preloader

Sürdürülebilir Türk Moda Markaları: Agaze

09.05.2022
Sürdürülebilir Türk Moda Markaları: Agaze

Yazı Boyutu:

“Bir bakış” anlamını taşıyan “Agaze” markası, modaya yeni bir bakış getirmeyi, doğaya ve çevreye çıplak gözlerle bakıp onun ihtiyaçlarını fark edebilmeyi ve doğaya zarar vermeden, hatta doğadan aldıklarımızı doğaya geri vererek şık görünebilmeyi hedefliyor. Markalarını anonim olarak yürüten 3 genç kadınla markaları ve sürdürülebilir moda hakkında sohbet ettik.

Bize markanızı ve kuruluş sürecini anlatır mısınız?

Farklı alanlarda eğitim almış 3 genç kadın olarak, bir marka kurmak hepimizin çocukluk hayaliydi aslında. Her birimizin modanın farklı alanlarına ilgisi vardı ve bunun yanı sıra üçümüz de dünyanın kaynaklarındaki azalmanın ve çevresel yöndeki olumsuz değişimlerin farkında ve bundan dolayı endişe duymaktaydık. Çocukluğumuzda tanık olduğumuz küresel ısınma kavramının somut etkilerini hayatımızda fark etmeye, azalan orman ve yeşillik alanların gelecekte hayatımızda oluşturabileceği olumsuz etkilerden oldukça endişe etmeye başlamıştık. Pandemiyle birlikte ise, tüm dünyada da olduğu gibi bizde de bu düzenin böyle gitmeyeceği ve artık değişim için radikal adımların atılması gerektiği farklındalığı tabiri caizse “dank etti” ve bu farkındalıkla markamızı kurduk. Marka adımızda da bu misyonumuzu yansıtmayı hedefledik, “bir bakış” anlamanı taşıyan “Agaze” markamız aslında modaya yeni bir bakış getirmeyi, doğaya ve çevremize çıplak gözlerle bakıp onun ihtiyaçlarını fark edebilmeyi ve doğaya zarar vermeden, hatta doğadan aldıklarımızı doğaya geri vererek şık görünebilmeyi hedefliyor.

Bilinçli bir üretici olmak için ne yapmak gerekir?

Bilinçli bir üretici olmak için yapılması gerekenleri burada sayarak bitiremeyiz herhalde, fakat bizim en önem verdiğimiz, hatta mihenk taşlarımız diyebileceğimiz bazı prensiplerimiz var, size kısaca onlardan bahsedebiliriz. Bizim için vazgeçilmez olan unsurlardan biri kullandığımız materyallerin tamamen doğal malzemelerden, suyu en az seviyede harcayarak ve karbon emisyonunu en aza indirgeyecek şekilde üretilmiş olması. İlk koleksiyonumuzda büyümesi ve yerine geri koyması en kolay ağaçlardan olan okaliptüs ağacından üretilmiş fillsens kumaşını seçtik, sonrasında deri koleksiyonumuzda ise meyve suyu endüstrisinde kullanılan ve arta kalan elma posalarından üretilen derileri tercih ettik, şimdiki koleksiyonumuzda ise odun hamurundan üretilmiş kumaşları tercih ediyor, süslemelerimizde doğal taşları desenlerimizde ise vegan boyaları kullanıyoruz.

Kullanılan malzemelerin yanı sıra, modellerimizde de sürdürülebilir olmayı hedefliyoruz, bunun anlamı belirli bir moda trendine ya da akımına bağlı kalmadan, zamansız parçalar yapabilmek, ürettiğimiz parçaların farklı farklı ürünlerle kombinleyip gece/gündüz, spor/şık gibi kategorize etmeden her türlü zaman ve ortama uygun ürünler üretebilmek. Son olarak etik çalışma disiplinini benimsemek, yani kumaş atığı oluşturmamak, artan kumaşları değerlendirmek, büyük firmalardansa küçük esnafla koopere bir şekilde herkese emeğinin karşılığını vererek çalışmak, elektrik, su, doğalgaz gib doğal kaynaklarımızı en az seviyede kullanıp, doğaya zararlı atık oluşturmadan çalışmak ve buna dikkat eden firmalarla ortaklık yapmak.

Çevre konusunda daha fazla farkındalık yaratmak için sizce ne gibi adımlar atılmalı? Bu noktada tüketicilere hangi görevler düşüyor?

İstesek de istemesek de çevre konusunda farkındalığı artırmak için dünyamız bize mesajlar veriyor, en basitinden İstanbul’da eskiden dört mevsim yaşanırken artık neredeyse sadece yazı ve kışı yaşıyoruz; yazın orman yangınları, kışın sel ya da çığ felaketleri ile boğuşuyoruz. Bunlar aslında bize hep doğanın yardım çığlıkları. Hem doğamıza zarar vermemeli hem de doğanın düzenini bozmamalıyız. Bu noktada devlete ve çevre örgütlerine çok fazla sorumluluk düşse de tüketiciler olarak da bize de çok fazla görev düşüyor. Maalesef bulunduğumuz çağ için tüketim çılgınlığı çağı desek pek de yanlış olmaz, fakat bilinçli tüketiciler olarak bu tufana çok fazla kapılmadan, ihtiyacımız olmayan ürünleri almamak, sürdürülebilirlik prensiplerine uyumlu, doğa dostu ürün ve markaları tercih etmek, tek kullanımlık değil de çoklu kullanım seçeneği olan ürünleri kullanmak, zamansız parçalar tercih edip uzun süreli kullanım sağlamak gibi yapabileceğimiz oldukça fazla şey olduğuna inanıyoruz. Marka olarak da hem tüketiciler hem de diğer üreticiler bakımından bu bilinci yaymağı hedefliyoruz.

Sürdürülebilir Türk Moda Markaları: Agaze
Processed with VSCO with c1 preset

Siz farkındalığınızı hayatınızın hangi döneminde yakaladınız?

Üçümüz de aslında çok uzun zamandır bu farkındalıktaydık zira ailelerimiz de bu konular da oldukça hassasiyet gösteriyordu, ama Covid-19 ile birlikte bu farkındalığımızı eyleme dökme kararı aldık. Atılan her adımın yarınlara daha iyi bir dünya bırakacağı ve kelebek etkisi yaratacağı inancı ile bu yola çıktık ve yine bu inançla yürümeye devam ediyoruz ve her geçen gün kendimizi, markamızı ve çevremizi geliştirmeye ve değiştirmeye çabalıyoruz.

Günlük yaşamınızda, evinizde çevreyi korumak için neler yapıyorsunuz?

Öncelikle plastik kullanımımızı sıfıra indirmeye çalışıyoruz, tek kullanımlık ürünler yerine yıkanabilir ve tekrar tekrar kullanılabilir ürünler tercih ediyoruz, su, elektrik ve doğalgaz kullanımımıza oldukça özen gösteriyoruz, çok kıyafettense zamansız parçaları tercih ediyor ve onları farklı şekillerde kombinleyip defalarca giyiyoruz, yazlık/kışlık, gündüz/gece gibi farklı kıyafet kategorilerini elimizden geldiğince kaldırmaya çalışıyoruz ve tabii ki kendimiz gibi doğa dostu markaları tercih ediyoruz. Son olarak, olabildiğince bu konularda okumalar yapıp kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz, öğrenmenin ve farkındalığın bir sonu olmadığına inanıyoruz.

Gelecekte sürdürülebilir modanın yerini nerede görüyorsunuz?

Sürdürülebilir moda, pandemi ile birlikte gerek dünyada gerekse ülkemizde oldukça ivme kazandı. Artık büyük bir çok markanın sürdürülebilir koleksiyonları ya da ürünleri oluyor. Biz bu anlayışın git gide daha da önem kazanacağını ve insanların bu yöndeki farkındalığının git gide artacağını düşünüyoruz. Sadece sürdürülebilir moda kavramının bir trend haline gelip, asıl amacından sapmasından korkuyoruz. Sürdürülebilir moda dediğimiz şey sadece “sürdürülebilir ürün” etiketinden ibaret değil, bir nevi felsefe aslında. O yüzden sürdürülebilir modanın amacından sapıp tüketim çılgınlığa bir yem olmasından endişe ediyoruz. Bunun olmaması için tüketicilere büyük bir görev düşüyor tabii ki, tüketicilerin bu fakındalıkla ürün ve marka tercihlerinde bulunması gerekiyor.

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları