Henri Matisse; Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri
Yazı Boyutu:
Sanat dünyasının en önemli ressamlarından Henri Matisse kimdir? Henri Matisse’in hayatını, eserlerini ve hakkında az bilinen gerçekleri keşfedin.
Henri Matisse Kimdir?
Fovizm akımını benimseyen Henri Matisse, 20. yüzyılın en önemli ressamlarından biridir. Matisse, sanatsal çalışmalarıyla dönemin ünlü ressamları Pablo Picasso ve Kandinsky ile birlikte anılır. Renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir.
Henri Matisse’in Hayatı
Yirminci yüzyılın önemli ressamlarından olan Matisse 1869 yılında Kuzey Fransa, Le Cateau-Cambresis’de dünyaya gelir. Varlıklı tahıl tüccarı bir ailenin en büyük çocuğudur. Paris’e hukuk eğitimi almak için gider. Eğitimini tamamladıktan ve deneyim kazandıktan sonra Le Cateau-Cambresis’de mahkeme yöneticisi olarak çalışır. Resim yapmaya 1889 yılında yani yirmi yaşındayken başlar. Matisse bu dönemde apandisit ameliyatı geçirir, annesinin ona aldığı sanat malzemeleriyle bir tür cenneti keşfeder ve bundan sonraki yaşamına sanatçı olarak devam etmeye karar verir. Bu kararı onun için büyük umutlar besleyen babasını hayal kırıklığına uğratır.
Sanat Yaşamı ve İlham Aldığı Sanatçılar
1891 yılında, 21 yaşında olan Matisse sanat eğitimi almak için Paris’e gider. Akademik sanat eğitimi almayan isteyen sanatçı 1891-1892 yıllarının kış aylarında Julian Akademi’de William-Adolphe Bouguereau eğitmenliğinde sanat eğitimine başlar. 1892 yılında Ecole des Beaux-Arts’da sembolist sanatçılardan Gustave Moreau eğitmenliğinde çalışmalarını sürdürür. Matisse’in çalışmaları ilk kez 1895 yılında sergilenir. Klasik akademik çalışmanın etkisi sanatçının çizimlerinde belirgin olarak hissedilir. Bu dönemde Paris sanat hayatında birbirinin ardı sıra ortaya çıkan Yeni Klasisizm, Gerçekçilik, İzlenimcilik, Yeni İzlenimcilik akımları sanatçıya değişik tarzları deneyimleme fırsatı verir. Resim dilinde yeni fırça vuruşları, ışık ve kompozisyonlar dener.
Sanatçının kullandığı teknikte eski jenerasyon sanatçılarından Edouart Manet ve Paul Cezanne’dan etkilenir. 1904 yılı yaz aylarında sanatçı arkadaşı Paul Signac’ı küçük bir balık kasabası olan Saint Tropez’de ziyaret eder ve Güney Fransa’da ışığın parlaklığını keşfedince renk paletindeki renkleri de daha parlak kullanmaya başlar. Yine bu bölgeye yakın bir yer olan Lavandou’da yaşayan Henri-Edmond Cross isimli ressamın ortaya çıkarmış olduğu noktacılık tekniğini görür. Bu tekniği 1880’li yıllarda mükemmel olarak uygulayan diğer önemli Fransız sanatçı ise Georges Seurat’dır.
{772310}
Nitelikli resim olarak kabul edilen sanat çalışmaları toplu olarak ilk önce Paris’te ortaya çıkarır ve Salon Automne’un 1905 sergisi Matisse, Rouault, Vlaminck ve öbür ressamların tablolarından oluşur. Bu ressamların kullandıkları parlak ve çoğunlukla doğalca olmayan renkler ve bu renklerin tuval üzerine kaba bir biçimde sürülmüş olması yüzünden bir eleştirmen bu ressamları vahşi hayvanlar, fauves olarak tanımlar. Daha sonra sanat tarihçileri tarafından Fovizm modern sanat tarihinin ilk büyük akımlarından biri olur. Sergideki tablolardan biri Matisse’in Şapkalı Kadın isimli tablosudur.
Şapkalı Kadın Tablosu
Henri Matisse, Şapkalı Kadın, 1905, Tuval üzerine yağlıboya, 80×65 cm, San Franscisco, Özel Koleksiyon
Resimde manken gibi poz veren Matisse’in kendi eşidir. Resimde kadının başında resmi bir toplantı için belki gösterişli olabilecek ama Bois de Boulogne’de hiç de aykırı sayılamayacak bir şapka vardır. Bu resim hem modele saygısızlığından ötürü hem de Matisse’in konuyu yansıtma biçiminden ötürü eleştirildi. Resimde kullanılan renkler gerçeği yansıtmıyordu: kadının saçlarının bir yanı gerçekten kırmızı öbür yanı yeşil, yüzündeki leylak rengi, yeşil ve mavi çizgiler. Fırça darbelerindeki savrukluk vardı ve resimde görünüş açısından tıpatıp bir benzerlik söz konusu değildi. O yıllarda bir karikatür gibi görünen özellik Matisse için bir canlılığı dile getirme aracıydı.
Madam Matisse: Yeşil Çizgi
Henri Matisse, Madam Matisse, Yeşil Çizgi, 1905, tuval üzerine yağlıboya, 40×32 cm Kopenhag Devlet Sanat Müzesi
Şapkalı Kadın eseriyle Matisse’in dönemlerinden biri son bulur. Madam Matisse: Yeşil Çizgi eseriyle ise yeni bir dönem daha başlar. Matisse renkler konusunda her zaman araştırıcı olmasına rağmen kapalı mekanlarda poz veren figürlerdeki ışık-gölge tekniğine dayanan geleneksel tarz ile Seurat’nın noktacılık tekniği Signac’ın Yeni İzlenimci görüş, yöntemleri arasında kararsız kalır. Madam Matisse: Yeşil Çizgi eserinde sanatçı her iki geleneği de başarıyla uygular. Matisse 1908 yılında yaptığı sanatla ilgili olarak yaptığı ilk açıklamada kuramlardan bağımsız olduğunu renk seçimindeki temelin gözleme, duyguya ve her yaşantının niteliğine bağlı olduğunu belirtir.
Kırmızı Oda
Henri Matisse, Kırmızı Oda, 1908, Tuval üzerine yağlıboya, St. Petersburg, Ermitaj Müzesi
Asıl adı “Tatlı: Kırmızıda Uyum” olan eserde, bir yemek odası görünümü vardır. Ünlü bir Rus koleksiyoner, yeek odasına asmak içn sipariş eder. Koleksiyoncu eserin mavi renkte olmasını ister ancak Matisse sonuçtan tatmin olmaz ve eseri kırmızı renge çevirir. Koleksiyoner, eseri bu haliyle de çok beğenir. Sanatçı, eseri “dekoratif panel” olarak nitelendirir. Eserde, merkezi bir odak noktası ve farklı fırça darbeleri yoktur. Tek renk içeren bölgeler ile bir kompozisyon yaratılmıştır.
Fovizm Akımı Nedir?
Empresyonizm döneminden sonra bir grup ressamın açtığı sergideki eserlerde renklerin hoyrat ve kaba bir biçimde sürülmüş olmasından ötürü bir sanat eleştirmeni tarafından bu ressamlar fauves (vahşi hayvanlar) olarak tanımlandığı için akıma bu isim verilir. 1905 yılında Paris’te Salon d’Automne’un sergisinde Fovist sanatçılar arasında Matisse, Rouault, Vlaminck ve başka ressamların eserleri de bulunur. Bu ressamların ortak özellikleri parlak renkler kullanmaları, doğal renklere tuvallerinde yer vermemeleridir. Bu sergiden sonra sanatçıların her biri değişik doğrultulara yönelerek üretimlerine devam ederler. Döneme imza atan ve aynı zamanda yeni bir dönemi açan eser Henri Matisse’in ‘Yeşil Şerit’ isimli tablosudur…
Yaşadığı Ülkeler
Matisse 1906 yılında Biskra Vahası’nı ziyaret eder. Bu ziyaretinden seramikler, yerel giysiler ve yöresel eşyalar ile geri döner ve bu eşyaları ilerleyen dönemlerinde resimlerinin içine ilave eder.
Henri Matisse, 1911, tuval üzerine yağlıboya,181x221cm, Puşkin Müzesi, Moskova
1911 ve 1912 yıllarının kış aylarını Fas’ta geçirir. Resimlerinde iklimin ve coğrafyanın etkisiyle daha ışıklı ve sıcak renkler kullanmaya başlar. 1912 Ocak ayında Fas’ta uğradığı ilk şehir Tangier olur. Matisse’in Fas seyahatinden üç ay önce Rusya’nın Moskova ve St. Petersburg şehirlerinde eserleri Rus koleksiyonerler tarafından çok beğenilir. Rus koleksiyonerlerin isimleri: Sergei Shchukin and Ivan Morozov.
Henri Matisse, Window at Tangier, 1912, The Pushkin State Museum of Fine Arts, Moscow
Matisse’in sanat çalışmaları için Fas ülkesi çok ideal bir yerdir. Renklere, mimariye ve insanlarına hayran kalır. Uyuşuk, pasif, çılgın ve vahşi özelliklere sahip olan Fas’ın halkı Matisse resmetmesi için oldukça sıra dışıdır.
Matisse, Zorah isimli bir Fas’lı kadının birçok resmini yapar. Buradaki resimde Zorah üzerine sarı desenli, mavi bir kaftan giymiştir. Müslüman olan Zorah’ı Matisse namaz kılma oturuşuyla yapar. Resimde kadının kalçaları ve elleri belirsiz olarak resmedilmiş, resimde terlikler ve Matisse’in sembolik olarak çizdiği akvaryumdaki kırmızı balık belirgin olarak görülür. Resmin bize hissettirdiği en önemli şey bu dünyaya ait olmama hissidir, Zorah ibadet ederken sanki farklı bir yerdedir.
{772306}
Henri Matisse’in En Önemli Eserleri
Matisse’in 1906 yılında Bağımsızlar Salonu’nda tek yapıt olarak sergilenen ve en çok olay yaratan eserlerinden biri Yaşama Sevinci tablosudur. Bu tablosuyla Matisse, Picasso ile rakip olur. Çünkü Picasso, Avignonlu Kızlar isimli eserini Matisse’in tablosundan ilham alarak hatta ondan daha iyi bir eser üretmek için yapar. Bu iki sanatçının esin kaynağı Paul Cezanne’nın Yıkananlar tablosudur.
Resimde kadınlarla dolu cennet bahçesine benzer bir yer tasvir edilir. Ağaçlarla çevrelenmiş, geniş, çimenlik alanda dans eden sevişen, çiçek toplayan, kaval çalan figürler görülür. Konunun içeriğine bağlı olarak figürler yuvarlak hatlı, akıcı, konturlerle sınırlandırılmış ve saf renkler kullanılmıştır.
Yaşama Sevinci
Matisse, Yaşama Sevinci, 1905-06, tuval üzerine yağlıboya 174x238cm, Barnes Foundation
Rasim Doğulu ve Batılı tarzı birlikte yansıtır. Doğulu hareminden kurtulan kadınlar Batı dünyasına geçmiş gibidir. Önde flüt çalan kişinin yanındaki iki figür daha büyük boyda resmedilmesi Doğu resim sanatının etkisi altında kaldığını gösterir. Flüt çalan figür ise Antik Yunan Mitolojisindeki kır tanrısı Pan’dır. Aynı zamanda resmin arka tarafında görülen Dans sanatçının daha sonra yapacağı bu tablosunun da haberini bize verir. Bu eser Moskova’lı koleksiyoner Sergei Shchukin tarafından sipariş edilir ve 1910 yılında Sonbahar Salonu’nda sergilenir. Resimde gerçek kişiler yerine sembollerin kullanılmış olduğu hemen fark edilir. Resmin konusunu Pagan zamanlarından kalan halk danslarından oluşur.
Dans
Matisse, Dans, 1910, 260×391 cm, tuval üzerine yağlıboya, Hermitage Müzesi, St Petersburg
Pagan Baküs şenliklerinin coşkusu kırmızı, mavi ve yeşilin çok güçlü tonlarıyla verilir. Halkadaki dans eden kadınların sonsuza kadar dans edeceğine dair bir izlenim yaratılmıştır. Arkaik olarak resmedilen figürlerde zaman dışılığı ve evrensellik vurgulanmak istenir. Evrenin ve doğanın ritminin insanoğlunun bilinçaltında uyandırdığı duygu resimde anlatılır.
Müzik
Shchukin tarafından sipariş edilen diğer bir resimde Müzik’tir ve yine aynı şekilde Bağımsızlar Salonu’nda sergilenmiştir. Matisse genellikle büyük bir tuvale skeç yapmadan ve kompozisyon hazırlamadan çalışmaya başlar. Dans eserinde olduğu gibi beş figür vardır ama bu figürler bu sefer sakin ve hareketsizdir. Resimdeki figürler porte üzerinde dizilmiş notalara benzer ve resmin adını izleyiciye hissettirir. Yine resmin kompozisyonundaki mavi ve yeşil renklerden evrensel bir temanın ele alınmış olduğu hissedilir.
Matisse’in Resmin Dışında Kullandığı Farklı Teknikler
Matisse resim bölümünden mezun olduktan sonra heykel çalışmaları da yapmak ister.
Ünlü heykellerden (Venus de Milo ve Michelangelo’nun Musalar) kalıplar çıkararak çalışır. Zorlanmalar ile çalışmayı seven sanatçı genellikle tanınmamış modellerle çalışmayı ya da izinli olmadığı doğa alanına girerek deneyimlemeyi tercih eder.
The Serf isimli heykel çalışmasını ünlü Fransız heykeltraş Auguste Rodin’den esinlenerek yapar. Matisse’e poz veren model İtalyan Cesar Pignatelli’dir. Takma adı ise Bevilacqua. Pignatelli aynı zamanda 20 yıl Rodin için de modellik yapar.
Matisse, 1900-1904, The Serf, bronze
Matisse 1941 yılında mide kanseri teşhisi konulduktan sonra resim ve heykel yapması zorlaşır. Kâğıt çizimler ve kalıplarla yatağında zorlanmada kolaj çalışmaları yapar. 1937 ve 1938 yılında Rus Bale Emprezaryosu Sergei Diaghilev için sahne tasarımı ve kostümler tasarlar. 1943 yılında Jazz isimli çizimli bir kitap yapar.
Matisse 1948 yılında da Vence, Fransa’da Chapelle du Rosaire isimli bir Katolik kilisesinde desenlerini iç mekânda cam vitray çalışması olarak uygular.
Henri Matisse Hakkında Az Bilinen Gerçekler
Aralarında bir rekabet duygusu olmasına rağmen Matisse 1906 yıllarında Paris’te tanıştığı, 11 yaş küçük olan Pablo Picasso ile hayat boyu arkadaş olur. Ressam olarak aralarında tek fark Matisse‘in doğadan esinlenerek Picasso’nun ise hayal ederek resim yapmasıdır. Her iki sanatçının da resmini yapmak istedikleri konular ortaktır: gündelik yaşam ve kadınlar.
Matisse ve Picasso’yu tanıştıran ve arkadaş olmalarını sağlayan kişiler Gertrude Stein ve Alice B. Toklas’dır. Matisse eserlerini toplayan diğer önemli koleksiyonerler yine Stein’ın aile üyelerinden kardeşleri Leo Stein, Michael Stein ve eşi Sarah Stein’dır. Pablo Picasso ve Matisse’in eserleriyle Gertrude Stein sayesinde tanışmış olan Baltimore’dan Amerikalı arkadaşları Claribel ve Etta Cone kız kardeşlerdir. Cone kardeşler her iki sanatçının yüzlerce eserini toplamış ve şu anda bu eserler Baltimore Sanat Müzesi’nde sergilenmektedir.
{772277}
Matisse’in eşi Amelie ile olan evlilikleri 41 yıl sonra Rus bir genç kadın olan Lydia Delectorskaya yüzünden 1939 yılında son bulur. Delectorskaya daha sonra kendisini vurarak intihara teşebbüs eder ama ciddi bir yaralanma olmadan kurtulur. Sonraki yıllarda hep Matisse’in yanında kalarak her işi için ona asistanlık yapar.
Matisse’e 1941 yılında ülser ve daha sonra mide kanseri teşhisi konulur. 1943 yılından ölüm yılı 1954 yılına kadar pasif bir yaşantı sürmesine rağmen sanat üretimine devam eder.