preloader

Sanatçı Sohbetleri: Cem Güventürk

14.09.2023
Sanatçı Sohbetleri: Cem Güventürk

Yazı Boyutu:

Kısa ve derin hikâyeleriyle, metinle grafiğin, illüstrasyonla karikatürün özgün bir bileşimini ortaya koyan Cem Güventürk ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Sanatçı Sohbetleri: Cem Güventürk
Sanatçı Cem Güventürk

İllüstrasyona olan ilginiz nasıl başladı ve hangi deneyimler sizi bu alana yönlendirdi?

Çizmek, üretmek hayatımın her anında, her alanında olan bir refleksti aslında. Çocukken etkilendiğim sinema filmlerinin afişlerini çizerdim. Kağıtlara, duvarlara sürekli bir şeyler çizen karalayan bir çocukluk ve ilk gençlik dönemi geçirdim. Hayatımın çizmek, anlatmak üzerine bir kariyer inşaası olacağı o günlerden belliydi. Zaten üniversitede de okul hayatımda, meslek hayatımda hep böyle bir planlama üzerinden gitti.

Çizimleriniz için hangi konular veya olaylar sizi en çok ilgilendiriyor? Hangi konuları ele almayı tercih ediyorsunuz?

Özellikle böyle bir tercihim olmuyor, sadece işlerin gerçek ve samimi olmalarına özen gösteriyorum. Bir derdi olan ve zamansız çalışmalar yapmak istiyorum. Karikatüristlikten gelen bir çarpıcılık içermesi, vurucu bir söz veya ifade olması o kompozisyonu oluştururken en önemli unsura dönüşüyor. Eserlerimin hayatın içinden, empatik ve rahatsız edici bir geçeklikle bu gerçeği ifade edecek kadar cesur olmalarını istiyorum.

Eserlerinizde mizahi bir üslup benimsiyor musunuz, yoksa daha ciddi ve eleştirel bir yaklaşım mı tercih ediyorsunuz?

Mizah çok güçlü bir duygu ve eserlerimde benim de sık sık kullandığım bir yöntem aslında. Ana çatıyı bu duygu üzerine kurmasam da bir yan öğe olarak muhakkak çalışmalara temas etmesini seviyorum. Gerçek hayat ve mizah beraberinde birbirlerini çok besleyen şeyler, farkında olmadan bu kasımızı da geliştiriyoruz zaten. O sebeple bir denge ve armoni içinde eleştirel, çarpıcı bir eser tarifinin içinde mizah da yoğun bir malzeme.

Sanatçı Sohbetleri: Cem Güventürk

Peki karakterler ve figürler hakkında nasıl fikirler geliştiriyorsunuz? Bir karakteri veya fikri nasıl tanımlarsınız?

Bazen bir karakter bir fikri oluşturuyor, bazen o fikir karakteri. Bunun maceracı tarafı hoşuma gidiyor. Farkında olmadan bir hikâye anlatmak için defalarca keşif yapıyorsunuz, bazen burada tahlil ettiğiniz şey kendiniz, bazen bir gözlem, bazen ise size anlatılan başka bir hikâyenin analizi olabiliyor.

Eserlerinden ilham aldığınız sanatçılar veya favori eserleriniz var mı? Hangi sanatçılar sizi etkiledi?

Birçok isim var tabii ki, sadece resim sanatında değil, farklı alan ve disiplinlerde çokça sanatçı zihninizde yeni bir kapı açabiliyor. Wes Anderson’ın filmlerinde kullandığı renk ve kadrajlara kare kare baktığımı hatırlıyorum. Bir O’Henry öyküsünün anlatım tarzının sadeliği ve çarpıcılığını seviyorum. Bunlar hep çalıştığım ilham aldığım isimler. Liste çok uzun, sanat üretmenin bazı eşikleri geçmekle alakalı olduğunu düşünürüm, bana o eşikleri geçirebilecek uzun bir listem daima olmuştur. İlham, güç veya bir meydan okuma buna ne derseniz deyin bu duygularla üretiyorsunuz aslında.

Teknolojinin gelişimiyle birlikte dijital çizime yönelen birçok sanatçı var. Siz hangi yöntemi tercih ediyorsunuz, geleneksel mi yoksa dijital mi?

Ben burada ara bir formda kalmak isterim, çünkü birçok markayla dijital olarak da çalışıyorum. Dijital yadsıyacağımız görmezden geleceğimiz bir noktada değil. Alan gözetmeksizin iki farklı formda da çok güzel eserler üretilebiliyor. Bu sergi özelinde düşünürsek tüm çalışmalar geleneksel şekilde birebir hazırlandı.

Küratörlüğünü Banu Seyhan’ın üstlendiği, “Kendime Ulaşacağım ama Hangi Yoldan?” adlı ilk kişisel serginiz 16 Eylül – 30 Ekim 2023 tarihleri arasında HopeAlkazar’da sanatseverlerle buluşacak. Bu serginin teması ve sanatseverlere sunacağı deneyim hakkında biraz ipucu verebilir misiniz?

İpucu vermeyi çok isterim, genelde ben zaten dayanamayıp sürprizi bozan kişilerden olmuşumdur. Ama sanırım burada kendimi tutacağım, sadece şöyle bir detay belirteyim; tüm izleyicilerin kendilerini de serginin bir parçası olarak hissedebileceği bir konsept üzerinde detaylı bir çalışma oldu. Keyifli, çapıcı ve empatik bir deneyim yaşayacaklar.

Buradaki eserlerin üretim süreçleri nasıl ve ne kadarlık bir çalışmanın sonucu olarak gerçekleşti?

Yaklaşık 6 aydan biraz fazla, fikir olarak hep aklımda olan bir şeydi fakat hayata geçtiği ilk fırça darbesi startını düşünürsek o süreleri buluyor.

Gelecekteki projeleriniz ve hedefleriniz nelerdir?

Ben hep multidisipliner bir sanatçı oldum, farklı alanlarda farklı şeyler üretme refleksini seviyorum. Bir animasyon mezunu olarak animasyonlar yapmaya, resimler üretmeye, markalarla, dergilerle İllüstratif şeyler çizmeye, hikâyeler anlatmaya devam edeceğim. Bu yönlülük yorucu ama öte yandan besleyici ve ufuk açıcı da geliyor.

Pop Quiz

3 kelime ile çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

Çarpıcı, sevimli görünen ama rahatsız edici ve gerçek.

“Şansım olsaydı tanışmak isterdim” dediğiniz sanatçı kim?

Banksy, hem bir sırrı çözmüş olurdum.

Hayranlıkla takip ettiğiniz sanatçılar kimler?

Liste çok uzun. Le Dernier Cri ekibini takip ediyorum, Gary Panter, Türkiye’den Ali Elmacı ve dediğim gibi uzunca bir liste.

Sizin için gelmiş geçmiş en önemli sanat eseri hangisi?

Goya’nın “Saturn Devouring His Son” eseri.

Koleksiyonunuzda olmasını istediğiniz eser?

Marc Chagall, “La Vie” olabilir.

Size ilham veren şehir neresi?

İstanbul ve Barcelona.

En son ziyaret ettiğiniz 3 sergi nedir?

İstanbul Sinema Müzesi’ndeki “Stanley Kubrick”, Dilan Bozyel’in “Sadece Kendimle Mutluyum” ve “Paula Rego: Hikâyelerin Hikâyesi” sergisi.

Instagram’da beğenerek takip ettiğiniz sanat hesapları neler?

Artful Living ve Narmanlı Sanat.

Şu andaki konumunuzda olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?

Muhtemelen sporla ilgili bir şey olurdu, tıpkı sanatçılık gibi yaptığım mesleğin beni ele geçirmesini seviyorum.

{182916}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları