Basque Culinary Center Türkiye'ye Geliyor

•

09.01.2019

Basque Culinary Center Türkiye'ye Geliyor

Yazı Boyutu:

<blockquote>
4 tanesi 3 Michelin olmak üzere toplam 40 Michelin yıldızlı restorana sahip olan Bask bölgesinin prestijli yemek okulu Basque Culinary Center, güçlerini <a href="http://gastronometro.com.tr" target="_blank">Gastronom</a><a href="http://gastronometro.com.tr" target="_blank">etro</a> ile birleştirmek için 20-25 Ocak tarihleri arasında Türkiye’ye geliyor.
</blockquote>

Yeni yılın ilk güzel gastronomi haberini ilk duyan siz olun. 4 restaurantı 3 Michelin yıldızlı olmak üzere toplam 40 Michelin yıldızlı restorana sahip Bask bölgesine can veren Basque Culinary Center; 20-25 Ocak tarihlerinde, <a href="http://www.metro-tr.com/ben-turk-mutfagi?cid=tr:d:MCC:Branding:BrAw:All:o:0:0:o_oggusto:0:0:0" target="_blank">Metro Türkiye</a>’nin Türk gastronomisine armağanı sayılan ve Türkiye’nin ilk gastronomi platformu olan <a href="http://gastronometro.com.tr" target="_blank">Gastronom</a><a href="http://gastronometro.com.tr" target="_blank">etro</a>’ya geliyor. Basque Culinary Center’ın Uluslararası Konseyi’nde, stratejik konularda tavsiye vermek, yeni projeler geliştirmek ve uluslararası bir duruş sergilemek adına bir araya gelen isimler arasında gastronominin kurallarını yeniden yazabilmek için önce yıkmayı göze alanlardan Massimo Bottura, Rene Redzepi, Ferran Adria, Alex Atala, Joan Roca, Heston Blumenthal gibi dünyaca ünlü, efsane 11 isim olduğunu söylersek bu işbirliğinin önemi daha da fazla ortaya çıkıyor.

2011’de San Sebastian’da kurulan mutfak okulu Basque Culinary Center, dünya gastronomi liginde ilk gününden beri takım kaptanlığını elden bırakmadan alışılmışın dışında düşünmeye ve hareket etmeye bayılıyor, biz de onların dehasından çıkan her şeye bayılıyoruz! Basque Culinary Center’ın fikirleri ve aksiyonları bizde dürbünün ters tarafından bakıyormuşuz gibi bir şaşkınlıkla karışık keşfetme iştahı uyandırıyor. Yaratıcılık ruhunu kaybetmeyen bir mutfağın yolunun işletme, bilim, ticaret ve daha nice disiplinle kesişmesi gerektiğine inanan dünyaca ünlü gastronomi inovasyon merkezinin de fiziken aynı sınırlar içinde olması; bir o kadar da sınırları aşmış, sıra dışı yapısı sürpriz değil. 
 
<img alt="" src="https://www.oggusto.com/UserFiles/Image/images/Ocak%202019/7.jpg" style="width: 730px; height: 650px;" />

Bask köklerine sadık, bugünü ve yarını kucaklayan… Bu bize, şu ara dünya mutfaklarına hakim olan bir akımı andırıyor: Köklerine sarıl, özünü yitirmeden bugüne ayak uydur ve yemek kültürünün hiçbir şekilde kaybolmasına izin verme.

Food&Wine dergisinin yaptığı araştırmaya göre ortalama bir Bask, bir Amerikalının bir ay boyunca yeme içmeye ayırdığı bütçenin iki katını ayırıyor.

“Txoko” adını verdikleri kapalı gurme gruplarında yeme içme tutkunları bir araya geliyor, pişiriyor, deniyor, konuşuyor ve bu onlara göre çok doğal aktiviteyi gerçekleştiren grupların sayısının ülke çapında 1500’e yakın olduğu düşünülüyor. Adımınızı attığınız herhangi bir barda sizi “pintxos” ismi verilen içecek eşlikçisi leziz atıştırmalıkların karşılaması da sürpriz değil, çünkü Basklar yemekle ilgili her şeyi ilgi ve sevgiyle kucaklıyor, adeta hobi olarak yiyor!

<h2>Efsaneler Buluşuyor</h2>

Yüzyıllar önce İbn Haldun'un kaleminden dökülen o mükemmel tespit ilk günkü kadar geçerli: "Coğrafya kaderdir." Bir omzunu Fransız, bir omzunu İspanyol topraklarına, ürünlerine ve mutfağına dayayan Bask Bölgesi kaderinin gerektirdiğini yapıyor ve dünya kültürlerini kucaklayarak onlara inovatif dokunuşlar yapıyor, kendisine bahşedilen mükemmel coğrafyadan kazandıklarını tüm dünyaya ödüyor. Coğrafyasının ve kültürünün miras bıraktıklarını işlemeye ve korumaya ant içmiş bir diğer oyuncu Türkiye, Basque Culinary Center’dan el almaya kararlı!

20-25 Ocak’ta Gastronometro’da Basque Culinary Center ile buluşuyoruz; şeflere vizyon, gastronomi tutkunlarına ilham aşılamaya hazırlanıyoruz. Kaçırmayın!

<h2>Bask Bölgesi Hakkında Az Bilinen Gerçekler:</h2>

Basque diye yazılıyor, “Bask” diye okunuyor. Bize sorarsanız isminde hem İspanyol hem de Fransız esintileri barındırıyor! Çünkü o gerçekten her ikisi ve ikisinden de biraz fazlası. İki turizm devinin topraklarına yayılmış coğrafyası ve özerk yönetim biçimiyle Bask ülkesi dile gelse “Ben sizin bildiğiniz ülkelerden değilim” derdi ve bunu sonuna kadar hak ederdi. 
 
<img alt="" src="https://www.oggusto.com/UserFiles/Image/images/Ocak%202019/2.jpg" style="width: 730px; height: 650px;" />

Avrupa’daki en eski etnik gruplardan biri olduğuna inanılan Basklar 5.000 yıldır Avrupa’da. 5.000 yıl boyunca izole yaşayan Basklar, hala ülkenin bazı bölgelerinde “Baskça” konuşuyor. Bu dil dünyanın hiçbir dil ailesi ile benzerlik taşımıyor. Şahıslarına münhasır tek özellikleri bu değil. Hatta belki de şu an Bask bölgesine en çok yakışan tanımlamayı bulmuşuzdur: Nevi şahsına münhasır!

“Artık yapan yoktur herhalde” diye önyargıyla düşündüğünüz bazı şeyler hatalı olabilir. Örneğin taş taşıma ve odun kesme Bask sınırları içinde bugün hala bir spor olarak görülüyor. Peki, ya bunları yapan başka insanlar da varsa, ya Basklar sandıkları kadar sıra dışı değilse? Çözüm: “Pelote” isimli squash ve handball karışımı spor dalında. “Pelote” elbette ilk ve tek olarak bu topraklarda yaratıldı ve bugün hâlâ aşkla oynanıyor.

20. yüzyılın moda devlerinden Cristóbal Balenciaga da bir Bask. Balenciaga’nın üzerine bastığı bu kökler öyle sağlamdı ki üzerine kurduğu Balenciaga hükümdarlığı nice efsanelerin aksine, şanından hiçbir şey yitirmeden 2019’da 100. yılını kutlamaya hazırlanabiliyor! Modacının başarılarını taçlandırmak üzere Bilbao’da kendi ismi ile açılan müzeyle ise Bask ülkesi, Balenciaga ile aralarındaki saygı ve sevginin iki yönlü olduğunu gözler önüne seriyor.

Fotoğraflar: <a href="https://www.instagram.com/bculinary/?hl=tr" target="_blank">Basque Culinary Center</a>