preloader

Martin Scorsese: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri

01.12.2023
Martin Scorsese: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri

Yazı Boyutu:

Oscar ödüllü film yönetmeni Martin Scorsese’in hayatını, en iyi filmlerini ve hakkında az bilinen gerçekleri inceledik.

Martin Scorsese, sinema dünyasının özgün isimlerinden biri, aynı zamanda New York’un çocuğu. 1942’de doğan bu efsanevi yönetmen, “Taxi Driver,” “Goodfellas,” ve “The Departed” gibi filmleriyle hepimizin kalbinde taht kurmuş durumda. İtalyan kökenleri, filmlerindeki derinlik ve çarpıcı görsellikle birleşince ortaya gerçek bir sinema büyüsü çıkıyor. Hollywood sınırlarını zorlayan ve belgesel projeleriyle de dikkat çeken Scorsese, sadece bir yönetmen değil, aynı zamanda sinemaya olan sevgisi ve özgün tarzıyla da tanınıyor. Bu yazıda, Scorsese’nin hayatına bir göz atıp, sinema dünyasındaki iz bırakan yolculuğuna samimi bir bakış atacağız. Hazır mısınız?

Martin Scorsese Kimdir?

Martin Scorsese: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri

İtalyan-Amerikan bir aileden gelen ünlü film yönetmeni, senarist ve yapımcı Martin Scorsese; Amerikan yeni dalga akımının önemli temsilcilerinden biri olarak tanınmıştır. Dünya çapında prestijli birçok festival ve ödül töreninde En İyi Yönetmen kategorisinde adaylığı bulunan Scorsese; Akademi Ödülü, BAFTA ve Altın Küre kazanmıştır. Sinemaya ilgisi çocuk yaşta başlayan ve bir sinefil olarak yetişen Scorsese, sinemaya yönelik ilgisini akademik olarak devam ettirmiş ve okullu sinemacılardan biri olmuştur. Robert De Niro, Joe Pesci ve Harvey Keitel gibi birlikte çalıştığı isimlerle anılan ünlü yönetmenin son gözdesi ise Leonardo Di Caprio’dur.

Martin Scorsese’in Hayatı

Martin Scorsese: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri

17 Kasım 1942, New York doğumlu Martin Marcantonio Luciano Scorsese, İtalyan asıllı Amerikan bir ailenin çocuğudur. Kendisini bir sinefil olarak yetiştiren Scorsese, tutkusunu akademiye yönlendirerek New York Üniversitesi Sinema bölümüne lisans eğimini tamamlamış ve yine aynı üniversitede film dalında master derecesi almıştır.

Mezuniyetinin hemen ardından ilk uzun metraj filmi için kamera arkasına geçen Scorsese’in “I Call First” adını verdiği bu filmi, sinema dünyasına adım atmasını sağlamıştır. Yönetmenin adını duyuran asıl yapımı ise Robert De Niro ile yollarının ilk kez buluştuğu ve bir suç dehası olan Mean Streets’tir.

Mean Streets’in ardından çektiği oldukça ses getiren filmlerle sayısız ödüle layık olan Scorsese, kariyeri boyunca toplam 11 kez Oscar’a aday olmuş, ödüle ise 2007 yılında “The Departed” filmi ile kavuşmuştur. Martin Scorsese, 1997 yılında Amerikan Film Enstitüsü tarafından verilen AFİ Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülmüştür.

Martin Scorsese’in Eserleri

Martin Scorsese: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri

Yönetmenlik kariyeri ile öne çıkan Martin Scorsese’in yapımcılık, senaristlik ve hatta oyunculuğu da içeren oldukça geniş bir filmografisi vardır. Scorsese; film, televizyon dizisi, kısa film veya belgesel kategorilerinde yönetmen olarak toplamda 64 yapıma imza atarken, 73 yapımda prodüktörlük yapmış, 17 kez yazar koltuğuna oturmuş ve 34 farklı rol ile ekranlarda sinemaseverlerle buluşmuştur.

Martin Scorsese’in En İyi Filmleri

Martin Scorsese, “Mean Streets” (Arka Sokaklar); 1973 – IMDb: 7,3

Yönetmenliğinin yanı sıra senaristliğini de Martin Scorsese’in üstlendiği film, ünlü yönetmenin suç dünyasını işleyen filmlerinin öncüsü olarak kabul edilmektedir. Sert ve vurucu temasının yanı sıra duygusal yoğunluğu ile de öne çıkan film, diyalogları ve karanlık atmosferi ile yönetmenin stilinin temelini atmıştır. New York içindeki küçük İtalya’da yaşam mücadelesi veren Charlie, Tony ve Johnny isimli üç arkadaşın hayatını konu alan film, üç gencin suça meyilli bu küçük mahallede yaşadıkları çıkmazlara ışık tutmaktadır. Aynı zamanda film, Robert De Niro ve Martin Scorsese ikilisini ilk defa bir araya getiren filmdir.

Martin Scorsese, “Taxi Driver” (Taksi Şoförü); 1976 – IMDb: 8,3

“You talking to me?” sahnesi ile akıllara kazınan Taxi Driver Oscar’da 4 dalda aday gösterilirken, Martin Scorsese Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ödülü ile dönmüştür. Başrolde yeniden Robert De Niro’yu izlediğimiz film, toplumdaki yabancılaşmayı işlemektedir. Vietnam Savaşı’ndan yeni dönen ve uyku problemleri yaşadığı için geceleri taksi şoförlüğü yapan Travis’in perspektifinden giden film, sertliğin giderek arttığı bir ritimle, Travis’in kendini sosyal bir intikamcı olarak tanımlayarak karanlık ve adaletsiz dünyayla girdiği savaşını anlatıyor.

Martin Scorsese, “Goodfellas” (Sıkı Dostlar); 1990 – IMDb: 8,7

Uluslararası alanda hem film hem de yönetmen kategorisinde birçok önde gelen festival ve ödül töreninde adaylığı ve ödülleri bulunan Good Fellas, Scorsese filmografisinin zirvesi olarak kabul edilmektedir. Türkçe’ye Sıkı Dostlar ismi ile çevrilmiş film, mayfatik bir evrende, sırtını birbirine dayamış bir grup insanı odağına alıyor. Film, gerçek hayattan uyarlanmış bir hikâyeye dayanıyor.

Martin Scorsese, “The Departed” (Ölmüş); 2006 – IMDb: 8,5

Suç hikayelerini işleyiş biçimi ile sinema tarihinde oldukça başka bir yere sahip Scorsese, daha önce sinemaya pek çok kez uyarlanmış olan polis ile mafya arasındaki çatışmayı The Departed ile beyazperdeye yeniden taşıyor. Her iki tarafa sızmış birer köstebek üzerinden işleyen film, Scorsese’in dokunuşu ve başrolünde yer alan Leonardo DiCaprio, Matt Damon ve Jack Nicholson gibi usta isimlerle unutulmazlar arasında yer alıyor. Filmin başarısı, Akademi Ödülleri’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen Ödülü dahil olmak üzere aday olduğu beş daldan dördünde zafere ulaşmasıyla kanıtlanmıştır.

Martin Scorsese, “Shutter Island” (Zindan Adası) ;2010 – IMDb: 8,1

Martin Scorsese’in suç dünyasındaki yerini bambaşka bir noktaya taşıdığı, Türkiye’de Zindan Adası olarak çevrilen film, sinema tarihinin en iyi psikolojik-gerilim filmleri arasında yer almaktadır. Her anı bir zihin bulmacası şeklinde ilerleyen film, ters köşeli finali ile akıllarda yer etmiştir. Leonardo Di Caprio ve Mark Ruffalo’nun başrolleri paylaştığı film, tehlikeli akıl hastalarının yaşadığı Ashecliffe Hastanesi’nde kaybolan bir hastayı bulamaya çalışan dedektifler Teddy Daniels ve Chuck Aule’nin adanın gizemli atmosferinde yaşadıklarını işliyor.

Martin Scorsese, “The Wolf of the Wall Street” (Para Avcısı); 2013 – IMDb: 8,2

Ünlü yönetmenin filmografisinde öne çıkan, spesifik işlerden bir diğeri, Wall Street’in genç ve hırslı borsacısı Jordan Belfort’un hayatını anlatan The Wolf of Wall Street. Gerçek bir hayat hikayesine dayanan filmde Scorcese, muazzam bir dramatik çatı kurmuştur. Jordan’ın zirveye çıkışıyla başlayan film, aynı şekilde düşüşünü de anlatmaktadır. Film, içerdiği cesur sahneleri ile sinema dünyasında uzun bir süre adından söz ettirmeye devam etmiştir.

Martin Scorsese, “The Irishman” (İrlandalı); 2019 – IMDb: 8,7

Usta yönetmen Martin Scorsese’in son filmi The Irishman, 27 Kasım’da Netflix ekranlarında izleyicisiyle buluşacak. Senarist Steven Zaillian’ın imzasını taşıyan ve başrollerinde Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci’nin yer aldığı film, 20. yüzyılın en önemli figürleri ile çalışmış ünlü tetikçi ve İkinci Dünya Savaşı gazisi Frank Sheeran’ın gözünden savaş sonrası Amerika’da organize suç dünyasını anlatıyor. Amerikan tarihinin hala çözülememiş en büyük gizemlerinden biri olan efsanevi sendika lideri Jimmy Hoffa’nın kayboluşunu işleyen film, organize suç dünyasının perde arkasına ışık tutuyor.

Martin Scorsese’in Stili ve İlhamı

Martin Scorsese: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri

Martin Scorsese; film yazarlığının cazibesine kapılmış, kendi yönetmen kuşağını yaratan Amerikan yeni dalga akımının öncü isimlerinden biridir. Sinematografi konusundaki eşsiz yeteneğini Hollywood’un görsel avantajları ile birleştirerek modern bir dil yaratmıştır. Amerikan-İtalyan sokak hayatında geçen, Hristiyanlık, suç, adalet ve şiddet unsurlarını işleyen hikayeleri ve temel dramatik arayışları olan, sorunlu baş karakterleri ile Scorsese, ayırt edilebilir bir tarza sahiptir.

Scorsese filmleri, kurguları ile de diğerlerinden ayrışmaktadır. Kendisi, Goodfellas ve Casino filmlerinde kullandığı, ortadan ya da sondan başlayarak anlatma tarzıyla bütünleşmiştir. Süratli bir kurguya sahip filmleri, akıl oyunları ile örülü yapısı ve sürpriz finalleri ile izleyicisini bir düşünme serüveninin içine bırakabilmektedir.

Scorsese’in bir diğer ayırıcı özelliği hep aynı oyuncularla birlikte çalışmasıdır. Sinema dünyasına ilk adım attığı dönemlerde birçok filminde Robert De Niro ile birlikte çalışırken, kadroda sıklıkla Joe Pesci ve Harvey Keitel’e de yer veren yönetmen; son dönemlerinde çektiği hemen hemen tüm filmlerinde Leonardo Di Caprio ile çalışmıştır.

Martin Scorsese Hakkında Az Bilinen Gerçekler

  • Gençliğinde rahip olma düşüncesi taşıyan Martin Scorsese, sinemaya olan tutkusunun ağır basmasıyla bu hayalden vazgeçti.
  • Scorsese’nin hayranları tarafından pek bilinmeyen bir gerçek, yönetmenin bir dönem aşırı kilo alarak sağlığına özen göstermediği dönemdir.
  • Joe Pesci ile olan ikonik iş birliği aslında Pesci’nin şarkıcılığı bırakıp oyunculuğa geçmesiyle rastlantısal bir şekilde başlamıştır.
  • Scorsese’nin filmlerindeki müzik seçimleri karakterlerin duygusal durumlarını vurgulayan özenle seçilmiş parçalardan oluşur ve ünlü yönetmenin müzikle derin bir bağlantısı bulunmaktadır.

{35921}

Mehmet Fatih Sözer
Mehmet Fatih Sözer Tüm Yazıları