“Şehrin Festivali” 212 Photography Istanbul Başlıyor

Bu yıl beşinci kez sanatseverlerle buluşan Photography Istanbul yine ortak dili fotoğraf olan zengin bir festival programıyla geliyor. İstanbul’un iki yakasına yayılan festivali 212 Photography Istanbul’un kurucusu Handan Yılmaz ile konuştuk.

Fotoğraf sanatı üzerinden disiplinlerarası bir diyalog ortamı sunan “Şehrin Festivali” 212 Photography Istanbul 6 – 16 Ekim 2022 tarihleri arasında ve İstanbul’u kapsayan programıyla sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Ortak dili fotoğraf olan 212 Photography Istanbul, beşinci yıl programında Magnum Photos’un 75. yılına özel sergisi, hayvanlarla yaşam, antroposen, sokak kültürü, gastronomi, müzik fotoğrafçılığı ve daha birçok başlığa farklı disiplinlerin de dâhil olduğu içerikleri, dünyanın dört bir yanından sanatçıların katılımıyla gerçekleştirecek.

15’e yakın mekânda 60’ın üzerinde sanatçının 500’ün üzerinde eserini sanatseverlerle buluşturacak programda sergiler, atölyeler, söyleşiler, konserler, film gösterimleri ve portfolyo değerlendirmelerin yanı sıra yayıncılık, mimarlık, müzik, gastronomi gibi farklı başlıklara da yer veriliyor.

212 Photography Istanbul, 5. yılında İstanbul’un iki yakasına yayılan etkinlikleri ile şehrin farklı noktalarını festivale dâhil ediyor. Ana mekânları Akaretler Sıraevleri ve Yapı Kredi bomontiada olan festivalde bu yıl, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, St. Benoît Kilisesi, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, Taksim Sanat, Institut Français, Yeldeğirmeni Sanat, ALAN Kadıköy, paralel mekanlar arasında Evin Sanat Galerisi, FOTOGRAFEVİ, Kalyon Kültür, Art On İstanbul ve Zilberman Galeri, Zorlu PSM gibi pek çok lokasyon da katılımcılarla buluşacak.

Beşinci yaşına giren festivali, 212 Photograpy Istanbul’un kurucusu Handan Yılmaz ile konuştuk.

Bu yıl beşinci yaşına giren 212 Photography Istanbul’un bugüne kadarki gelişiminden kısaca bahsetmenizi istesem neler söylersiniz? Bu proje nasıl doğdu ve bugüne kadar nasıl serpildi?

2018’de başladığımız bu yolculukta beşinci yılımızdayız ve bu yıl oldukça geniş kapsamlı bir etkinliğe imza atıyoruz. İstanbul’u dünyadaki, Avrupa’daki festival rotalarının bir durağı haline getirmek, Türkiye’de fotoğraf sanatı üzerinden farklı disiplinlerin bir araya gelerek diyalog ortamı yaratabilecekleri bir festival hayal ettik. Her sene adım adım bu hayalimizi bir parça daha gerçekleştiriyoruz. Türkiye’den ve dünyadan festival takipçilerini, sanatçıları bir araya getirmeye devam ediyoruz. Yeni başlıklarla, yeni alanlar açarak yolculuğumuza devam ediyoruz.

Geçtiğimiz yıllara kıyasla bu yılı belirginleştiren hangi unsurlar ön plana çıkıyor?

Bu yıl tekil sergilerin yanı sıra pek çok tematik sergimiz de olacak. Zamanın ruhuna dokunmanın yanında kapsamlı bir içerik sunarak festival takipçileriyle buluşacağız. Ayrıca bu yıl ilk defa kamusal alanları da festivale dahil ettik. Beşiktaş ve Kadıköy meydanlarında yer alacak sergilerle şehrimizi festivalin bir paydaşı olarak daha da özümseyeceğiz. Bu yılın en dikkat çekici sergilerinden biri de fotoğraf dünyasının en önemli kurumlarından biri olan Magnum Photos’un 75. Yıl Özel Sergisi. Bu özel seçkiye ek olarak Magnum Photos’un iki üyesinin de sergileri olacak.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da etkinlik ve sergi alanlarımızın sayısını arttırdık. Atölyeler, söyleşiler, konser ve film gösterimlerimiz artarak devam ediyor. 6 – 16 Ekim tarihleri arasında tüm sanatseverlerle dolu dolu bir programı takip edeceğiz.

Her yıla özel bir tema belirliyor musunuz yoksa fotoğraf sanatı üzerinden genel bir bütünlük mü kuruyorsunuz. Projenin içeriğinden bahseder misiniz?

Fotoğraf sanatı üzerinden genel bir çerçeve yaratarak tematik sergilerimizle ve tekil sergilerle bu çerçeveyi sağlamlaştırıyoruz. Bunun yanında diğer disiplinleri de işin içine katarak bu disiplinlerin bir araya gelmesine ve sanata dair, şehre ve topluma dair, zamanın ruhuna dair bir diyalog yaratmasını amaçlıyoruz. Her yıl katılan sanatçıları seçerken, etkinliklerimizi ve temalarımızı belirlerken bu hedefle hareket ediyoruz.

Festival hangi programlara yer veriyor, farklı disiplinler de festival kapsamında kendine yer bulabiliyor mu?

Festivalde tekil ve tematik sergilerin yanında, söyleşiler, atölyeler, konserler, film gösterimleri ve keşif turları yer alıyor. Bu bağlamda fotoğraf sanatına ek olarak mimari, müzik, sinema, video art, yayıncılık ve gastronomi gibi pek çok disiplini kapsama şansımız oluyor. Daha önceki yıllara ek olarak bu sene ilk defa yer verdiğimiz alan ise gastronomi. Atölyelerle yemek fotoğrafçılığı üzerinde duracağız. Her yıl bu alanların sayısını arttırmak bizi de çok heyecanlandırıyor.

Festival kamusal ve tarihi alanlarda gerçekleşecek. Bu yıl hangi alanlar var?

Bu yıl ilk defa kamusal alanları da dahil ederek toplamda 15 mekanda sergilerimizi ve etkinliklerimizi gerçekleştiriyoruz. Ana mekanlarımız Akaretler Sıraevleri ve Yapı Kredi bomontiada. Bu iki ana mekanın yanı sıra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, kapılarını ilk defa 212 PhotographyIstanbul için açacak olan St. Benoît Kilisesi, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, Taksim Sanat, InstitutFrançais, Yeldeğirmeni Sanat gibi mekânlarda yer alacağız. Ayrıca paralel mekânlar arasında Evin Sanat Galerisi, FOTOGRAFEVİ, Kalyon Kültür, Art On İstanbul ve Zilberman Galeri, Zorlu PSM gibi mekanlar bulunuyor.

Bu mekânları belirlerken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz, mekânın atmosferiyle fotoğraf arasında nasıl bir bağ var sizce?

Mekânları belirlerken ilk kriterlerimizden biri özgün bir yer olması. İlk yılımızdan itibaren festival takipçilerinde merak uyandıracak, insanlara keşfetmeleri için bir rota sunacak noktaları programa dahil ediyoruz. Mekâna karar verirken İstanbul’un tarihi dokusunu ve ruhunu yansıtan yerlerin yanı sıra deneysel yerler de ilgimizi çokça çekiyor. Eğer festival için ilk defa kapılarını açacak ve şehir için yeni bir kazanım yaratacak yerler olursa daha da heyecanlanıyoruz. Az önce de söylediğim gibi bu yıl Floral Düşler tematik sergimiz, St. Benoît Lisesi’nin içinde yer alan ve kapılarını ziyaretçilere ilk defa açacak olan St. BenoÎt Kilisesi’nde yerini alacak.

Festivale gelenleri bu yıl hangi etkinlikler bekliyor?

Bu yıl tekil ve tematik sergilerde dikkat çeken Erik Kessels, EnriCanaj, Jonas Bendiksen, Christto& Andrew, Fred Mortagne, William Wegman, Walter Chandoha, Hellen van Meene, Martin Parr gibi fotoğrafçıların yanı sıra Magnum 75. Yıl Sergisi’ni sayabiliriz öncelikle. Sergilerin yanında birçok farklı mekânda gerçekleştirilecek olan söyleşiler arasında Kata Geibl, British Journal of Photography Yayın Direktörü Izabela Radwanska Zhang, Fred Mortagne ve Sinan Logie gibi isimler olacak. Magnum Photos’un önemli üyelerinden EnriCanaj’ın bir imza günü olacak. Atölye ve keşif turları arasında gastronomi ve şehir alanlarına dokunan etkinlikler yer alıyor. Hem online hem de InstitutFrançais bünyesinde film gösterimlerimiz de olacak. Gerçekten çok detaylı ve zengin bir programımız var bu yıl. Sanatseverler internet sitemizden programın tamamına ulaşabilir.

212 Photography Istanbul’un geleceği ile ilgili neler söylemek istersiniz?

212 Photography Istanbul’un kapsamını her yıl daha da genişleterek daha fazla sanatçıyı, daha fazla disiplini kapsayan bir festivale dönüştürmek istiyoruz. Programımızı detaylandırarak, şehrin daha da fazla mekânına yayılarak, başka arkaplanlardan daha fazla sanatçıyı dahil ederek devam etmek istiyoruz.