preloader

Yayla Kılıç Gönen ile Başarılarının ve Hedeflerinin İzinde

19.09.2023
Yayla Kılıç Gönen ile Başarılarının ve Hedeflerinin İzinde

Yazı Boyutu:

İkinci Vestel Manisa Yarı Maratonu öncesi, yarış parkurunda koşuculara moral veren atlet Yayla Kılıç Gönen ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Vestel ve Manisa Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile ilk kez 2022 yılında hayata geçirilen Uluslararası Vestel Manisa Yarı Maratonu, 17 Eylül Pazar günü ikinci kez düzenlendi. Profesyonel sporcuları, spora ilgi duyan her yaştan bireyi ve çocukları spor etrafında buluşturan yarı maratonda 5, 10 ve 21 kilometrelik üç koşuya ek olarak çocuk koşusunu da kapsayan 4 etap düzenlendi. Yaklaşık 2 bin kişinin katılım gösterdiği yarı maraton öncesinde ise atlet Yayla Kılıç Gönen ile bir araya geldik. Yarış parkurunda koşuculara moral ve destek veren atlet Yayla Kılıç Gönen ile spor hayatı üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

İlk olarak atletizm kariyerine başlangıcın hakkında konuşmak isterim. Atletizm sporuna adım atman ne zaman ve nasıl oldu?

1997 yılında Iğdır’da doğdum. 1. ve 2. sınıfı Iğdır’da okudum. 2. sınıftan sonra İstanbul’a taşındık ve okul hayatıma orada başladım. 5. sınıfta beden eğitimi öğretmenim tarafından keşfedildim ve bu da çok enteresan bir keşfedilme oldu. Arkadaşlarımla koridorda ebelemece oynuyorduk. Hatta onun dikiş izleri de alnımda var, kapıya çarpmıştım. Ebelemece oynarken beden eğitimi öğretmenim benim çok hızlı koştuğumu gördü ve bana “Sen çok hızlı koşuyorsun, bu yeteneğin nereden geliyor, daha önce koştun mu?” dedi. Ben de “Koşmadım” dedim. “Okullar arası yarışma var katılmak ister misin?” dedi. Ben de “Tabii ki isterim” dedim ve okullar arası yarışmada ikinci oldum. Birinci olan kız da benden iki yaş büyüktü, büyüklerle koşmuştum. Ondan sonra amatör bir şekilde spor hayatım başladı. 12. sınıfa kadar İstanbul’da okudum, amatör bir şekilde devam ediyordum. Üniversiteye geçtiğim zaman artık tamamen profesyonelleştim. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni kazandım ve orada başladım. Üniversitede daha çok spora yönelebildim ve Ağrı’da profesyonel olarak başladım. 2014 yılında da zaten milli takıma seçildim.

2015 yılında Kütahya’daki dağ koşusunda birinci olduktan sonra milli takıma seçildin ve ardından Avrupa Şampiyonası’nda dördüncü oldun. O an neler hissettin?

Ben milli takıma girmeyi gözümde o kadar büyümüştüm ki, acaba bir gün girebilir miyim diye düşünüyordum. Kütahya’da milli takım seçmesi vardı ve seçildim. O an çok büyük bir gurur yaşadım. Ondan sonra şeytanın bacağını kırınca devamı geliyormuş dedim. Bu kadar zor değilmiş, kendime güvenmem gerekiyormuş. Kendime güvendim ve kariyerime başarılar ekledim. Türkiye tarihinin en iyi derecelerini bile elde ettim.

Yayla Kılıç Gönen ile Başarılarının ve Hedeflerinin İzinde

Milli takıma seçildikten sonra spor kariyerinde neler değişti?

Daha önce maraton hiç koşmamıştım. Maraton branşına yöneldim ve 6 Şubat depremi döneminde psikolojik olarak o kadar çok aksilikler yaşadık ki, hiçbir şey beni engellemedi. İspanya’da Türk tarihinin en iyi maraton derecesini elde ettim. Orada kariyerimin zirvesini yaşadım ve onun devamında başarıma başarılar kattım. Dünya Yaz Oyunları vardı, orada dünya ikincisi oldum. Orada da öğretmenlik atamamı aldım. Yani dönüm noktam maraton koştuktan sonra oldu.

Maratona hazırlanırken mental olarak nasıl hazırlandın? Motivasyonunu nasıl korudun?

İki buçuk aylık bir hazırlık dönemimiz oldu. Hazırlanırken zor olacağını biliyordum ama bunları göze alarak çalışmalarıma başladım. Hem aksilikler çok oldu hem antrenmanlar çok yoğundu. Maratona son iki hafta kala deprem felaketi olunca, antrenörüm ile koşalım mı koşmayalım mı diye konuştuk. O an yaşadıklarım gerçekten bambaşkaydı. Bir yandan iki buçuk aydır onca verdiğim emek, diğer yandan sadece ilkbahar ve sonbahar aylarında olan bir maraton vardı. Başka şansım yoktu ve ben de Türk milletinin ne kadar güçlü olduğunu göstermek için bu yarışa katılmaya karar verdim. Mental olarak bir yanım çok kötüydü ama diğer taraftan kendi motivasyonumu sürekli yüksek tutmaya çalıştım. Emek verdim, başarabilirdim, güçlü olduğumu gösterebilirdim ve bu gösterdiğim başarılar insanlara bir nebze moral olacağı için katılma kararı aldım. Ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü, beni kendi bünyesindeki kamp eğitim merkezine aldı ve orada devam ettim. Diyarbakır’dan ne kadar uzak kalsam da İstanbul’da da psikolojik olarak etkilendim. Çünkü her yerde deprem haberleri vardı. İki haftalık sürecimi İstanbul’da geçirdikten sonra yarışmada başlangıç çizgisinde her zaman aklımda deprem oldu ama yarışa odaklanmam gerekiyordu. Önümde 42 kilometre gibi zorlu bir yarış vardı. Bu nedenle kendimi motive etmek amacıyla iyi düşünmeye çalıştım. Yarışa başladım ve bitiş çizgisine geldiğimde Türkiye tarihinin en iyi derecesini elde ettiğimi öğrendim ve çok gururlandım. Ne kadar kötü şeyler yaşasak, ne kadar felaketler görmüş olsak da biz Türk kadını olarak güçlüyüz ve her zaman her şeyi başarırız. Ülkeme adına gerçekten çok büyük başarı elde ettim ve bir nebze olsa insanları mutlu edebildiysem ne mutlu bana.

Ne kadar kötü şeyler yaşasak, ne kadar felaketler görmüş olsak da biz Türk kadını olarak güçlüyüz ve her zaman her şeyi başarırız.

Yayla Kılıç Gönen

Bu zamana kadar katıldığın yarışmalarda yaşadığın en zorlu an neydi? Bu zorluğu nasıl atlattın?

En zorlu olan maratondu ve onun üstesinden geldim. Yarı maratonda da çok zorlandığım zamanlar oldu. Örneğin; Avrupa üçüncülüğünü 2019’da kaçırdım ve dördüncü oldum. O da çok zordu ama maraton kadar zorlu değildi. Çünkü maratonda psikolojik olarak bırakmak istiyordum. 35.000 kilometreden sonra gerçekten çok zorlandım, bacaklarıma kramplar girdi. Ayrıca bu da kariyerimin ilk maratonuydu. Daha önceden koşmuş olsaydım, Diyarbakır’daki durumumla olimpiyat barajının 2 dakika altını koşabilme ihtimalim vardı. Ama kariyerimin ilk maratonu olduğu için tecrübesizdim ve beni 35. kilometreden sonra neyin beklediğini bilmiyordum. 35. kilometreden sonra kramplar girince motivasyonum düşmeye başladı. Biraz tempomu yavaşlattım ve tamamlamaya çalıştım. Çünkü bu kadar gelmişim, deprem felaketinin içinden çıkıp geldim. O nedenle varış çizgisine ne olursa olsun gitmem gerekiyordu. Bazen gerçekten bırakacağım, kendimi öldürecek miyim diyerek o psikolojiye girdim ama asla pes etmedim. Bitiş çizgisine geldiğimde kendimi yere attım ve asla maraton koşmam dedim. Ama şu an olimpiyat barajına hazırlanıyorum.

Atletizmin senin için anlamı ne? Sana ne gibi faydalar sağlıyor?

Atletizm bir tutku. Ne kadar yıpransan da, yarış bittikten sonra koşmayacağım desen de iki gün sonra dinlenince yine koşarım diyorsun. Özellikle maraton koşan sporcular adına söyleyebilirim ki atletizm tam bir psikopatlık. Maraton bitiş çizgisine ulaştıktan sonra ben koşmam diyorsun ama nasıl bir aşksa bırakamıyorsun. Örneğin; şu an bir sakatlığım var tedavi oluyorum ama koşmadığım zaman içim içimi yiyor. Hep kendimi eksik hissediyorum. Artık bir bağımlılık şekline gelmiş, sporsuz bir hayat düşünemiyorum. Bazen ileride bırakınca nasıl yaparım diye düşünüyorum. Herhalde bir fitness salonuna gidip eğitim veririm diye düşünüyorum. Düşünsenize 5. sınıftan beri bu işin içindeyim, hayatımın bir parçası oldu.

Yayla Kılıç Gönen ile Başarılarının ve Hedeflerinin İzinde

Atletizm dışında ilgi alanların ve hobilerin var mı?

Atletizm dışında hiçbir branşla ilgilenmedim. Eğer başka bir branşla ilgileniyor olsaydım, fiziğim gereği voleybolcu olmak isterdim. Voleybolu da yapabileceğimi gördüm ama atletizme bu kadar bağlandıktan sonra başka branşlara dönme gibi bir niyetim yok. Özellikle bir de böyle başarılar elde etmişken…

Atletizm kariyerinde seni en çok etkileyen/ilham olan bir olay veya kişiler var mı?

Benim eşim Vedat Gönen, eski milli sporcu. O spor yaptığı zaman ben amatördüm ve hep rol modelim oydu. Çok başarılı bir sporcuydu. Onu hep örnek alırdım çünkü hep başarıdan başarıya koşardı. Hep özenirdim. Ek olarak iki kere olimpiyatlara katılan Bahar Doğan da bana rol model oldu. İleride benim de onlar gibi koşma hayalim vardı ve çok çalıştım. Ayrıca şunu de eklemek istiyorum, yetenekli olduğumu düşünmüyorum. Ben tamamen azmim, hırsım ve disiplinimle buralara geldim. Bunlar yeteneğin önüne geçiyor. Ama çok çalıştım, yapacağım dedim ve şu an olmak istediğim yerdeyim.

Atletizm alanında gelecekteki hedeflerin nelerdir?

Her sporcunun hayali olan olimpiyatlara katılmak. Bu yüzden maraton branşına yöneldim. O yüzden benim önümdeki hedefim güzel bir maraton koşup, olimpiyat barajı alarak olimpiyatlara katılmak.

Genç sporcuların motivasyonlarını ve hedeflerini sürdürebilmeleri için ne gibi tavsiyelerde bulunursun?

Mutlaka başarısız olacaklar ama çalışsınlar ve pes etmesinler. Ben de her zaman başarılar elde ederek buralara gelmedim, psikolojik olarak çok düştüğüm zamanlar oldu. Bazen yapamıyorum dediğim zamanlar oldu ama asla pes etmedim. Atletizm biraz sabır ve emek isteyen bir iş. Atletizme direkt olarak başlayıp bu konuma gelmedim, çabaladım. Onlar da çalışsınlar ve istesinler. Önce başaracağına inanacaksın, sonra beynin bacaklarına hükmettiği zaman her şey olur.

Önce başaracağına inanacaksın, sonra beynin bacaklarına hükmettiği zaman her şey olur.

Yayla Kılıç Gönen

Sporcular olarak sponsorluk desteğine ihtiyaç duyuyor musunuz?

Şu an ekonomi de göz önüne alındığında, kulüpler bize destek oluyor ama yetmiyor. Bizim milli sporcuların gerçekten sponsorluğa ihtiyacı var. Çünkü bir ayakkabımızın fiyatı bile 9 bin – 10 bin TL. Kulüpten aldığımız maaş ile bu özel koşu ayakkabılarını almaya çalışıyoruz ama diğer ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Bu yüzden, milli sporcular olarak sponsorluğa çok ihtiyacımız oluyor. Çünkü çok performans harcıyoruz ve ayakkabılarımız kilometrelerden dolayı çok yıpranıyor, sürekli değiştirmek zorunda kalıyoruz. Maddi konuda çok sıkıntı yaşıyoruz.

Eklemek istediklerin…

Her ne kadar sakatlığımdan dolayı koşamasam da, koşuculara destek olmak için Vestel Manisa Yarı Maratonu’nda yer aldım. Gerçekten o kadar ilgi ve alaka var ki kendimizi çok değerli hissediyoruz. Buradan tüm yetkililere teşekkür etmek istiyorum.


Yayla Kılıç Gönen ile Başarılarının ve Hedeflerinin İzinde
Vestel CEO’su Ergün Güler

“Spora yatırımdan asla vazgeçmeyeceğiz.”

“Çeyrek asrı aşkın bir süredir sporun farklı alanlarını destekliyoruz. Başta voleybola olmak üzere futbol, hentbol, cimnastik, yelken ve bedensel engelli sporcuları destekliyoruz. Cimnastikte sporcularımız bizlere ilkleri yaşatmaya devam ediyorlar. Paris Olimpiyatları için şimdiden büyük heyecan duyuyoruz. Diğer taraftan bedensel engelli sporcularımızın elde ettiği başarılar göğsümüzü kabartıyor. Sporun, toplumun gelişimi açısından sahip olduğu kritik önemin bilincindeyiz ve spora yatırımdan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz Uluslararası Vestel Yarı Maratonu da bu bakış açımızın sonucu. Çocuklarımız, gençlerimiz spora yönelsin; spora ilgi duyan her birey için yeni platformlar oluşsun istiyoruz. Bu noktada öncü rol üstlenmeyi sürdüreceğiz. Vestel, Manisa’nın simgelerinden birini temsil ediyor. Hedefimiz Yarı Maratonun da aynı seviyeye ulaşması.”

{171725}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları