Sanatçı Sohbetleri: Melike Kuş

Toplumsal olaylara yönelik bakış açımızın, bireylerin ilişkilerini önemli ölçüde belirlediğini söyleyen sanatçı Melike Kuş ile röportaj gerçekleştirdik.

Merdiven Art Space, Melike Kuş’un ilk kişisel sergisi ‘Eye to Eye in Dystopia / (Distopyada Göz Göze)’ya Aralık sonuna dek ev sahipliği yapıyor. Çocukluk yıllarında iplere olan büyülü ilgisi ve bunun yaratıcılığına kök salmasıyla sanatının ilk filizlerini bu nesneyle buluşturan Melike Kuş, bakmak ve görmek kavramlarına odaklanıyor. Toplumsal olaylara yönelik bakış açımızın, bakmak ve görmek arasındaki ince çizginin bireylerin ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini önemli ölçüde belirlediğini söyleyen sanatçı, bu iki kavram arasındaki farkın toplumsal meselelere hassas bir şekilde yaklaşmamızı etkilediğini belirtiyor.

Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?

Şu anda Dublin’de yaşayan 1997 doğumlu Türk bir sanatçıyım. 2020 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun oldum ve sanat pratiğimi bir süreliğine İrlanda Dublin’de devam ettirmeye karar verdim. Seyahatlerimden, kültürel farklılıklardan, doğadan, toplumdan ve gündelik yaşamdan aldığım ilhamla nakış ve resim sanatında yeni yöntemler ve formlar keşfediyorum. İplerle etkileşime geçerek, renkleri ve dokuları bir araya getirerek görsel bir hikâye anlatmaya çalışıyorum.

Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?

Sanat çocukluğumdan bu yana kendimi hatırladığım her an benimleydi. Okul yıllarımda resim derslerine ve sanat etkinliklerine katılmak, kendi yaratıcılığımı keşfetmemi sağladı. Bu süreçte farklı resim tekniklerini deneme fırsatı buldum. Sanata olan ilgimi daha fazla derinleşmek adına Güzel Sanatlar Lisesi’ne katıldım. Ardından, üniversite eğitimim sırasında ise daha derinlemesine bir araştırma ve keşif sürecine girdim. Farklı sanat disiplinleriyle tanıştım ve resim sanatına olan tutkum daha da güçlendi. Özellikle nakış ve resim sanatını birleştirerek eserler ortaya çıkarmaya odaklandım. Ben ve tuval arasındaki uzun bir sohbetin başlangıcı oldu. Duygularımı renklendirdi ve yaratıcılığımın serbest akışını hissettirdi.

Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?

“Bakmak, görmek” ve “değişim, dönüşüm”.

Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?

Keşfetmek ve gözlemlemek benim en büyük ilham kaynağım. Her anı değerlendirmek ve yeni yerler ve farklılıkları keşfetmek, içimdeki merak ateşini alevlendiriyor.

Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?

Yaptığım her resmin bana katkısı büyük oldu çünkü her eser, bir sonrakine bir adım daha yaklaşmamı sağladı. Eserlerim, yaşadığım dönemin, duygularımın ve deneyimlerimin bir yansıması olarak ortaya çıkıyor o yüzden bir ayrım yapamam.

Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?

Şu an kişisel sergimin izleyicilerle buluşma aşamasında olmanın heyecanını yaşıyorum. Serginin yaratım süreci benim için gerçekten yoğun ve duygusal bir süreçti. Şu anda üzerinde çalıştığım bir çalışma yok fakat uzun zamandır ip materyalini daha özgür bir ifade aracına dönüştürerek, kavramsal enstalasyon denemeleri yapmak istiyorum. Sergiden elde ettiğim geri bildirimleri değerlendirerek ve izleyicilerle olan etkileşimler ile sanatımda yeni bir evrim geçirmeyi planlıyorum.

Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Şu anda güncel olarak 30 Aralık’a kadar gösterimde olan İstanbul’daki ilk kişisel sergim “Eye to Eye in Dystopia” Merdiven Art Space`de görülebilir. Sanatseverleri maskeli portrelerim ile göz göze gelerek düşünmeye davet ediyorum.

POP QUIZ

Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?

Kararlılık, sabır ve inovasyon.

İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?

Her dönemden ayrı ayrı tanışmak istediğim birçok sanatçı var. Benim için spesifik bir cevap vermek çok zor.

Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?

Kuşkusuz Leonardo Da Vinci.

Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?

Gustav Klimt’in eserlerinden biri olan “Ölüm ve Yaşam” tablosunun evimde, daima benimle olmasını isterdim.

Hangi şehir size ilham veriyor?

Henüz karar vermiş değilim hâlâ farklı bir hissin peşindeyim. Ama İstanbul, Paris ve Dublin şu an en fazla vakit geçirdiğim yerler bu sebeple etkilenmemek elde değil.

En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?

Bu ay Paris’te Palais de Tokyo Müzesi’nde Jakob Lena Knebl ve Ashley Hans Scheirl, Rakajoo ve Lili Reynaud Dewar sergisini gezdim. Ardından Musee d`Art Moderne de Paris Müzesi’nde sanatçı Nicolas de Staël’in sergisi ve ayrıca Henri Matisse’in “Bülbül Şarkısı için Kostümler” adlı sergilerini ziyaret ettim. Son olarak sergi hazırlık sürecinde Türkiye’de Merve Şendil’in solo sergisi “The Things Behind Our Darkness”ı ziyaret ettim.

Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?

Kek yapmayı çok seviyorum. Pasta şefi olmayı isterdim.

{221995}