Fovizm, Primitivizm ve Dışavurumculuk Akımları Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Yazı Boyutu:
Yirminci yüzyılın başında ortak sanatçı gruplaşmaları ile ortaya çıkan Fovizm, Primitivizm ve Dışavurumculuk akımlarını mercek altına aldık.
Fovizm, Primitivizm ve Dışavurumculuk, 20. yüzyılın başında üç farklı başlık altında, farklı yerlerde ortak sanatçı gruplaşmaları ile ortaya çıkan sanat akımlar. Fransa’da “Fovizm”, Almanya’da “Die Brücke” ve “Der Blaue Reiter” isimli sanatçı oluşumlarıyla doğmuş olan akımlar sanat tarihinde yerini koruyor. Empresyonizm dönemi sonrasında ortaya çıkan bu akımların amacı empresyonist ilkeleri yadsımak, dışarının izlenimi yerine içerinin dışavurumu ortaya çıkarmaktır. Ekspresyonizm olarak da isimlendirilen Dışavurumculuk akımı Norbert Lynton’un da belirttiği gibi “İnsana özgü her eylem dışavurumdur; sanat da bir bütün olarak dışavurumcudur”. Primitivizm akımı ise bu dönemde sanatçıların Etnografya ve Antropoloji müzelerine giderek burada sergilenen Afrika ve başka ülkelerden toplanmış ilkel el işlerinden etkilenerek üretim yaptıkları dönemdir.
Fovizm Sanat Akımı
Fovizm Sanat Akımı Nedir?
20’inci yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan bir sanat akımı olarak tarih sahnesine çıkan Fovizm parlak renklerin ve doğal formların yabani hayvanların doğal güzelliğini yansıttığı için Fransızca’daki “fauve” (yabani hayvan) kelimesinden türetildi.
Empresyonizm döneminden sonra bir grup ressamın açtığı sergideki eserlerde renklerin hoyrat ve kaba bir biçimde sürülmüş olmasından ötürü bir sanat eleştirmeni tarafından bu ressamlar “fauves” (vahşi hayvanlar) olarak tanımlandığı için akıma bu isim verildi. Fovizm, geleneksel perspektif, derinlik ve doğal renkler yerine renklerin duygusal etkisine odaklanmasıyla ön plana çıkan bir sanat akımı olmasının yanı sıra yüksek kontrastlı, keskin çizgili ve basit formlara sahip eserleriyle ön plana çıkan bir sanat akımı olarak tarihteki yerini aldı.
Fovizm Sanat Akımının Özellikleri
Sanat dünyasında sarsıcı bir etki yaratan Fovizm sanat akımının özellikleri arasında şunlar gösterilebilir;
Parlak Renkler
Fovist resimlerin en belirgin özelliği yoğun ve parlak renklerin kullanımının yoğun olmasıdır. Sanatçılar, renklerin doğal tonlarını kullanmak yerine, resimlerinde duygusal etki yaratmak için cesur ve canlı renkleri kullanırlar.
Duygusal Etki
Fovist sanatçıların sanatsal tavırlarından biri, doğal dünyanın doğru rengini yansıtmak yerine, resimlerinde duygusal etki yaratmaya çalışmaları. Bu amaçla, parlak renklerin yanı sıra, yüksek kontrastlı, keskin çizgiler ve basit formlar kullanırlar.
Konvansiyonel Perspektif
Geleneksel perspektif ve derinlik kurallarını sarsmasıyla bilinen bir akım olan Fovizm resimlerinde konvansiyonel perspektiften kaçınılır. Bu sayede, resimlerinin daha yalın ve doğrudan bir etkiye sahip olmasını sağlarlar.
Fovizm Sanat Akımının Temsilcileri
Fovizm akımın önde gelen ressamları arasında; Henri Matisse, André Derain, Maurice de Vlaminck, Kees van Dongen, Raoul Dufy gibi isimler sayılabilir. 1905 yılında Paris’te Salon d’Automne’un sergisinde Fovist sanatçılar arasında Matisse, Rouault, Vlaminck ve başka ressamların eserleri de bulunur. Bu ressamların ortak özellikleri parlak renkler kullanmaları, doğal renklere tuvallerinde yer vermemeleridir. Bu sergiden sonra sanatçıların her biri değişik doğrultulara yönelerek üretimlerine devam ederler.
Fovizm Sanat Akımı Eserleri
Henri Matisse, “The Green Stripe” (Yeşil Şerit); 1906
Döneme imza atan ve aynı zamanda yeni bir dönemi açan eser Henri Matisse’in “Yeşil Şerit” isimli tablosu Fovizm akımının en akılda kalan eserlerinden biri. Matisse 1905 yılından önce renkle ilgili araştırmalarına başlar. Matisse, klasik geleneğe dayanan kapalı mekânda poz veren figürlere ışık-gölge tekniği uygulamasıyla, George Seurat ve Paul Signac’ın 1880 yıllarında başlattığı noktacılık, renk çözümlemeleri tekniği arasında kararsız kalır. Fakat Matisse “Yeşil Şerit” isimli tablosunda bu iki tekniği birlikte kullanır. Tabloda saçlar mavi ve arada küçük, parlak kırmızı noktalar dikkati çeker. Arka plan ise turuncu, mor, mavi ve yeşil gibi parlak renklerden oluşur. Kuramlardan bağımsız, temeli gözlem ve duyguya dayanan renk seçimi, duyumların bir resim oluşturacak derecede yoğunluğa erişme özelliklerinin hepsini bu tabloda görmek mümkündür. Kullanmış olduğu farklı ve aykırı renkler kuramlardan ve resim geleneğinden bağımsız düşündüğünü gösterirken aynı zamanda fırça vuruşlarıyla kadın yüzünü biçimlendirir ve ışık-gölge efektini verir.
Henri Matisse, “Woman with a Hat” (Şapkalı Kadın); 1905
Matisse’in kendi eşinin resmini yapmış olduğu “Şapkalı“ tablosu şapka eşyası dışında halk için oldukça farklı ve aykırıydı. Bu farklılık ve aykırılık aslında Matisse’in konuyu yansıtma biçiminden kaynaklanır. Resimde kullanılan renkler gerçek renkler olmadığı için izleyici tarafından hoş karşılanmamıştı. Kadının saçlarının bir kısmı kırmızı bir yanı yeşil, yüzünde ise leylak, yeşil ve mavi çizgiler bulunur. Artık bu resimle birlikte sanat izleyicisi resmi yapılan bir figür ya da nesne ile tıpatıp bir benzerlik olamayacağını kabul etmek durumunda kalır. Resmi bir bütün olarak görerek renkler, arka plan ve figürle olan uyumu ve bunlarının hepsinin izleyiciye bir şeyler aktarması önem kazanır. Matisse’in eserindeki canlı renkler duygusal bir bildiri niyetini taşımasının nedeni ressamın kadınlara, renklere ve süslere karşı duyduğu görsel bir heyecandır.
Maurice de Vlaminck, “The Circus” (Sirk); 1906
Fovizm akımının diğer önemli sanatçısı Maurice de Vlaminck’dir. Vlaminck eserlerinde sert, ayrıksı ve kişisel bir dil kullanarak izleyiciye mesaj vermeye çalışır. Sanatçı için önemli olan resmin konusu değil, sunuş biçimidir. “Sirk” eserinde de görüldüğü gibi fırça darbeleri çok belirgin, parlak ve yanıcı bir etkiye sahiptir. Eserlerinde konu olarak açık hava manzaralarını tercih eden sanatçı bu yönüyle diğer fovist sanatçılardan ayrılır. Van Gogh’u kendisine en yakın örnek kabul eden sanatçının fırça darbelerinde de Van Gogh etkisi hissedilir.
{27964}
Primitivizm Sanat Akımı
Primitivizm Sanat Akımı Nedir?
Dışavurumculuk akımının başka bir ifade tarzı da ‘Primitivizm’dir. ‘Primitivizm’ akımını pek çok sanatçının hızlı kentleşme endüstrileşmeye tepkisinden ötürü ortaya çıkmıştır. Modernleşme karşı tavır sergileyen sanatçılar ilkel toplumların sanatına ilgi duymaya başlar. Batı ülkelerindeki modern sanatçılar esinlenme kaynaklarında daha farklı ifade tarzının yanı sıra kendilerinin de takip ettikleri saf ve dolaysız bir anlatım gücünün peşine düşerler. En başta Pablo Picasso olmak üzere dönemin sanatçıları etnografik nesneleri beğeniyle izler. Etnografya ve Antropoloji müzelerine yapılan sık ziyaretler sonucunda müzede sergilenen maskeler, heykeller ve objeler sanatçıların en büyük ilham kaynağı olur.
Anarko-Primitivizm Nedir?
Anarko-primitivizm uygarlığın kökeni ve gelişimini anarşist bakış açısı ile inceleyen düşünce biçimleridir. Tarım devriminin insanlığa getirmiş olduğu yerleşik düzeni ve bu düzenin sistemli şekilde yürütülmesini sağladığını iddia eden yönetim erklerinin karşısında yer almaktadır.
Primitivizm Sanat Akımının Özellikleri
Primitivist sanatçılar, doğal formlar, geleneksel desenler ve semboller kullanarak, Batı sanatının geleneksel tekniklerini yıkarak, daha özgür ve doğal bir ifade arayışında olmalarıyla ön plana çıktı. Bu sebepten Doğal formlar, yenilikçi teknikler, ilkel sanatın etkisi ve yeni bir anlatım biçimi primitivist sanatta öne çıkan özellikler olarak dikkat çekti.
Primitivizm Sanat Akımının Temsilcileri
Paul Gauguin
Fransız post-empresyonist ressam Paul Gauguin, primitivist sanatın öncülerinden biri. Tahiti’ye yaptığı seyahatlerde yerli kültürden ilham alarak, doğal formlar ve semboller kullanarak eserler yaratmıştı.
Henri Rousseau
Fransız ressam Henri Rousseau, naif ve primitif tarzıyla tanınır. Çoğu zaman doğal formları ve sembolleri kullanarak resimlerini oluşturur. Sanat eserlerindeki hayvan ve bitki figürleri, onun imzası niteliğindedir.
Dışavurumculuk Sanat Akımı
Dışavurumculuk Sanat Akımı Nedir?
Ünlü sanat tarihçi Lynton’a göre 20’inci yüzyılda Avrupa’da başlayan Dışavurumculuk akımının kaynağı 19’uncu yüzyıl sonunda görülen hareketlerdir. Emprestyonist sanatçı Gauguin’in Avrupa uygarlığını terkederek Tahiti’ye gitmesi, Edward Munch’un psikolojk etkili resimleri dışavurumculuk akımının ilk kaynağını oluşturur.
Dışavurumculuk akımı duygu durumlarının görsel şekil almış hali olarak tanımlamak mümkündür. Bu akım değişik sanatçı gruplaşmaları tarafından zaman içerisinde Dışavurumculuk, Soyut Dışavurumculuk ve Yeni Dışavurumculuk başlıklarını almıştır.
Dışa Vurumculuk Sanat Akımının Özellikleri
Dışavurumcu sanatçıların eserlerinde kullandıkları ortak özellikler: biçim bozucu yaklaşım, rengin özellikle simgesel, duygusal, dekoratif etkileri ve doğal halinden bağımsız kullanma, abartılı bir perspektif ve desen anlayışıdır. Sanat izleyicisi genellikle dışavurumcu eserlere bakarken kendi sezgi gücüne bağlı olarak bir etkileşim hisseder.
Dışavurumculuk Sanat Akımının Temsilcileri
1905’te Dresden’de Die Brücke (Köprü) isimli grubu oluşturan sanatçıların hepsi mimarlıktan vazgeçerek sanat için biraraya gelmişlerdir. Kirchner, Heckel, Schmidt-Rotluff ve sonradan aralarına katılan Bleyl bu gruptaki sanatçılar arasında yer alır. Kirchner bu akımın manifestosunu kaleme almak yerine tahta bir kalıp biçiminde ortaya koyar. Ahşap baskı şekliyle çoğaltılan bu manifesto sayesinde 20. yüzyılda ahşap baskı sanatı yaygınlık kazanır.
Almanya’da 1911-1914 yılları arasında ortaya çıkan diğer bir dışavurumcu grup Der Blaue Reiter (Mavi Süvari)’dir. Grupta yer alan önemli sanatçılar: Wassily Kandinsky, August Macke ve Franz Marc’dır. Bu grup adını Kandinsky’nin atlara olan sevgisinden ve Marc’ın ruhani olarak nitelendirdiği mavi renkten alır. ‘Mavi Süvari’ grubunun ‘Köprü’ grubundan farkı ilk soyut dışavurumcu resimleri içermesidir. Bunun nedeni Kandinsky’nin resim ve müzik arasında kurduğu ilişkiyle renkleri müzikal sembollerle ifade etmesinden kaynaklanır. Bunun yanı sıra en ünlü dışavurumcu sanatçılar arasında Edvard Munch, Vincent Van Gogh, Ernst Ludwig Kirchner, James Ensor ve Oscar Kokoschka sayılabilir.
Dışavurumculuk akımının Türk temsilcileri arasında ise edebiyat dünyasından; Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin, Ahmet Muhip Dıranas gibi isimler bulunuyor.
Dışavurumculuk Sanat Akımı Eserleri
Wassily Kandinsky – Sarı, Kırmızı, Mavi
Wassily Kandinsky, “Yellow, Red, Blue” (Sarı, Kırmızı, Mavi), 1925
Rus ressam Wassily Kandinsky, Dışavurumculuk akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak sanat tarihine geçmiş isimlerden biri. Sarı, Kırmızı, Mavi adlı eseri, soyut formların ve canlı renklerin kullanımıyla öne çıkmaktadır.
Emil Nolde – Dansçılar
Alman ressam Emil Nolde’un Dansçılar adlı eseri, canlı renklerin, yıkık dökük formların ve sert hatların kullanımıyla dışavurumculuk akımının önde gelen örneklerinden.
Oskar Kokoschka – Lovers With Cat
Dışavurumcu resimleriyle bilinen Avusturyalı ressam, şair Oskar Kokoschka figüratif resimlerinde rengi, duygusal bir dışavurum aracı olarak kullanmasıyla biliniyor.