preloader

Sürdürülebilir Seyahati Kerimcan Akduman Anlatıyor

Sürdürülebilir Seyahati Kerimcan Akduman Anlatıyor

Yazı Boyutu:

Etik seyahati geliştirmek için neler yapılmalı? Deneyim seyahatlerin sürdürülebilir yaşama etkileri neler? Kampoçya’dan Norveç’e, Meksika’dan İzlanda’ya dünyanın birçok yerine tur yapan ve 15 ayda dünya turunu tamamlayan gezgin ve yazar Kerimcan Akduman sürdürülebilir turizmle ilgili merak edilenleri yanıtlıyor.

Sürdürülebilir Seyahati Kerimcan Akduman Anlatıyor

Kerimcan Akduman

Dünya çapında turizmin yarattığı çöküntülere bakıldığında akıllara ister istemez şu soru geliyor; seyahat etmeyi bırakmalı mıyız?

Bilerek veya bilmeyerek her gün dünyaya onlarca zararı olan eylemde bulunuyoruz. Bu noktada seyahat bunlardan görece en zararsızlarından biri. Üstelik bireye ve topluma sağladığı faydaları düşününce zararları göz ardı edilebilir bir eylem. Bu sorunun cevabı sorumsuzca seyahat etmeyi bırakmalıyız olabilir. Daha yavaş seyahatler, doğal kaynakların daha fazla önemsendiği, yerel kalkınmanın desteklendiği programlarla seyahat etmeliyiz diye düşünüyorum. Her şeyin başında sorumlu olarak hareket etmek var.

Seyahat ederken karbon ayak izini aza indirmek mümkün mü? Sürdürülebilir bir seyahat için ne yapmak gerekir?

Aza indirmek elbette mümkün. Seyahatteki en büyük karbon ayak izi üreticilerinden biri uçuşlar mesela. Artık havayolu şirketleri bile size daha çevreci ve daha az yakıt tüketen uçuşları sitelerinde listeliyorlar. Sartre’ın dediği gibi “Seçimlerimiziz.” Gittiğiniz bir yerde süpermarket yerine pazardan alışveriş etmek, sadece yerel ürünleri tüketmeye çalışmak, otelde her gün havlu veya çarşaf değiştirmemek bile bir olumlu etki. Unutmamak lazım ki bu bir kelebek etkisi.

Artık ekolojik bilinci yüksek turistler seyahatlerinin gidecekleri yeri olumsuz yönde etkilemesinden endişeli ve seyahat planlarını buna göre yapıyor. Etik seyahatin gelişimiyle ilgili sizin düşünceleriniz neler? İnsanları daha fazla bilinçlendirmek için ne yapılmalı?

Etik seyahat bir akımdan ziyade bir ihtiyaç olmaya başladı günümüzde. İnsanlar neyse ki hızlıca bu duruma adapte oldular. En basitinden yanında termos veya su şişesi taşıyan sayısı gözle görünür oranda arttı. Mobilete arttıkça insanlar bu konuda daha çok görüp, daha çok bilgi sahibi olup eyleme geçecekler. Nasıl eskiden uçaklarda sigara içilmesi şu anda bize komik geliyorsa, etik seyahat dışında kalan birçok eylem kısa süre sonra seyahat edenlere komik hatta ayıp gelmeye başlayacak. İnsanları bilinçlendirmenin en iyi yolunun örnek olmaktan geçtiğine inanıyorum. Birine bir şeyi söylerseniz unutabilir ama insan gördüğünü daha zor unutur. Üstelik iyi örnek sahiplenilir, taklit edilir.

Bazı ülkeler gelecek turist niteliğini ve niceliğini değiştirmek yönünde adımlar atıyor… Sizce etik seyahat için bu ne kadar etkili?

Pandemi öncesinde dünyada hareketin en fazla olduğu dönemi yaşıyorduk. Seyahat tarihte olmadığı kadar ucuzlamış ve erişilebilir olmuştu. Bu durum ister istemez yok ediciliği de yanında getirdi. Ancak her zaman az insan kurtarıcı reçete olmayabiliyor. Destinasyon yöneticilerinin en başta üretimden servise çok sıkı denetimlerle yereli desteklemesi gerek. Etik seyahatin en temeli yerel kalkınma. Bunun için de gelen turistin doğru yönlendirilmesi lazım. Siz ne sunarsanız onu alacak sonuçta gelen misafiriniz. Ev sahibinin doğru kuralları koyması tüm düzeni değiştirecektir.

“İnsanları bilinçlendirmenin en iyi yolunun örnek olmaktan geçtiğine inanıyorum. Birine bir şeyi söylerseniz unutabilir ama insan gördüğünü daha zor unutur. Üstelik iyi örnek sahiplenilir, taklit edilir.”

Son dönemlerin sürdürülebilir seyahat trendleri arasında en çok duyduğumuz terim “deneyim seyahati”. Siz bu noktada turlarınızı nasıl planlıyorsunuz?

Deneyim seyahati kavramı aslında bakmakla görmek arasındaki fark gibi. En basit şekliyle anlatırsam bir şehrin sokaklarını otobüs camından görmekle oranın sokaklarını yürüyerek keşfedip, pazarından alışveriş yapıp, bir kahvede oturup insanları izlemek gibi bir fark. Sayga Travel olarak bizim yapmaya çalıştığımız şey misafirlerimizi konfor alanlarından çıkartıp, onları hayatları boyunca hatırlayacakları anılarla eve döndürmek. Her yolculuktan hayatlarına bir şeyler katmalarını istiyoruz. Bu noktada deneyim seyahatleri planlayarak onların 5 duyusuna da hitap edip, ömürlük tecrübeler yaşatıyoruz. Bu seyahatleri planlarken bazı prensiplerimiz var. Mutlaka yerel insanlarla çalışıp, mümkün olduğunca bölgelerdeki eğitime dair sivil toplum hareketlerini fayda sağlayacak yapılara ulaşmaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki biz ziyaret ettiğimiz bölgedeki insanları ne kadar desteklersek onlar da bizi o kadar güzel misafir edileceğiz. Aslında karşılıklı bir dayanışma söz konusu.

Dünyada ve Türkiye’de yavaş turizm ne noktada? Yavaş turizm daha çok yaygınlaştırmak için nasıl adımlar atılmalı?

İnsanlar artık seyahatte nicelik yerine nitelik arıyorlar. 10 günde 15 şehir gezmek yerine 10 günde 2 şehir gezip, o şehirlerle ilgili daha derin başlar kurmak istiyorlar. Çağımız fazlasıyla hızlı tüketime dayalı, en azından seyahat gibi çok özel bir süreci insanlar bundan uzak tutmaya çalışıyor. Seyahat edenler artık nereleri gördün sorusundan ziyade gittiğin yerde neler düşündün neler hissettin sorusuyla ilgileniyorlar. Bu nedenle yavaş turizmin hem dünyada hem de Türkiye’de giderek artacağına inanıyorum.

Cemre Bosnalı Zeydanlı
Cemre Bosnalı Zeydanlı Tüm Yazıları