preloader

Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

24.01.2022
Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

Yazı Boyutu:

Saatçilik dünyası sürdürülebilirlik adına nasıl çalışmalar yapıyor? Dünyaca ünlü markaların attığı adımları inceledik.

Sürdürülebilirlik şüphesiz artık tüm markaların radarında. Şu an markaların gözle görülür bir zamanda yapmaları gereken şeyler arasında ilk sırada yer alıyor. Göz ardı edilmesi mümkün değil. Bunun öncelikle markanın imajına olan zararları var. Dahası, bu zararın büyüyerek satışların düşmesine yol açabileceği gerçeği de kanlı canlı karşımızda duruyor. Bu gerçeklik karşısında herhangi bir markanın kayıtsız kalması ise düşünülemez. Buna dünyanın en büyük saat firmaları da dahil.

Saatler şüphesiz çok dikkat çeken ürünler. Çoğu insan için birer tutku ve heyecan kaynağı olmalarının yanında, değerleri çok yüksek miktarlarla ölçülebiliyor. Bu da çoğu zaman saat firmalarının üzerine sorumlu tüketicilerin bakışlarının çekilmesine yol açıyor. Ancak saat firmaları -özellikle de İsviçreli olanlar- sürdürülebilirlik pratiklerini hem çok uzun zamandır uyguluyor hem de müşterilerini de bu konuda bilgilendiriyor. Şeffaflık konusunda moda dünyasının ileri gelen markalarıyla kesinlikle aynı kefede değerlendirilmesi aldatıcı olan ürünler ise saatler. Çünkü zamanla eskimiyor, nesilden nesile kullanılabiliyor ve çalışırken harcadığı enerjiyi sizden temin ediyor.

Sürdürülebilirlik için en önemli ve doğru yaklaşım evladiyelik ürünler satın almaktır. Tüketim kaçınılmaz olduğundan, bu ihtiyacımızı sorumlulukla gidermemiz, dünyaya yapabileceğimiz en büyük katkı. O sebeple ben saatlerin sürdürülebilirlik açısından ayrı bir konumda olduklarına inanıyorum. Bununla beraber üretim aşamalarında da aynı sorumluluğun markalarca nasıl gerçekleştirildiğinin öneminin de farkındayım. Sizin de farkında olmanız için şimdi bu pratiklerden bazılarını size de anlatmak istiyorum. Saatçilik dünyasının sürdürülebilirlik adına neler yaptığını okuyacağınız minik bir tura çıkıyoruz.

Büyük Kutulardan Feragat Ediliyor

Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

Saat meraklıları ve koleksiyonerler çok iyi bilir ki, saatler kutularıyla beraber saklanmalıdır. İçinde saatin garanti belgesi, kullanma kılavuzu ve diğer önemli belgelerin bulunduğu bu kutular neredeyse saat kadar ilgi çeker. Bir bakıma saatin yuvası gibi düşünebilirsiniz. Her kutunun tasarımı ve boyutu markadan markaya değişiklik gösterir. Kimi kutular ahşap oyma ve kakma sanatlarının en iddialı ustalarınca yapılmıştır ve çok kıymetlidir. Kimileri ise pahada ve el işçiliğinde bu derece iddialı olmasa da göz alıcı bir cazibeye sahiptir. Nihayetinde kutular, saat satışında ve alıcıların nazarında çok çok mühimdir.

Bu derece önem atfedilen bu kutuları depolamanın ve lojistik zorlukların yanında yapımında sarf edilen kaynakların israfı da söz konusu. Şu anda bazı markaların attığı adımlarla bu kutularda pratik çözümlere yönelim olduğunu görüyoruz. En başta kutu içeriğindeki belgelerin dijitalleştirilmesi ve bir QR kod aracılığıyla okunabilmesi geliyor. Bunun yanında sadece saatin sığabileceği büyüklükte yeniden tasarlanıyorlar. Örneğin; IWC ve Breitling firmalarının küçülen kutularını geçtiğimiz yıl gördük.

Sadece küçülmek de yetmez, bir de geri dönüştürülebilir malzemeden olsun diye düşünenler bir adım öne geçti tabi ki. Bunun en büyük faydası her fırsatta dijitalleşmeye önem verdiklerinin altını çizen saat firmalarının internetten satış yapabilmelerini kolaylaştırması oldu. Çünkü minik kutularda kargolama ve depolama hem daha kolay hem de masrafı çok daha az.

Metallerde Geri Dönüşüm

Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

Saat endüstrisi, metalleri işlemek konusunda oldukça büyük miktarlarda artık malzeme üretiyor. Çoğunlukla paslanmaz çelik kullanılan saat kasaları bazen değerli metaller olan altın, platin, titanyum ve paladyumdan da yapılabiliyor. Bu metallerin CNC makinelerinde işlenmesiyle ortaya çıkan kıymıkları toplayan bir firma var İsviçre’de: Panatere. Bu metalleri toplayıp, güneş enerjisiyle çalışan bir fırında eriten firma, yüksek kalitede geri dönüştürülmüş çelik üretebiliyor. Geçtiğimiz yıl ilk kez titanyumu da geri dönüştürebilen firmanın sonraki hedefi tamamen güneş enerjisiyle çalışacak bir fırın kurmak. Çoğunluğu İsviçre’nin Jura Dağları’nda konumlanan saat firmalarının fabrikalarına yakın olacak bu fırın, firmalara karbon sıfır hedeflerine yaklaşmak konusunda yardımcı olacak.

Elbette sadece metali dönüştürmek değil onu tedarik ederken de mesafeyi gözetmek zorunda firmalar. Pandemiyle bozulan dünya tedarik zinciri ve kapanan ticaret yolları firmaları bu konuda çok zorladı. Bu yüzden olacak ki Hermes kullandığı çeliği artık Japonya’dan değil, Avusturya’dan alıyor. Böylece çeliğin izlediği yol boyunca yarattığı emisyonu büyük ölçüde yok etmiş oluyor. Panerai ise geri dönüştürülmüş çelikten bir alaşım geliştirerek onu kullandığı bir saat üretti: Luminor Marina eSteel.

Etik Kaynaklardan Tedarik Edilen Materyaller

Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

Saatlerde kullanılan kıymetli madenler ve değerli taşların da menşei çoğu firma için artık çok önemli. Yerel madencileri koruyan yasalara sahip işletmelerden gelen altın ve Responsible Jewellery Council (RJC) kriterlerine uygun tedarik edilmiş pırlantalar kullanarak üretim yapmayan firma neredeyse yok denecek kadar az. Bu konuda sadece uluslararası kuruluşların değil İsviçre’nin de kendi standartları bulunuyor.

Ancak Chopard gibi bazı firmalar bununla da yetinmeyip, 2018’den beri tüm üretiminde etik yollarla tedarik edilmiş altın ve pırlanta kullanıyor. Büyük bir firma için oldukça iddialı olan bu işi başarıyla ve tavizsiz sürdürebilmesi, diğer firmalara da cesur olmaları konusunda örnek teşkil ediyor. Hermes ve Richemont da daha cesur bir şekilde geri dönüştürülmüş altın kullanıyor.

Yakın zamanda AB’nin sürdürülebilirlik ve üretim konusunda getireceği raporlama mecburiyetleri devreye girecek ve bu sıkı kurallar firmaları ister istemez bu alanda belli kuralları benimsemeye zorlayacak. Özellikle de altınla üretim yapmak çok şeffaf bir şirket olmayı zorunlu kılacak.

Kayışların Sürdürülebilir Olması Yolunda Yaratıcı Uygulamalar

Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

Saatler ve kayışları söz konusu ise işlenmiş hayvan derileri -özellikle de egzotik deriler- hep birlikte anılır. Kayışlar endüstride nedense saatin diğer parçaları kadar çok sürdürülebilir pratiklerin uygulandığı bir alan olamıyor. Var olan çabalar birkaç tane firmanın çabasından öteye gitmiyor. Sanırım burada biz tüketicilerin tercihleri önemli. Nihayetinde talep edilirse firmaların elinde çözüm mevcut.

Örneğin; Cartier geçtiğimiz yıl elmalardan yapılmış kayışlar tanıttı. Swatch ve Tissot da aynı şekilde vegan kayışı bir alternatif olarak sunanlardan. Greubel Forsey Ocak 2022’den itibaren hayvan derisi kayışları kullanmayacağını daha önce duyurmuştu. IWC TimberTex isimli kağıt bazlı bir kayışı bazı modelleriyle sunarken, Ulysse Nardin geri dönüştürülmüş balıkçı ağlarından elde edilen bir malzemeyle, saat bezeli ve kayışlar üretti. Okyanuslardan toplanan plastik atıklar da bu konuda gözde malzemelerden. Breitling için üretim yapan yeni partneri Outerknown da okyanuslardaki balık ağlarını kendine malzeme seçmiş ve harika Nato kayışlar üretiyor. Kayışlar için seçenekler meyvelerden mantarlara dek uzanıyor. Endüstride benimsenmeleri için uzun zaman geçecek olması ise üzücü.

Bir Servis Olarak Sürdürülebilirlik

Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

Saatlerin ne kadar sürdürülebilir ürünler olduklarını uzun yıllar kullanılabilmeleri ile sebeplendirmiştik. Peki bu uzun sürenin ne kadar uzun olabileceğini düşünürsünüz? Emin olun firmalar da bunu düşünüyorlar. Aslında bazıları daha evvel düşündü ve buna hazırlanıyor. Örneğin; sofistike mekanizmalarıyla ve yenilikçi fonksiyonlarıyla bilinen Greubel Forsey markası, kendi saatlerinin dilerseniz fonksiyonlarını dilerseniz de kasasının yapıldığı malzemeyi bile değiştirebilme lüksünü sunuyor. Canınız istediğinde makul bir ücret karşılığında saatinizi yenileyebiliyor olmak sürdürülebilir bir servis pratiği değilse nedir?

Bunun yanında ikinci el saatlerine sahip çıkarak onları yeniden piyasaya satan firmaların sayısı da her gün artıyor. Bu servis de saatlerin hem ikinci eldeki aşırı yüksek fiyatlarını dizginlemenin hem de aynı saati daha çok insanın kullanabilmesinin önünü açıyor.

Doğanın Nimetlerinden Maksimum Derecede Faydalanmak

Saat Markalarının Yeni İmtihanı: Sürdürülebilirlik

Bahsedeceğim şeyler fabrika etrafını ağaçlandırmak, hatıra ormanları oluşturmak veya yağmur ormanlarını kurtarmak için bağış yapmak değil. Saat firmalarının bazıları doğanın kendisini kullanıyor. Örneğin; IWC uzun süredir CO2 emisyonu sıfır olan bir fabrikada üretimini yapıyor. Schaffhausen’da yer alan bu fabrikanın Rhine Nehri kenarına kurulmuş olması tesadüf değil ve firma uzun zamandır suyun gücünü ısıtma-soğutma sistemlerinde kullanıyor. Biriktirdiği yağmur suyunu da tuvaletlerinde değerlendiriyor.

Onun gibi aynı nehir üzerinde bulunan H. Moser & Cie. isimli firma da yine bu nehrin gücünden yararlanıyor. Aynı şekilde yine İsviçre’nin Almanca konuşulan kantonlarından Holstein’da bulunan Oris, Ağustos’tan beri karbon sıfır bir üretim tesisi olarak çalışıyor. Aquis Upcycle isimli saatinde okyanuslardaki atık plastiklerden dönüştürülen PET kullanıyor. Bu sayede bir nebze de olsa doğanın temizlenmesine katkı sunuyor.

Firmaların Geleceği Sürdürülebilirlik Pratiklerine Bağlı

Geçen yıl davranışlarımızın çevre üzerindeki etkisini hepimiz yakından gördük ve deneyimledik. Artık tüketiciler daha çevre bilincine sahip kararlar alıyor bu doğru. Ancak etik, sürdürülebilir ve sorumlu iş uygulamalarının satın alan kitleyi etkilemediği bir noktaya geldik. Bu uygulamaları artık kesin olarak markalardan talep ediyorlar. İsviçre saat endüstrisi, üretim, satış ve dağıtımın tüm yönlerinde kendisini daha sürdürülebilir hale getirme fırsatını yakalayabilir. Bunu yüksek kalitedeki işçiliğinin ne kadar kalıcı olduğunun değerini vurgulayarak yaparsa; sağlıklı ve sürdürülebilir bir geleceği garanti edecektir.

Oktay Tutuş
Oktay Tutuş Tüm Yazıları