Ekosistemin Temel Taşı Arılar Yok Olursa Ne Olur?
Yazı Boyutu:
Arılar, dünyadaki besin zincirinin temel taşlarından biri. Peki, neden bu kadar önemli ve onların geleceği için neler yapabiliriz? Bu makalede arıların önemi, karşı karşıya oldukları tehditler ve bu süper organizmaları korumak için bireysel ve toplumsal olarak neler yapabileceğiniz hakkında detaylı bilgiler bulacaksınız.
Bundan yıllar önce Einstein “Eğer arılar yok olursa insanlık en fazla dört yıl yaşayabilir” dediğinde arılar belki de ilk defa o kadar dikkat çekti. Bitkilerin polenleşmesini ve bu nedenle de gıdaların dörtte üçünün yetişmesini sağlayan arıların yaşamlarını tehdit eden faktörler kritik seviyeye ulaştı. Bilinçsiz artan şehirleşme, iklim değişikliği, tarımda kullanılan zehirli kimyasallar yüzünden arıların nesli de kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya.
Arılar ve dolayısıyla da dünyamızı kurtarmak için hâlâ yapılabilecek şeyler var. Birkaç basit detaya dikkat edilirse yıllar sonra da bitki çeşitliliği devam edebilir ve basit gibi görünse de çok değerli olan gıdalarımıza ulaşmaya devam edebiliriz.
Arı nüfusu neden azalıyor?
Dünya üzerinde 20 binden fazla arı türü olduğu kabul ediliyor ve Antarktika dışında dünyanın her yerinde arılar bulunuyor. Bunlar arasında en çok bildiğimiz bal arıları dışında çok sayıda yabani tür de mevcut. Buğday tanesinden çok daha küçük arılardan sekiz cm’e varan boyuyla Wallace eşek arısına her bir arı kendine has özelliklere sahip.
Peki 100 milyon yıldır dünyada kalan arıların sayıları neden azalmaya ve bazı türlerin nesli tükenme tehlikesine girmeye başladı? Aslında cevabı çok basit: Son yıllarda artan çevre kirliliği, tarımda kullanılan zehirli kimyasallar ve iklim değişimi.
Dünyanın artan 1-2 derecelik ısısı, buna bağlı değişen yağış oranları arıların yaşam alanlarını çok ekleniyor. Bu değişime bir de pestisit gibi tarım alanlarında kullanılan zehirli kimyasallar eklenince yaşamı sürdürmek arılar için zorlaşıyor.
Tarımda zararlı kimyasalların kullanılmasını önlemek sadece arılar için değil aynı zamanda tozlaşmaya katkısı olan diğer kanatlı böceklerin geleceği için de önemli. İnsan sağlığını bile riske atan bu tarım ilaçlarının minik böceklerin yaşamını sonlandırması gayet anlaşılabilir bir durum. The Conversation’ın ulaştığı bilgilere göre iki milyon türü olan böceklerin yüzde 40’ı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Bir diğer kıyaslama ile omurgalı canlılara göre böcek türleri sekiz kat daha fazla tehlikede.
Arılar Neden Önemli?
Zac Efron ve Darin Olien’in kamera karşısına geçtiği Netflix yapımı Down to Earth’ün her bölümünde farkındalık yaratacak projeler için dünyayı geziyorlar. Birinci sezonun yedinci bölümünde ise Darin Olien, Zac Efron’u dünyanın en büyük metropollerinden biri olan New York’a götürüyor ve şehrin ortasındaki binanın çatı katında yapılan arıcılığa şahit olmasını sağlıyor. İnsan nüfusundan fazla arının olduğu New York’ta her arının kendi kovanını bulabilmesi ise programda arılarla ilgili verilen bilgilerden sadece bir tanesi.
Bu sorunun cevabı için yiyeceklerimize yönelmemiz gerekiyor. Çünkü tarladaki ya da bahçedeki bitkilerin çiçekten gıdaya dönüşebilmesi için polenleşmeye bir diğer adıyla tozlaşmaya ihtiyaç var. Çiçeklerden nektar toplayan arılar da üzerine yapışan polenleri diğer çiçeklere taşıyarak meyveye, sebzeye dönüşmesini sağlar.
Tam da bu nedenle dünya üzerindeki ekosistemin devam edebilmesi için arılar kritik önem taşıyor. Eğer arılar yok olursa ya da arı nüfusu bu hızla azalmaya devam ederse besin çiçekleri polenleşemeyecek ve gıda hasadı şimdikinin yüzde 20’sine kadar gerileyecek.
Arıların Geleceğini Korumak İçin Ne Yapılabilir?
Arıların yaşamlarını sürdürmek için ilk olarak zehirden arındırılmış temiz bir ortam sunmak gerekiyor. Organik ya da ekolojik tarıma geçmek bu nedenle sadece insan sağlığı için değil sürdürülebilir tarım için de önemli oluyor. Pestisit gibi yaşama zararlı kimyasalların kullanılmadığı tarımda, arılar çiçek polenlerine yapışan zehri almadıkları için yaşamaya devam edebilecek ve nesli tehlike altına girmeyecektir.
Küçük bahçeniz varsa ya da balkonda bitki yetiştirebiliyorsanız arıların sevdiği çiçek ve bitkilerden ekebilirsiniz. Lavanta, kekik, biberiye, nane, melisa gibi yetiştirilmesi kolay otlar ve sefa, ayçiçeği, frenk soğanı gibi arıların sevdiği çiçekler arılara nektar toplama alanı yaratmak için yetiştirilebilir. Özellikle betonlarla çevrili, kirli havası olan şehir hayatı içerisinde minik de olsa nektar alınabilecek bir bahçe arılar için çok faydalı olacaktır.
Satın aldığınız balın da arılar için iyi bir çevrede yetiştirildiğine emin olmalısınız. Sadece gerçek bal olması dışında, organik üretimi destekleyen ve sürdürülebilir arıcılığı benimseyen üreticileri desteklemek de arıların geleceği için önemli bir kriter.
arilarvarsa.org arıların yaşamlarını sürdürebilmesi için bu bitkilerin yetiştirilmesini öneriyor.
Yorgun Bir Arı Görürseniz…
Her arının bir görevi olduğunu ve bunu öğretilmeden yaptığını biliyor musunuz? Sadece susam büyüklüğünde beyni olan arıların görevlerini muhteşem şekilde nasıl yapabildiğini anlatan kısa bir National Geographic belgeseli.
Arıların sıradan bir böcek olmadığının farkında olan herkesin arılar için yapabileceği birçok şey var. Özellikle de şehirde sık sık karşımıza çıkan ve uçmak için enerjisi yokmuş gibi görünen arılar için minik bir destek onu kurtarmaya yardımcı olacaktır.
Bir çay kaşığı beyaz şekeri (Esmer şeker ya da glikoz şurubunu sindirmek arılar için çok zordur) yarısı kadar miktarda suyla karıştırıp arının içebileceği bir yere koyabilirsiniz. Bal arılarına bal verilebilir ancak yaban arıları için bal onları daha da yoracak ve güçsüz düşürecektir. Gücünü kaybeden arı aldığı enerji ile kovanına dönebilecektir. Eğer yanınızda şeker yoksa arıyı nazikçe -elinizi sokmaması için kağıt ya da peçete benzeri bir şey ile- tutarak çiçeğin üzerine koyabilirsiniz.
Yorgun olduğunu düşündüğünüz arıyı taşımadan ya da beslemeden önce şunu da unutmayın: Gördüğünüz sadece dinlenen bir arı olabilir. Biyolojik olarak uyumayan arılar bir yerde sabit kalarak saatlerce dinlenebilir.
Arılar Neden Bal Yapar?
Arıları kurtarmak denildiğinde aklınıza bal arıları geliyorsa bu belgeseli izlemelisiniz. Yaban arılarının önemini anlatan belgesel, arıların geleceği konusunda güzel bir rehber.
En miniğinden devasa görünenlere dünya üzerinde 20 binden fazla arı türü olduğu tahmin ediliyor. Ve bunların içerisinden sadece yedi farklı türde bal arısı insanların yiyebileceği kadar bol miktarda bal yapıyor. Yani bal arı ile özdeşleşmiş olsa da arının yaptığı tek şey bal değil. Yine de arıların neden bal gibi hem şifalı hem de gizemini koruyan bu besini yaptıkları bilim dünyasında merak uyandıran bir konu.
Yabani arı türlerinin hemen hepsi kış uykusuna yatıyor. Ama bal arıları hava sıcaklığı 9-10 derecenin altına düşünce kovanlarına çekiliyor ve küme halinde, dışarıya çıkmadan yaşamlarına devam ediyor. Kovan içerisindeki ve gövdelerindeki ideal sıcaklığı korumak içinse titriyorlar. Bu sırada da tüm kış boyunca kendilerine gereken enerjiyi sağlamak için bahar ve yaz aylarında topladıkları nektarlardan yaptıkları balları kullanıyorlar. Yani bir nevi çiçek özlerini uzun süre dayanması, gıda olarak saklanması için bala çeviriyorlar.
Arılar Tozlaşmayı Nasıl Yapar?
Arıların işi çiçekten çiçeğe dolaşarak nektar toplamak. Bunu yaparken de çiçeklerin üzerindeki polenler arının üzerine yapışır ve başka bir çiçeğe gittiğinde istemeden de olsa polenlerin taşınmasını, döllenmesini sağlar. Polenleşme olarak tanımlanan bu olay bitki çiçeklerinin meyve ve sebzeye dönüşebilmesini sağlayan önemli bir detay. Arılar dışında polen taşınmasını sağlayan başka faktörler de var.
Rakamlarla Arılar
Lezzetli ballarla akla geliyor olsalar da arılar bundan çok daha fazlası. Arı ürünlerinden doğadaki görevlerine, bu video onların dünyası hakkında mükemmel bilgiler veriyor.
Dünyadaki besinlerin yüzde 75’i, doğadaki bitkilerin de yüzde 90’ı arılar ve arıların taşıdığı polenler sayesinde oluşuyor. Yani yediğimiz her dört üründen üçü arılar sayesinde oluşuyor.
Bal arısı kovanında üç çeşit arı vardır: Kraliçe arı, işçi arı ve toplayıcı arılar.
-
Kraliçe arı beş yıla kadar yaşayabilir ve bir günde ortalama 1500 yumurta üretir.
-
Arkeolojik kazılarda bulunan en eski bal 5500 yaşında. Gürcistan’ın Tiflis yakınlarında bulunan bal hâlâ yenilebilir durumda. Arıcılığın tarihinin M.Ö. 3500’lerde Antik Mısır’da başladığı kabul ediliyor.
-
Arıların dörde kadar sayabildikleri deneylerle kanıtlanmış bir bilgi. Bazı bilim insanlarının hâlâ tartışmaya açık olan teorisine göre arılar çok daha fazla da sayabiliyor.
-
Yediğimiz her üç besinin biri arılar sayesinde oluşuyor.
-
Bir arı kolonisinde ortalama 60 bin arı olur.
-
Bir bal arısı saniyede 230 kere kanat çırpar.
-
Sadece bir arı kolonisi, tek bir günde 300 milyon çiçeğin polenleşmesini sağlayabilir.
-
İşçi arılar yaklaşık altı hafta yaşarlar.
-
Bir arı bal toplamak için kovanından yaklaşık 8 km uzağa uçabilir ve saatte 25 km hıza ulaşabilir.
-
Arıların 100 milyon yıldır dünyada olduğu kabul ediliyor. İnsanlığın tarihi ise sadece 300 bin yıl.
-
Bir bal arısı tüm hayatı boyunca sadece tatlı kaşığının 12’de biri kadar bal üretebilir.
-
Bir kg bal için yaklaşık olarak iki milyon çiçekten nektar alınır.
-
Dünya doğasının yüzde 80’i yaşamını arılara borçlu.
-
Arıların koku alma yeteneği, insan burnuna kıyasla 100 kata daha kuvvetlidir.
Arıların bir şeyi öğrenmesi için tek seferlik deneyim yeterli oluyor.