preloader

Kitap Önerileri

05.02.2023
Kitap Önerileri

Yazı Boyutu:

Enfes biyografilerden kurmaca hikâyelere, mart ayının en yeni kitap önerilerini sizler için derledik.

Psikolojiden fantastik hikâyelere, bilim kurgudan tarihi kitaplarına… Konusu ne olursa olsun hikâyeleri ile sizi her zaman farklı dünyalara sürükleyen kitapları yanınızdan ayırmayın. Mart ayı içinde okuma listenize eklemeniz gereken kitaplara göz atın.

Mart Ayı Kitap Önerileri

Hasan-Âli Yücel ve Türk Aydınlanması, A.M. Celal Şengör

Milletvekili, Milli Eğitim Bakanı, Tercüme Bürosu ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın kurucusu, Köy Enstitüleri’nin fikir babası, tarihçi, edebiyatçı, eğitimci ve gazeteci… Cumhuriyet tarihinin en önemli isimlerinden Hasan-Âli Yücel’i Prof. Dr. A.M. Celâl Şengör, akademisyen titizliğiyle derinlemesine inceliyor ve tartışıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı eğitim reformlarının destekçisi ve uygulayıcısı, aydınlanma ideallerinin şaşmaz takipçisi Yücel’in, yalnızca geçmişe değil, bugüne ve hatta yarınlara ışık tutacak zenginlikteki düşünce dünyası gözler önüne seriliyor.

Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları

Arsız Yeşillik, Benjamín Labatut

Ne zaman dünyayı anlamayı bıraktık?

Hiroşima ve Nagasaki’yi yerle bir eden atomları bir generalin yağlı parmakları değil, elinde bir avuç denklem olan bir grup fizikçi parçalamıştı.

İnsanlığın sonunu insanlığı kurtarmayı amaçlayan fikirler mi getirecek?

Şilili yazar Benjamín Labatut, Arsız Yeşillik’i meydana getiren metinlerde dünyanın gidişatını değiştirirken insanlığı uçurumun kıyısına getiren bilimcilerin beklenmedik esin kaynaklarına, uçsuz bucaksız saplantılarına, deha ve deliliklerine büyüteç tutuyor.

Yayınevi: Can Yayınları

Çeviren: Saliha Nilüfer

Güneşteki Adamlar, Gassan Kanafani

Yolları Basra’daki bir kaçakçının yazıhanesinde kesişen üç Filistinlinin hikâyesi Güneşteki Adamlar.

Göğsünü dayadığında sanki yerin kalbini duyacak kadar toprağa bağlı ihtiyar bir köylü, haksızlığa karşı mücadelesi zindanın yolunu gösterdiğinde kaçmaktan başka çaresi kalmayan genç eylemci ve okulu bırakıp gerçek dünyada “pişmek” zorunda kalan toy bir öğrenci. Kuveyt’e varıp, Körfez’in bu zengin ülkesinde çalışıp para kazanmaya başladıklarında yalnızca kendilerinin değil arkalarında bıraktıkları Filistin’in, ailelerinin, sevdiklerinin de talihini değiştirmeyi umuyorlar. 70 sayfalık bu sarsıcı bir kitap adeta bir ağıt… Arap Yazarlar Birliği’nin “En iyi 100 roman” listesinde ilk beşte yer alan yazar ile tanışmalısınız.

Yayınevi: Metis Kitap

Çeviren: Mehmet Hakkı Suçin

Bir Ömür Böyle Geçti – Sessiz Gemiyi Beklerken, Süreyya Ağaoğlu

Türkiye’nin ilk kadın avukatı olan Süreyya Ağaoğlu, devrin önemli isimlerinin konuk edildiği, siyasi ve fikri gelişmelerin tartışıldığı bir evde büyümüş, hayatı boyunca ailesiyle sıkı bağlarını hep korumuştur. 1921 yılında Darülfünun’a başvurur, kızların da hukuk fakültesinde okuyabilmesinin yolunu açan, özellikle kadın ve çocuk hakları konusunda büyük katkılar sunmuş Ağaoğlu, yaşadıklarını kaleme aldığı bu kitapta, aile içi tanıklıklarını ve anılarını anlatıyor, Türk sosyal ve siyasi hayatı açısından önemli ayrıntılar sunarken avukatlık mesleğine dair deneyimlerini de aktarıyor. Bu cesur kadının hikâyesi fazlasıyla ilham verici.

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Modern ve Ötesi – Elli Yılın Sanatına Kenar Notları, Orhan Koçak

Türkiye’nin önde gelen eleştirmenlerinden Orhan Koçak’ın güçlü kavrayışı ve zarif üslubuyla kaleme aldığı Modern ve Ötesi: Elli Yılın Sanatına Kenar Notları, yirminci yüzyılın ortasından bugüne Türk modern sanat üzerine düşünmek için nadide bir kılavuz. Sanatçıların benzeri görülmemiş bir özgüven kazandığı, yepyeni bir özgürlük ve deney hissiyle ürettiği 1950’lerden başlattığı bu kitabında Koçak, konuların, tekniklerin ve üslupların ötesinde, kronolojik bir sıra içinde sanatın hareketini, tarihsel dönüşümlerini mercek altına alıyor.

Yayınevi: Everest Yayınları

İlgi Arayışı, Adam Philipps

Psikanalistlerin dikkatini çekecek bu kitap, ilgiye nasıl ve neden ihtiyaç duyduğumuzu, ilgiyi elde etmek için hangi yollara başvurduğumuzu anlatıyor. Adam Phillips psikoterapi geçmişi ve Freud, Winnicott, Lacan veya Deleuze gibi ustaların teorilerine hakimiyeti ile insanın ilgi çekme ihtiyacının izlerini sürüyor. İnsan davranışının sıklıkla göz ardı edilen dikkat çekme örüntüsünü anlamak için zengin bir kaynak olarak okurlarını bekliyor.

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Çeviren: Aydın Çavdar

Dünya Noor’un Beklenmedik Aşk Nesneleri, Rana Haddad

Suriye asıllı genç yazar Rana Haddad’ın ilk romanı 1980’li yıllarda Suriye’nin Lazkiye kentinde başlıyor. Fotoğraf sanatçısı olma hayalleri kuran Dünya’nın anne ve babası, kızlarının Hafız Esad’ın diktatörlüğü altındaki Suriye’de kabul gören normlara uygun bir yaşam kuramayacağını düşünerek onu İngiltere’ye gönderirler. Dünya yıllar sonra Londra’da, Halepli bir terzinin oğlu Hilal ile tanışıp ona âşık olur ve birlikte Lazkiye’ye geri dönme kararı vermeleri yaşamlarını kökten değiştirecek bir süreci tetikler. Mizahî üslubu ve eski Yeşilçam filmlerini anımsatan renkli anlatımıyla Rana Haddad okuyucuyu, iç savaş öncesi Suriye’de her şeye rağmen aşkları ve tutkularının peşinden giden iki genç insanın hikâyesine ortak ediyor.

Yayınevi: Livera Yayınları

Çeviren: Duygu Alçul

Anneliğin Sıra Dışı Tarihi, Sarah Knott

Yüzyıllar boyunca sadece savaşlarla, siyasetle ve devrimlerle ilgilenen tarihçiler, hamilelik ve annelik deneyimine dair ayrıntıları “kaydetmeye değer” bulmadılar. Ünlü tarihçi Sarah Knott ise bu yaklaşımı değiştiriyor ve bugünden yola çıkarak başka çağlarda ve başka coğrafyalarda nasıl annelik yapıldığını araştırıyor. Günlükler, mektuplar, raporlar, mahkeme kayıtları, davranış kılavuzları, giysiler ve nesnelerin yanı sıra kişisel deneyimleri de aktararak alternatif bir annelik anlatısı ören Knott, çocuk sahibi olmama fikir ve tercihini de bu anlatıya dahil ediyor. Anneliğe dair son derece özgün bir yorum…

Yayınevi: Mundi Kitap

Çeviren: Merve Öztürk

Kültür Üretimi, Sembolik Ürünler / Sembolik Sermaye, Pierre Bourdieu

Avrupa toplumlarında sanatın kurumsallaşmasının tarihi, sanatın özerkliğini kazanmasının tarihidir. Rönesans’ta tohumları atılan bu özerkleşme süreci boyunca sanat, Kilise ile Saray’ın himayesinden ve vesayetinden koparak bağımsızlaşır. Aynı süreçte kapitalizmin yükselişine koşut bir sanat piyasası örgütlenir. Bir yandan da sanat tarihi ve sanat eleştirisi başlı başına birer yazın türü olarak gelişir. 19. yüzyıla gelindiğinde, kendi bilgisini ve estetiğini kendi içinde belirleyen, otoriteyi ve meşruiyeti kendi mercilerinden devşiren bir sanat alanı teşekkül etmiştir. Ne var ki, bu alan bir yandan da piyasaya tâbidir; oysa varlığını “ekonomi”nin inkârı üzerine tesis etmiş, kendini “ticari” kaygıların reddiyle tanımlamıştır.

Pierre Bourdieu, burada yayımladığımız iki temel makalesinde, sanat alanına damgasını vuran bu paradoksu masaya yatırıyor ve “sembolik mallar”ın üretimindeki yapısal dinamikleri ortaya koyuyor. Tiyatro, edebiyat ve görsel sanat alanlarındaki saha araştırmaları üzerinden, kültürel üretimin temel yasası olan rekabetin nasıl işlediğini inceliyor.

Yayınevi: İletişim Yayınları

Çeviren: Sibel Yardımcı ve Elçin Gen

Acıklı Güldürü, Metin Belgin

Renkli-Türkçe Sine’masal’dan sonra Metin Belgin, bu kez elli bir yıllık tiyatro anılarını Acıklı Güldürü’de anlatıyor. Yine “modern bir meddah”ın kaleminden dile gelen anılar aynı zamanda “tiyatro tarihi”ne de belgesel bir katkı sunuyor.

Yayınevi: Literatür Yayıncılık

Şubat Ayı Kitap Önerileri

Şiddetin Tarihi, Édouard Louis

2012, Paris. Édouard Louis arkadaşlarıyla yediği Noel yemeğinden sonra gece yarısı evine dönerken, yolda tanıştığı bir adamın ısrarına dayanamayıp onu evine davet eder. Reda ona çocukluğunu ve babasının Cezayir’den kaçarak nasıl Fransa’ya geldiğini anlatır. Gecenin geri kalanını sohbet ederek, gülerek geçirirler. Fakat bir süre sonra işler değişir: Reda bir anda tarifsiz bir şiddetin failine dönüşürken, Édouard’ın payına düşense seçmediği bir hikâyenin kurbanı, seçmediği bir acının taşıyıcısı olmaktır. Şiddetin Tarihi, o gece yaşananların izini sürerken, şiddetin kökenlerini, doğasını ve onu tırmandıran dinamikleri, göçmenlik, ırkçılık, eril şiddet ve travma üzerinden anlamlandırmaya çalışan bir araştırmaya girişiyor. Daha önce iki kitabıyla da beğeni kazanan Louis ile mutlaka tanışmalısınız.

Yayınevi: Can Yayınları

Çeviren: Ayberk Erkay

Ateşin Tükettikleri, Jaume Cabré

İtiraf Ediyorum kitabıyla Türk okuyucuların beğenisi kazanan Cabré yeni kitabında hafızasını yitirmiş, beyaz balinasının yokluğunda hatıralarının peşine düşen Ismael ile ailesini yitirmiş yabandomuzu yavrusunu, bir banka şifresinin peşindeki soyguncularını anlatıyor. İkarus mitinden Moby Dick’e, filmlerden müziklere, şiirden fabla, polisiyeye, pervanelerden yabandomuzlarına, özgün kurmacanın tüm imkânlarını kullanıyor.

Yayınevi: Alef Yayınevi

Çeviren: Suna Kılıç

Hizmetçiler, Jean Genet

Uzun yıllardır Hanımefendi’nin emrinde çalışan Solange ve Claire, yaşama tutundukları “oyunun” son dakikalarını yaşamaktadır. Taparcasına sevdikleri, saygıda kusur etmedikleri, varlıklarını borçlu oldukları Hanımefendi’yi öldürmeye karar vermişlerdir. Bir cinayetin işleneceği bu gece, dizginlenemeyen arzuların iktidarı devralışına, değişen rollerin kaosuna, aynaların kırılmasına, şiddetin salıverilmesine, kurtuluşa yıkımda ulaşanların zaferine sahne olacaktır.

İlk defa 1947 yılında oyun olarak sahnelenen Jean Genet’nin Hizmetçiler’i, hiç kuşkusuz, yirminci yüzyıl Batı edebiyatının en öne çıkan, en tartışmalı, en çığır açıcı metinlerinden biridir. Yazıldığı günden bu yana tüm dünyada en çok sahnelenen oyunlardan biri olmayı sürdüren Hizmetçiler, olanaklarını zorlayan sayısız yorumla sahneye taşınmış, metin ve temsil bağlamında çok sayıda okumaya, araştırmaya konu olmuştur. Kitaplığınızda bulunmalı!

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Çeviren: Ayberk Erkay

Bende Ölen Sensin, Irmak Zileli

Çağdaş Türk Edebiyatı’nın ödüllü yazarlarından Irmak Zileli, kentli ve beyaz yakalı bir adamın benliğinde öne çıkan arzuları ve karanlık köşelere pusu kurmuş korkuları titizlikle ortaya koyarken, “erkeklik” mekanizmasının tik taklarına bir saat ustasının dikkatiyle kulak veriyor. Zileli, bu kez bütün doğallığıyla, soluksuz ve sansürsüz akıp giden bir bilince ses veriyor, erkek dünyasına ayna tutuyor.

Yayınevi: Everest Yayınları

Ölü Reşat, Aslı Tohumcu

Dünyaya gelirken başka bir bebeğin sırasını çalan Adnan’ın olağanüstü hikâyesi bu anlatılan… Sırası çalınan Reşat, iki dünya arasında sıkışıp kalır. O artık ne ruh ne de insan sınıfına girer. Tez vakitte intikam almaktır bütün muradı. Peki Adnan kendisini bekleyen bu makûs talihten kaçabilecek midir? Aslı Tohumcu, Ölü Reşat’ta, Bursa’nın Kiremitçi Mahallesi’nde yaşanan akıllara durgunluk veren bir hadiseyi, bir adamın büyüme hikâyesine dönüştürüyor. 1940’lı yılların belirsiz atmosferinden, günümüze dek uzanırken okuru şaşırtıcı bir sona hazırlıyor.

Yayınevi: İletişim Yayınları

Olduğum Yer, Jhumpa Lahiri

Bir kadın, kendi şehrinde, kendi başına yürüyor. Hayat yolculuğunun ortasında yolunu kaybettiğinin farkında. Her bir gününün fonunda yer alan bu şehir, olduğu yer, hikâyesinin gizli kahramanı. Sokakları, parkları, müzeleri, mağazaları, kafeleriyle kadının tek gerçek sırdaşı.

Pulitzer Ödüllü Jhumpa Lahiri’nin yeni romanı Olduğum Yer, hiçbir zamana, mekâna ya da insana ait olamamış, endişe ile coşku, köklenme ile yabancılaşma arasında gidip gelen bir kadının hikâyesi.

Yayınevi: Domingo Yayınları

Çevirmen: Eren Yücesan Cendey

Kentin Aynaları – İstanbul’un Sanatçılarından Yansımalar, Alistair Hicks

Yazar ve küratör Alistair Hicks yeni kitabı Kentin Aynaları – İstanbul’un Sanatçılarından Yansımalar ile okuyucuyla buluşuyor. Kitap Halil Altındere, Osman Bozkurt, Hera Büyüktaşcıyan, Antonio Cosentino, Cevdet Erek, Leyla Gediz, Nilbar Güreş, Gözde İlkin, Ali Kazma, Serra Tansel, Serkan Taycan, Hale Tenger’in İstanbul’la kurdukları ilişkiye odaklanıyor. On iki İstanbullu sanatçı, rastlantısal bir seçim süreciyle oluşturuldu, ancak hepsi şehrin bugününe dair güncel ve belirleyici bir izlenim sunmak üzere bir araya geldi. Ortak bir yol haritaları yok, dolayısıyla ortaya uyumlu bir topluluk, heyet ya da zümre çıkmıyor, ancak bu masadan doğabilecek nice diyalog var.

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Çeviren: Çağla Özbek

Tarih Adam, Malcolm Bradbury

İngiliz yazar ve akademisyen Sir Malcolm Bradbury’nin en bilinen romanı Tarih Adam, kendi entelektüel çevrelerinde eğitimli ve ilerlemeci bir çift olarak tanınan Kirk’lerin yaşamlarının bir dönemine odaklanıyor. Başarılı ve radikal bir toplum bilimci olan Howard Kirk ile eşi Barbara Kirk’ün evlilik yaşantılarında kaldırdıkları bütün engeller ve sürdürdükleri açık ilişki 1960’lı yılların özgürlükçü havasında takdirle karşılanmaktadır. Kirk’ler hiç şüphesiz yeni insanlardır ve tam da zamanın gerektirdiği gibi solculardır. Bradbury, Tarih Adam’da evli bir çiftin yaşamlarına getirecekleri sınırları ve bunun sonuçlarını sorgularken dönemin akademik yaşantısını da ironik bir dil ile hicvediyor.

Yayınevi: Othello Kitap

Çeviren: Mehmet H. Doğan

Yuva, Judith Hermann

Kızı dünyayı dolaşmaya çıkan, dünyanın sonunun yaklaştığına inanan kocası da Berlin’de kalan orta yaşlı anlatıcı, yabancısı olduğu yerde kendine yeni bir hayat kurmaya başlar. Radikal biçimde bireyselleşmiş insanların nasıl bir araya geldiği, onca farklılıkta nasıl ortak noktalar buldukları, kendi niteliklerini yitirmeden nasıl sosyalleştikleri meseleleri üzerine eğilen yazar bütün bu sorulara, minimalist dili ve çağdaş kurgusuyla cevap veriyor. Günümüz insanının yeni bir ‘yuva’ arayışını yalın, tarafsız bir dille anlatan, geride bırakmak, yalnız kalmak ve kendini yeniden oluşturmak hakkında bir roman.

Yayınevi: Sia Kitap

Çevirmen: Anıl Alacaoğlu

KUSAMA – Takıntılar, Aşklar ve Sanat, Elisa Macellari

Yaşayan en önemli avant garde sanatçılardan olan ve son günlerde yaptığı görkemli Louis Vuitton işbirliği ile gündeme oturan Kusama’nın renkli mi renkli, çizgi roman biyografisi, sanatçıyı yakından tanımak için keyifli bir kitap. Kusama kendisini burada çok sade bir şekilde özetlemiş:

Sanatım sadece benim görebildiğim sanrılardan geliyor. Beni rahatsız eden yanılsamaları ve takıntılı görüntüleri heykellere ve resimlere çeviriyorum.

Yayınevi: Alfa Kitap

Çevirmen: İlknur Akman Erk

Ocak Ayı Kitap Önerileri

Tanrı’nın Nefesinde Bir Tüy, Sigrid Nunez

Genç bir kadın olan anlatıcı, bu kitapta göçmen ebeveynlerinin dünyasına bakar: Çinli-Panamalı, sesi soluğu çıkmayan bir baba ve onu yok sayan Alman bir anne. 1960’lı yıllarda bir toplu konutta büyüyen anlatıcı, yaşadığı hayatın sığlığından kaçmak için önce anne-babasının hikâyelerinden ve kendi okuduklarından aldığı ilhamla kurduğu düşlere, sonra da balenin cezbedici dünyasına sığınır. Dost adlı kitabıyla ABD Ulusal Kitap Ödülü’nün sahibi olan Sigrid Nunez, Tanrı’nın Nefesinde Bir Tüy’de insan doğasının karmaşık yapısına dair büyülü bir masal anlatıyor.

Yayınevi: Kafka Kitap

Çeviren: Fatih Yiğitler

Kış Askeri, Daniel Mason

1914. I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Lucius, yirmi iki yaşında bir tıp öğrencisidir. Cerrahlık yeteneklerini geliştirmek için savaş doktoru sıfatıyla gönüllü olarak askere yazılır. Karpat Dağları’nın uzak bir vadisindeki görev yeri tifüs salgınından harap olmuş, kiliseden devşirilmiş derme çatma bir hastanedir. Kendisinden önceki doktorlar kaçmış ve orada bir tek rahibe hemşire Margarete kalmıştır. Viyana’nın yaldızlı balo salonlarından Doğu Cephesi’nin donmuş ormanlarına; ameliyathanelerden Kazak süvarileriyle gürleyen savaş alanlarına kadar Kış Askeri; savaşın, tıbbın, ailenin, tarihin büyük gelgitlerinde aşkı bulmanın, hataların ve telafi fırsatlarının hikâyesi…

Yayınevi: Holden Kitap

Çeviren: Seda Çıngay Mellor

Tanrı Vernon Little, DBC Pierre

Amerika’nın Teksas eyaletindeki Martirio adlı ufak bir kasabada yaşayan on beş yaşındaki Vernon’ın hayatı, okulunda 16 arkadaşının ölümüyle sonuçlanan silahlı katliamı gerçekleştirmekle suçlanınca altüst olur. İdam cezasıyla yargılanmak üzere aranırken suçsuzluğunu kanıtlamaya çabalayan Vernon ile peşine düşen polis teşkilatı ve medya mensupları arasında zamana karşı bir kovalamaca başlar. Yayımlandığı yıl Man Booker Ödülü, Whitbread En İyi İlk Roman Ödülü, Bollinger Wodehouse Everyman Ödülü ile University College Dublin tarafından verilen James Joyce Ödülüne layık görülerek 43 dile çevrilen Tanrı Vernon Little ile Pierre, eleştiri oklarını adalet ve eğitim sistemleriyle günümüz dünyasının yakıcı materyalizmine doğrultuyor.

Yayınevi: Livera Yayınevi

Çeviren: Arzu Taşçıoğlu

Işığına Tavşan Olduğum Filmler, Murathan Mungan

Sinemaya gerçekten tutkuyla bağlı bir edebiyatçı Murathan Mungan, sinema yazılarını ilk kez 2007 tarihli Kullanılmış Biletler’de bir araya getirmişti. Şimdi de bu tutkusunu Işığına Tavşan Olduğum Filmler’de sürdürüyor. Doğrudan bir filmin kendisini incelemekten çok, içerdiği olgular, sorunlar nedeniyle söz söylemeye kışkırttığı alanlar üzerine de düşünmeyi sürdüren yazıları bir araya getiren Mungan, sinemanın devleşmiş isimleri Kurosawa, Antonioni, Coppola, Haneke, Parajanov’un yanı sıra Yorgos Lanthimos, Denis Villeneuve ve Ursula Meier gibi çok parlak yönetmenlerin filmlerine kendi merceğinden bakıyor.

Yayınevi: Metis Kitap

Köklere Dönüş: Nesilden Nesile Geçen Yemekler, Lian Penso Benbasat

Lian Penso Benbasat, birbirinden kıymetli aile yadigârı tariflerin kaybolmaması için kayıt altına alınmasının gerektiğini fark ederek mutfağa girmiş, girmekle kalmayıp başkalarının mutfaklarına konuk olmuş bir yemek araştırmacısı. Girit’ten Antakya’ya, Mardin’den Kafkaslar’a bizi mutfak mutfak gezdiren; Türk, Rum, Çerkes, Yahudi, Arnavut, Ermeni, Süryani kültürü gibi bu ülkenin gastronomisinde iz bırakan birçok kültürün tarifini bir araya getiren Köklere Dönüş, hem yer verdiği aile hikâyeleri hem de insanın içine sıcaklık yayan tarifleriyle okurken size kalabalık bir aile sofrasını paylaşıyormuşsunuz gibi hissettirecek. Üstelik bu kitaptaki tüm tarifler evde yapılabilir, zira birbirinden ünlü şeflerden elinin lezzetiyle nam salanlara, herkes kendi evinde pişen, ailesinde nesilden nesile geçen reçeteleri paylaşıyor.

Yayınevi: Mundi Kitap

Kitap, Hitap, Hakikat; Adonis

Kitap, Hitap, Hakikat, Adonis adıyla bilinen Arap şair ve düşünür Ali Ahmed Said’in kutsal metin, dini söylem, tasavvuf, siyaset, edebiyat, yaratıcılık ekseninde iktidarıyla, muhalefetiyle, toplumuyla ve kültürel dokusuyla Arap toplumlarının geçmiş mirasından kaynaklı krizlerini çözümleyip eleştiriyor. Kitap, Adonis’in sosyoloji, siyaset ve edebiyata dair bu entelektüel çözümlemeleri, yaşadığımız coğrafyanın toplumları için de geçerli fikirlerini; kitaplara, söylemlere ve hakikatlere dair sorgulamalarını aktarırken cesurca ortaya attığı sorular soruyor. “Muhayyilenin kucaklamadığı bir hayat, ne kadar katıdır” diyen yazar, okuyucuyu, hayal kurmaya ve kendini yeniden inşa etmeye çağırıyor.

Yayınevi: Everest Yayınları

Çeviren: Mehmet Hakkı Suçin

Elizabeth Finch, Julian Barnes

Çağdaş İngiliz Edebiyatı’nın önde gelen adlarından olan Julian Barnes’ın son romanı Elizabeth Finch, aşk ve gerçek ilişkisini bir kez daha gündeme getirerek sorguluyor: Aşk salt “mutluluk”la ilintili bir duygu mudur, yoksa daha çok “gerçek”le, “hakikat”le mi girift bağlar içindedir? Barnes, bu son romanında, bir yandan geleneksel tarihsel anlatıların gündemine hiçbir zaman girmeyen kimi “varoluşsal” durumları gün ışığına çıkarma konusundaki ustalığını gösterirken, bir yandan da sürükleyici ve eğlenceli bir kurmaca yazarlığı ortaya koyuyor. Elizabeth Finch, sanatın sahiciliği ve edebiyatın ufku üzerine girişilen zorlu bir arayış çabası.

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Çeviren: Serdar Rifat Kırkoğlu

Tablodaki Kadın – Sanat Tarihinin Kitap Tutkunu Kadınları, Asuman Kafaoğlu-Büke

Yazar ve eleştirmen Asuman Kafaoğlu-Büke, Tablodaki Kadın – Sanat Tarihinin Kitap Tutkunu Kadınları’nda kadının okuma serüveninin izini sürüyor. Geçmişte toplumsal yaşama katılmaları engellenen kadınların ancak kitaplar sayesinde dünyayı keşfedebildiğini ifade eden Asuman Kafaoğlu-Büke, ele aldığı tablolarda kitap okurken resmedilen kadınların hikâyelerini anlatıyor. Tablodaki Kadın, “okuyan kadın” resimleri üzerinden sanatın, kitabın ve nihayetinde kadının zaman içinde nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor.

Yayınevi: Epsilon Yayınevi

Son Kişot, Cem Akaş

Birbirine benzemez öykülerden oluşuyor Son Kişot – anlayışla yaklaşılan diktatörler, iki kadının sert intikamı, gelişimini okurların belirlediği bir bar macerası, bir ucuz roman başlangıcı, yürek söken unutuşlar, Henry James’in bir romanından alınıp yeniden yazılmış bir kesit, romanların içine girip gereksiz karakterleri öldüren Redaktörler var bu derlemede. Akaş ayrıca hayatın kendisinden anları da mizahi bir dille öyküleştirmiş – babasının arabaları, yıllar sonra evine dönen bir koltuk, mahallesinin sevgilisi bir kedi, bir cesedin başına gelenler, edebiyat dünyasına yönelik şakalar. Kitabın son bölümündeyse, Son Kişot’ta yaşamaya devam edecek unutulmaz öyküler yer alıyor.

Yayınevi: Can Yayınları

Fire Walk, Burcu Yağcıoğlu & Ülgen Semerci

İklim krizinin en yıkıcı güçlerinden biri olan yangın, aynı zamanda insanları bir araya getiren ve seyirci ilgisizliğine müsaade etmeyen bir bulaşıcılığa sahiptir. Yangının belleğine göz gezdiren Fire Walk; bir taraftan dünya üzerindeki ilk yangının bitkilerle olan ilişkisini ele alırken, öte yandan ekolojik bir fail olarak yangının dünyayı şekillendirme biçimlerine odaklanır. Fire Walk; hem devasa bir tehdit hem de evrimsel bir yoldaş olan yangının izini sürerken; psikanalitik, evrimsel, mitolojik ve plastik yönleriyle öznel bir haritasını çıkarır.

Yayıncı: Aşina Projesi

Meral Tabakoğlu
Meral Tabakoğlu
editörün tüm yazıları