Sanat ve Tasarımı Yenilikle Buluşturan Platform: Mercado

Sanat ve tasarım konusunda üretimleriyle dikkat çeken, sanata yön verenlerden biri olan Mercado ekibiyle, son çalışmaları özelinde ekibin gelişimi ve sanatsal yönden işlevini konuştuk.

Yeni nesil sanat ve tasarım platformu Mercado, Urbanscapes sergisi ile EskReyn, Gamze Yalçın ve Max on Duty’i Artweeks kapsamında bir araya getiriyor. Şehrin dokusuna eklemlenen üretimleriyle dikkat çeken multidisipliner üç sokak sanatçısı, şehir kimliğine dair farklı odakları ilham alarak kurguladıkları eserlerle bulundukları alana ilişkin kendi çözümlemelerini ortaya koyuyor.

Tasarımla sanatı sentezleyen ve ortaya sürdürülebilir yaşam, kent habitatı üzerine alternatif ürünler çıkaran Mercado ekibi, bu kez kamusal alanda ve büyük ölçekte ürettikleri projelerle şehri deneyimleme yöntemlerine ilişkin farklı üsluplarla ilerleyen EskReyn, Gamze Yalçın ve Max on Duty’i bir araya getirerek; Urbanscapes ile şehrin yapısına dair başlık ve ölçekleri içeriksel anlamda da çeşitlendirerek alternatif yaklaşımlar sunuyor. Urbanscapes sergisi 2-14 Kasım tarihleri arasında Akaretler Sıraevler No:17 Kat:2’de ziyaretçilerini bekliyor.

Mercado’nun kurucuları olan Yağız Genç ve Tuna Mert ile son çalışması üzerinden gelişimini ve üretimlerini konuştuk.

Mercado oluşumu bir tasarım sanat platformu olarak yakın zamanda sanatseverlerin hayatına girdi. Bu ikinci fiziki serginiz. Mercado’nun gelişiminden ve bugüne kadarki geçirdiği evreden söz eder misiniz…

Mercado, başta yeni nesil tasarım ve sanat içeriklerini derlediğimiz bir platform olarak ortaya çıktı. Dijitalde web sitemiz ve podcast sohbetlerimizle başlayan maceramız daha sonra basılı edisyonlarımız ve fiziksel projelerimizle birlikte bugünkü haline geldi. Yeni nesil bir mecra dememizin en önemli sebebi gerek işlediğimiz temaların gerek bu temaları ele alış şeklimizin konvansiyonel medyanın ve sanat dünyasının alışık olduğu kalıpların dışında olması. Son bir yıldır da farklı ölçeklerde ve disiplinlerde fiziksel projeler hayata geçirmeye başladık.

Tasarımla sanatı sentezlemek gibi bir eğiliminiz var. Mercado’nun sanatsal yönden işlevini ve taşıdığı iddiayı nasıl tanımlarsınız?

Yaşadığımız yüzyıl sınırların kalktığı bir yüzyıl. Sanat ve tasarım dünyasının da sınırlarının bulanıklaştığı bir dönemdeyiz ve biz de bu yeni çağın sınırsız dinamiklere uygun bir bakış açısıyla platformumuzu kurduk. Ekibimizin çoğu tasarımcı kökenli, hatta birlikte kreatif iş ürettiğimiz sanatçıların çoğu da tasarımcı kökenli. Kimi mimar, kimi tekstil tasarımcısı kimi yazılımcı. Biz bu yaşadığımız çağa Rönesans 2.0 diyoruz. Artık yaratıcı üreticiler pek çok farklı alanda etkin ve üretime açık. Bunun yanı sıra pek çok farklı disiplinden insanın bir araya gelip kolektif üretim gerçekleştirdiği bir zamandayız. Bu nedenle bizim sanata bakış açımız kendi kabuğu içerisinde yaşayan konvansiyonel sanat dünyasının aksine, işbirliklerine açık, inovatif ve daha yaşanabilir bir dünya için üretimler gerçekleştiren bir profili sahipleniyor. Bu değerlere sahip pek çok tasarımcı/sanatçı günümüzde kendine yer arıyor ve bu biz bu isimlerle bir araya gelerek hem onlara bir görünürlük alanı yaratmak hem de birlikte yaratıcı projeler geliştirmek istiyoruz.

Bir önceki serginiz “Orginal by Nature”da hem zanaatkârlık hem dijital sanat hem de tasarımcılık ön plana çıkıyordu. Bu kez Urbanscapes ile geldiniz. Bu serginin taşıdığı unsurlar neler…

Original By Nature aslında bizim Mercado olarak multidisipliner üretimi odağına alan bakış açımızı çok iyi yansıtan bir projeydi ve çok ses getirdi. Kurgusunda iklim krizine dikkat çekerken bir yandan da karşı karşıya olduğumuz bu önemli problem karşısında kentsel tarımı çözüm önerisi olarak sunmayı amaçlayan çok katmanlı bir işti. Urbanscapes sergisi ise yine bizim Mercado olarak değer verdiğimiz farklı bir noktaya parmak basıyor. Bildiğiniz üzere sanat sistemi içerisinde ekonomik olarak sürdürülebilir bir yaşam sürmek çok zor. Hele de ülkemizde bu durum çok daha zor. Bir yerde sanatçı olarak galerilere bağımlısınız. Diğer türlüsü mümkün ama hem şans hem de mücadele gerektiriyor. Burada galerilere karşı bir duruşumuz yok ancak bağımsız üretmek isteyen sanatçıları da destekleyen bir misyona sahibiz. Urbanscapes sergisi ile galeriler dahil olmak üzere sanat dünyasında kendine yer bulamayan sokak sanatçılarına sanat fuarında bir alan içmek istedik. İşlerini ilgiyle takip ettiğimiz üç multidisipliner sokak sanatçısı EskReyn, Gamze Yalçın ve Max on Duty ile şehir kimliğine dair farklı odakları ilham aldıkları bir sergi kurguladık. Bir yandan sokak sanatçılarının tuval olarak sadece duvar kullanmadıklarını, kağıt, seramik, heykel, ahşap gibi pek çok farklı teknik ve materyalle iş ürettiklerini göstermek diğer yandan da sanat dünyası ve koleksiyonerle buluşturmayı hedefledik.

Urbanscapes şehrin içinde yer alan formlardan alternatif siluetler yaratma iddiası taşıyor, Orginal By Nature da da alternatif habitata vurgu vardı. Mercado’nun işlerinde geleceğin alternatifliklerine yönelik hep fütüristik bir yaklaşım var diyebilir miyiz..

Fütüristik yerine gelecek projeksiyonu sunma misyonumuz var diyebilirim. Arka planında çok katmanlı amaçlarımız olsa da en basit haliyle kafa yorduğumuz bir mesele üzerine ses çıkarma, tartışma ve çözüm üretme var diyebiliriz. Original By Nature bu mesajı çok net veriyordu. Urbanscapes ise bunu daha çok sanatçıların üretimleriyle gösteriyor. Yeni sergimizde İstanbul’dan ilham alan üç sokak sanatçısının şehri nasıl farklı yorumladığını görebiliyorsunuz. Bir yandan EskReyn şehir yapısında tamamlanmayan dönüşüm hali sebebiyle bireylerin habitatı haline gelen kontrolsüz dokuyu konu alırken, diğer yanda Gamze Yalçın’ın şehirden kaçma arzusuyla coğrafya ve rüya alemi arasında bir bölgede oluşturduğu manzaraları deneyimliyorsunuz. Max on Duty ise her gün atölyesine giderken gözlemlediği kuşların doğa yerine aydınlatma elemanları, trafik ışıkları gibi şehir sistemin akışını sağlayan araçları koymasını merceğine alıyor. Bir yanda doğa, diğer yanda beton yığınları, ortada ise sıkışmış hayvanlar ve insanoğlu. Bu arada sıkışmışlık durumu Urbanscapes’in üzerinde durduğu ana tema. Gelecek tercihi ise bize kalıyor, doğayı mı şehirleri mi seçeceğiz…

Mercado’nun sanat dünyası için gelecekte hayal ettiği yer neresi? Kendinizi sanat yolculuğunuzda nerede görüyorsunuz ve gelecekte insanlar sizden neler izleyecek?

Sınırları zorlamayı seven bir ekibiz. Farklı üreticilerle ve platformlarla bir araya gelmek istiyoruz. Yakın dönemde globalde de yaratıcı iş birliklerine başlayacağız, bu konu bizi ayrıca heyecanlandırıyor. Globalde farklı kültürlerden, farklı dillerden olsak da benzer meseleler üzerine düşünen isimlerle bir arada üretmek ilham verici bir süreç olacak. Bizimle birlikte üretmek isteyen insanlara da her zaman kapımızın açık olduğunu tekrar söylemek isteriz.