleri bulunan Nevin Aladağ.</p>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="520" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=520%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127829 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Uzunca bir süredir takip ettiğim bir sanatçı olan Melis Buyruk’un eserlerinde bu sene Contemporary İstanbul’da da dikkatimi çeken özellikler giderek eserlerinin ebatlarının büyümesi ve renklenmesiydi. Ayrıca Dubai Sanat Fuarı&#8217;na özel olarak sanatçı ilk kez bir heykel çalışması üretmiş. Heykeldeki seramik parçalarda kullanılan mavi renk ise bana modern sanat tarihinin önemli sanatçılarından olan Yves Klein’ın eserlerinde kullandığı &#8220;Klein Mavisi&#8221;ni hatırlattı.</p>
</div></div>



<p>Buyruk’un &#8220;Habitat&#8221; serisinin devamı olan çalışmalarında doğanın kırılganlığını, çeşitliliğini, dokusunu ve ışığını hissetmek mümkün.</p>



<p>{49598}</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-6">
<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="584" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-3.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C584&ssl=1" alt="" class="wp-image-127837"/></figure>
</div>



<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="584" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-4.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C584&ssl=1" alt="" class="wp-image-127838"/></figure>
</div>
</div>



<p>Geçtiğimiz sene Pilevneli Galeri’nin temsiliyetine giren sanatçı Nevin Aladağ çalışmalarını ve yaşamını Almanya’da sürdürüyor. Eserlerinde doğup, büyüdüğü Almanya’daki deneyimlerinden sıkça faydalanıyor. Sanatçının işlediği konu, kullandığı malzeme ve teknikte hayatından izlenimler ve tecrübelerden faydalandığı hissediliyor. Sosyal, toplumsal ve psikolojik sorunlara atıfta bulunan çalışmaları metaforlar yardımıyla okuyarak yorumlayabiliriz.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-7 is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="650" height="646" data-id="127842"  src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-5.webp?strip=all&lossy=1&resize=650%2C646&ssl=1" alt="" class="wp-image-127842"/></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="377" height="650" data-id="127843"  src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-6.webp?strip=all&lossy=1&resize=377%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127843"/></figure>
</figure>



<p>Galeri X-ist’in sanatçılarından Ansen’in büyük boy, çok renkli ve fantastik kurgu betimlemeleri dikkatleri hemen üzerine çekiyordu. Sanatçı gerçek dünyada gördüğü nesneleri farklı benzetmelerle dijital ortamda üretirken aynı zamanda bu yaratımlarını güncel sorunlarla birleştirerek yepyeni bir dünya yaratıyor. Resimlerdeki üç boyutluluk sanat izleyicisini adeta bir film sahnesini izlercesine içine alıyor ve bambaşka dünyalara sürüklüyor.</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="414" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-7.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C414&ssl=1" alt="" class="wp-image-127853"/></figure>



<p>Uluslararası fuarların diğer güzel bir yanı ise sosyal medya hesaplarında ya da sanat haberlerinde takip ettiğiniz sanatçılarla karşılaşma, tanışma ve konuşma imkânı bulabilmek. Bir sanat haber okumalarında öğrendiğim, babasının ve amcasının sanatçılık yeteneğini alan ve sürdüren, doğduğu kasabada onlar anısına çağdaş bir müze yaptıran Beyrut’lu sanatçı Anachar Basbous ile tanışma fırsatı buldum. Kendi çalışmalarının daha yoğunlukta bulunduğu müzenin mimarisi de sanatçının konstrüktif heykelleriyle benzerlik taşıyor. Yalın, minimal ve etkileyici…</p>



<div class="wp-block-media-text alignwide is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="477" height="630" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-8.webp?strip=all&lossy=1&resize=477%2C630&ssl=1" alt="" class="wp-image-127856 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Pakistan kökenli kadın sanatçı Adeela Souleman’ın solo olarak eserlerinin sergilediği stand ise hemen gözünüze takılıyor. Duvara yerleştirilen parlak bakır malzemelerle bir hikâye anlatan yerleştirmeler, iç kısımdaki canlı, parlak tonlarda tavandan aşağıya doğru sarkıtılan dokumalar ve eski tabakların üzerine minyatür resimler bizim kültürümüze yakınlığı nedeniyle de hemen dikkati çekiyor. Pakistan’ın Karaçi şehrinde yaşayan ve çalışan Adeela Souleman ile eserlerini ve onların yapım aşamalarını konuştuk.</p>
</div></div>



<p>Kendi kültürüne ait gündelik yaşamdan topladığı nesneleri politik, toplumsal ve cinsiyet sorunlarıyla yorumluyor.</p>



<div class="wp-block-media-text alignwide has-media-on-the-right is-stacked-on-mobile"><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Geçtiğimiz sene gerçekleşen Venedik Bienali’nde Arsenale kısmında açık havada eserlerini gördüğüm Arjantinli sanatçı Tomas Saraceno, bulutların yapı özelliklerini camdan yapılmış formlara yansıtıyor. Saraceno, yüzen heykelleri ve etkileşimli yerleştirmeleriyle uluslararası platformlarda dikkat çeken çağdaş bir sanatçıdır. Kapitolosen döneminde bastırılan çevreyi algılama ve yaşama biçimleri önerir ve bunlarla diyalog kurar.</p>
</div><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="485" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-8-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=485%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127859 size-full"/></figure></div>



<p>{95208}</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-9.webp?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127862"/></figure></div>


<p>Uluslararası sanat fuarını dolaşırken ister istemez Türkiye’de belki çok ilgi göstermediğim ama yabancı bir ülkede olmanın etkisiyle kendi kültürüme yakın olan çalışmaları hemen fark ediyordum. Örneğin görselde görülen halı ve kilim desen çalışması Kour Pour isimli bir sanatçıya ait. Pour, İngiliz ve İran kökenli, İngiliz doğumlu, Amerika’da yaşayan bir sanatçıdır. Eserleri farklı kültürler arasında yaşamaktan ilham alıyor ve ağırlıklı olarak resim ve baskı alanında çalışıyor. Pour en çok bir dizi halı resmiyle tanınıyor. Halılardan elde edilen dijital baskılar büyük ebatlı tuvallere zımparalanarak eskitme yöntemiyle aktarılıyor.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-10.webp?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127863"/></figure></div>


<p>Gerçek insan saçları güncel sanat tarihinde ve özellikle de cinsiyet eşitsizliği olan toplumlarda sıklıkla kullanılan ve yorumlanan bir nesne olmuştur. Duvara asılan, arkadan görülen kadın saç perukları sanatçının yaşadığı toplumda cinsiyet ayrımcılığına karşı tutumun nasıl olduğuna dair net bir bilgi verir. Bangladeşli bir sanatçı olan Tayeba Begum Lipi aynı zamanda Britto Arts Trust&#8217;ın kurucu ortağı ve mütevellisidir. 2004 Bangladeş 11. Asya Sanat Bienali&#8217;nde Büyük Ödül almış olan Lipi resim, baskı, yerleştirme ve videolarla uğraşan bir multimedya bir sanatçıdır.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-11.webp?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127867"/></figure></div>


<p>Fuarda gördüğüm aynalı sanat eserleri aklıma hemen &#8220;Ayna ayna söyle bana kim güzel bu dünyada&#8221; tekerlemesini hatırlatsa da son dönemlerde aynanın cep telefonlarımızdan fotoğraf çekmek için kurgulanmış bir obje olduğunu düşünmeden edemiyorum. Ancak görselde görülen eserde İtalyan sanatçı Giampiero Romano farklı dönemlerden topladığı aynaları sanat eserine dönüştürüyor. Eski tarihi objeleri günümüze kazandırması adına sürdürülebilir bir sanat olduğunu söylemek mümkün. Kırılmış kısımlara kullandığı oldukça farklı bir materyal olan fermuar da sanattaki yaratıcılığın sınırsızlığını bir kez daha göstermiş oluyor. Dot Pigeon ismiyle görülen Milanolu dijtal sanatçının çalışmaları bana İngiliz sokak sanatçısı Banksy’i anımsattı. Görselde görülen sanatçının yaratmış olduğu &#8220;balaclava&#8221; karakteri hem bir soyguncuya hem de gece kimse görmeden duvarlara aykırı mesajlar yazan bir duvar sanatçısına benzemiyor mu?</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-9 is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="488" height="650" data-id="127869"  src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-12.webp?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127869"/></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="488" height="650" data-id="127870"  src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-14.webp?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127870"/></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="488" height="650" data-id="127871"  src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/03/2023-art-dubai-13.webp?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-127871"/></figure>
</figure>



<p>Yazıma Dubai Sanat Fuarı’ndaki Türk sanatçıların eserlerinden örnekler vererek başlamıştım, yine bir Türk galeri ve bir Türk sanatçı ile sonlandırayım. Dirimart’ın temsiliyetinde olan uluslarası platformlarda da eserlerini sıklıkla gördüğümüz Seçkin Pirim’in çalışmaları da fuarda yer alıyordu.</p>



<p>{114932}</p>


artdubai-2023

2023 Dubai Sanat Fuarı’ndan Seçkiler ve İzlenimler


<p><em>Hangi sanatçılar mutluluğu resimlerine işledi?</em> <em>Sanat tarihinde önemli yere sahip ressamların, fırça darbeleri ile mutluluğu resmettikleri tabloları keşfedin.</em></p>



<p>Nazım Hikmet, “Saman Sarısı” şiirinde <a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/abidin-dinonun-hayati-eserleri-ve-hakkinda-bilinmesi-gerekenleri" target="_blank" rel="noopener"><em>Abidin Dino</em></a>’ya “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin?’’ diye sorar. Bunun üzerine Abidin Dino mutluluğun resmini yapamaz ama bu şiire bir şiirle cevap verir:</p>



<p class="has-text-align-center"><em>Kokusu buram buram tüten</em><br><em>Limanda simit satan çocuklar<br>Martıların telaşı bambaşka<br>İşçiler gözler yolunu.<br>İnebilseydin o vapurdan<br>Ayağında Varna&#8217;nın tozu<br>Yüreğinde ince bir sızı.<br>Mavi gözlerinde yanıp tutuşan<br>Hasretle kucaklayabilseydim<br>Seninle, bir daha.<br>Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi<br>Bağrımıza bassaydık seni Nazım,<br>Yapardım mutluluğun resmini<br>Başında delikanlı şapkan,<br>Kolların sıvalı, kavgaya hazır<br>Bahriyeli adımlarla düşüp yola<br>Gidebilseydik meserret kahvesine,<br>İlk karşılaştığımız yere<br>Ve bir acı kahvemi içseydin.<br>Anlatsaydık<br>O günlerden, geçmişten, gelecekten,<br>Ne günler biterdi,<br>Ne geceler&#8230;<br>Dinerdi tüm acılar seninle<br>Bir düş olurdu ayrılığımız,<br>Anılarda kalan.<br>Ve dolaşsaydık Türkiye&#8217;yi<br>Bir baştan bir başa.<br>Yattığımız yerler müze olmuş,<br>Sürgün şehirler cennet.</em></p>



<p class="has-text-align-center"><em>İşte o zaman Nazım,<br>Yapardım mutluluğun resmini<br>Buna da ne tual yeterdi;<br>Ne boya&#8230; </em></p>



<p>Peki sanat tarihinde acaba sanatçılar mutluluğun resmini yapabilmişler midir? Gelin <strong>sanat tarihinde mutluluğu anlatan eserleri</strong> birlikte inceleyelim&#8230;</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong><span style="font-size: 20px;">Takashi Murakami, “Open Your Hands Wide, Embrace Happiness!”</span></strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="646" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/sanat-ve-mutluluk-1-webp.webp?strip=all&lossy=1&resize=646%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-123048"/></figure></div>


<p>Japonya’nın <em><a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/andy-warhol-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri" target="_blank" rel="noopener">Andy Warhol</a>’</em>u olarak bilinen Takashi Murakami gerek tasarımlarıyla gerekse sanat çalışmalarıyla son zamanlarda sıklıkla ismine rastladığımız bir sanatçıdır. Sanatçının yapmış olduğu gülen yüzlü rengarenk çiçekler sanatçının geçmiş yaşantısında çekmiş olduğu sıkıntıların görmezden gelişi gibidir. Resmin her yerini dolduran bize gülümseyerek bakan bu çiçekler yaşama yeniden umutla bakarlar. Murakami’nin sanatının kökenini Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı’nı kaybettikten sonra kendini yeniden inşa ettiği dönem olan 1970’lerin ilk yarısındaki deneyimleridir.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong><span style="font-size: 20px;">Hamit Görele, “Konser”</span></strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="579" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/sanat-ve-mutluluk-2-webp.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C579&ssl=1" alt="" class="wp-image-123049"/></figure></div>


<p>Savaş yıllarından çıkan toplumların tekrar aile ortamlarında bir araya gelebilmeleri ne büyük mutluluktur. Hamit Görele’nin “Konser”&nbsp;isimli eseri bize Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından ötürü yaşanan sevinci ve mutluluğu gösterirken öte yandan modernleşme hareketi içerisinde olan Türk toplumundaki değişimi de gözler önüne serer.&nbsp;Sıcak bir yaz günü ailenin toplandığı huzurlu bir ortamda evin en genç üyesi “Yaz Öğlesi”&nbsp;isimli parçayı çalmaktadır.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong><span style="font-size: 20px;">Pablo Picasso, “Yaz Öğlesi”</span></strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="465" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/sanat-ve-mutluluk-3-webp.webp?strip=all&lossy=1&resize=465%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-123050"/></figure></div>


<p><a href="https://www.oggusto.com/sanat/kubizm-sanat-akimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler" target="_blank" rel="noopener"><em>Kübizm</em></a>’in kurucularından olan <a href="https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/pablo-picasso-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri" target="_blank" rel="noopener"><em>Pablo Picasso</em></a> uzun yaşamı süresince farklı akımları deneyimleyerek sanatında doyum noktasına ulaşmayı başarmış olan sanatçılardandır. Yine de Picasso bugün yaşasaydı eğer kendisine sorulduğunda yapacak daha çok şeyi olduğunu söyleyebilirdi.</p>



<p>Sanatçının oldukça farklı bir tarzda yapmış olduğu “The Happy Family”&nbsp;isimli eseri sanat severleri şaşırtacak kadar sıra dışıdır. Picasso’nun görseldeki gibi mutlu bir ailesi olmuş mudur yoksa bu hayalini mi resmetmiştir bilinmez ama eser, bakanları mutlu etmeye yetecek kadar etkileyicidir.</p>



<p>{774664}</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong><span style="font-size: 20px;">Marc Chagall, “Happiness”</span></strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="428" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/sanat-ve-mutluluk-4a-webp.webp?strip=all&lossy=1&resize=428%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-123051"/></figure></div>


<p>Ailelerin huzuru ve mutluluğu eşlerin güzel birlikteliklerine bağlı değil midir? Rus asıllı ressam Marc Chagall’ın pek çok eserinde olduğu gibi “Happiness” adlı bu&nbsp;çalışmasında da çiftin beraberliğindeki huzuru görmemek mümkün değildir. Yahudi ailenin dokuz çocuğundan en büyüğü olan sanatçı mutlu bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Yani eserlerinde görülen yüzler tamamen onun gerçeğini yansıtır.</p>



<p>Chagall çok sevdiği eşi Bella’yı kaybetdikten sonra teselliyi eşiyle geçirdiği güzel günleri betimlemekte bulur. Sanatçının tarzında hissedilen gerçeküstücülük de onun hayal gücünün sınırsızlığının göstergesidir.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong><span style="font-size: 20px;">Rene Magritte, “The Happy Donor”</span></strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="525" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/sanat-ve-mutluluk-5-webp.webp?strip=all&lossy=1&resize=525%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-123052"/></figure></div>


<p>Chagall gibi sevdiği bir insanın ölümünü tuvallerine sürekli olarak aktaran diğer bir sanatçı da Belçikalı Rene Magritte’dir. İllüstrasyon çalışmalarıyla resim hayatına başlayan Magritte, sürreal sanatçılarla tanıştıktan sonra tarzını belirlemiş ve olağanüstü çalışmalarıyla zamanının ilerisinde yaşamıştır. Annesinin duvarın üzerinden nehri atlayarak intihar etmesini ve sudan çıkarılma sahnesini hayatı boyunca hiç unutmamasına rağmen yaşadığı bu korkunç olayı mutluluk resimlerine çevirebilmeyi de başarmıştır.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong><span style="font-size: 20px;">Fikret Mualla, “Paris Moulin Rouge&#8217;un Önündeki Zarif Kadın”</span></strong></h2>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="599" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/sanat-ve-mutluluk-6-webp.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C599&ssl=1" alt="" class="wp-image-123053"/></figure>



<p>Yaşadıklarıyla hiç örtüşmeyen ve tam tezat resimler yapan diğer bir sanatçı da Fikret Mualla’dır. Sanatçının resimlerinde kadın ve çocuk önemli bir yer tutar. Anne ve çocuk görüntüsü pek çok resminde vardır. “Paris Moulin Rouge&#8217;un Önündeki Zarif Kadın” adlı tablosunda,&nbsp;balon tutan neşeli çocuklar parklarda ve sanatçının yaşamının büyük bir kısmını geçirdiği Paris’te yer alır.</p>



<h2 class="wp-block-heading"><strong><span style="font-size: 20px;">Roy Lichtenstein, “Happy Tears”</span></strong></h2>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="655" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/sanat-ve-mutluluk-7-webp.webp?strip=all&lossy=1&resize=655%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-123054"/></figure></div>


<p>İnsan mutluluktan ağlayabilir mi? Ünlü Amerikalı pop art sanatçılarından Roy Lichtenstein “Happy Tears”&nbsp;isimli eserinde çizgi roman sahnesinden aldığı bir kareyi resimler. Sanatçının bu eseri müzayedede rekor fiyata satılır. Mutluluğu derinden hissettiren bu eser herhalde satın alma iç güdüsünü de arttırmış olmalı.</p>



<p>Abidin Dino’nun cevabında olduğu gibi “Tuvallerin ve boyaların yetmeyeceği kadar mutluluk resimleri yapılsın!”</p>


mutluktabloları-kapak

Sanat Tarihinde Mutluluğu Anlatan Tablolar


<p><em>Kış mevsimini hissettiğimiz bu günlerde ünlü sanatçı Pieter Bruegel&#8217;in &#8220;Patenciler ve Kuş Tuzağı ile Kış Manzarası&#8221; adlı tablosunu okuyarak onu anmaya ve hatırlamaya ne dersiniz?</em></p>



<p><strong>Pieter Bruegel</strong>, 1525 &#8211; 1569 yıllarında Hollanda ve İtalya’da yaşamış Belçikalı sanatçıdır. Kuzey Felemenk sanatında 16. yüzyılda konusunu gündelik yaşantıdan alan &#8220;janr&#8221; resmi oldukça popülerdi. Bruegel de janr resminin en önemli temsilcisi ve ustalarındandır. Sanatçı yaşadığı dönemin günlük yaşam sahnelerini kendine özgü bir üslupla betimler. Sanat eserleri, arşiv ve belgesel niteliktedir. Bruegel’in yapıtlarında genellikle ahlaki, yerel ve toplumsal konular yer alır. Bu konuları figüratif, peyzaj ve mekanların içine yerleştiren sanatçı, dönemi için işlediği konularda sıra dışı bir yaklaşımı benimser.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="543" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/peter-bruegel.webp?strip=all&lossy=1&resize=543%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-121470"/><figcaption class="wp-element-caption">Pieter Bruegel</figcaption></figure></div>


<p>Pieter Bruegel, Bruegel ailesinin en yaşlı üyelerinden olup &#8220;Yaşlı Bruegel&#8221; olarak isimlendirilir. Dört kuşak boyunca sanatçı yetiştiren bu ailenin diğer üyelerini ayırt etmek için &#8220;yaşlı&#8221; ve &#8220;genç&#8221; ifadeleri kullanılır. Sanatçıya, yaşlı lakabının yanı sıra, köy kökenli olduğu ve kırsalda yaşayan halkı resmettiği için &#8220;köylü Bruegel&#8221; de denir.</p>



<p>Yaşlı Bruegel, kırsal hayatı, mevsimleri, çiftçileri ve köylülerin yaşamalarını detaylı, karmaşık ve alegorik yapıtlarıyla ortaya koyar. 16. yüzyılda kuzeydeki sanatçılar ürkütücü, düşsel fantezilere, gerçek ötesi tasarımlara ve fantastik içerikli resimlere önem veriyorlardı. Güneydeki sanatçılar için ise din ve dini figürler sanatlarında daha önemli bir yere sahipti.</p>



<p>Bruegel kendisi gibi Felemenk olan Hieronymus Bosch’tan da çok etkilenmiştir. Yaşadığı çağın farklı anlayışı içinde İtalyan klasik çağının gelişmelerini, yeniliklerini resimlerinde kullanmasa da yakından takip etmiş; kuzeyin sanatını, etkileşim ve birikimlerini sentezleyerek ve temel alarak kendi özgün üslubunu geliştirmiştir.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-13">
<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="432" height="431" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/patenciler-ve-kus-tuzagi-ile-kis-manzarasi-tablo-okumasi-1.webp?strip=all&lossy=1&resize=432%2C431&ssl=1" alt="" class="wp-image-121486"/></figure>
</div>



<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="432" height="432" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/patenciler-ve-kus-tuzagi-ile-kis-manzarasi-tablo-okumasi-2.webp?strip=all&lossy=1&resize=432%2C432&ssl=1" alt="" class="wp-image-121487"/></figure>
</div>
</div>



<p>Pieter Bruegel’in resimlerinde işlediği konular arasında aylar ve mevsimler yer alır. <strong>&#8220;Patenciler ve Kuş Tuzağı ile Kış Manzarası&#8221;</strong> tablosunda kış mevsiminde hoşça vakit geçirmeye çalışan Hollanda halkı tasvir edilir.</p>



<p>&#8220;Patenciler ve Kuş Tuzağı ile Kış Manzarası&#8221; resmini Bruegel ölmeden kısa bir süre önce 1565 yılında yapmıştır. Bu eserin bugün 127 adet kopyası bulunur. Bu kopyaların 45 adetini Bruegel’in oğlu &#8220;Genç Bruegel&#8221;in yaptığı, 51’nin şüpheli olduğu, kalan 31 adetinin ise reddedildiğini ama kayda değer olduğu bilinir. Resmin büyük bir kısmında isminden de anlaşıldığı üzere kış mevsiminin keyifli aktivitesi olan buz pateni yapan insanlar vardır. Diğer kısımda ise yine tablonun başlığından hareketle bir kuş tuzağı görülür. Bu tuzak yöre halkına ait bir kültürel öge ve dönemin bir alışkanlığı olarak karşımıza çıkar. Aynı zamanda tuzak sayesinde yakalanan, bedeni zarar görmeyen kuşlar, hayvan bilimsel araştırmalarında da kullanılır. Bir taşla iki kuş vurma misali&#8230;</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="524" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/02/peter-bruegel-karda-avcilar-tablosu.webp?strip=all&lossy=1&resize=730%2C524&ssl=1" alt="" class="wp-image-121477"/><figcaption class="wp-element-caption">Pieter Brueghel, &#8220;Karda Avcılar&#8221;; 1565</figcaption></figure>



<p>Sanatçının kış mevsimiyle ilgili diğer eseri olan <strong>&#8220;Karda Avcılar&#8221;</strong> da benzer tema işlense de duygusal olarak daha dramatik bir etki hissedilir. Bruegel mevsim içerikli resimlerinde, kırsal kesim insanının neler yaptığını da zengin bir konu olarak ele alır. Çiftçileri, hasatçıları, avcıları iş başındayken görülür. Eserleri, her ne kadar illüstrasyon etkisinde olsa da daha çok peyzaj resimleri kategorisinde değerlendirilir. Bruegel’in köylü tasvirleri, Shakespeare&#8217;in köylü hayatlarına benzetilir ve o dönemin en alt sınıfı olan bu halk tabakasını insanlığın bir temsilcisi haline getirir. Resimlerdeki figürler, son derece doğal ve Bruegel’e özgü bir biçimde yüceleştirilir.</p>



<p>{109514}</p>


patenciler-ve-kus-tuzagi-ile-kis-manzarasi-tablo-okumasi

Tablo Okumaları: Pieter Bruegel’in “Patenciler ve Kuş Tuzağı ile Kış Manzarası” Adlı Eseri


<p><em>Ocak ayında doğan ünlü izlenimci ressam Édouard Manet’nin &#8220;Saint Lazare Garı&#8221; adlı tablosunu okuyarak onu anmaya ve hatırlamaya ne dersiniz?</em></p>



<p><strong>&#8220;Saint Lazare Garı&#8221; </strong>ya da kısaca <strong>&#8220;Demiryolu&#8221;</strong> olarak isimlendirilen tablo, <strong>Édouard Manet</strong> tarafından 1873 yılında yapılmıştır. Tablo Washington’da Ulusal Sanatlar Müzesi’nde sergilenmektedir.&nbsp;</p>



<p>Tabloda görülen manzara 19. yüzyıl Paris şehrine aittir.&nbsp;İki tane figürün yer aldığı eserde bir kadın, şık giyimli bir kız çocuğu, parmaklıklar arasından resmin büyük bir kısmını kaplayan yoğun duman ve kenardan sıyrılarak ortaya çıkan panjurlu ev manzarası yer alıyor.&nbsp;</p>



<p>Şapkalı, elinde köpek ve kitap tutan kadın, ressamın diğer iki ünlü tablosunda da modellik yapan Victorine Meurant’tır.&nbsp;Hatta bu tabloda onun Manet için son kez modellik yaptığı söylenir. Diğer tabloları olan &#8220;Kırda Kahvaltı&#8221; ve &#8220;Olympia&#8221; isimli çalışmalarda Manet, Victorine Meurant’ı&nbsp;çıplak resmetmiştir. Burada ise Victorine giyimli, donuk ve biraz da üzgün, izleyiciye bakmaktadır. Manet ile olan ilişkilerinin bir ifadesi olarak yorumlanan tablo aynı zamanda geleneksel Manet tablolarından farklıdır. Çünkü ressam genellikle figürlerin arkasına doğal manzaralar yerleştirmeyi tercih ederken burada bir tren garını tercih etmiştir.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="418" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/01/edouard-manet.webp?strip=all&lossy=1&resize=418%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-109550"/><figcaption class="wp-element-caption">Édouard Manet</figcaption></figure></div>


<p>Tren garını parmaklıkların arkasından izleyen küçük kızın bir vedayı, ayrılığı sembolize ettiğini söylemek mümkündür. Yine Victorine Meurant’nın kucağındaki köpek sadakati temsil eder. Sanat tarihinde&nbsp;kitap ile betimlenen kadın figürleri, entelektüelliğe ve okur-yazarlığa dair bir göndermedir. Yani modellik yapmasına rağmen Victorine, zanaatkâr bir ailede yetişmiş bir ressamdır. Babası bronz ustası, annesi ise kadın şapka tasarımları yapar. Hatta resimdeki şapkanın Victorine’nin annesinin bir tasarımı olabileceği de tahmin edilir.&nbsp;</p>



<p>Ressam olan Victorine’nin çalışmalarının Paris Salonu&#8217;nda&nbsp;1876 yılında yapılan sergide sergilendiği, aynı sergide de&nbsp;Manet’nin eserlerinin jüri tarafından elendiği bilinir.&nbsp;</p>



<p>Saint Lazare Garı görüntüsü yine Paris’in modernleşmesini göstermesi adına da bir eleştiridir. Arkada dumanın görüntüsüyle kaybolan eski ev görüntüleri fark edilir. Manet bu eserinde&nbsp;parmaklıkların arkasından resmi betimleyerek bir bakıma sanayi devrimiyle birlikte gelen tutsaklığa atıfta bulunur.</p>


edouard-manet-saint-lazare-gari-tablosu

Tablo Okumaları: Édouard Manet’nin “Saint-Lazare Garı” Adlı Eseri


<p><em>Goba Art &amp; Design Galeri’de geçtiğimiz hafta çok farklı bir sergi gezdik. Çizgi roman ve sinemanın sanatsal buluşması olarak ifade edilen &#8220;Kinematograph&#8221; isimli sergiden çok şey de öğrenerek ayrıldık.</em></p>



<p>Sinema tutkusunu mimarlık mesleğiyle harmanlayan Ömer Atakan’ın ilk kişisel sergisi olan &#8220;Kinemotograph&#8221; aynı zamanda onun çok yönlü kişiliğinin de bir göstergesi. Mimarlık eğitiminin ardından California Üniversitesi Los Angeles’da Sinema ve Dijital Teknolojiler üzerine eğitimini bitiren sanatçı sinemayı, çizgi romanı, yazmayı, geçmişi araştırmayı ve koleksiyon yapmayı çok seviyor. Zaten bu sergi de tüm bu tutkuların ürünü olarak ortaya çıkmış. </p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="517" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/01/omer-atakan-ile-farkli-bir-sergi-deneyimi-1-1.jpg?strip=all&lossy=1&resize=517%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-109711"/><figcaption class="wp-element-caption">Feride Çelik ve Ömer Atakan</figcaption></figure></div>


<p>Serginin ilham kaynağı ise Ömer Atakan’ın &#8220;Kelebek Camı&#8221; isimli kitabı. Atakan, bu kitapta 80 ve 90’lı yılların popüler kültür anılarını yazmış. Bu anılar daha sonra sanatçının mükemmel çizgileriyle buluşarak muhteşem bir sanat sergisine dönüşmüş.</p>



<p>Sergi ismini sinemanın ilk bulunduğu yıllar olan 1900’lü yılların başında Fransız Lumiere kardeşlerin ve daha sonra Thomas Edison’ın bulduğu ilk film aleti olan &#8220;Kinematograph&#8221;dan&nbsp;alıyor. Aynı zamanda &#8220;graph&#8221; eki de grafik-çizim anlamına geldiğinden sinema ve çizimlerin birlikteliğini temsil ediyor.&nbsp;</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-16">
<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/01/omer-atakan-ile-farkli-bir-sergi-deneyimi-2.jpg?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-109717"/></figure>
</div>



<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/01/omer-atakan-ile-farkli-bir-sergi-deneyimi-3.jpg?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-109718"/></figure>
</div>
</div>



<p>Sergideki eserler sanatçının küçüklüğünden beri izlemiş olduğu filmlerin en beğendiği sahnelerinden ilham alıyor. Bu sahneler yine sanatçının çocukluğundan gelen çizgi roman tutkusuyla birleşerek yapıtlara dönüşüyor. Gösterimde 15 yönetmen ve 15 filmden esinlenerek üretilmiş 15 eser bulunuyor. Ömer Atakan, Tarantino, Martin Scorsese, Ridley Scott ve James Cameron gibi pek çok yönetmenin kült filmlerinden ironik sahneleri filmdeki diyaloglarla harmanlayarak ortaya çıkarıyor. Filmdeki ünlü karakterler ve ünlü sahneler sanatçının kalemiyle yorumlanıyor. 15 çizim 30 x 42 cm, 200 gr Schoeller kağıt üzerine çini mürekkebi rapido, marker, ekolin ve toz pastel tekniği uygulanarak üretilmiş. Sergide ayrıca 50&#215;70 boyutlarında dört adet resim ise yine Atakan’ın özel ilgi alanına giren yönetmenlerden ve filmlerden seçilen ayrı bir seçkiyi oluşturuyor. Bu dörtlüde yer alanlar Steve Mc Quinn, James Bond, Bruce Lee ve Michael Mann’in ‘’Heat’’ filmi. Bu ‘’Heat’’ filminde Al Pacino ve Robert de Niro karşılıklı olarak ilk defa bir araya gelir. Aslında her iki oyuncu da &#8216;Godfather&#8217; isimli filmde birlikte oynamışlar ama hiçbir sahnede karşılıklı gelmemişlerdir. Ömer Atakan da bu iki ünlü oyuncunun ilk kez karşılaşmış olduğu sahneyi ve diyaloğu betimlemiş. </p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/01/omer-atakan-ile-farkli-bir-sergi-deneyimi-4.jpg?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-109720"/></figure></div>


<p>Ömer Atakan ile sergiyi keyifle gezdikten sonra onun diğer tutkuları üzerine de derinlemesine bir sohbet gerçekleştirdik. Atakan’ın sinema merakıyla ortaya çıkan bir de koleksiyonerlik tutkusu var. Sinema koleksiyonerliğine filmlerde kullanılan objeler ile başlıyor. İlk koleksiyon parçası Matrix filmindeki Morpheus karakterinin elindeki silah. Sonrasında eklenen parçalar ise 1/3 ölçeğinde film heykelleri, örneğin Arnold Schwarzenegger’in ‘’Terminator’’ filmindeki heykelleri, ‘’Lord of the Rings’’ filmindeki Aragorn heykeli. Atakan’ın koleksiyonunun diğer parçaları ise yayınlanmış çizgi roman illüstrasyonları. Zagor, Kızıl Maske gibi çizgi romanların kırk sene evvel çizilmiş olan kapaklarının orijinalleri de koleksiyonun parçalarından. Koleksiyonun önemli bir kısmı ise James Bond filminin parçalarından oluşuyor. Yaklaşık 700-800 adet parça var. Hatıralıklar, hediyeler, promosyon ürünler ve eski kitaplar gibi. Ian Fleming’in yazdığı on dört parçalık 1950’li yıllarda çıkan James Bond kitaplarının ilk baskıları da bu seçkinin içerisinde yer alıyor. Daha birçok filme ait parçanın yer aldığı koleksiyonunu Atakan bilgilendirme plakalarıyla adeta bir müzede yer alırcasına sergiliyor. </p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-19">
<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/01/omer-atakan-ile-farkli-bir-sergi-deneyimi-5.jpg?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-109721"/></figure>
</div>



<div class="wp-block-column is-layout-flow">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/01/omer-atakan-ile-farkli-bir-sergi-deneyimi-6.jpg?strip=all&lossy=1&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-109723"/></figure>
</div>
</div>



<p>Yazımın başında da belirttiğim gibi Ömer Atakan’ın kişisel sergisi bize çok farklı bir deneyim yaşattı. Sergiyi gezerken ve kendisinin keyifli anlatımını dinlerken sanat akımlarına, popüler kültüre, geçmişe, toplumsal birikimlerimize bir yolculuk yaptık. Her bir film karesindeki semboller, karakterler ve diyaloglarla izlediğimiz kült filmleri tekrar izlemek, izlemediklerimiz için ise içimizden bir daha büyük bir izleme isteği duyduk. Sergiden çıkarken de zihnimizde şöyle bir cümle belirdi: <em>‘’Sanatın her alanından beslenmemek ve ilham almamak mümkün değil.’’</em></p>



<p>Sinemayı ve sanatı seven herkes lütfen bu sergiyi kaçırmasın. Çünkü sergi, 7 Ocak Cumartesi gününe kadar uzatıldı. Goba Art &amp; Design&nbsp;Galeri’de sergiyi ziyaret edebilirsiniz.</p>


omer-atakan-ile-farkli-bir-sergi-deneyimi

Ömer Atakan ile Farklı Bir Sergi Deneyimi