Geleceğe Yön Verecek Yeşil Girişimler

Yazı Boyutu:
Yeşili destekleyen, geleceği ve doğayı bu yönüyle düşünen ve faydalı girişimlerde bulunan yapıları, sizin için bir araya getirdik.
Bugün geldiğimiz ve dünyayı getirdiğimiz noktaya bakınca bir şeylerin yanlış gittiğini açıkça görebiliyoruz. Yine de sorunların kaynağını tespit eden, bu sorunlara yönelik barışçıl öneriler getiren, harekete geçerek bizi sürdürülebilir çözümlere bir adım daha yaklaştıran girişimler yok değil. Biz de bu ilham verecek, size, belki de bilmediğiniz alanları gösterip yeni ufuklar açacak, merkezine doğayı alan yeşil girişimleri bir araya getirdik.
İnovatif Çevre Teknolojileri

Tüketicilerin yaklaşık yüzde 80’i, gelecek nesiller için gezegeni kurtarmak adına fark yaratabilmek istiyor. Bu tüketicilerin yüzde 66’sı çevre dostu ürünler ve hizmetler satın almayı tercih ediyor. Ecording, tüketicilerdeki bu arzuyu gören ve geliştirdiği inovatif yaklaşımlarla iş ortaklarını doğa dostu çözümler üretmesi için teşvik eden bir girişim. Bunu nasıl mı yapıyor? Geliştirdikleri, ağaçlandırılması gereken, ulaşılması zor alanlara havadan tohum topu atışları gerçekleştiren insansız hava araçları ecoDrone’lar ile. Doğal ekosistemdeki ağaçların toprağa düşen tohumlarla yeniden hayat bulmaları sürecinden esinlenilerek tasarlanan ecoDrone, 10 dakika içinde 2500 adet tohum topu atışı gerçekleştiriyor. Bu yenilikçi yapı, iklim krizine karşı uygulanan geleneksel yöntemlere göre %330 daha az maliyetli bir mücadele yöntemi. Ulaşılması zor alanlarda ekim kabiliyeti sağlayarak 6 kat daha verimli ağaçlandırmayı da mümkün kılıyor. Peki siz tüketiciler olarak ecoDrone’u nasıl kullanabilirsiniz? Anadolu Efes’in üretilen özel yeşil ürünlerine özgü kurumsal projesi ve bu girişimle tanışmanız, şişeler üzerindeki QR kodu okutarak ağaçlandırmaya katkı sağlayabileceğiniz en iyi örneklerden biri.
Kent Bahçeciliği
Dünya çapında kent bahçeciliği, sürdürülebilir bir yaşama açılan ilk pencere olarak görülüyor. Zira lokasyonunuza bağlı olarak bahçenizi yürüme mesafesindeki lokal arazilerde veya teras katlarında kurabiliyorsunuz. Bunun en iyi işleyen modelini Vancouver’daki The Fairmont Waterfront Hotel hayata geçirdi; yiyecek üretimi ve bitki seracılığı yapılan iki ayrı teras projelendirdi. Bu teraslardaki bitkiler hiçbir zirai ilaç, fosil yakıt veya başka zararlı kaynak kullanılmaksızın yetiştiriliyor ve buradan çevredeki marketlere dağıtılıyor. Yeşil teraslar aynı zamanda yağmur sularının yoğunluğunu dengeliyor, hava kalitesini artırıyor ve yeniden üretimin önünü açıyor.
Dikey Tarım
Havada bitki yetiştirme bilimi, besinlerinin tedarik zincirini kontrol etmek ve kendi taze sebze meyvesini yetiştirmek isteyen insanlar için yepyeni kapılar araladı. Tower Gardens ile yapılan dikey tarım birkaç senedir gündemde olsa da insanlar halen bitki yetiştirmek için organik toprak ve hektarlarca alana ihtiyaçları olduğunu sanıyor. Oysa tarımı yeniden düşünmeye teşvik eden bu girişimle, topraksız ve %95 daha az suyla çok çeşitli bitkiler yetiştirmeniz mümkün; evinizde bile. Bunun yanı sıra dikey olarak ilerlemek %90 daha az yer kullanımına da ihtiyaç duyduğu için geleneksel yöntemlere kıyasla size engel olan tek şey tavan oluyor. Bu da demek oluyor ki favori meyvelerinizi, sebzelerinizi ve bitkilerinizi dış mekânlar kadar LED ışıklar yardımıyla iç mekânlarda da yetiştirebiliyorsunuz. Bu kule mantığı, geleceğin tarımına da yön verecek gibi görünüyor.
Yeşil Tasarım Uzmanlığı
Dünya için ‘yeni normal’ olan dikey orman binalar, doğayı nasıl dönüştürecek biliyor musunuz? Yeşil tasarım uzmanları, özellikle hava kirliliğinden muzdarip Dubai, Meksika ve Çin gibi ülkelerdeki uzun binaların tamamını bitkilerle kaplayarak, onları, birer filtre olarak kullanmaya başladı. Örneğin, Meksiko’daki Manuel Gea Gonzalez Hastanesi’nin yüzeyindeki petekler günde yaklaşık 1000 otomobilden çıkan zararlı gazları absorbe ediyor.
Akıllı Gıdalar
Hayvansal ürünlerin yerine geçebilecek birer alternatif olma fikriyle ortaya çıkan yeni nesil akıllı gıdalar, birçok tüketici tarafından öncelikli gıda ürünleri olarak görülüyor. Beslenmede önemli bir yer tutan et, tavuk, süt ve süt ürünleri, balık ve balık ürünleri bugün birçok tüketici tarafından tedirginlikle tüketiliyor. Sürü sağlığını koruyabilmek için zorunlu olarak uygulanan önleyici hayvan sağlığı çözümleri ne yazık ki insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Eğer gıdalar insanların besin ihtiyaçlarını karşılamak için üretiliyorsa, onların sürdürülebilir olduğu kadar sağlıklı olması da gerekiyor. Hyggefood Company Türkiye de bu açığı kapatacak bitkisel kaynaklı, sürdürülebilir ve besin değeri yüksek yeni nesil gıdalar üreten ilk Türk girişim şirketi. Türkiye’nin topraklarında yetişen binlerce özel bitkinin, tohumun içeriklerini gıda teknolojisiyle birleştirerek yeni nesil gıdalar üretiyor ve yoğun tempo içinde çalışan insanların yemek yeme deneyimlerini daha kaliteli ve sağlıklı hale getirmeyi hedefliyor.
Yeni Nesil Materyaller
Moda endüstrisinin dünyadaki su kirliliğinin %20’sinden sorumlu olmasına ve kumaşları üretmek ve boyamak için kullanılan zehirli kimyasalların birçok tekstil çalışanının sağlığını olumsuz etkilemesine karşı yeni nesil bir materyal kullanılmaya başlandı; deniz yosunu. Alman-İsrail firması Algalife, algleri kullanarak elyaf ve boya geliştirdi. Sıfır atıklı kapalı döngü bir model kullanan Algalife, yetiştirme sırasında sadece günışığına ve suya ihtiyaç duyuyor. Doğayla barışık olduğu kadar giyen kişinin cildine de zarar vermeyen bu yeni nesil boyarmaddenin keşfi, doğanın kendini iyileştirmesi adına akılcı bir çözüm olabilir.
Global Yeşili Koruma Politikaları
Günlük hayatımızda kullandığımız pek çok ürün bir şekilde ağaçların kesilmesine neden olarak üretiliyor. Ağaçların bu kontrolsüz kaybı da bugün mevcut sera gazı salınımının %20’sinden sorumlu. Greenpeace gibi çevre örgütleri ve bilinçli tüketiciler birçok firmayı bu konu ile alakalı önlem almaya zorluyor. Hershey Company, kullandığı palm yağının %100’ünün izlenebilir kaynaklardan geldiğinin garantisini veriyor. Ürünlerinde kullandıkları palm yağı üretilirken hiçbir ağacın kesilmediğinin garantisini veriyor.