Sanatçı Sohbetler: Baysan Yüksel

Rutinler, inançlar, gelenekler ve tüketim kültürü gibi kavramları sorgulayarak disiplinler arası işler üreten sanatçı Baysan Yüksel ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?

1984 yılında Bursa’da akademisyen bir aileye doğdum. Hayatımın çoğunu bir üniversitenin içinde geçirdim. Çocukluğumdan beri çok geniş ve farklı ilgi alanlarına sahibim. Bu eğitimime de yansıdı Sosyoloji ve Sinema-televizyon okudum ardından Marmara Üniversitesinde Resim alanında yüksek lisansımı tamamladım. 2007 yılında ilk kişisel sergimi açtım. İşlerim genelde bir hikaye anlatmanın peşinde olan, aktarmak istediği bir meselesi olan işler. Edebiyattan, sinemadan, popüler kültürden, mitlerden ve sembollerden besleniyorum.

Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?

Esasen 13 yaşında tiyatro eğitimiyle sanat alanıyla ilgilenmeye başladım. Ardından lise yıllarında görsel sanatlara yöneldim. Bu alanın fikirlerimi gerçekleştirmek için çok daha esnek ve sınırsız bir dünya sunduğunu fark ettim. Her zaman bir anlatının peşindeydim. Güncel sanat belli bir disiplinle sınırlı üretime mecbur kılmıyor ve özgür bırakıyor benim açımdan. Özgür ve deneysel bir anlatım derdindeyim ve hala bu amaçla üretiyorum.

Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?

Hem bireyle hem de toplumla ilgili gözlem ve yorumlarımı aktarıyorum. Bireyin iç dinamikleri ve karmaşasının toplum dinamikleriyle ilişkisini irdeliyorum.

Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?

Birkaç farklı nokta var. Hızla değişen ve dönüşen global sistemlerden etki alan bireysel dinamik ve çelişkileri, duygu durumlarını hem kendi açımdan hem de gözlemleyebildiğim diğer insanlar açısından inceliyorum. Psikoloji ve toplumsal psikoloji alanı. Bir de anlatılardan, edebiyat ve mitlerden ilham alıyorum. Son zamanlarda liminal alanlar olarak geçen geçiş alanlarından, mesela; okul, hastane, istasyon gibi toplum olarak paylaştığımız alanların insansız hallerinden ilham alıyorum. Bu alanlar beni düşünmeye ve üretmeye teşvik ediyor.

Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?

Tek bir akımla tanımlamam zor. Daha çok eklektik bir anlatı benimki. Bu bağlamda; post dışavurum, neo-gerçeküstü, bad art, raw art, sembolizm, soyut dışavurum ilk aklıma gelen akımlar.

Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?

Genelde son yaptığım işler beni en çok heyecanlandıranlar oluyor. Şu anda 9. Kişisel sergim “Balığın Parçaları” Collect Gallery’de açılıyor. Mitolojik bir tanrı olan Molok’un güncel izdüşümlerini araştıran işler. Molok kavramını önemsiyorum çünkü hepimizin mücadele ettiği ama ismini bilmediği bir kavram. Oyun teorisi bağlamında; bireyleri kazanım sağlamak amacıyla kendi değerlerinden feda ederek rekabetçi bir sistemde varlık sürdüremeye teşvik eden bir güç olarak tanımlanıyor.

Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?

Şu anda yukarda bahsettiğim sergimin hazırlıklarıyla ilgileniyorum. Sergi 11 Mayıs’ta açılıyor.

Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

“Balığın Parçaları” Molok dinamikleri üzerine hazırladığım işlerden oluşuyor. Collect Gallery’de 11 Haziran’a kadar izlenebilir.

{255512}