Marmara Denizi 2022 Sempozyumu'nda Marmara Denizi Hakkında Tüm Merak Edilenler Konuşuldu
Yazı Boyutu:
Türkiye İş Bankası, deniz kirliliği ve Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununa dikkat çekmek ve bu alandaki bilimsel çalışmalara destek olmak amacıyla Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın düzenlediği 3. Marmara Denizi Sempozyumu’nun ana sponsorluğunu üstlendi.
Sempozyum sadece Marmara için değil, Karadeniz, Ege ve Akdeniz için de önem taşıyor. 8-9 Ocak 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen Sempozyum’da müsilaj, deniz kirliliği, biyoçeşitlilik, balıkçılık ve deprem gibi konular kapsamlı bir şekilde ele alındı.
Sempozyum’da bahsedilen bazı önemli başlıklara aşağıda ulaşabilirsiniz. İş Bankası’nın bu inisiyatifinin yanında Denizleri Koruyalım Kredisi ile denizlerdeki kirlilik sorununun çözümüne katkı sağladığını, ayrıca Savaş Karakaş tarafından hazırlanan Bir Umut Marmara Belgeseli ile bu konudaki farkındalığı artırdığını da hatırlatalım.
Marmara Denizi’nin Gündemi Müsilaj…
TÜDAV (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı) tarafından düzenlenen Sempozyum’da müsilaj önemli bir başlıktı; 2021 yılında yoğunlaşan müsilajın Marmara Denizi’ndeki son durumu, dağılımı, niteliği, ekosistem üzerinde yarattığı olumsuz etkiler, deniz ulaşımına verdiği zarar ve oluşturduğu tehditler incelendi. Marmara, ülkemizin yegâne iç denizi. Diğer denizler için bir biyolojik koridor oluşturduğundan Marmara’nın korunması, Ege ve Karadeniz’in de korunması anlamına geliyor.
Marmara Denizi’nin Merak Edilen Konusu: Deprem
Marmara Denizi’nde deprem konusu uzun yıllardır tartışılıyor. Sempozyum’da Marmara Denizi ve civarındaki fay hatlarının deprem üretme kapasiteleri ortaya çıkarılarak, bölgede bir afet gerçekleşmesi durumunda etkilenecek alanlar, yapılması gereken hazırlıklar ve alınacak önlemlere değinilmesi hedeflendi. Bu kapsamda deprem oturumunda uzmanlar, konuyla ilgili son gelişmeleri tartıştı.
Marmara Denizi Sempozyumu’nda Tsunami Tartışıldı
Deprem olduktan sonra oluşan dalgalara tsunami adı verilir. Olası bir tsunaminin dalga boyu ne kadar olur, nerelere zarar verir? Tüm bu sorular Sempozyum’da cevap buldu.
Lüfer’in Durumu da Konuşuldu
İstanbul denince akla lüfer gelir. Ancak ne yazık ki lüferin nesli son yıllarda bilinçsiz ve aşırı avlanma nedeniyle azalıyor. TÜDAV yıllardır lüferin korunması için çaba sarf ediyor, bu konuda kampanyalar yapıyor ama hala kat edilmesi gereken uzun bir mesafe var. Bu doğrultuda lüferin korunması konusu, Sempozyum’da tüm detaylarıyla ele alındı.
“Marsilya, Venedik ve Taranto balıklarıyla meşhurdur, fakat İstanbul bolluğu bakımından bu şehirleri geride bırakır. Liman iki denizden gelen pek çok miktarda balıkla doludur. Balık sürüleri yalnız Boğaziçi’nden değil, Kadıköy tarafından da limana doğru akın eder. Balık denizde o kadar boldur ki çok defa sahilden elle tutulabilir. Kadınlar, pencereden sarkıttıkları sepetlerle balık tutabiliyorlar ve balıkçılar olta ile o kadar çok torik balığı avlıyorlar ki, bunlar bütün Yunanistan’a ve Asya ile Avrupa’nın büyük bir kısmına yeterlidir” – P. Gyllius
Unutulmaması gereken bir diğer nokta ise yavru balıkların avlanması konusu; toplumda bilinç oluşturulması amacıyla Sempozyum’da bu başlık da ele alındı.
“Balıkları tanımayan, özellikle lüferi tanımayan İstanbullu sayılmaz. Zaten eski eski İstanbullular ‘balık’ derken lüferden bahsederler. Diğer balıkları isimleri ile anarlar” – Ahmet Rasim
Marmara Denizi’ndeki Köpek Balıkları Tehdit Altında!
Marmara Denizi 2022 Sempozyumu’nda Marmara Denizi’nde yaşayan köpek balıklarının durumu da konuşuldu. Köpek balıkları ve vatozlar, kıkırdaklı iskelete sahip, genelde uzun ömürlü ve yavaş büyüyen deniz canlılarıdır. Derin denizlerden mercan resiflerine kadar her yerde bulunabildikleri gibi boyları 1 metreden az veya 10 metreden fazla olabilir. Köpek balıklarının 6 duyusu vardır: Koku ve tat alma, görme, işitme, dokunma ve elektromanyetizma. Köpek balığı türlerini Marmara’da tehlike altına sokan en önemli faktör, tesadüfi avcılıktır. Günümüzde 17 köpek balığı türü koruma altında bulunuyor, bunların 12’si 2018 yılında TÜDAV tarafından sağlandı. Bir dönem ‘Camgöz’ olarak bilinen Acanthias vulgaris türünün stokları ise Karadeniz’deki aşırı avcılık nedeniyle azalmış durumda.
Marmara Denizi’nin Eşsiz Canlıları Yunuslar!
Marmara Denizi’nde Setase takımına ait üç tür yaşamaktadır: Afalinalar, tırtaklar ve muturlar. Nesli tehlike altındaki bu eşsiz deniz canlılarından Marmara Denizi’nde ne kadar bulunuyor? 1997-1999 döneminde Marmara Denizi’nde ilk defa yapılan deniz memelileri popülasyonlarının belirlenmesi projesinden 20 yıl sonra gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları Sempozyum’da sunuldu.
Çanakkale ve Marmara’da Yer Alan Batıkların Durumu
Marmara Denizi’nde kaç adet gemi batığının bulunduğu, bunların hangilerinin arkeolojik nitelikli olduğu veya dalış turizmi için değerlendirilebileceği, Sempozyum’da incelenen konular arasında yer aldı.
Marmara Denizi’nde Birinci Dünya Savaşı sırasında batırılan, 73 metre derinlikte bir Avustralya denizaltısı (AE-2) olduğunu biliyor muydunuz? Batık, Karabiga açıklarında sessiz bir şekilde akıbetini bekliyor. Sempozyum’da Avustralya denizaltısının ve Marmara Denizi’nde yer alan diğer batıkların durumu üzerine değerlendirmeler yapıldı.
Marmara Denizi ve Mercanların Korunması
Marmara Denizi’nde yer alan ve varlığı tehdit altında bulunan sert ve yumuşak mercanların durumu da Sempozyum’da ele alındı. “Çanakkale Boğazı’nda bulunan sert mercanlar ve İstanbul Adaları’nda yer alan yumuşak gorgonlar müsilajdan nasıl etkilendi?”, “Mercanları Marmara Denizi’nde nasıl bir gelecek bekliyor?” gibi sorular da Sempozyum’da es geçilmeyen konular arasındaydı.
Marmara Denizi’nin Akciğerleri: Deniz Çayırları
Marmara Denizi’nin küçük bir bölgesinde deniz çayırları bulunduğunu biliyor muydunuz? Denizlerin akciğerlerini oluşturan bu türün korunması önem taşıyor. En fazla oksijen üreten bitki grubundan olan deniz çayırları, aynı zamanda banket oluşturarak kıyı erozyonunu önlüyor ve birçok deniz canlısına ev sahipliği yapıyor. Bu sebeple iklim değişikliğini azaltmak için deniz çayırlarının koruma altına alınması önem teşkil ediyor. Deniz çayırları, kıyılardaki turizm faaliyetlerinden ve balıkçılıktan olumsuz etkileniyor, yayılım alanları daralıyor. Deniz çayırlarının son elli yılda % 35 oranında çekilmeye uğradığı kaydediliyor.
Dünyada son dönemde doğayı korumak için yeni fon yaratma modelleri geliştiriliyor, bunun bir örneği ise Dünya Bankası tarafından oluşturulan Mavi Fon. Pasifik ülkelerinde biyoçeşitlilik mercan resifleri tarafından sağlanıyor; bu nedenle tehdit altındaki mercan resiflerinin ve Mangrov alanlarının korunması karşılığında uluslararası kurumlar ve kredi kuruluşları, bu fonları ada ülkelerine sağlayarak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunuyor. Bu kapsamda Marmara Denizi’ndeki deniz çayırlarının korunması konusunun da önceliklendirilmesi gerekiyor. Bu gereksinim doğrultusunda deniz çayırlarının korunması başlığı, Sempozyum’da tüm detaylarıyla ele alındı.
Marmara Denizi’nde Bulunan Yabancı Türler Ekosistemi Değiştirmekte
Marmara Denizi’nde yüzün üzerinde yabancı deniz canlısı var; bunların çoğu gemilerin balast sularıyla gelmiş durumda. Söz konusu canlılar ekosistemi değiştirmekle kalmıyor, balıkçılığa da zarar veriyor. Sempozyum’da yabancı deniz canlılarının Marmara Denizi’ndeki dağılımı ve takibi konusunda önemli bilgilere yer verildi.
*Bu içerik Türkiye İş Bankası sponsorluğunda hazırlanmıştır.