Six Senses Hotels Resorts & Spas CEO’su Neil Jacobs ile Bir Aradayız
Yazı Boyutu:
Six Senses Hotels Resorts & Spa CEO’su Neil Jacobs ile hem misafir ağırlama anlayışı hem de onları mükemmelleştiren detayları konuştuk.
Six Senses Kaplankaya, 16-20 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirdiği Six Senses Hotels Resports & SPAs Üst Düzey Liderlik konferansında tüm dünyadaki Six Senses otellerinin üst düzey yöneticilerini ağırladı. Konferansa katılanlar arasında Six Senses Hotels Resorts & Spas CEO’su Neil Jacobs da vardı.
Lüks konaklama anlayışını sürdürülebilirlik ve wellness üzerine kurarak yeniden tanımlayan Neil Jacobs, Six Senses Hotels Resorts & Spas’ın vizyoner CEO’su olarak adını sektörde duyurmaya başladı. Six Senses markası, onunla birlikte lüksü sadece konforla değil, çevresel sorumluluk ve yerel kültürlerle bütün, otantik deneyimlerle buluşturan hale geldi. Her bir otel, ekolojik bilinci ve kişisel sağlık programlarını ön planda tutarken, misafirlerine eşsiz, dönüştürücü bir tatil sunmayı hedefliyor. Biz de birkaç günlüğüne İstanbul’a gelen, Neil Jacobs ile bir araya geldik ve markanın felsefesini ve sürdürülebilir seyahatteki yolculuğu hakkında merak edilenleri ona sorduk.
Sürdürülebilirlik, Six Senses’in merkez noktalarından biri olarak kabul görüyor. Lüks konaklama sektöründeki sürdürülebilirlik açısından ilerlemelerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz ve gelecekte hangi yenilikçi adımları atmayı istiyorsunuz?
Lüks konaklama markalarının aldığı yoldan memnunum ve gezegenimizi korumak adına giderek daha fazla işbirlikçi ve yenilikçi önlemlerin alındığını görmekten mutluluk duyuyorum. Ancak sürdürülebilirlik sürekli devam eden bir yolculuk. İleriye baktığımızda, en iyi uygulamaları ve süregeldiğimiz çabaları şekillendirecek yeni ve yenilikçi araştırmaları paylaşmak için birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.
Ayrıca her destinasyonumuzda lokal sürdürülebilirliği ele almaya devam etmeliyiz, lokal çevreyi ve topluluklarını desteklendiğinden emin olmalıyız. Örneğin, Six Senses Kaplankaya bu sezon, su altı deniz atıklarını temizlemek ve lokal bölgede terkedilmiş balıkçılık ekipmanlarının kapsamını araştırmak için önemli miktarda fon ve çaba yatırımı yaptı.
Lokal topluluklarla entegrasyon ve lokal ürünlerin kullanımı, Six Senses’ın benzersiz yönlerinden birisi. Bu yaklaşımın markaya sağladığı değeri nasıl tanımlıyorsunuz ve yerel kültürleri misafirlerinize sunarken nelere öncelik veriyorsunuz?
Otellerin bulundukları yerle bağlantı kurup destek vermesi çok önemli, aksi takdirde seyahat ettiğimizde kültürel derinlikten mahrum kalırız ki bu, en önemli seyahat etme sebeplerimizden biri. Her bir tesisimizde ve destinasyonumuzda lokal topluluklarla kurduğumuz harika ilişkiler ve girişimler bizi ayrıcalıklı kılıyor, bu markamız ve misafirlerimizin deneyimi için paha biçilmez bir olanak.
Değerlerimizle uyumlu ve eşitlik ile sürdürülebilir uygulamaları teşvik eden yerel ortaklarla çalışıyoruz. Misafirlerimize lokal kültürün önemli unsurları hakkında eğitim vermek, her destinasyona özgün bir bakış açısı sunmak ve ömür boyu sürecek eşsiz deneyimler yaratmak istiyoruz. Örneğin, Six Senses Samui’de Tay mutfağı dersi, Six Senses Fiji’de kültürel gece veya Six Senses Zighy Bay’de komşu Dibba Kadınlar Derneği’ni ziyaret gibi.
Lüks konaklama endüstrisinin geleceğini nasıl hayal ediyorsunuz? Bu sektörün sürdürülebilirlik ve kişiselleştirilmiş wellness deneyimleri etrafında nasıl evrileceğini düşünüyorsunuz?
Lüks anlayışım, Six Senses markasının felsefesiyle oldukça örtüşüyor -unutulmaz, olağanüstü deneyimler sunmak-. Özellikle pandemi sonrasında insanların anlamlı seyahatlere daha çok yatırım yapmaya başladığını ve lüks seyahat alanının da bunu benimsediğini düşünüyorum. Artık insanlar daha izole yerlerde, gerçek kültürel deneyimler yaşamak istiyorlar. Tayland’a uçup orada biftek yemek yerine, o destinasyonu gerçekten deneyimlemek istiyorlar; lokal yemekleri tadıp, lokal uğraşlara katılarak ve tarihe dalarak. Seyahat dünyasının yöneldiği nokta tam olarak bu ve bu hepimiz için heyecan verici bir ilerleme.
Sürdürülebilirlik artık üstüne daha çok düşmemiz gereken bir konu haline geldi, bu nedenle bölgedeki liderlerin inovasyon yapmaya, uyum sağlamaya ve sürdürülebilirlik ve topluluk açısından somut sonuçlar elde etmek için iddialı olmaya devam etmeleri gerekiyor. Endüstri olarak birlikte çalışmalı ve en iyi uygulamaları paylaşarak ortak bir hedefe ulaşmak için iş birliği yapmalıyız.
Wellness konusunda, misafirlerimizin iyileştirici ve yenileyici yolculuklar aradığı, aynı zamanda lokal kültürleri deneyimlemek istedikleri açık. Bu istekleri misafirlerimiz için, her destinasyona özgü ve uygun hale getirerek sunuyoruz. Teknoloji, sağlıklı yaşam endüstrisinde büyümeye devam ediyor ve bunu Six Senses Spa wellness taramaları, “biohacking” salonları ve Sleep with Six Senses programı gibi alanlara entegre ederek benimsiyoruz.
Misafirlerinizin otellerinizden ayrıldıklarında, geldiklerinden daha iyi hissetmelerini sağlamayı hedefliyorsunuz. Misafirlerinizin hayatında kalıcı ve olumlu bir etki bırakmayı nasıl başarıyorsunuz?
Bu serüven elbette her misafir için benzersiz oluyor, bu nedenle her misafirin “daha iyi” olma tanımı, neyi aradıklarına ve önceliklerine bağlı. Bazı misafirler için bu daha fiziksel olabilir; wellness tarama ve programlarımız, her misafirin ihtiyaçlarına ve isteklerine yönelik kişiselleştirilmiş bir yolculuğa çıkmasını sağlıyor. Programlarımız özelleştirilebilir ve uyku, kilo yönetimi, detoks veya Ayurveda gibi çeşitli endişeleri hedef alacak şekilde tasarlandı. Diğer misafirler içinse bu, bir destinasyon veya dünyamız/gezegenimiz hakkında yeni şeyler öğrenmeyi istemek olabilir.
Kişiye özel deneyimlerimiz eğitimsel ve etkileyici olup, misafirlerimize yeni destinasyonlar ve kültürler sunuyor. Her bir tesisimiz ayrıca, sürdürülebilirlik ve sıfır atık üzerine kendine yeterlilik için bir merkez olan EarthLab’i barındırıyor. Misafirler burada, sürdürülebilirlik ve sıfır atığı günlük yaşamlarına nasıl entegre edeceklerini öğrenebilecekleri etkileşimli bir aktiviteye katılabiliyorlar.
Six Senses’ı sadece bir otel zincirinden, misafirlerine dönüştürücü deneyimler sunan bir markaya dönüştürdünüz. Şehir yaşamının hızında Six Senses deneyimini nasıl sürdürüyorsunuz?
Six Senses’ta ana odağımız, misafirlere huzurlu bir ortam yaratmak ve bu, birçok açıdan özellikle şehir bölgelerinde önemli bir unsur. Tasarım bu sürecin büyük bir parçası. Her şeyi en basit halinde tutmaya çalışıyoruz ve bu süreçte doğayı tasarımlara mümkün olduğunca dahil ediyoruz, böylece gerçekten her anlamda güvenli bir yer hissi yaratabiliyoruz.
İnsanlarımız da bu süreçte büyük bir rol oynuyor. Bizim felsefemizi yaşar ve solurlar ve en iyi deneyimi sağlamak için son derece motive olurlar. Ne sunmak istediğimizi, bunu nasıl sunacağımızı ve en önemlisi misafirlerimizin istek ve ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz. Böylece misafirlerimiz tesislerimize geldiklerinde mükemmel deneyimi tecrübe edebiliyorlar. Bu, kendimizi ve misafirlerimizi son derece iyi tanıyor olmamız sayesinde gerçekleşebilen bir deneyim.
Bir wellness kaçamağı için tek bir Six Senses tesisi önermeniz gerekse, hangisini seçerdiniz?
Six Senses Vana, özellikle wellness konusunda standart belirleyicimiz. Himalayalar’ın eteklerinde yer alan bu tesis, misafirlerin tamamen dış dünyadan kopup, iç dünyalarına odaklanmayı sağlamak için tercih ettiği bir yer. Misafirlerimiz tesise geldiklerinde hemen bir wellness taraması yapılıyor ve bu sonuçlardan, sağlık ihtiyaçlarına uygun kişiselleştirilmiş bir program oluşturuluyor.
Bu program, uyku analizi, kilo yönetimi, Ayurveda, detoks, yoga, Tibet Tıbbı, doğum sonrası ve yenidoğan bakımı gibi çeşitli unsurları içeriyor. Ancak plaj olmadan yapamıyorsanız, sonraki destinasyon olarak Six Senses Kaplankaya veya Six Senses Ibiza’yı önerebilirim; her ikisi de olağanüstü wellness programlarına sahip.
Six Senses Kaplankaya hakkında neler söylemek istersiniz?
Six Senses Kaplankaya, wellness alanında Six Senses portföyündeki en büyük spaya sahip olan değerli tesislerimizden birisi, bu açıdan misafirlerimiz için olağanüstü bir tatil köyü. Tesis, wellness taraması, vücut kompozisyon testi, biyo-hackleme ve beslenme rehberliği gibi hizmetler sunarak, her misafirin kendi bireysel sağlık ve wellness ihtiyaçlarına göre özel bir program oluşturmasını sağlıyor; ayrıca, yıl boyunca harika wellness retreat programlarını da misafirlerine sunuyor. Ege’nin olağanüstü doğal güzelliği, Six Senses katkılarıyla da misafirlerin kendilerini tamamen başka bir dünyada hissetmelerini sağlıyor.