preloader

Koleksiyoner Sohbetleri: Özgür Cem Hancan

11.04.2025
Koleksiyoner Sohbetleri: Özgür Cem Hancan

Yazı Boyutu:

Sanatla ilk temasını annesinin atölyesinde kuran, koleksiyonculuğu ise bir yatırım değil bir duygu meselesi olarak gören biri o. Eserle kurulan bağın, dönemin trendlerinden çok daha kıymetli olduğuna inanan koleksiyoner; genç sanatçılara alan açmayı, kültürel mirası korumayı bir misyon haline getirmiş.

Özgür Cem Hancan, Bor Sanat çatısı altında genç sanatçılara alan açarken Türkiye’nin kültürel zenginliğini gelecek kuşaklara taşımayı da hedefliyor.

Koleksiyonunuza başlarken sizi ne ilgilendirdi ve ne zaman başladınız?

Koleksiyoner Sohbetleri: Özgür Cem Hancan

Sanata olan ilgimin çocukluk döneminde başladığını söylemeliyim. Annem Ankara’da kendi atölyesinde üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerine uzun yıllar öğrenci yetiştirmek amacıyla eğitimler verdi. Bu süreçte evde var olan sanat ortamı ve annemin benim sanata dair farkındalığımın gelişmesi adına verdiği çaba, belki de sanata olan ilgimin ilk adımları idi.

Annemin bu dönemde eğitim verdiği gençlere, onların enerjilerini sağaltmaya, estetik anlayışlarını geliştirmeye nasıl gayret gösterdiğine şahidim. Bu dönem aynı zamanda benim sanatçıları keşfetmeye, sergileri takip etmeye başladığım zamanı da ifade eder.

Sanat dünyasındaki değişimler ve trendler hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Sanat tarihini incelediğimizde, aslında o tarihlerde popüler olan sanat akımlarını, o çağların trendlerini görüyoruz. Günümüzde bizim için klasikleşmiş olan geçmiş zaman trendleri, o dönemin ruhunu bize yansıtıyor.



Şu anda gündemde olan dijital sanat çalışmaları, sanat üretiminde kullanılan çevreye duyarlı bio malzemeler, deneyimsel ve katılımcı işler günümüze dair bir şeyler anlatıyor. Teknolojik gelişmelerin hızla sonuçlandığı, gündelik yaşantımızda dijitalin geleneksel yöntemlere karşı tercih edilmeye başlandığı, yapay zekâ uygulamalarının her alanda yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. Bu gelişmelerin sanat dünyasına yansıması elbette kaçınılmaz.

Dünyada ve Türkiye’de artık “tasarım” oldukça önemli bir etkileşim yöntemi. Yakın gelecekte sosyal alanlarda, iş hacminde, reklam sektöründe, popüler medyada bu bağlamlarda sanatçıların dahil olduğu bir gündelik yaşam inşasının hızlanacağını düşünüyorum. Sanatçılar günümüzün toplumsal-kamusal mecralarını ve alanlarını bir tasarım nesnesine dönüştürerek bienaller, festivaller, kamusal alan sergileri vb. gibi faaliyetlerin dışında da ana aktör haline gelecekler. Belki burada önemli olan, bu tasarım süreçlerinde sanat üreticileri, yaratıcı ve özgün çağdaş sanatçılarla yol almak ve estetik unsurları her daim olması gerektiği gibi göz ardı etmemek.

Sanatçının, ürettiği eser aracılığıyla izleyici ile arasında kurduğu bağın, tüm bu trendlerin ötesinde bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum. O duygu, his ve düşünceler eser aracılığıyla nasıl anlatılmış, izleyicide nasıl karşılık bulmuş? Sanatçı, eser ve izleyici arasındaki etkileşim hepsinin üzerinde.


6. Mardin Bienali kapsamında Ebru Nalan Sülün küratörlüğünde gerçekleştirdiğimiz “Invited: Müşterek / Unified” sergimizde sanatçı duosu Ahmet Rüstem EkiciHakan Sorar’ın ortaya koyduğu eserler arkeolojik buluntuların yapay zeka ve 3D print gibi yenilikçi yöntemlerle yorumlanmasına güzel bir örnek.

{352057}

Sizin için bir eserin değerini belirleyen en önemli faktörler nelerdir?

Koleksiyoner Sohbetleri: Özgür Cem Hancan
“Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Mualla” Sergisi

Sanat eserlerine maddi değerleri üzerinden değil bende yarattığı duyguya odaklanarak yaklaşırım. Koleksiyonda yer alan eserlerin hiçbirini salt maddi değerleri veya popüler bir sanatçının eseri olduğu için tercih etmedim.

Koleksiyonumuzu genişletirken hiçbir zaman onu maddi bir yatırım aracı olarak değerlendirme kaygısı taşımıyoruz. Yeni bir sanatçıyı koleksiyonumuza dahil ettiğimizde, onun eserlerini belirli bir stratejiyle konumlandırmak ya da koleksiyonun finansal değerini artırmak gibi bir düşüncemiz olmuyor.

Örneğin, Nuri İyem’in serileri bizim için büyük bir anlam taşıyor ve koleksiyonumuzda önemli bir yer tutuyor. Kemal Önsoy’un eserlerine duyduğum derin hayranlık ise defalarca müzelerde saatlerce onları izlememe neden oldu.

Koleksiyoner Sohbetleri: Özgür Cem Hancan
“Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Mualla” Sergisi

Sanat koleksiyonunuzu genişletirken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Bizim için esas olan, özgün bir anlatımı olan ve sanatıyla kendini ifade edebilen sanatçılara yer açmak. Aynı zamanda, yeni sanatçılara alan tanıyıp onları destekleyerek sanat dünyasına katkıda bulunmayı da önemsiyoruz. Bu doğrultuda, ekibimizle birlikte koleksiyonumuzu daha bilinçli, kapsamlı ve güçlü bir biçimde geliştirmek için projeler üretmeyi hedefliyoruz.

Genç sanatçılara destek vermek ve onların eserlerini koleksiyonunuza dahil etmek size ne hissettiriyor?



Ülkemiz çok renkli bir mozaik. Farklı kültürlerin birbiriyle olan etkileşimi ise genç sanatçılarımızın en kuvvetli ilham kaynağı haline dönüşüyor. Bor Sanat olarak üstlendiğimiz misyon aslında tam da bu noktada karşılık buluyor. Genç sanatçıların bu kültür mozaiğinden aldıkları ilhamı dışa vurmaları, kendi hikayelerini istedikleri biçimde anlatmaları için buradayız.

2024 yılında 6. Edisyonu gerçekleşen Mardin Bienali kapsamında Invited: Müşterek / Unified adlı sergiyi izleyici ile buluşturduk. Ebru Nalan Sülün küratörlüğünde hazırladığımız sergide Ahmet Rüstem Ekici – Hakan Sorar, Cansu Sönmez ve Mehmet Çimen’in Mardin’den aldıkları ilhamla ürettikleri birbirinden muhteşem çalışmaları sergiledik. Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar’ın Invited sergisi için tasarladıkları, 3D baskı yöntemiyle üretilen “Güneş Tapınağı”, Hancan Koleksiyonu’ndaki yerini aldı ve bir senedir ofisimizin girişinde sergileniyor.

Genç sanatçıların yapıtlarının koleksiyonlarda yer bulmasının onları daha fazla üretmeye teşvik ettiğini düşünüyorum. Sanat üreterek anlattıkları duygu ve düşüncelerin başka birinde karşılık bulması, anlaşılabilmek son derece önemli.


Koleksiyonunuzdaki eserleri sergilemek veya kamuya açmak gibi planlarınız var mı?

Koleksiyoner Sohbetleri: Özgür Cem Hancan
“Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Mualla” Sergisi

Kişilerin geçici olduğunu ama kurumların kalıcı olduğunu düşünüyorum. Sonraki nesillere aktarım ancak bu yolla sağlanacaktır. Bilgi üreten ve bilgiyi aktarmayı ön planda tutan akademisyenlerle sanatseverleri buluşturmak istiyoruz. Bor Sanat ile yaptığımız tüm çalışmaları bu bakış açısı üzerinde temellendiriyoruz. Amacımız kurumlar vasıtasıyla kültürel mirasımızı sonraki nesillere aktarabilmek.

Bu doğrultuda, 2. koleksiyon sergimizi Bor Sanat ve Erimtan Müzesi iş birliği ile, Ebru Nalan Sülün küratörlüğünde hazırladık ve sanat izleyicisi ile buluşturduk. “Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ” koleksiyonda yer alan Fikret Mualla eserlerinden bir seçki sunuyor.

{33046}

Koleksiyoner Sohbetleri: Özgür Cem Hancan
“Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Mualla” Sergisi

Sanatçının farklı dönemlerine ait eskizlerinin ve guaj çalışmalarının yer aldığı sergi; yakınlarının tarih anlatıcılığı ve eleştiri metinleri yoluyla hem geçmişi hatırlatmayı hem de yazılı arşiv aracılığıyla Muallâ’nın yaşamına dair dönemsel bir analiz yapmayı hedefliyor. “Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Mualla” sergisi Ankara Erimtan Müzesi’nde 7 Eylül’e kadar ziyaret edilebilir.

Gelecekte sanat koleksiyonunuza eklemek istediğiniz belirli sanatçılar veya eserler var mı?

Koleksiyonumda Fikret Muallâ ağırlıklı olarak yer almakta. Fakat gelecekte sanat hayatına yeni başlayan ve özgün-yenilikçi eserler üreten sanatçıları koleksiyona dahil etmeye devam etmeyi hedefliyorum. Elbette yeni eserleri var olan koleksiyona eklerken bilinçli bir yaklaşımı da önemsediğim için, eserler arasında farklı bağlamlarda kurulacak ilişkiyi ve uzman görüşü almayı oldukça önemsiyorum.

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları