preloader

Sanatçı Sohbetleri: Nejat Satı

04.10.2023
Sanatçı Sohbetleri: Nejat Satı

Yazı Boyutu:

Sanatçı Nejat Satı ile sanat dünyasındaki yolculuğuna ve ilham kaynaklarına dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Jel medyumun boya ile özgün birleşimini merkeze alarak yüzey üzerinde plastikleşen bir soyut resim dili yaratan ve resmi sadece fırçayla değil, atölye deneyim sürecinde yoğunlaştığı teknik araçlar ve bedenin aktif rol üstlendiği bir tavırla üreten sanatçı Nejat Satı ile sanat dünyasındaki yolculuğu ve ilham kaynakları üzerine röportaj gerçekleştirdik.

Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?

Çok uzun sürer kendimden bahsedersem. Ben işlerimden bahsedersem zaten kendimi de anlatmış olurum.

Spontane ve izlenimci bir üretim süreci yaşadığımı düşünüyorum. Kafamdakinden çok karşıma çıkanları işliyorum. Soyut olunca bu çok zor okunabilir. Ama yazsam zaten yazardım. Soyut resim zaten böyle bir şey. Polloc’tan sonra daha çok ortaya çıktı bu ruhsal okuma. Şiddet mesela görebiliyorsun ama neyin şiddeti? İşte tanımlamalar, anlatımlar çok ruhsal. Mesela ben Kurtuluş’ta oturuyorum. Bu soruyu cevaplarken pencereyi kapattım. Sokakta kavga var. Yani sınırların çok zorlandığı bir dönemde insanların deşarj olmak için hobi olarak yaptığı işi yapıyorum.

Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?

Annem sayesinde. Bunu hep söylerim. Ben durdum. O hep ittirdi. O ittirince ben gittim. Hiçbir zaman ne yaparımı düşünmedim. Ama o benim ne yapabileceğimi, neye tutunacağımı anladı. Ben hayatım boyunca resim derslerinden üç (Beş üzerine not sistemi) üstünden not almadım. Hiç malzeme götürmedim. Hep unuttum ve umursamadım. Sanırım bunun sebebi ilkokuldayken öğretmenimizin Türkiye haritası çizmemizi istemesiyle başladı. İlk ben bitirdim. Götürdüm ve tokat yedim. Kopya çekmeyin demedim mi size demişti öğretmenim. Sıra arkadaşım kendi kendine çizdi hocam demişti ama o an zaten bazı şeyleri artık önemsemiyorsun. İnancın zedeleniyor. Sanırım kimse kimsenin dürüstlüğüne inanmıyor. Ama sonuçta bu yola annemin ittirmesi ile girdim.

Sanatçı Sohbetleri: Nejat Satı

Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?

Renk. Renk benim figürüm gibi bir şey. Bu biraz psikiyatrik bir yaklaşım. Okumak rengi. Konular değişir. Renk baki kalır.

Nejat Satı, “Nefs 19”; 2014

Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?

İç dünyam. Cidden bunu ben de çok düşündüm. Neden bu aklına geldi diyorum. Bazen anlıyorum mesela. Aaa omuz atmıştı birisi kaldırımda yürürken ve insanı sorguladım o an dedim kendi kendime. Ama en bariz ve tasarlanmış serim “Melankoli” ve “Nefs” serisi. Nefs toplumsal çatışmalardan kalan plastik mermi izinin kan oturması ile bendendeki hemoglobinin renk değiştirmesi. Melankoli serisi ise şiddeti soyut olarak nasıl tanımlayabilirim düşüncesi ile çıktı. Bir protesto eyleminden sonra fotoğraf çekmeye çıkmıştım. Birisi kaldırım taşını cama atmış. Kırılmamış ama cam. Örümcek ağı gibi olmuş. Çatlakların derinliği o an onu düşündürdü. Evet bence bu. Soyut mu? Soyut. Figüratif mi evet figüratif. Bu aradalık Melankoli serimde iyice netleşti.

Sanatçı Sohbetleri: Nejat Satı
Nejat Satı, “Uyku”; 2008

Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?

Art brut sanırım. Akademisyenli ya da alaylı fark etmez. İlk mağara resmi ile başladı sanat. Yalçın Mergen Hoca’nın dersinde sorduğu soru ile başladı bu düşünce. Yanlışım varsa özür dilerim. Aklımda kalan iyi bir ders başlangıcıydı. “Sanat ne zaman başladı?” diye sormuştu. Hepimiz bazı cevaplar verdik. Tutturamadık… Mağarada başladı. İlk insan oralara resim yaptı demişti. Dil yoktu. Kendini anlattı insan. İkinci sorusu ise “Sanatın ticareti ne zaman başladı peki sizce?” oldu. Gene tutturamadık. Paranın basılması ile gençler demişti. Bu nedenle art brüt insanın en kökensel akımı diye düşünüyorum.

Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?

Hepsi.

Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?

Renkçilikten çok spontane zevksizlik üzerine düşünüyorum sanki başta dediğim gibi. Yani artık resim olmasın da, tuval dönüşsün. İki yüzey değil de o forma dönsün.

Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

2010’dan bu zamana İstanbul, Londra ve Hong Kong’da toplam sekiz sergi açtım. Pandemiden beri kişisel sergi açmadım. Açıkçası fikirlerim var ama hayat çok heyecan hissettirmiyor o zamandan beri. 40 yaşına gelmiş ve daldan dala fikirlerin uçuştuğu zamandan daha rafine bir sürece girdim sanırım. Artık her şeyi tek bir seferde söylemek istiyorum. Küratörlü sergilerden bahsedersem Begüm Güney’in küratörlüğünde 10 Ekim’de açılacak bir sergi var. Bu sergi fikri, Begüm’ün de benim de sınırları yıkmayı ve resmi bir derecede olduğu yerden çıkartıp bir esntelalasyona sokmaya düşünmemizle başladı.

Pop Quiz

Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?

Fikir, boya, tuval.

İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?

Pollock ama öldü ne yazık ki…

Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?

Jean Dubbufet, “Cow With A Subtile Nose”; 1954

Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?

“Cow With A Subtile Nose”

Hangi şehir size ilham veriyor?

Hiçbiri.

En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?

3 yıldır gitmiyorum unuttum açıkçası.

Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?

Savcı ya da polis olurdum. Sanırım ömrüm daha kısa olmuş olurdu…

{187163}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları