preloader

Her Zevke Uygun Unutulmaz Film Önerileri

21.10.2022
Her Zevke Uygun Unutulmaz Film Önerileri

Yazı Boyutu:

En iyi seyahat filmlerinden en iyi bilim kurgu filmlerine, en iyi moda filmlerinden ailece izlenebilecek en iyi filmlere kadar geniş bir liste yaptık. Unutulmaz filmleri keşfedin ve fragmanlarını izleyin.

The Dig (IMDb: 6,8)

Simon Stone’un yönetmen koltuğunda oturduğu The Dig’in başrolünde Carey Mulligan’ı izleyeceğiz. 1938’de İngiltere’de geçen film alışılagelmişin dışında bir hikâyeyi konu alıyor. Arazisinde bulunan tepelerde bir arkeoloğun kazı yapmasına izin veren Edith’in karşısına umduğundan çok daha fazlası çıkacaktır. Tarihe iz bırakacak kazılarla devam eden film 29 Ocak’ta Netflix’te olacak.

Coco (IMDb: 8,4)

12 yaşındaki Miguel’in en büyük kahramanı, hayatını kaybeden Meksikalı gitarist Ernesto de la Cruz’dur. Miguel günün birinde ünlü müzisyenin gitarına sahip olur. Gitarı çalmaya başladığı an kendisini Ölüler Diyarı’nda bulur. Buradan kurtulmak isteyen Miguel’in karşısına Hector çıkar ve birlikte Miguel’in aile tarihinin ardındaki gerçek hikâyeyi keşfetmek için bir yolculuğa çıkarlar.

Hachiko: A Dog’s Tale (IMDb: 8,1)

Hachi, Japonya’da meydana gelen gerçek bir hayat hikâyesini anlatıyor. Sahibine olan sadakati ile Japonya’dan tüm dünyaya adını duyurmuş Hachi’ye siz de hayran kalacaksınız! Profesör Parker Wilson, tren istasyonunda Japon kökenli meşhur Akita inu cinsi bir köpek bulur. Köpeği eve ilk getirdiğinde, profesörün eşi sert bir tepki verir ancak Hachi kısa zamanda tüm aileye kendini sevdirir. Hachi, Wilson ailesinin köpeği olurken aynı zamanda profesörün yol arkadaşı olur. Bu tatlı köpek, her gün yol arkadaşını işe giderken tren istasyonuna kadar yolcu eder ve döneceği saatte ise aynı yerde onu bekler.

In the Heart of the Sea, Denizin Ortasında (IMDb: 6,9)

Film, dünya edebiyatının kült eserlerinden Moby Dick’in yazarı Herman Melville’in, ünlü hikâyeyi oluştururken gerçek hikâyeden aldığı ilhamdan yola çıkıyor. 1820 yılında yaşanan gerçek bir denizcilik trajedisinden uyarlanan film, usta denizcilerin kalabalık bir mürettebatla balina avlamak için okyanusa açılmasıyla başlıyor. Balina saldırısıyla gemi batınca okyanusun ortasında aç ve susuz kalan denizcilerin hayatta kalma mücadelesini anlatan In the Heart of the Sea’de Chris Hemsworth başrolde.

Victoria and Abdul (IMDb: 6,8)

Kraliçe Victoria’nın, yanında çalışan Hintli Abdul ile alışılagelmişin dışında yakın arkadaş olmasını konu alan film, gerçek hikâyeden uyarlama ve kesinlikle İngiliz Kraliyet ailesiyle ilgili ilginç bir film. Şans eseri seçilerek İngiltere’ye getirilen Abdul, Kraliçe Victoria’nın dikkatini çeker ve ona eşlik etmeye, bir nevi mentorluk yapmaya başlar. Kraliçe; Abdul’e o kadar hayranlık duyar ki Urduca öğrenmeye bile çalışır. Yakın zamana kadar hiçbir şekilde bilinmeyen bu arkadaşlık hikâyesi; yazlık sarayda Abdul’un portrelerinin olması dikkat çekince araştırılmaya başlanmış ve böylece ortaya çıkmış.

Apollo 13 (IMDb: 7,6)

Ron Howard imzalı bu ikonik film, gerçek Apollo 13 görevini aktarıyor izleyicisine. Aya inmek üzere görev alan ekibin oksijen tankının patlamasıyla yaşadıkları operasyonel zorlukları merkezine alan filmde, ekipten üç kişinin dünyaya geri dönme şansı sorgulanıyor. Eğer, “Houston, we have a problem (Houston, bir sorunumuz var)” alıntısına aşina değilseniz bu filmi bir an önce izleme listenize almanızı öneririz.

Gravity (IMDb: 7,7)

Alfonso Cuaron’un Akademi Ödülü kazananı filmi, size kendinizi derin uzayda Sandra Bullock ve George Clooney ile kapana kısılmış gibi hissettiriyor. Sinemada izleyenlere geçici mide bulantısı da yaşatan film, daha büyük bir ekranda izlenmesi halinde daha iyi bir seyir zevki veriyor. Görsel açıdan bir ustalık eseri olan Gravity, tüm bu rahatsızlığa değecek kadar başarılı.

Braveheart, Cesur Yürek (IMDb: 8,3)

Sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak gösterilen Braveheart, 13’üncü yüzyılda İskoçya’da verilen bağımsızlık mücadelesini konu alıyor. Ailesini İskoçya’nın bağımsızlığı uğruna kaybeden William Wallace, kadınların evlendikten sonraki ilk geceyi İngiliz soylularıyla geçirmesine karşı gelerek isyanın adımlarını atar. Gerçek hikâyeden esinlenen konuya kurgunun başarısı ve Mel Gibson başta olmak üzere tüm oyuncuların ustalığı da eklenince su gibi akan bir film ortaya çıkmış.

Gladiator, Gladyatör (IMDb: 8,5)

Başrolünde Russell Crowe’un olduğu Ridley Scott’ın beş Oscar ödüllü efsanevi filmi Gladiator’de eski bir Romalı generalin zorba güçlere karşı mücadelesi konu alınıyor. General Maximus, onu köleliğe mahkum eden İmparator Commodous’tan intikam almak için geri dönüyor ve gladyatör arenasında işler kızışıyor. M.S. 2’nci yüzyılda, Roma İmparatorluğu’nda geçen film etkileyici sahneleriyle akıllarda kalan tarihi filmlerden.

The Shape of Water – 2018 (IMDb: 7,3)

Guillermo del Toro’nun yönetmen koltuğunda oturduğu The Shape of Water, fantastik bir film olarak Oscar almayı başarmış nadir filmlerden biri. Soğuk Savaş dönemi Amerika’da geçen filmde Elisa’nın hayatı, iş arkadaşı Zelda ile devletin yaptığı gizli bir deneyi keşfetmesiyle değişiyor.

Green Book – 2019 (IMDb: 8,2)

2019 Oscar Ödülleri’nde Green Book, “En İyi Film” ödülünün yanı sıra “En İyi Özgün Seneryo” ödülüne de layık görüldü. İç ısıtan bir dostluğu anlatan film, ünlü bir Afro-Amerikalı piyanist ve bir konser turu kapsamında onun şoförü olarak çalışan Tony’nin hikâyesini konu alıyor.

Extraction (IMDb: 6,8)

Uzun zamandır heyecanla beklenen Extraction’ın başrolünde Chris Hemsworth yer alıyor. Hemsworth’ün Marvel evrenine veda etmesinin ardından yer aldığı ilk proje olan Extraction’ın yaratıcıları da Avengers filmlerinin yönetmenleri olan Russo Kardeşler. Filmin konusu ise silah satıcıları, uyuşturucu baronları ve kaçakçıların yönettiği bir dünyada savaşın ortasında kalan bir çocuğun hikâyesini konu alıyor. Hemsworth’ün hayat verdiği Tyler Rake ise bu çocuğu kurtarmak için kiralanıyor.

The Platform (IMDb: 7,0)

Prömiyeri Toronto Film Festivali’nde yapılan The Platform, yayınlandığı ilk günden beri Netflix’deki en popüler yapımlar arasında yer alıyor. İspanyol yapımı bir gerilim filmi olan The Platform, içinde bulunduğumuz düzene karşı bir sistem eleştirisi niteliği taşıyor. Her katta bir hücrenin yer aldığı dikey bir hapishane düşünün; her hücrede de ikişer kişi. Yukarıdan aşağıya doğru dağıtılan yemek, herkese yetecek kadar olmasına rağmen bir türlü aşağıya ulaşamıyor. Herkesin açgözlülükle saldırdığı yemekler yüzünden hapishanede kan gövdeyi götürüyor.

Bu konu da ilginizi çekebilir Yetişkinler İçin En İyi Animasyon Dizileri

Moonrise Kingdom, 2012 (IMDb: 7,8)

Senaryosunda Wes Anderson ve Roman Coppola’nın imzası olan film, samimi aile hikâyelerini adeta bir ressamın renk paletini çağrıştıran görüntülerle beyazperdeye taşıyan Amerikalı bağımsız film yönetmeni Wes Anderson’ın en başarılı yapımı olarak yorumlanıyor. Birbirinden başarılı oyunculardan oluşan kadrosuyla film, yaşadıkları kasabadan kaçan genç aşıkların macerasını anlatıyor. Aşklarını mektuplaşarak yaşayan genç Sam ve Suzy, adada yer alan ıssız bir koyda birlikte yaşamak için evlerinden kaçarlar. Sam ile Suzy’nin deniz kenarındaki dansları ile akıllarda yer eden film, iki aşığın sıcak ve büyülü hikâyesini muhteşem bir sinematografi ile sunuyor.

10 Things I Hate About You, 1999 (IMDb: 7,3)

Sevgilisiyle evinde film izleyerek romantik bir akşam geçirmek isteyenler için 90’ların romantik komedilerinden daha iyi bir seçenek olabilir mi? Kendi janrasının öne çıkan filmlerinden, Türkiye’ye çevrilen adıyla Senden Nefret Etmemin 10 Sebebi, Bianca ve Kat isimli, birbirine tamamen zıt iki kız kardeşin hikâyesine odaklanıyor. Okulun en popüler kızlarından biri olan güzeller güzeli Bianca’nın aksine, ablası Kat asabi, alaycı ve sert mizaçlıdır. Popülaritesine rağmen hiç erkek arkadaşı olmamış Bianca’nın bu konudaki tek büyük engeli babasının koyduğu kuraldır: Ablası Kat’in sevgilisi olmadan, Bianca’nın da olamaz. Bu engeli ortadan kaldırmak için Bianca, Kat’in biriyle çıkabileceği türlü oyunlara girişir.

Başrol oyuncuları arasında Joker karakteriyle bütünleşmiş, efsanevi oyunca Heath Ledger’ın da yer aldığı film, aynı zamanda Ledger’ın yıldızının parladığı ilk film olarak karşımıza çıkıyor.

Mr. Nobody, Bay Hiçkimse (IMDb: 7,8)

Tercihlerin hayatı nasıl belirlediğine dair çok güzel bir film Mr. Nobody. 2092 yılında, son ölümlü insan olarak hayatının sonuna gelen Nemo çocukluğunu hatırlamaya başlar. Başına gelen olayları tercihleriyle değiştirebileceğini keşfeden Nemo’nun anılarına gerçeküstü bir kurgu da eşlik ediyor.

Back to the Future, Geleceğe Dönüş (IMDb: 8,5)

Çılgın bilim adamı Dr. Emmett Brown yaptığı bir zaman makinesiyle büyük bir şey başarmıştır. Zaman makinesini deneyen 17 yaşındaki lise öğrencisi Marty McFly, araba şeklindeki bu makineyle geleceğe gitmek yerine 30 yıl geriye gider. Marty bir yandan geri dönmeye çalışırken bir yandan da geçmiş zamanda yaptığı bir hatayı düzeltmek zorundadır.

Ruhların Kaçışı, Spirited Away (IMDb: 8,6)

IMDb’nin en yüksek puanlı animasyon filmi olma ünvanını da elinde bulunduran Spirited Away, kesinlikle herkesin görmesi gereken filmlerden biri. Efsanevi Japon yönetmen Hayao Miyazaki imzası taşıyan filmin aynı zamanda Oscar ödülü de var.

Sıradışı bir olay örgüsüne ve farklı göndermelere sahip Spirited Away, ailesiyle birlikte kasabaya taşınan küçük kız Chihoro’nun yolculuk sırasında farklı bir dünyayla tanışmasını konu alıyor. Yol üzerinde gördükleri bir tünelden geçtikten sonra cadılar, ruhlar ve tanrılar tarafından yönetilen; insanlarınsa çok daha farklı olduğu bir yerde kendini bulan küçük kızın ailesini arama yolculuğu mutlaka izlenmeli.

Aşçı Fare, Ratatouille (IMDb: 8,0)

Bu animasyonda, Fransız mutfağının beklenmedik şefi bir fare oluyor. İnsanlardan gördüğü tüm zorluklara rağmen şef olma hayalinden vazgeçmeyen fare Remy, Paris’in ünlü restoranlarından birinde yemeklerini pişirmeye başlar. İnsanların onu şef olarak kabul etmesi ise bir hayli zaman alacaktır.

Her Zevke Uygun Unutulmaz Film Önerileri

Eşkıya (IMDb: 8,2)

“Sevdanın karşısında ne önemi var hayatın” cümlesiyle hâlâ akıllarda olan 1996 yılı yapımı Eşkıya, Türk sinemasının en beğenilen filmlerinden. Yavuz Turgul’un Şener Şen ve Uğur Yücel’i bir araya getirdiği Eşkıya, farklı bir dram hikâyesi. Dağlarda eşkıyalık yaptığı için 35 yılını hapiste geçiren Baran, en yakın arkadaşının onu hapse attırdığını ve sevdiği kadınla evlendiğini öğrenir. İntikamını almak için İstanbul’a geldiğinde ise onu çok farklı bir manzara beklemektedir.

Vizontele (IMDb: 8,0)

2001 yapımı Vizontele; Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Demet Akbağ ve Altan Erkekli’nin de aralarında olduğu oyuncu kadrosuyla oldukça ses getirmişti. 1974 yılında geçen film, Anadolu’da bir kasabaya ilk defa televizyon gelmesini; kasaba halkının televiyon için nasıl heyecanlandığını konu alıyor.

The Sound of Music, Neşeli Günler (IMDb 8.0)

5 dalda Oscar kazanmış, başrolü Maria’nın çektiği “The Sound of Music” eskimeyen klasiklerden. Maria’nın yaşam enerjisi, hayata bakış açısı izlerken sizleri de imrendirecek. Baş rahibe Peggy, Manastır hayatına bir türlü uyum sağlayamayan Maria’yı 7 çocuklu bir ailenin yanına çalışmaya gönderir. Ancak bilmediği bir şey vardır, o da çocukların gelen her bakıcıyı kaçırıyor olmasıdır… Bakalım, Maria kendini sevdirebilecek midir?

Bohemian Rhapsody (IMDb 8.0)

“En İyi Erkek Oyuncu”, “En İyi Kurgu”, “En İyi Ses Kurgusu” ve “En İyi Ses Miksajı” gibi 91. Akademi Ödülleri’nde bir çok dalda ödül alan Bohemian Rhapsody, Queen gurubu solisti Fredy Mercury’nin sıradışı, normale meydan okuyan hayatını konu alıyor. Oyunculuklardan kurguya filmin her bir detayına hayran olacaksınız!

Taxi Driver – New York (IMDb: 8,3)

Robert De Niro’nun hayat verdiği Travis Bickle karakteriyle kültleşen ve yayınlandığı günden itibaren gelmiş geçmiş en ikonik filmlerden biri olan Taxi Driver, yönetmen Martin Scorsese’nin en önemli filmlerinden biri. Çürümeye yüz tutmuş bir topluma karşı tutulan bir ayna niteliğindeki suç-dram filmi; Vietnam’daki savaşın izlerini hâlâ taşıyan bir askerin, geceleri taksi şoförlüğü yaparken gördüğü kirli ve adaletsiz dünyaya uyum sağlamayı reddettiği hikâyesini konu alıyor. Manhattan’ın hareketli caddelerinin, New York’un arka sokaklarının, caddelerinin ve parklarının bolca görüldüğü filmde, ışıltılı sahnelerle 1970’lerin Amerika’sını görmek mümkün.

Midnight in Paris – Paris (IMDb: 7,7)

Avrupa’nın en çok sevilen şehirlerinden biri olan Paris, romantik ve fantastik türdeki Midnight in Paris filmine ev sahipliği yapıyor. Usta yönetmen Woody Allen’ın Avrupa şehirleri temalı filmleri arasında en farklı ve dokunaklı olan bu film, sanat ve edebiyat tutkunlarının mutlaka izlemesi gereken filmler arasında yer alıyor. İzleyicileri, 1920’lerin Paris’indeki görkemli partilere götürüp dünyaca ünlü yazarlar, ressamlar ve şairlerle tanıştıran filmde, başarılı bir senarist olan ve yazar olma hayalleri kuran Gil’in hikâyesi anlatılıyor. Sonbaharda evlenecek olan Gil ve İnez, küçük bir tatil için Avrupa şehri Paris’e gider. Tatil planları bu Avrupa şehrini gezmekken, Gil’in gece yarısı Paris caddelerinde yaşadığı olağanüstü maceralar hayatlarını değiştirir. Edebiyatçı kimliği ve tutkusu pekişen Gil ile bu filmde siz de Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway, Salvador Dali gibi büyük isimlere rastlama şansı bulacaksınız.

Filmlerin Peşinden Seyahat Edebileceğiz Şehirler

Her Zevke Uygun Unutulmaz Film Önerileri

Akılcı diyaloglar, olağanüstü performanslar, iyi yazılmış bir senaryo, uyumlu müzikler… Bir filmi film yapan, onu hafızanıza kazıyan birçok olmazsa olmaz var. Filmin çekildiği şehir bunlardan bir diğeri. Ve şayet çok etkilendiyseniz o şehri bir sonraki seyahat rotanıza dahil etmekse benzersiz bir deneyim. Filmlerin peşinde seyahat edebileceğiniz şehirleri keşfedin.

Casino Royale (IMDb: 8,0)

Casino Royale, James Bond’un kariyerinin ilk dönemini ele alıyor. Ajanın ‘007’ olarak ilk görevi onu dünya teröristlerine bankerlik yapan Le Chiffre’ye götürür. Onu durdurup, terörist ağını çökertebilmek için, Bond’un Le Chiffre’yi Casino Royale’deki yüksek bahisli poker oyununda yenmesi gerekmektedir. Burada yaşanacak olaylar Bond’un hayatını sonsuza dek şekillendirecek olaylardır.

The Man with the Golden Gun (IMDb: 6,8)

James Bond’a, kayıp bir cihazı bulma görevi verilir. Cihaz, güneşin radyasyonunu kullanarak kontrol eden kişiye inanılmaz bir güç verir. Bu arada, Fransisco Scaramanga adlı altın tabancalı bir katil, Bond’u öldürmek amacıyla peşine düşer. Bond, Scaramanga’yı altedip hayatını kurtarmaya çalışırken, esas görevini de yerine getirmeye çalışır.

Annie Hall (1977) IMDb: 8,0

Annie Hall, Woody Allen’ın en iyi resim ödüllü otobiyografik filmlerinden biridir. 1977 yılında, Woody Allen’ın olgunluk döneminin başlangıcı olarak kabul edilen zamanda çekilmiştir. Bu film Allen’ın New York’a düşkünlüğünü, kadınlara aşkını ve onları aldatma gerekliliğini, Hollywood’dan hem coğrafik hem de endüstriyel nefretini anlatmaktadır. YSL’in Le Smoking’i ile birlikte, erkek kıyafeti giymiş kadınların da cazibesi olduğunu gösteren Annie Hall’a teşekkür ederiz. Diane Keaton’ın Annie’si çok tuhaf ama aynı zamanda ciddi bir şekilde ikonik kıyafetler giyiyor. Zaten Keaton bu filmde oynamayı için kendi dolabından giyinmek üzere kabul etmiş. Bu sayede onlarca kadına yüksel belli pantolonları ve gevşek düğmeli gömlekleri sevdirdi.

Marie Antoinette (2006) IMDb: 7,2

Antonia Fraser’ın çok satan kitabından, Sophia Copper tarafından sinemaya uyarlanan bu film, tarihin en önemli kadınlarından birinin, Fransa kraliçesi Marie Antoinette’in hayatını anlatıyor. Dönemin politik ve siyasi şartları gereğince Fransa kralıyla evlendirilen Marie Antoinette, yaşamını sürdüreceği bu yeni hayat tarzında bazı sorunlar yaşıyor. Kayıtsız ve ilgisiz bir kocaya sahip olan genç kraliçe, Versailles sarayının göz alıcı gölgesi altında siyasi oyunlara ve politik hesaplaşmalara tanık oluyor. Kraliçe bu sorunların tehlikeli arkadaşlıklar ve partilerle altından kalkmaya çalışıyor. Bizce bu filmdeki en önemli detaylar olan süslü peruklar, göz alıcı elbiseler, rengarenk yelpazeler Marie Antoinette’in en şık halini gözlerimize seriyor.

Pretty Woman (IMDb: 7,0)

Richard Gere ve Julia Roberts’ın başrollerini paylaştığı Pretty Woman filminde Gere, operaya gitmeden önce Roberts’a Beverly Hillsli mücevherci Fred imzalı 250.000 dolar değerinde yakut ve elmas dizili bir kolye taktı.

Breakfast at Tiffany’s (IMDb: 7,7)

Bomboş Fifth Avenue üzerinde güneş yükselirken taksiden inen Audrey Hepburn; inciler, büyük küpeler ve küçük bir taçla aksesuarlandırdığı Hubert de Givenchy imzalı küçük siyah elbisesiyle o ışıltılı vitrinin önüne geçer ve kese kağıdından çöreğini, kahvesini çıkarır… Ve devamını biliyorsunuz, Tiffany’de kahvaltı yapar. Filmde Tiffany’e dair tek çarpıcı detay Tiffany mavisi uyku gözlükleri olsa da mücevherevinin ışıltısının Hepburn ile bize ulaştığını söyleyebiliriz.

Lady and the Tramp (IMDb: 7,3)

Sinema tarihinin en güzel aşk filmleri arasında yer alan, Disney’in orijinal bir hikâyeden beyazperdeye uyarladığı ilk film olan Lady and the Tramp, aynı zamanda ilk sinemaskop çizgi film olmasıyla da öne çıkıyor. Lady, sahipleri ile oldukça mutlu bir yaşam süren dişi bir köpektir. Eve bir bebeğin gelişi ile artık ilginin üzerinden çekildiğini hisseder. Lady, üst üste yaşanan olumsuzluklarla daha fazla evde istenmediğini düşünerek evden kaçmaya karar verir. Sokakta tanıştığı erkek köpek Tramp ise Lady’yi bambaşka bir maceraya sürükleyecektir.

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları