preloader

Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu

12.09.2023
Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu

Yazı Boyutu:

Karikatürleri, çizgi romanları ve farklı boyutlarda ürettiği heykelleriyle ünlü, sanatçı Erdil Yaşaroğlu ile hem heykel sanatındaki yolculuğu hem de projeleri üzerine röportaj gerçekleştirdik.

Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu
Sanatçı Erdil Yaşaroğlu

Heykeltıraşlık kariyerinizin başlangıcını ve sanata olan ilginizi nasıl keşfettiğinizi anlatabilir misiniz?

Okul öncesi yaşlarımda kendi oyuncaklarımı yapmaya bayılırdım. Yokluktan değil de kimsede olmayan oyuncaklarım olsun istediğimden. İlkokulda ise kalemlerle haşır neşir olunca, onları kesip biçmeye, modifiye etmeye başladım. Böylece dünyada sadece bende olan kalemler oluyordu. Sanırım biricik şeyleri seviyorum çocukluğumdan beri. Ama sahip olmayı değil, yapmayı seviyorum. Bu da beni sonunda Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü’ne kadar getirdi.

Kendi tarzınızı ve sanatınızı geliştirmek için nasıl bir süreç izlediniz? Öğrenme ve büyüme yolculuğunuz hakkında biraz daha detay verebilir misiniz?

Akademi’de taş atölyesindeydim. Genelde mermer işler çalışırdık. Ben mermeri karikatür etkileriyle şekillendirir sonra da rengarenk boyardım. Mimar Sinan’da taş, metal, bronz, ahşap gibi temel malzemelerle çalışmayı öğrendik. Uzun süre bu malzemelerle çalıştım. Fakat sonradan etrafımdaki malzeme sayısı arttı, şekillendi. Silikonlar, polyesterler, reçine türleri, yeni keşfedilen teknolojik malzemeler falan derken bunları da öğrenmem gerektiğini düşündüm. Youtube’dan izleyerek, internetten okuyarak yeni malzemeleri ve teknikleri öğrendim ve atölyemde çalıştım. Böylece çok farklı malzeme türüyle çalışma özgürlüğüne eriştim. Bu da bana istediğim boyutta heykeller yapabilme kabiliyeti verdi. Üstelik heykelde anlattığım hikâyeye uygun malzeme seçme özgürlüğü de kazandırdı. Hâlâ karikatür etkileri olan renkli heykeller yapıyorum. Sonuçta karikatür alanında çok tecrübem ve bilgim var. Oradaki bilgiyi heykelle birleştirince daha farklı işler üretebiliyorum.

Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu
Erdil Yaşaroğlu, “Büyük Parti”; 2022

Hangi malzemeleri tercih ederek heykellerinizi oluşturuyorsunuz ve bu malzemelerin seçiminizdeki nedenlerini paylaşır mısınız?

Esas olarak anlattığım hikâyeyi destekleyecek malzemeyi seçiyorum. Polyester, reçine, bronz, mermer, alüminyum ve ahşapla çalışmayı seviyorum. Heykel zamana çok güzel direnen bir sanat eseri. Çok uzun yıllar yaşayabilecek ve ileride gerekirse bakımı yapılabilecek malzemeler tercih ediyorum.

Sanatınızda temalar ve ilham kaynakları nelerdir? Heykellerinizin arkasındaki hikâyeleri ve anlamları nasıl oluşturuyorsunuz?

Genelde rahatsız olduğum konulardan, insanlara göstermek istediğim sorunlardan çıkıyor bu heykeller. Bazıları çok renkli ve sevimli gözükse de arkasında bir derdi anlatıyor. O tezatı seviyorum. Bazıları ise sadece kendi pozitif dünyamı etrafıma yayma çabası. İyi ve duyarlı, farkındalığı fazla olan insanlar için çok zor bir yer dünya. Birbirimize destek olmamız lazım.

Heykellerinizi tasarlarken teknik ve estetik tercihlerinizi nasıl dengelemeye çalışıyorsunuz?

Her bir iş biricik olduğu için her bir heykel sıfırdan başlıyor. Ne anlatıyor, kime anlatıyor, nereye konulacak, içeride mi dışarıda mı, çok mu sıcak çok mu soğuk, karada mı denizde mi, ne boyutta olacak? Bütün bu sorular şekillendiriyor heykeli. Sonuçta yaptığın şey dünyanın dört bir yanına, bambaşka coğrafyalara ve bambaşka kültürlere gidiyor. Bunlar proje olarak yaptığım işler tabii. Kendim için yapıyorsam, canım nasıl istiyorsa öyle yapıyorum.

Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu

Heykellerinizdeki form ve kompozisyon seçimleri, eserlerinizin izleyicilere iletmek istediği mesajları nasıl destekliyor?

Form ve renk zannettiğimizden çok daha fazla şey anlatır bize. Bir hissi tetikler, duyguyu hatırlatır, anılar canlandırır.

Erdil Yaşaroğlu, “Hayalci”; 2019

Heykel sanatı, mekân ve çevre ile etkileşimi içeren bir disiplindir. Eserlerinizin sergilendiği mekânı nasıl değerlendiriyor ve bu etkileşimi nasıl yönlendiriyorsunuz?

Bir kamusal alana heykel yapmadan önce orada vakit geçiririm. Havasına, ışığına bakarım. İnsan etkileşimini izlerim. Niye geliyorlar oraya, ne yapıyorlar, nerelerden yürüyorlar, nasıl vakit geçirip, ne kadar kalıyorlar? Bu bilgiler orası için yapacağım heykeli etkiliyor. Tabii ki heykelin hikâyesini güçlendirmek için bu bilgileri ve mekânı en iyi nasıl kullanabilirim sorusunun cevabını arıyorum.

Heykellerinizde doğayı, insan ilişkilerini veya toplumsal meseleleri ele alma eğiliminiz var mı? Bu tür temaları nasıl ifade ediyorsunuz?

Bunlar karikatür yaparken öncelikli konularım oldu. Heykel yaparken de en ön sırada duruyorlar. Sonuçta bir sanatçı sorunlarımıza çare bulamaz ama onları gösterir. Bakın burada bir derdimiz var, bunu niye yapıyoruz ve dünyamıza, kendimize niye zarar veriyoruz diye gösterir. Ben de duramıyorum böyle zamanlarda.

Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu
Erdil Yaşaroğlu, “Nota Çocuklar”; 2022

Heykel sanatının zorlukları nelerdir? Karşılaştığınız zorluklarla başa çıkmak için nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?

Sürekli mücadele etmen ve alan açman gerekiyor kendine. Büyük kesim tarafından anlaşılmayan, başka bir kesim tarafından da reddedilen bir işle uğraşıyoruz. Benim hedefim, biraz da karikatürist olmam sebebiyle, yaptığım işi kitlelere yaymak. Özellikle çocuklara sevdirmek. Bu sayede ileriye taşıyabileceğimi düşünüyorum. Karikatürde bunu yapabiliyorsam, heykelde de yapabilirim sanırım.

Sanatçı olarak sizi en çok motive eden veya tatmin eden anlar nelerdir? Bir projenin tamamlandığını hissettiğinizde nasıl bir duygu yaşarsınız?

İnsanların ilgisine bayılıyorum. Tabii ki bana değil, işlerime. Mesela birkaç sene önce halka açık bir avluya bir heykelimi koydum. İki dakika arkamı döndüm, bir baktım heykele üç çocuk ve anneleri mutlu bir şekilde sarılmış, babaları da fotoğraflarını çekiyordu. Böyle anlar beni çok mutlu eder işte.

Hangi heykeltıraşlardan veya sanatçılardan ilham alıyorsunuz? İdolünüz veya rol modeliniz olarak gördüğünüz isimler var mı?

İdol ve rol modelim karikatür için de heykel için de hiç olmadı ama çok sevdiğim bana ilham veren sanatçılarla dolu dünya.

Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu

Genç ve yeni başlayan heykeltıraşlara ne tür tavsiyelerde bulunursunuz? Kendi deneyimlerinizden yola çıkarak, bu yolda ilerlemek isteyenlere ne gibi önerileriniz olur?

Genel olarak hiçbir tavsiyem yok. Bu işi çok seviyorlarsa zaten çok çalışır ve yaparlar. Karikatürde hep söylerim bunun tek yolu var. Espri buldukça, çizgi çizdikçe gelişiyor. Heykelde de bir farkı yok.

Erdil Yaşaroğlu, “Sıkı Dostlar”; 2019

Sanatın toplumsal ve kültürel etkileri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Heykel sanatının toplumsal değişimdeki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yapılan her eser insanın duygusunu değiştirir, estetiğini geliştirir ve ilham verir. Nasıl bir filmden etkilenip heykel yapıyorsan, bir heykelden etkilenip bir şiir, roman yazabilirsin. Bir film çekebilir, resim yapabilir ya da başka bir heykel yapabilirsin. Tom Waits’in sözlerinden etkilenip yaptığım bir heykelim var mesela. Ben güzel sanat eserleri gördüğümde koşa koşa atölyeme gidip üretmek istiyorum. Sanat bulaşıcıdır. Etrafta ne kadar çok olursa o kadar çok faydası olacaktır topluma. Sanat birbiri dışında her şeyi de etkiler. Mesela, bilim kurgu filmlerinde sanatçıların tasarladığı şeylerle büyüyen bilim insanları, geleceğimizi şekillendiriyor.

Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu
Erdil Yaşaroğlu, “Totem”; 2022
Sanatçı Erdil Yaşaroğlu ve BKM CEO’su Zümrüt Arol Bekçe

Maximum Uniq’de Temmuz 2023 itibarıyla üçü sınırlı süreli, ikisi ise kalıcı beş heykeliniz sergilenecek. 2019’da açtığınız “Oyun” adlı kişisel serginizden eserlerin sergileneceği projenin arkasındaki ilham ve hikâyeleri bize anlatır mısınız?

Bir gün BKM ekibi ve temsilcim BüroSarıgedik’le bir araya geldik. BKM bize Maximum Uniq’i sevdikleri ve önem verdikleri için mekânı farklılaştırmak, güzelleştirmek ve daha çok sanatla iç içe yapmak istediklerini anlattı. Sahne sanatlarıyla dolu mekânı heykel sanatıyla birleştirme fikri bizi de çok heyecanlandırdı ve hemen çalışmaya başladık.

Maximum Uniq’de sergilenecek “Nota Çocuklar,” “Büyük Parti,” “Hayalci,” “Sıkı Dostlar” ve “Totem” heykelleri, dev boyutları, sıra dışı konumlandırmaları ve mekâna neşe katan formlarıyla dikkat çekiyor. Bu özel eserleri üretirken hangi temaları, anlatıları, duygusal ve zihinsel süreçleri deneyimlediniz?

Konser alanının yanındaki büyük duvarda yer alan Nota Çocuklar kendi içlerinde bir uyumla, duyamadığımız ama hissettiğimiz bir şarkıyı söylüyorlar. İçlerindeki huzuru, mutluluğu ve haylazlığı paylaşıyorlar müzikseverlerle. Büyük Parti’de ise üç çocuğun aynı kulaklıktan dinledikleri müzikle paylaştıkları neşeye şahit oluyoruz. Enerjileri seyredene mutluluk veren bu çocuklar, biraz müzik ve biraz hayal gücü ile dünyamızın nasıl değişebildiğini gösteriyor bize. Çatıdan ayaklarını aşağı sarkıtıp gökyüzüne bakarken gördüğümüz Hayalci aslında orada değil. Sonsuz hayal dünyasındaki bir yolculuğa çıkmış. Günümüzün koşturmalarına ara verip, kendimizle baş başa kalmanın değerini anlatıyor. Sıkı Dostlar, büyük bir goril ve üzerindeki maymunun heykeli. Benzer gözüken ama aslında birbirinden tamamen farklı iki canlının dostluğunu, uyumunu ve neşesini anlatıyor. Farklılıkların güzel olduğunu ve bize neler kazandırabileceğini hatırlatıyor. Totem ise kadınlar için en basit konuları bile zorlaştırdığımızı, önlerine engeller inşa ettiğimizi söylüyor. Her şeye rağmen bunları aşmaya başaran güçlü ve yalnız kadınları temsil ediyor bu heykel.

İkinci solo serginizi ise Aralık 2024’te İstanbul’da gerçekleştireceksiniz. Bu serginin temaları ve izleyicilere sunacağı deneyim hakkında biraz ipucu verebilir misiniz?

Çok yoğun bir şekilde çalışıyorum bu sergi için. İsterseniz, bu sorunuzu aralıkta cevaplayayım.


Sanatçı Sohbetleri: Erdil Yaşaroğlu

BKM CEO’su Zümrüt Arol Bekçe

Maximum Uniq’in sanat, eğlence ve kültür alanında şehrin ritmine kattığı değerlerin sanatsal yaratıcılık ve toplumsal etkileşim açısından önemi nedir?

2020 yılında kapılarını açan Maximum Uniq çok kısa bir süre içinde İstanbul’un kültür, sanat ve eğlence alanındaki en önemli merkezlerinden biri haline geldi. Yaklaşık üç yılda ortaya koyduğu performansla Maximum Uniq’in şehrin ritmine kattığı değerleri, sanatsal yaratıcılığa katkısını ve toplumsal etkileşim açısından sahip olduğu değeri çok önemsiyoruz. Çalışma prensiplerimiz bu eksende şekilleniyor. Yılın neredeyse kesintisiz 12 ayı kapalı ve açık hava mekânlarımızda tiyatro oyunlarından konserlere, sergilerden festivallere kadar pek çok etkinlik gerçekleştiriyoruz. Farklı disiplinlerden oluşturulan takvimimiz doğal olarak farklı kesimlerden insanların bir araya gelmesini sağlayarak, toplumsal etkileşimi teşvik ediyor.

Bu bağlamda Maximum Uniq’in şehirdeki sanatçılara ve sanatseverlere geniş bir yelpazede sunduğu seçenekler, sanatsal üretimin ve tüketimin artmasına katkı sağlayarak sanatsal yaratıcılığı da tetikliyor. Bu durum oldukça teşvik edici ve heyecan verici bir döngü ve doğal olarak İstanbul’un sanatsal zenginliğine ve çeşitliliğine de olumlu yansıyor. Bu bizim sorumluluğumuzu artırırken aynı zamanda her zaman daha iyiye ulaşmak için bizi olağanüstü motive ediyor.

Erdil Yaşaroğlu’nun heykelleriyle kurulan diyaloğun, etkinliklerinizdeki neşeyi ve keyfi artırdığını ifade ettiniz. Bu anlamda, sanatın mekânlarla etkileşimi ve izleyicilerle kurduğu ilişkinin, sadece sanatsal deneyim değil aynı zamanda genel yaşam kalitesi açısından da etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle düşünüyorum. Sanat öncelikle merak, ardından ilham ve sonrasında estetik bakış açısı kazanma anlamında insanları sonsuz besleyen bir olgu. Aynı şekilde bir mekânın atmosferini ve algısını önemli ölçüde etkileyen, değeri paha biçilmez bir yorum. Bulunduğu mekâna ve şehre kültürel zenginlik katan ve çeşitliliği artıran bu olgu yaşam kalitemizi de hiç şüphesiz artırır. Sanat üzerinden yaşanan ortak deneyimin değerini bildiğimiz için de Sevgili Erdil ile gerçekleştirdiğimiz bu projeye çok kıymet veriyor ve değerini takdir ediyoruz.

{182916}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları