preloader

Sanat Eserinin Mücevhere Dönüşme Hikayesi

07.03.2024
Sanat Eserinin Mücevhere Dönüşme Hikayesi

Yazı Boyutu:

Heykeltıraş Mert Ege Köse’nin bir sanat eserinin ruhuna mücevherin parlak yüzeyinde yeni bir hayat vermesini keşfedin.

Sanat eserlerinin zamana meydan okuyan gücü, insanlığın yaratıcılığını ve duygularını sonsuza kadar taşıyabilme potansiyelini temsil eder. Ancak bazen, bu sanat eserleri kendilerini sınırlı bir formda ifade etmekle yetinmez; mücevherlere dönüşerek, yaşamın ve duyguların ölümsüz izlerini taşır. Bu dönüşüm, bir hikâyenin başlangıcıdır; bir sanat eserinin ruhunun, mücevherin parlak yüzeyinde yeni bir hayat bulduğu bir dönüşüm öyküsüdür.

Monad koleksiyonunu ortaya çıkaran Lion Diamond kurucusu Öznur Yakın, heykeltıraş Mert Ege Köse ile birlikte güzel bir iş birliğine imza attı. Gelin; koleksiyonu Lion Diomand kurucusu Öznur Yakın ve heykeltıraş Mert Ege Köse’den öğrenelim.

Sanat Eserinin Mücevhere Dönüşme Hikayesi
Öznur Yakın
Lion Diomand Kurucusu

Tasarımlarınızı sanatla buluşturma fikri nasıl doğdu?

Uzun yıllardan beri sanat ve sanatın insanı farklı dünyalara götüren, farklı bakış açıları sunan yönü beni çok etkiliyordu. Bu ilgimi daha bilinçli ve profesyonel hale getirmek için 3 yıldan uzun bir süredir sanat tarihi eğitimi alıyorum…. Halen devam eden eğitimlerimi yurt içi ve yurt dışı sergilere katılarak geliştirmeye devam ediyorum…

Bu kadar sanatla iç içeyken çok severek yaptığım işimde de tasarımlarıma sanatın dokunuşunu yansıtmak aslında çok doğal bir süreç olarak gelişti. Hangi sanatçının ve eserlerinin daha uygun olacağını düşünmeye başladım.

Mert Ege Köse’nin eserlerini ve başarılarını zaten bir süredir beğeniyle takip ediyordum. Tanıştığımızda ise eserlerinin oluşumundaki felsefe beni çok etkiledi, bu büyüleyici parçalar benim kafamda yavaş yavaş takılabilir mücevher sanatına dönüştü. Birlikte sanat üzerine yaptığımız sohbetlerde çalışmalarının ne kadar mücevhere dönüşmeye uygun olduğunu gündeme getirdik, bunu gerçekleştirmenin heyecanını hissettik ve bu yola çıktık.

Neden Mert Ege Köse’nin çalışmalarında sizi çeken ve tasarımlarınızla uyumlanan şey neydi?

Heykellerinde kullandığı alüminyum malzemenin parlak yansımaları, tekrar eden geometrik desenlerin yanında karşınıza çıkabilen rastlantısal formların birleşimi beni çok etkiledi. Bunun yanında somut cisimlerden aşka, nefrete kadar her şeyi geometrik olarak açıklanabilir bulması, heykellerinin bazılarının kesin ve net formlar, bazılarının da rastlantısal formlardan oluşması, bunlar arasındaki denge beni çok etkiledi.

Mert’in eserlerinde kullandığı malzemenin bir metal olması, değerli madenlere eserlerini uygulamayı kolaylaştırdı. Çalıştığı geometrik ve rastlantısal formlar, genel olarak bakıldığında görenleri etkileyecek, büyüleyici takılabilir eserlere dönüşmeye çok uygundu.

Bu gerçekleşen sanat ve tasarım birlikteliği size nasıl avantajlar sağlayacak?

Aslında yola çıkarken sağlayacağı avantajlardan çok, sanatı takılabilir etkileyici minik eserlere dönüştürmenin heyecanını yaşadık. Mert’in dev eserlerini bir anda onların heybetinin yanında minik boyutta sayılabilecek takılara çevirmek için uzun süre çalıştık. Ortaya ilk çıkan altından modelleri, defalarca bozup baştan yaparak, aylar süren çalışmalar sonunda son haline getirdik.

Geldiğimiz noktada avantajlarımızın ne olabileceğini düşündüğümde ise, ortaya çıkan bu değerli koleksiyonun takılabilir sanat eserleri olmasının, sanatı hayatının parçası haline getirmiş geniş bir kitleyi de etkileyeceğine inanıyorum.

Gelecekte bu tür başka iş birlikleriniz olacak mı?

Şu anda Mert Ege Köse ile yaptığımız bu çalışmayı oldukça uzun vadeli planladık. Koleksiyonun lansmanı ve uzun vadede nasıl bir etki yaratacağı konularına yoğunlaştık. Çıktığımız bu yol, Lion Diamond markamıza da farklı bir vizyon getirdi. Devamında bize katacaklarını biraz da karşılıklı yaşayarak yönümüzü belirleyeceğimizi düşünüyorum.

Sanat etkinliklerini çok yakından takip ettiğinizi biliyorum. Bugüne kadar sizi en çok etkileyen -yurt içinde ya da yurt dışında- sergi ya da sanat organizasyonu hangisi oldu? Neden?

Venedik Bienali, beni çok etkiledi. İstanbul gibi bu şehrin de farklı bir tarihi zenginliği, eşsiz bir atmosferi var. Ama bunun yanında Bienal’in uluslararası katılımı çok geniş, farklı kültürlerin ve sanat anlayışlarının bir araya gelmesine olanak tanıyor, çağdaş sanatın öncü isimlerini bir araya getirerek sanat dünyasındaki güncel gelişmeleri takip etmeyi sağlıyor.

Ayrıca, bienalin bienal niteliği taşıyan özgün konsepti ve her seferinde farklı bir tema etrafında şekillenmesi, size sürekli yeni ve çeşitli sanat deneyimleri sunuyor. Tabii aynı zamanda tüm önemli bienaller gibi, bu bienalin de sadece ana sergisi değil, aynı zamanda şehir genelinde pek çok yan etkinlik ve performansa ev sahipliği yapması, tam bir sanat festivali hissi veriyor.

Sanat Eserinin Mücevhere Dönüşme Hikayesi
Mert Ege Köse
Heykeltıraş

Lion Diamond ile olan iş birliğiniz nasıl gerçekleşti?

Lion Diamond’la olan iş birliğimiz 2022 senesinde gerçekleştirilen Art For Jewellery fuarının hazırlıkları aşamasında tanışmamızla başladı. Art For Jewellery fuarının girişi için bir heykel tasarladım. İlk olarak bu heykelin yapım sürecinde bir araya geldik daha sonrasında Öznur Hanım’la dialoğumuz devam etti. Zaman içerisinde konuşurken benim daha önceden yaptığım ‘giyilebilir’ heykellerden bahsederken bunların mücevhere dönüştürme fikri ortaya çıktı. Bu süreçte Öznur Hanım ve ekibinin mücevher işindeki know how’ı beni çok etkiledi. Bu denli küçük alanlarda bu kadar incelikli işçiliklerin yapılabileceğini görmek gerçekten çok heyecan verici oldu.

Daha önceden böyle bir projeniz başka bir tasarım firmasıyla olmuş muydu?

Zaman zaman tasarım firmalarıyla ortaklaşa projeler gerçekleştirdim ama bu şekilde bir ortak projeyi ilk olarak Lion Diamond’la yapıyoruz. Daha önceki projelerde partiler arasında roller dağıtılıyordu ve herkes kendi kısmını gerçekleştiriyordu. Bu projede ortaya çıkan iş, tekil parçalardan oluşan bir koleksiyon olduğu için normal çalışma alışkanlığımın dışında ve eğlenceliydi.

Heykel işlerinizi takılabilir sanat eserlerine nasıl dönüştürdünüz?

Aslında çok uzun zamandır masamın üzerinde yaptığım maketlerden kalan parçalarla oyun oynar gibi kolye, bileklik ve yüzük gibi şeyler yapıyordum. Zaman zaman kafama taktığım taç diye nitelendirebileceğimiz objeler de ürettim. Heykellerimin küçük boyutlarda üretildiğinde de kendi aurasını koruyabileceğini görmek istedim. Sonrasında ise Lion Diamond ekibinin bilgisi sayesinde bu koleksiyon ortaya çıktı. Aslına baktığınızda ortaya çıkan koleksiyon benim orijinal boyutlarında gerçekleştirmiş olduğum heykeller. Bunların boyutlarının minimize edilebilmesi sayesinde bu işler mücevhere dönüşebildi.

Günümüzde sanat artık bu tür iş birlikleriyle farklı noktalara doğru gidiyor. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?

Sanat dediğimiz olgunun içerisinde, kendisi dışında şeyler ile paydaş olmak doğasında var. Bu noktada sanat ve sanatçının ortaya koyduğu yapıt bu iş birlikteliğinde kendi mahiyetini ne kadar koruyabiliyor. Burada ince bir çizgi var. Bazı yapılan projelerde sanatçının eseri başka bir şeyin destekleyicisi konumuna gelebiliyor. Naçizane fikrim olarak sanatçılar ve markalar elbette bir araya gelmeli ama bu birliktelik bir ortak akıl ile yapılmalı. Doğru işler ve iş birlikleri ile yapılan işe, sanata, topluma artı değer katma olanağımız her zaman mümkün ve tabii olarak tam tersi de.

Gerçekleşmesini çok istediğiniz bir sanat projesi var mı?

Son zamanlarda yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiğim iki proje gerçekten uzun soluklu ama heyecanını kaybetmeden yaptığım iki projeydi. Bunların ilki bugüne kadar yaptığım en büyük kamusal alan işi olan “Gate” Dubai’de yerine koyuldu. Diğeri ise İstanbul Havalimanı için yaptığım “Every Child has a dream of Flight” isimli proje. Bunların dışında şu anda çizimlerine başladığım başka bir kamusal alan projesi var. Büyük ihtimalle önümüzdeki yıl bu projeyi de gerçekleştirmiş olacağım. Yine önümüzdeki yıl için yurt dışında gerçekleştirmek istediğim ve hazırlandığım projeler mevcut.

Feride Çelik
Feride Çelik Tüm Yazıları