preloader

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Yazı Boyutu:

Filmlerde öne çıkarak seyahat etme isteği uyandıran ikonik restoranları inceledik.

Favori filminizde gördüğünüz bir mekanı ziyaret etmek, kendinizi o kurguya bir şekilde dahil etmek istersiniz. Bu mekan gerçek hayatta da hizmet veren bir restoransa, neden gidip bir de senaryoda bahsi geçen yemekten yemeyesiniz ki… Senaryo gereği kurguya dahil olsalar da gerçek hayatta var olan ve gidip yemek yiyebileceğiniz, filmlerdeki ikonik restoranları bir araya getirdik.

Le Polidor, Midnight in Paris

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Woody Allen’in modern zaman yazarı Gil’i zamanda yolculuk yaptırarak 1920’ler Paris’ine götürdüğü filmi Midnight in Paris, Le Polidor Restaurant’tan da sekanslar sunar. Hikâyesi 1845’e uzanan mekânın Scott ve Zelda Fitzgerald, Gertrude Stein, Ernest Hemingway, James Joyce ve Jack Kerouac gibi isimleri kendi zamanlarında ağırlamış olduğunu belirtmekte de fayda var.

Double R Diner, Twin Peaks

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

David Lynch’in lanetli dağ kasabası Twin Peaks’in ikonik mekânı Double R Diner, gerçek hayatta Twede’s Café adıyla biliniyor. Mekâna gittiğinizde siz de FBI ajanı Cooper gibi birkaç dilim vişneli turta ve ‘kahrolası iyi kahve’ sipariş edebilir ve anın keyfini çıkarabilirsiniz.

Katz’s Delicatessen, When Harry Met Sally

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

1888’den beri ziyaretçilerine pastırma servis eden Katz’s Delicatessen, When Harry Met Sally filmi ile ilgi odağı oldu. Filmin en ikonik sahnesine setlik yapan Meg Ryan ve Billy Crystal’ın yemek yediği masaya oturabilirsiniz. Günde 4000’den fazla kişiye hizmet veren mekân, senelerdir neredeyse hiç değişmedi.

L Street Tavern, Good Will Hunting

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Büyüsü Matt Damon’un canlandırdığı karakterin otantikliği ile pekişen Good Will Hunting, çoğunluğu gerçek mekânlarda geçtiği için hikâyesine kolaylıkla dahil olabileceğiniz filmlerden. Güney Boston’a yolunuz düşerse Will Hunting ve ekibinin buluşup bira içtiği bu mekâna uğramanızı öneririz.

Café Lalo, You’ve Got Mail

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Tom Hanks ve Meg Ryan’ın başrollerini oynadığı romantik komedi You’ve Got Mail’in ikonik mekânı, Café Lalo. Romantik ışıklandırması ile Yukarı Batı Yakası’nda yer alan mekân, rahat ve samimi bir atmosfer sunuyor.

New York Bar, Lost in Translation

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Park Hyatt Tokyo’nun 52. katında yer alan loft şeklinde tasarlanmış New York Bar, Bob Harris (Bill Murray) ve Charlotte (Scarlett Johansson)’nin sıra dışı romantizmine tanıklık ettiğimiz Lost in Translation filminin en çarpıcı noktalarından. Canlı caz müzik eşliğinde çarpıcı manzarasına uzun süre bakınca kendinizi filmin içinde hissedebiliyorsunuz.

21 Club, Wall Street

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

New York’un en ikonik restoranlarından 21 Club, 1987 tarihli Wall Street filminin en unutulmaz anlarına sahne olarak uzun hikâyesine etkileyici bir ara başlık atmayı da başardı. Michael Douglas ve Charlie Sheen’i anmak isteseniz menünün demirbaşlarından bifteği sipariş etmenizi öneririz.

The Voltaire, Pretty Woman

Vivian (Julia Roberts) karakterinin havalı bir Los Angeles restoranında yanlışlıkla salyangoz attığı mekânı hatırlarsınız. Art deco mimarisi ile dekore edilmiş -eski Rex II Ristorante- Cicada’da ‘Pretty Woman masası’ için rezervasyon dahi yaptırabiliyorsunuz.

Top Notch Hamburgers, Dazed and Confused

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Alright, alright, alright… Matthew McConaughey’in oyunculuk kariyerinde söylediği bu ilk kelimelerle de tarihe geçen, okuldaki son günlerini izlediğimiz bir grup gencin hikâyesine odaklanan filmin en bilindik mekânlarından biri; Top Notch Hamburgers. 1971’de açılan Austinli mekân, müdavimleri tarafından kömürde pişmiş burgerleri ve kızarmış tavuğu ile anılıyor.

Johnie’s Coffee Shop, The Big Lebowski

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

1960’larda çizgili tabelası ve kırmızı neon ışıkları ile tanınan Johnie’s Coffee Shop, American History X, Reservoir Dogs ve tabii ki The Big Lebowski filmlerine sahne oldu. Kahve içip temel özgürlükler hakkında konuşmak için mükemmel bir mekân.

Fatboy’s Diner, Sliding Doors

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Gwyneth Paltrow’un yıkıcı bir ayrılıktan sonra John Hannah ile buluşup milkshake içerek keyifli vakit geçirdiği Sliding Doors sahnesini hatırlarsınız. İşte o 1940’ların Amerikan lokantası havasındaki mekân, Fatboy’s Diner ve Londra’nın en ikonik ve iştah açıcı mekânlarından.

Criterion, The Dark Knight

Filmlere Ev Sahipliği Yapan İkonik Restoranlar

Christopher Nolan’ın The Dark Knight efsanesinde Gotham’ın en popüler zengini Bruce Wayne’nin sadece masa rezerve etmekle kalmadığı aynı zamanda tamamını satın da aldığı yer, Criterion Restaurant. Kapılarını 1874’te açan ışıltılı tavanlı, kadife perdeli ve aynalı duvarlı elegan mekân, tam da Batman’ın beklentilerini karşılayacak cinsten.

Zeynep Özar Berksü
Zeynep Özar Berksü Tüm Yazıları