preloader

Girişimci Hikayeleri: Annapurna ve Delly

06.06.2023
Girişimci Hikayeleri: Annapurna ve Delly

Yazı Boyutu:

Anna Life CEO’su ve Delly Markası Kurucu Ortağı Ceren Ballık Erdirik, girişimcilik hikâyesini anlatıyor. Girdiği 5 uluslararası yarışmanın 5’inden de altın madalya alan Annapurna zeytinyağını ve temiz içerikli atıştırmalık Delly’i ilham veren hikâyeleriyle keşfedin.

Girişimci Hikayeleri: Annapurna ve Delly
Ceren Ballık Erdirik

2022 yılında dünyanın en prestijli 4 ödülünü kazanan zeytinyağı markanızın kuruluş hikâyesini anlatır mısınız?

Zeytinyağı markamız Annapurna bütün bu gıda üretimi hikâyemizin doğuşuna vesile oldu. Onu çok seviyoruz ve onunla gurur duyuyoruz. Annapurna’da Türkiye’nin en iyi zeytinleri özenle seçilerek, en iyi, en güvenilir sıkım tesislerinde sıkılıyor ve el değmeden şişeleniyor. Aynı zamanda sofranıza hem lezzet hem de yenilik getirecek farklı çeşnili çeşitlerimiz en doğal hali ile üretiliyor. Yoğun yakıcılıktaki, sağlığa en faydalı antioksidanlarını yüksek oranda içeren Memecik zeytinyağımız girdiği 5 uluslararası yarışmanın 5’inden de altın madalya aldı.

Kuruyemiş ve meyveden oluşan bar markanız Delly fikri nasıl ortaya çıktı ve nasıl bir araştırma süreci sonucunda formülü oluşturdunuz?

Delly; kendim için lezzetli ama aynı zamanda sağlıklı, temiz içerikli bir atıştırmalık bulamadığım için doğdu diyebilirim. Çikolata benim için vazgeçilmez bir atıştırmalıktır. Onu nasıl daha ‘aması’, ‘keşkesi’ olmadan yiyeceğimiz bir hale getirebiliriz diye düşünürken ortaya çıktı.

Badem, fındık, yer fıstığı gibi kuruyemişleri, portakal, vişne, muz ve çilek gibi favori meyveler ile nasıl güzel buluşturabiliriz diye kafa yorduk. Ciddi bir Ar-Ge çalışması ve yüzlerce kombinasyonu denemiş formüller sonucu ortaya çıktı lezzetlerimiz.

Girişimci Hikayeleri: Annapurna ve Delly

Girişimci bir kadın olarak markalarınızın kuruluş sürecinde karşılaştığınız engeller var mı?

Türkiye’de yeni bir şey yaratmak, yenilikçi bir ürün çıkartmak pek de kolay değil. Çünkü mevcutta üreticiler yenilikçi olmak için pek fazla risk almıyorlar. Hep kabul görmüş, bildik standartlardan ve kurallardan devam etmeyi daha güvenli buluyorlar. Ben bu riski almak istedim ve yenilikçi bir yaklaşımla farklı ürünler üretmek için yola çıktım.

Şekersiz çikolata üreteceğim dediğim zaman bana; “Şekerli varken neden şekersiz ile uğraşacaksın, kendin üretme, hazırını al kullan” gibi motivasyon kırıcı şeyler söyleyen sayısız insan oldu. Ama ben istediğim tat ve reçeteyi ancak kendim üretirsem yakalayabildim. Belli bir vizyondan ve kaliteden asla ödün vermedim ve vermeyi de düşünmüyorum. Çünkü sonunda gördüm ki, raflara yeni ve katma değer getiren bir ürün koyduğunuzda tüketiciler bunun karşılığını veriyor. Ürünlerimizi tadan müşterilerimizin tekrar sipariş verme oranları çok yüksek. Ve her zaman ürünlerimize olan beğenilerini dile getirerek bizi çok memnun ediyorlar. Kısa zamanda elde ettiğimiz satış grafiği de bu beğeniyi doğruluyor.

Tüketici olarak, doğal ürün ile ilkel üretim şartlarında üretilmiş ürünü çok iyi ayırmamız gerekiyor.

Dünyaya ve Türkiye’ye baktığınızda sağlıklı ve temiz beslenme trendi ne yöne doğru gidiyor?

Türkiye dahil tüm dünyada sağlıklı beslenme trendi önlenemez bir yükselişte. Sağlıklı atıştırmalık kategorisi son derece hızlı büyüyen bir sektör ve market raflarında artık bu ürünler ile çok daha fazla alan kaplamaya başladı.

Çünkü sizin de bildiğiniz gibi wellness yani ‘iyi olma’ kavramı Covid-19 pandemisi ile birlikte tüm dünyada büyük bir popülarite kazandı. Fiziksel ve mental sağlığın iyi olması ve bunun yaşam boyu sürdürülmesini ifade eden bu kavram o kadar geniş ki: iyi olma hali ve bütünsel sağlık insanları her alanda yeni seçimler yapmaya yönlendiriyor.

Sağlıklı gıda endüstrisi de bütün bu evrimin içinde az önce belirttiğim gibi büyük bir yükselişe geçti. Tüketiciler daha fazla sağlıklı gıda seçeneği talep etmeye başladı. Temiz içerikli yani “clean label”, şeker ilavesiz, bitkisel ve fonksiyonel gıdalara ilgi hızla artıyor. Bu yeni trendler hem yeni pazarlar yaratıyor hem de dünyada bu alanda iyi oyuncular çıkarıyor. Türkiye bu anlamda henüz küçük bir pazara sahip. Pazar küçük olunca üreticileri cezbetmiyor ama ben bunun çok kısa bir süre sonra değişeceğine eminim.

Yeni nesil bu konuda çok daha bilinçli. Sağlıklı atıştırmalığa sadece kilo kontrolüne destek yönünde bakmamalıyız, vücudunuza soktuğunuz her türlü gıdanın sizi formda tutmasından öte, sağlığınızı da koruması gerekiyor ve tabi ki çok önemli olan lezzet faktörü var. Bence en büyük eksik burada, lezzetli ve iyi ürün az. Bütün bunları masanın üstüne koyduğumuzda gördük ki biz bu alanda ülkemizin öncü markaları arasında yer alabilir ve sektöre yenilikler getirerek, başarılı bir oyun kurucu olabiliriz.

Az önce söylediğim gibi ülkemizde bu pazar henüz çok yeni ve küçük ama yaptığımız işteki hevesimiz, iddiamız ve yaptığımız AR-GE çalışmaları ile, üreteceğimiz yenilikçi ürünlerimiz ile bu piyasanın büyümesindeki öncü markalar arasında olacağımıza inanıyoruz.

Girişimci Hikayeleri: Annapurna ve Delly

Sağlıklı bir yaşam için satın aldığımız ürünlerin doğruluğundan nasıl emin olabiliriz? Gıda etiketi okuma üzerine verebileceğiniz tavsiyeler var mı?

Sağlıklı ürün denilince yelpaze çok geniş. Fonksiyonel, organik, temiz içerik, doğal içerikli, glutensiz, vegan, birçok ürün gamı ve çeşidi var. Bizim ilk çıkarttığımız ürünler; muadillerinden çok daha temiz içeriğe sahip, trans yağ, palm yağı, koruyucu, renklendirici, gluten ve hayvansal hiçbir ürün içermeyen, şekerini ve karbohidratını doğal bileşenlerden alan hem lezzetli hem de gönül rahatlığı ile keşke demeden yenebilecek ürünler. Yakın zamanda Ar-Ge laboratuvarlarımızda uzun süredir çalıştığımız başka sağlıklı içerikleri de müşterilerimiz ile buluşturacağız.

Doğruluklarından emin olmak için etiket okur yazarlığımızı geliştirmek ve güvenilir üreticiden almak en önemli yol. Maalesef ülkemizde hijyenik olmayan ama doğal denilen, etiket tebliğine uymadan beyan yazan birçok marka var. Bizim sadece bu konular ile ilgilenen bir gıda regülasyon şefimiz var. Ekibimiz şimdilik 22 kişi ve bunların sekizi gıda mühendisi. Bunlar halk sağlığını ilgilendiren çok ciddi mevzular. O sebeple bu konuyu çok ciddiye alıp, ince eleyip sık dokuyoruz.

Ham maddelerimiz kullanımdan önce sorter yani kamera ve lazerli yabancı madde ayırıcılardan ve bitmiş ürünlerimiz de metal dedektörlerden geçiyor. Bu tip ham maddeler ve makineler maliyetli olduğu için maalesef her üretici bunlara yatırım yapamıyor. Üretim şartları çok önemli. Tüketici olarak, doğal ürün ile ilkel üretim şartlarında üretilmiş ürünü çok iyi ayırmamız gerekiyor. Biz üretim tesisimizde evrensel kalite ve gıda ve güvenliği sistemlerini kullanıyoruz ama köyde veya daha küçük ölçekli üreticide bunlar olmuyor. Yani sadece doğal yazdığı için yol kenarlarında, pazarlarda satılan köy ürünlerinin hepsi her zaman en sağlıklısı olmuyor maalesef.

Bir de bazı doğru bilinen yanlışlar var; mesela bizim çikolatamız dünyanın önde gelen çikolata üreticilerin kullandığı, çocuklar için diş macunlarında dahi güvenle kullanılan, bir şeker ikamesi olan maltitol ile tatlandırılıyor. Maltitol, aspartam ve türevleri gibi suni tatlandırıcılar ile karıştırılmamalı. Aynı zamanda rafine Hindistan cevizi şekerine sağlıklı deyip, rafine pancar şekerine sağlıklı dememek de doğru değil. Biz rafine edilmiş her türlü girdiyi ürünlerimizden uzakta tutmaya çalışıyoruz fakat her katkı da kötüdür diye bir önyargı geliştirmemeliyiz. Miktarı, üründeki oranı çok önemli.

{100095}

Markalarınızı büyütme yolunda hedefleriniz neler?

Markamızı büyütmek en büyük isteğimiz. Delly her eve girsin istiyoruz. Bunun için de iyi bir dağıtım ağına sahip olmak ve çeşitlerimizi arttırmak ilk hedefimiz. Yıl sonuna kadar 6 çeşitten 20 çeşide çıkmayı planlıyoruz. Ar-Ge departmanımız tüm konsantrasyonu ile buna çalışıyor. Yenilikçi, lezzetli, sağlıklı alternatifleri tüketiciye çoğaltarak sunmak istiyoruz. Her zaman belli bir vizyon ve kalitede ürünler üreteceğiz ve de asla fiyatlarımızı ulaşılamayacak hale getirmeyeceğiz, hep makul fiyatlar ile satışta olacağız.

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları