preloader

Dijital Dönüşüm Hayatımızı Nasıl Değiştirecek?

23.09.2020
Dijital Dönüşüm Hayatımızı Nasıl Değiştirecek?

Yazı Boyutu:

2020 Pandemi dönemi, bir mecburiyetten kaynaklı da olsa tüm dünyada dijitalleşme hızını artırdı ve birkaç yıllık gelişimi yarım yılda kaydetmemizi sağladı. Bireyler ve kurumlar için dijital dönüşümün en önemli eksiğinin 2030 yılında aşılması ve Nesnelerin İnterneti (IoT) ile birlikte tüm dünyanın otomatikleşeceği öngörülüyor. Bu yazımızda dijital dönüşümün hayatımızda yarattığı ve yaratacağı etkilere göz atıyoruz.

Dijital dönüşüm genellikle Ar-Ge ve inovasyon kavramlarıyla anıldığından, yalnızca işle ilgili konularda bir değişim yarattığı algılanabiliyor. Oysa dijital dönüşüm hayatın her alanında ve herkes için pek çok yeniliği getiriyor. Giyilebilir cihazların sayısının 2016da 325 milyon iken, 2019’da 711 milyona çıkması; e-ticaret hacminin 2020’nin ilk 6 ayında 2019a göre yüzde 64 artarak 91,7 milyar TL olarak gerçekleşmesi; dijital TV platformu Netflixin son çeyrekte 15,7 milyon yeni kullanıcıya ulaşması gibi pek çok örnek, dönüşümün bireysel hayatta da sürdüğünü ve devrim yaratmaya devam edeceğini gösteriyor. Bu yazımızda dijital dönüşümün devrim niteliğindeki etkilerine değiniyor ve gelecekte hayatımızın nasıl değişebileceği konusundaki öngörüleri paylaşıyoruz. Konuyla ilgili Brother’lardan Dijital Dünya Girişimcisi Can Tuncel de dijital dönüşümün bir seçenek olmadığı, aksine bir mecburiyet olduğu gerçeğinin geç de olsa pandemiyle birlikte anlaşıldığının altını çiziyor. Şu andan itibaren şirketler ve bireylerin her adımlarında dijital izleri göreceğimizi, 2017’den itibaren girişim ve yatırımlarında bu izlerin bulunmasına oldukça önem gösterdiğini özellikle belirtiyor.

İnsan, süreç ve teknoloji unsurlarının birleşiminden doğan dijital dönüşüm; herkesin olduğu gibi Brother’ların da alışkanlıkları, yaşam tarzını, hayat standardını hatta toplumu ve olaylara bakış açısını değiştiriyor. Bu denli köklü değişimlere yol açan dönüşüm, elbette gelecekle ilgili soru işaretlerine yol açıyor. Cevap aranan soru ise “dijital dönüşüm hayatımızı nasıl değiştirecek?”

Sağlık ekosistemi dönüşüyor

Dijital Dönüşüm Hayatımızı Nasıl Değiştirecek?

Dijital dönüşüm, pandeminin de etkisiyle daha fazla gündemde kendine yer buluyor. Tüm sektörler büyük bir hızla değişip yeni dünyaya ayak uydurmaya çalışırken, sağlık sektöründe değişim önemli yol kat etti. Günümüzde yapay zeka ile hastalıkların tanısı kolaylaşıyor ve yeni nesil robotlarla ameliyatlar gerçekleştiriliyor.

Sağlıkta takip sürecini kolaylaştıran mobil uygulamalar ve giyilebilir teknoloji ürünleri teşhiste kolaylık sağlayabilecek veriler elde edilmesini sağlıyor. Sağlık alanında dijitalleşme oranını artırmak için sağlık paydaşlarının, Endüstri 4.0’ın getirdiği teknolojilere uyumlu olarak doğru araçları doğru şekilde kullanılması çok önemli. 2030a doğru sağlık ekosistemine yönelik olarak yeni teknolojilere odaklı eğitim programlarının tasarlanması, sağlık teknolojilerine yatırım yapılması gibi girişimlerle sağlıkta dijitalleşmenin en üst seviyelere ulaşması bekleniyor.

Şirketleri başarıya götüren yenilikçi yollar

Dijital Dönüşüm Hayatımızı Nasıl Değiştirecek?

İş dünyasında tüm sektörlerde büyük, küçük tüm işletmeler dijital dönüşümden bahsetse de dijital dönüşümü tam anlamıyla uygulayabilen kurumların çok da fazla olmadığı aşikar.z Verimliliği düşüren metotların yıkılarak yerine dijital süreçlerin inşa edilmesini sağlayan dijital dönüşüm, iş modelinin üst düzey denetimini gerektiriyor. Dijitalleşmeyi başaran şirketlerin yeni iş modelleri yarattığına, dijital iş stratejisi geliştirerek yola çıktıklarına tanık oluyoruz.

İş hayatındaki dijital dönüşümün sağlanmasında en önemli unsur, kâğıtsız ofis olmaya olanak tanıyan yazılımlar ve büyük veri olarak öne çıkıyor. Öyle ki, işe alım kriterlerinin ilki dijital okur yazarlık oluyor.

Salgınla birlikte, uzaktan çalışma modeli önemli bir ivme yakaladı. Uzaktan çalışma yönteminin ve online toplantıların gelecek dönemde öneminin artması, ofis ve iş hayatını kolaylaştıran yazılımların çeşitlenmesi, iş için online eğitimin yaygınlaşması bekleniyor.

Bazı şirketler ciddi anlamda bu süreçten etkilenirken, terazinin diğer tarafında bunu fırsata çevirenler veya otomatikman fırsata dönenler de oldu. Dijital dünyayla oldukça iç içe olan Brother’lardan Royal Youth E-sports Kurucusu Can Gürsu, ¨Pandemi ile birlikte tüm sektörler yeni normale adapte olmaya çalışırken geleneksel sporlar ve ekosistemin tüm paydaşları çözümsüzlüğün içerisinden uzun süre çıkamadı. Maçlar, ligler, turnuvalar iptal olurken bu durum yayın, eğlence, organizasyon ve bahis gibi birçok sektörü yıkıma uğrattı. Bütün bu hengamenin arasında e-spor iyi bir sınav verdi, organizasyonlara ve liglere neredeyse hiç ara vermeden devam ederek daha önce hiç erişemediği kitlelere temas etti. Pandeminin bizi eve kapattığı dönemde insanların hayatına rekabetçiliği ve heyecanı taşıyarak izleyici sayılarını yıllık bazda %60 artırdı. Bu alana adım atmamış birçok marka ve kulüp açısından dönüşüm stratejilerinin bir parçası haline geldi. Gençler için sınırları olmayan bir dünyada çok farklı kariyer imkanları sunuyor.¨ diyerek kriz durumlarının fırsata çevirilmesini vurguluyor.

Toplum da dönüşüyor

Dijital Dönüşüm Hayatımızı Nasıl Değiştirecek?

Dijital ürün ve çözümler hayatımızın derinlerine nüfuz ederek en temel ihtiyaçlardan biri haline gelmiş durumda. Dijital kitle psikolojisiyle yeni alışkanlıklar oluşuyor, TVlerin yerini dijital kanallar alıyor, fiziksel mağazalar yerine online mağazalar tercih ediliyor, ulaşımdan bankacılığa tüm işlemler mobil uygulamalar aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Bu süreçte sanatın da giderek dijitalleştiğine şahit olduk. Van Gogh’un en son sergilenen dijital sergisinin ardından dijital sanata olan ilgi ve bilgi artarak devam ediyor. Hatta Brother’lardan Recontact Games Kurucu Ortağı Eray Dinç bununla ilgili ¨Bir video oyun yönetmeni olarak, pandemi sürecinde, insanların sanatsal içeriklerle meşgul olarak hem zihinsel hem de psikolojik anlamda sağlıklı kaldığına şahitlik ettim. Sanat eserlerinin yeni medya teknolojileriyle harmanlandığı ve dijitale dönüştüğü pandemi sürecinde, arttırılmış gerçeklikle sanat eserlerini evimizde izlerken, sanal gerçeklik gözlükleriyle dünyanın en büyük müzelerini ziyaret ettik. Özellikle video oyun sektörü sayesinde evden çıkamadığımız zamanlarda kurmaca dünyalarda gezerek zihnimizin özgür kalmasını sağladık. Pandemiden sonra dijital dönüşümün hız kesmeden devam edeceği su götürmez bir gerçek çünkü pandoranın kutusu bir kere açıldı ve geri dönüşü yok.’’ diyor.

Elbette siber saldırı gibi olumsuz durumlar da söz konusu. Bu noktada dijitalin gücünün fayda odaklı kullanılması önemli. Bunun için de ağaç yaşken eğilir” anlayışıyla toplumsal cinsiyet, engellilik, göçe zorlanma gibi nedenlerle diğer çocukların gerisinde kalan çocukların da fırsatlarla dolu dijital dünyaya adım atabilmeleri ve teknolojiye erişebilmeleri için çalışmaların yapılması gerekiyor.

Erdal Kaplanseren
Erdal Kaplanseren Tüm Yazıları