Küçük Dostlarımızın Büyük Sağlık Sorunları
Yazı Boyutu:
Doç. Dr. Cem Perk, patili dostlarımızda görülen kanser vakalarının teşhisini, tedavi yöntemlerini ve büyük sağlık sorunlarına karşı önlem almanın yolları anlatıyor.
Günümüzde artan bir ivmeyle insanları tehdit eden kanser vakaları, evcil hayvanlarımızı da etkiliyor. Öyle ki, köpeklerin yaklaşık dörtte biri, kedilerin ise beşte biri hayatlarının bir döneminde kansere yakalanmaktadır. Yüksek gibi görünen bu oranlara karşın, erken teşhis ve doğru tedavi ile birçok olguda başarılı sonuçlar alınmaktadır. Veteriner tıptaki gelişmeler sayesinde, birçok kanser türü tedavi edilebilir hale gelmiştir.
Neoplazi, Tümör ve Kanser Nedir?
Neoplazi, vücuttaki hücre ve dokuların kontrolsüz ve anormal derecede büyümesidir. Bu büyümeye bilimsel adıyla neoplazm ya da yaygın olarak tümör denir. Tümörler iyi ya da kötü huylu olabilirler. İyi huylu tümörler ‘benign’ olarak adlandırılır ve yavaş gelişirler. Alttaki dokulara yapışık değildirler ve metastaz yapmazlar. Tedavi olasılıkları yüksektir. Kötü huylu tümörler ise ‘malign’ olarak adlandırılır ve hızla büyürler. Çevresinde sınırlayıcı bir kapsül olmadığından, alt dokulara yayılmışlardır. Metastaz riski yüksektir. Neoplazi sonucu gelişen kitleler tümör olarak kabul edilir. Ancak her tümör kanser değildir; kanser, kötü huylu tümörler için kullanılan bir terimdir.
Tümörler Nasıl Teşhis Edilir?
Tümör vakalarına genellikle orta yaşlardan itibaren rastlanır. Örneğin, 10 yaş üstü köpeklerin neredeyse yarısında değişik türden tümörlere rastlanabilir. Kedilerde bu oran daha düşüktür. Tümör teşhisinde hayvanın öyküsü, klinik muayenesi, kan testleri, röntgen ve ultrason bulguları esas alınır.
Veteriner tıptaki gelişmeler ile birlikte bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) yöntemleriyle tümörün büyüklüğü, yeri ve yaygınlık derecesi net olarak anlaşılmaktadır.
Önemli teşhis kriterlerinden birisi de sitolojik muayenedir. Bu amaçla biyopsi yapılıp tümör kitlesinden bir parça alınır ve mikroskopta incelenir. Biyopsi, bir tümörün iyi ya da kötü huylu olup olmadığının saptanmasında en etkili yöntemdir. Biyopsi sonucuna göre tedavide uygulanacak yöntem belirlenir.
Köpek ve Kedilerde Yaygın Kanser Türleri Nelerdir?
Lenfoma:
Lenfoma, kedi ve köpeklerde en yaygın görülen kanser tipidir. Kedilerin tüm tümör olgularının %30’unu, köpeklerin ise %20’sini lenfoma oluşturur. Özetle, vücudun lenfatik sistemini ve lenf organlarını etkiler. Tedavi edilebilir bir kanser türüdür.
Osteosarkom (Kemik Kanseri):
Kedi ve köpeklerde kemik kanserleri arasında en sık görülenidir. Maalesef kötü bir kanser türüdür ve metastaz yapar. Tüm bacak ve çene kemiklerinde ya da kaburgalarda yerleşebilir. Rottweiler, Alman çobanı, kangal gibi köpek ırklarında ileri yaşlarda görülür. Kedilerde de oluşabilir. Köpeklerde genellikle ilgili bacağın amputasyonu gereklidir. Osteosarkomlu köpekler iki yıl içinde ölürler. Kediler ise amputasyon sonrası çok daha uzun süre yaşarlar, zira metastaza dayanıklıdırlar.
Meme Kanseri:
Aynı insanlarda olduğu gibi, evcil hayvanlarımızın da meme dokularında kanser gelişebilir. Dişi hayvanlarda daha sık görülür ancak erkeklerde de şekillenebilir. Kısırlaştırılmamış kedi ve köpeklerde meme kanserlerine daha sık rastlanır. Caniche, Dachshund ve Cocker Spaniel ırkı köpekler meme kanserlerine daha yatkındır. Kedilerde ise, tüm kanserler arasında üçüncü sırada yer alır ve maalesef %90 oranında kötü huyludurlar.
Hemanjiyosarkom:
Köpeklere özgüdür. Golden Retriever, Labrador ve Alman çobanı çok duyarlıdır. Dalak, karaciğer, kalp ve kan yoluyla herhangi bir iç organda yerleşir. Öldürücü bir kanser türüdür.
Melanom:
Yine köpekler için bir kanser türüdür. Melanomlar vücutta melanosit denen pigment hücrelerini etkiler. En yaygın ağızda rastlanır ve oral melanom olarak adlandırılır. Koyu ya da siyah renkli tümörler olarak ağız çevresinde veya deride gelişirler. Chow Chow ve Scottish Terrier ırkı köpekler duyarlıdır.
Skuamöz Hücreli Karsinom:
Kedilere özgüdür. Ağız ve burun çevresini etkiler. Salya artışı, kanama, ağızdan kötü koku gelmesi ve yemek yiyememe gibi belirtilerle ortaya çıkar. Kısa süre içinde ilerler ve kötü tabiatlıdır. Yalama yoluyla tümör hücreleri patilere de bulaşabilir. O zaman ayakta da kanser şekillenir.
Enjeksiyon Yeri Fibrosarkomu:
Fibrosarkom, bağ doku tümörüdür. Deri altı ve kas dokusunu etkiler. Genellikle kedilerde deri altı aşı enjeksiyonu sonrası, %0.01 olasılıkla şekillenir. Operatif tedavi ile iyileşir. Metastaz yapmaz, ancak nüks edebilir.
Karaciğer Kanseri:
Özellikle yaşlı erkek kedilerde görülür. Kusma, ishal, iştahsızlık, kilo kaybı ve sarılık gibi belirtilerle ortaya çıkar. Erken teşhis edilirse, operasyonla kanserli karaciğer lobu uzaklaştırılarak tedavi edilebilir. Köpeklerde ileri yaşlarda rastlanır. Bazen de primer tümörün metastazı olarak karaciğere yayılır, ki bu ümitsiz bir durumdur.
Evcil Hayvanlarda Olası Kanser Belirtileri Nelerdir?
Evcil dostlarımızın değişik doku ve organlarında kanser gelişebilir. İlgili bölgeye göre değişik belirtiler ortaya çıkar. Aşağıdaki belirtiler fark edildiğinde doktora başvurulmalıdır:
- Vücudun herhangi bir bölgesinde saptanan olağan dışı sert şişkinlik
- Ağız, burun, anüs ve vajinada kanama
- Karın bölgesinde şişkinlik
- İştahsızlık ve kilo kaybı
- Sürekli kusma ya da ishal
- İyileşmeyen yaralar
- Ağız ve deride renk değişiklikleri
- Uzun süren topallıklar
- Mukozalarda beyazlık ya da sarılık
- Yemek yeme ve çiğneme zorluğu
- Nefes alma güçlüğü
- Halsizlik ve sürekli yatma isteği
- Ağrı
Tümörler Nasıl Tedavi Edilir?
Can dostlarımızda oluşan tümörler aynı insanlardaki gibi operasyon, kemoterapi, immünoterapi, radyoterapi gibi yöntemler ile tedavi edilirler. Bazen bunların birkaçı kombine olarak uygulanır. Genel olarak iyi huylu tümörlerin erken dönemde teşhis edilip, operasyonla alınması başarı sağlar. Bunlar metastaz yapmamakla birlikte, nüks edebilirler.
Kanser Önlenebilir mi?
Ne yazık ki çoğu kanser türünün nedeni bilinmemektedir ve bu nedenle önlenmesi zordur. Sigara dumanına maruz kalan kedi ve köpeklerde bazı kanserlerin geliştiği ortaya konulmuştur. Kanserojen maddelere maruz kalma da tümör gelişimini tetikleyen bir faktördür.
Yine kedilerde bazı zararlı kimyasal içeren pire tasmaları cilt kanserlerine yol açabilir. Evcil hayvanlara verilen kalitesiz mama ve konserveler, içerdikleri dayanıklılığı artırıcı katkı maddeleri nedeniyle kanser gelişimine katkıda bulunabilirler.
Hava kirliliğinin yoğun olduğu, fabrika ve sanayi bölgelerinde yaşayan hayvanlarda tümörlere daha çok rastlanılır. Yine bazı kanser türlerinin oluşumunda genetik faktörler ve ırk yatkınlıkları etkilidir. Beyaz renkli hayvanlar daha duyarlıdır.
Hayvan dostlarına iletilecek mesaj; kanserde erken teşhis ve tedavinin önemidir.
Basit gibi görünen bir meme tümörü bir anda hızla büyüyebilir. Belki lokal anestezi ile alınabilecek durumdayken, operasyon için genel anestezi gerekli olur. Operasyon yarası ve dikişler daha büyük olur, iyileşme süreci uzayabilir.
Meme tümörlerinden korunmanın bir yolu da dişi hayvanların 1 yaşından önce kısırlaştırılmalarıdır. Erkek hayvanların kastre edilmeleri de testis kanseri riskini ortadan kaldırır. Gecikilmiş meme ve deri tümörlerinde kanser kitlesi hızla büyüyerek yırtılır ve kanama meydana gelir. Bu durumda doku enfekte olur, hayvanın genel durumu bozulur. O nedenle geç kalınmamalıdır. Genel bir kural olarak, tümörler 2 cm boyuta ulaşmadan hekime muayene ettirilmelidir.
Tüm can dostlarımızın sağlıklı ortamlarda sevgiyle yaşamalarını dilerim.