preloader

Sanatçı Sohbetleri: Esra Yazıcı Tözge

15.05.2024
Sanatçı Sohbetleri: Esra Yazıcı Tözge

Yazı Boyutu:

Bugüne kadar birçok sergi topluluğunda heykel eserleriyle yer alan sanatçı Esra Yazıcı Tözge ile sanatı ve ilk kişisel sergisi “Ben Hiç Kimseyim” hakkında konuştuk.

Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?

İzmirliyim, İzmir Amerikan Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nde Ekonomi okudum. Sonrasındaki 35 yıl Henkel, Saint-Gobain ve Kale Grubu’nda profesyonel olarak çalıştım. Aslen avukat olan annemin sanata olan ilgisi ve kendimi bildim bileli devam eden resim çalışmaları, bana da örnek olmuş olmalı. Kız kardeşim ve ben de senelerdir sanat ile ilgileniyoruz.

Heykeltıraş sanatıyla uğraşmaya nasıl başladınız?

İçinde şahsen üretim ve tasarım olmayan kurumsal hayat insanı neredeyse sadece aklı ile üretmeye mahkum ediyor. Halbuki ben üretimin baştan sona içinde olmayı ve kendi ellerimle bir şeyler yapmayı, tasarlamayı, üretmeyi de istedim.

Sanatçı Sohbetleri: Esra Yazıcı Tözge

20 sene önce Pi Seramik Atölyesi’nde haftada bir gün çalışmaya başladım. Bana ilk adımları attıran ve seramiği sevmeyi, şekillendirmeyi öğreten hocam Ayten Turanlı’dır. İlk iki karma sergim de Pi Atölyesi günlerinde gerçekleşti. Sadece elle şekillendirme ve sırlama değil, Raku tekniğini öğrenme ve uygulama, Kapadokya’da mağarada seramik çalışma ve pişirme deneyimlerim, seramik sanatını hayatımın bir parçası haline getirdi. Sonrasında, Pınar Yeşilada ile birlikte Atölye Ada’da heykel çalışmalarına yoğunlaştım. Pınar Hoca bana çok şey öğretti açıkçası… Pınar’ın Fransa’ya taşınması sonrasında, Zehra Korkmazlar’ı tanıma şansım oldu… Ve sanıyorum 7 senedir Meercat Sanat Atölyesi’nde Zehra Hoca ile çalışıyorum.

2 yıl önce, işin hayatımdaki payını azaltarak, sanata daha çok vakit ayırmaya karar verdim. Bu adım, benim daha odaklı çalışmama, daha anlamlı heykeller üretmeme ve kişisel sergi açma isteği ve cesareti duymama izin verdi. Tabii ki hâlâ yolun başındayım… Sanatçı kuzenim bana şunu söyledi; “Sanatta yolun sonu yok, yolcusu olmak var. İyi yolculuklar.”

Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?

Bugüne kadar yaptığım heykeller daha çok kadın ve kadının hayatına, duruşuna, duygusuna ait. Güçlü kadın figürleri ile büyüdüm ve hayatım beni güçlü kalmaya itti. Sanıyorum aynı odaklanma ve hedef çamuru elime alınca da heykellere yansıyor ister istemez. Heykellerim için aldığım bazı yorumlar, başını dik tutan kadınlar yaptığım yönündeydi. Sergimdeki tüm heykeller seramik. Başları dik… Seramik de böyle bir malzeme. Asırlarca yaşıyor, bozulmuyor, çok güçlü. Ama aynı zamanda çok da kırılgan. Biz kadınlar gibi tüm kırılganlığımıza rağmen çok güçlüyüz ve mücadeleyi bırakmayız…

Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?

Özellikle bu sergide ilham kaynağım aktardığı duygu ve düşüncelerde, benimkilerle örtüşen şiirlerdi. En sevdiğim şairlerden olan Emily Dickinson, Özdemir Asaf ve Can Yücel bu kıymetli şairlerden bazıları…

Çalışmalarınız arasında en sevdiğiniz işiniz hangisi?

Bu sergimde en sevdiğim heykelim, Can Yücel’in bir şiirinden esinlenerek yaptığım.

“Kalıyoruz… Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz…”

Bu duygu belki çoğunluğumuzda var, belki bir yaşın üstünde olanlarımızda var. Ya da özgür ruhlu olanlarımızda var. Hem köklü hem özgür olmayı başarmak da bir hedef olabilir belki…

Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Sergide 14 heykel ve 6 duvar panom yer alıyor. Hepsi seramik. Hiçbirinin ikincisi yok. Hepsini tek tek elle çalıştığım ve kalıbı alınmadığı için ikincisi hiçbir zaman olmayacak. Bazıları belki asırlarca saklanacak, bazıları da kırılıp yok olacak.

{258918}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları