Metropolitan Müzesi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Yazı Boyutu:
New York’un en büyük müzesi Metropolitan hakkında mutlaka bilmeniz gereken bilgileri mercek altına aldık.
Picasso’dan Degas’a kadar dünyanın en önemli sanatçılarının eserlerinin yer aldığı New York Metropolitan Müzesi, 5000 bin seneye yayılmış sanat koleksiyonu ile dünyanın en önemli müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu önemli müze hakkında mutlaka bilmeniz gereken bilgileri sizin için yazdık.
Metropolitan Müzesi’nin Kuruluşu

Şehirlerinin kültürel zenginliğini arttırmak için New Yorklu sanayicilerin koleksiyonlarını birleştirerek kurdukları müze, yılda 7.3 milyon ziyaretçi ile dünyada en gezilen üç müze arasında bulunuyor. 13 Nisan 1870 yılında açılan kuruluş, defalarca büyütülerek günümüz şekline ulaştı. Binanın iç duvarlarında nadiren görülen kırmızı kiremit duvarlar, inşa edilen ilk yapıdan kalan hatıralar sayılıyor. Manhattan’da üç farklı lokasyona yayılan müze, büyümeğe devam edecek.
Metropolitan Müzesi’nin Diğer Binaları

Dünyaca ünlü ana binaya ilave, Manhattan kuzeyinde The Cloisters manastırında orta çağ eserleri kadar o döneme göre düzenlenmiş ve ekilmiş bahçeleri de ilgi çekiyor. Kullanılan 300 farklı çeşit bitki gastronomi kadar o yıllara ait ilaç ve boya yapımında kullanılan çeşitlerden oluşuyor. Ana binanın depo ve sergi alanlarında yer kalmadığı için, yakın geçmişte müze çağdaş sanat koleksiyonunu Met Breuer adını verdiği farklı bir binaya taşıyarak, üçüncü binasına yerleşti.
Metropolitan Müzesi’ndeki Eserler

174 tablo ve 1 Roma lahit ile başlayan koleksiyon, bugün çoğu müzeye kurul onaylarından geçerek bağışlanmış 2 milyondan fazla eserden oluşuyor. 5000 yıllık sanat tarihinden nadide örneklerin görüldüğü müzenin ziyaretçileri “bir bilet fiyatına dünyanın en ucuz turu” olarak tanımlıyor. Her dönem, coğrafya ve sanat dalına adanmış bölümlerine ilave, müze geçici sergileri ile de ziyaretçi akınına uğraması ile de biliniyor.
{771844}
Metropolitan Müzesi’nin Çiçekleri

Büyük hol olarak bilinen ana girişteki 3 metrelik çiçek kompozisyonları, görevi sadece bunlar ile ilgilenmek olan Remco van Vliet tarafından her hafta hazırlanıyor. Müze koleksiyonundaki eserlerden ilham alarak tasarlanan kompozisyonlar, müzeye Readers Digest dergisi varisi Lila Acheson Wallace tarafından 1970 yılında bağışlanan dev vazolarda sergileniyor.
Metropolitan Müzesi’nde Eser Güvenliği

Özenle paketlenen eserlerin gümrük sahalarında açılmamaları için geçici sergilere giden, gelen, geri dönen eserlerin yasal kontrolleri, müzenin idari bölümünde yer alan yüksek teknoloji kullanılan gümrük tarama bölgesi bulunuyor. 2010 yılından beri tüm büyük müzelerin uyguladığı sistem sayesinde, yolculuk sırasında zarar gören eser sayısı neredeyse kalmamış.
William

Antik Mısır dönemine ait küçük mavi hipopotam heykeli, 1931 yılında verilen “William” adı ile müzenin maskotu olarak kullanılıyor. Müzenin hediyelik mağazasında yıllardır en çok satan obje unvanını da koruyan heykeli almak isteyenler, farklı boylarda alternatifler arasından seçim yapabilir.
Piyano

İtalyan müzisyen Bartolomeo Cristofori 1700 yılında icat ettiği piyanonun 1720 yılında yapılan bir örneği, müzede görülebilir. Müzik tarihine meraklılar, bu enstrümanı müzenin 684 numaralı odasında hem görebilir, hem de dinleyebilir.
{771448}
Metropolitan Müzesi ve Filmler

New York en önemli yapılarından olan müze, When Harry Met Sally, The Thomas Crown Affair, Keeping the Faith, Manhattan ve The Devil Wears Prada gibi pek çok filmde fon olarak kullanılmış.
Metropolitan Müzesi ve Moda

Her yıl heyecanla beklenen moda sergi ve davet geleneğini 1973 yılında Vogue’un efsane editörü Diane Vreeland başlatmış. Bugün Met Gala adı ile Anna Wintour ev sahipliğinde gerçekleşen açılışa katılmak isteyenler, davet edilmedilerse, yirmi beş bin dolarlık bileti sadece Anna Wintour tarafından onaylanırlarsa alabiliyorlar.
Metropolitan Müzesi’nin Dış Cephesi

Bir asırdır tamamlanmak için bütçede sıra bekleyen dış cephe nişleri, Wangechi Mutu’nun yeni humanoid heykelleri yerleştirilerek tamamlandı. Yıllardır sergi afişleri sarkıtıldığı için çok az kişinin fark ettiği boşlukta çağdaş olduğu kadar Afrika primitif sanatını andıran heykeller, farklı tepkilere yol açtı.