Güçlü Kadınları Konu Alan 10 Film
Yazı Boyutu:
Hayatın her alanında gördüğümüz, hayatımıza dokunan, izlenildiğinde ilham alınabilecek en iyi 10 güçlü kadın filmini sizler için derledik. Her biri bir Brother kadını kadar güçlü ve özgüvenli bu kadınların hikayelerinden etkilenmemek elinizde değil.
Enola Holmes, 2020 (IMDb: 6,6)
23 Eylül’de vizyona giren, Millie Bobby Brown’ın canlandırdığı filme de adını veren Enola Holmes karakteri, hepimizin bildiği ünlü dedektif Sherlock Holmes’ın küçük kız kardeşi. Yıllar boyu abileri Sherlock ve Mycroft olmadan büyüyen ve annesiyle beraber yaşayan Enola, annesinin kaybolmasıyla kendini bambaşka bir hayatın ve maceranın içinde bulur. Eski dönemlerde geçen film, küçük bir kızın isterse neler yapabileceğine dikkat çekiyor. Annesi sayesinde matematik, sanat, okçuluk gibi her türlü yeteneğe sahip olan başrolümüz annesini bulma yolunda hünerlerini gösterecek. Bu yolda ise hiç bilmediği gizli sırlara ulaşacak, yepyeni arkadaşlar edinecek.
Little Women, 2019 (IMDb: 7,8)
Usta oyuncular, Meryl Streep, Emma Watson, Saoirse Ronan ve Timothee Chalamet’in başrollerini paylaştığı Küçük Kadınlar filmi, Amerikan İç Savaşı’na katılan babalarının ardından anneleriyle beraber hayat mücadelesi veren 4 kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Louisa May Alcott’un kült olmuş romanından uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda “Uğur Böceği” ile ilk yönetmenlik tecrübesini edinen Greta Gerwig oturuyor. Her türlü zorluğun üstesinden gelmeye çalışan bu dört kız kardeş kadının ve sevginin gücünü izleyiciye aktarıyor. Birliktelik ve kardeşlik kavramlarını merkezine alan Brother’ları da çağrıştıran filmi seveceğinize eminiz.
Hidden Figures, 2016 (IMDb:7,8)
Margot Lee Shetterly’nin gerçek bir hikayeye dayanan aynı adlı kitabından uyarlanan 2016 yapımı Gizli Sayılar biyografik drama filminin yönetmen koltuğunda Theodore Melfi oturuyor. Filmde, büyük işlere imza atan ve zekalarıyla insanları kendine hayran bırakan 3 siyahi kökenli kadının NASA’ya kattıklarını izliyoruz. Bugüne kadar en önemli NASA operasyonlarından birinde büyük rol oynayan Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson, dünya yörüngesine çıkan ilk Amerikalı astronot John Glenn’in başarısının arkasındaki üç zeki bilim kadını olarak da tarihe adlarını yazdırıyorlar.
Suffragette, 2015 (IMDb:6,9)
Yönetmenliğini Sarah Gavron’ın yaptığı ve başrolünde Helena Bonham Carter, Meryl Streep, Carey Mulligan, Ben Whishaw ve Brendan Gleeson gibi ünlü isimlerin olduğu Diren filmi, tarihin ilk feminist hareketlerinden birini başlatan kadınların hikayesine odaklanıyor. Hükümetin eşitsiz ve acımasız hareketlerine karşı bir mücadele içine giren kadınlarımız, barışçıl yollardan istediklerini alamayınca daha saldırgan eylemlerle haklarını arama yollarına girdiklerini görüyoruz. Film hem kadının gücünü hem de zamanında kadınların yaşadığı eşitsizlikleri de gözler önüne seriyor.
{772732}
Wadjda, 2012 (IMDb:7,5)
İlk kez 2012 yılında Venedik Film Festivali’nde gösterime giren Vecide filmi, Suudi Arabistan’ın ilk kadın yönetmeni Haifaa Al Mansour tarafından çekilmiştir. Filmde hem ülkedeki kadın erkek eşitsizliğini izlerken bir yandan küçük bir kızın bisiklet alabilmek için neler yapabileceğini görüyoruz. Bisiklet alabilmek için her şeyi göze alan Vecide, çok fazla dini bilgisi olmamasına rağmen okulda yapılan kuran ve din yarışmasına katılmaya karar verir. Bu parayla bisiklet alacağını duyan öğretmenleri, bir kızın asla bisiklet kullanamayacağını söyler. Sonrasında gelişen olaylar, ülkedeki kadının yeri, kadına olan bakış açısı ve küçük bir kızın tek başına buna karşı çıkma hikayesi izleyici için hem etkileyici hem de öğretici.
Tomboy, 2011 (IMDb:7,4)
Dünya prömiyeri Şubat 2011’de Berlin Uluslararası Film Festivali’nde yapılan ve sayısız ödüle layık görülen Tomboy filmi, cinsel kimliğinin farklılığını taşıyan küçük bir kız Laure’nin hikayesine odaklanıyor. Yeni taşındıkları mahallede kendini Mickael olarak tanıtan, erkek çocuklarına erkek olduğunu söylerek onlarla zaman geçiren küçük kızın sakladığı yalanlar çok geçmeden ortaya çıkıyor. Yurt dışındaki eleştirmenlerin övgüyle bahsettiği Fransız filmi Tomboy, hem biyolojik cinsiyete dikkat çekerken hem de küçük bir kız çocuğunun baş etmek zorunda kaldığı hisleri bizlere aktarıyor.
The Iron Lady, 2011 (IMDb:6,4)
Filmde, 20. yüzyılın en uzun süre görevde kalan Birleşik Krallık’ın ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher’ın hayatının bir kesiti anlatılıyor. 1982’de Arjantin’in Falkland ve Güney Georgia Adalarını işgal etmesiyle başlayan filmde, sonrasında o dönem İngiltere’sinin başında olan Margaret Thatcher’ın 6 hafta süren Falkland Savaşı’nda yaşanan krizlerle nasıl mücadele ettiğini izliyoruz. Erkek egemen bir dünyada, önyargıları kıran güçlü bir kadın olarak tanınan Thatcher’ı ünlü aktör Meryl Streep canlandırıyor.
Marie Antoinette, 2006 (IMDb: 6,4)
Antonia Fraser’ın kitabından uyarlanan Marie Antoinette ve kraliçeyi tarihin tozlu sayfalarından çıkarıp sinemayla buluşturan Sophia Coppola dikkat çeken bir filme imza atıyor. Dönemin siyasi şartlarından ötürü henüz 14 yaşında olan Avusturya prensesi Fransa kralıyla zoraki bir şekilde evlendiriliyor. Hayatını, ailesini, sahip olduğu her şeyi geride bırakan Marie Antoinette, Versailles’ın sert kurallarına uymak zorunda kalıyor ve Fransız bir veliaht doğurma baskısını üzerinde hissediyor. Hem bir kadının bu düzenle mücadele edişini hem de kraliçenin dram dolu hikayesine tanıklık ediyoruz.
The Devil Wears Prada, 2006 (IMDb:6,9)
The Devil Wears Prada, Lauren Weisberger’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış 2006 yapımı filmde başrolleri Meryl Streep ve Anne Hathaway paylaşıyor. New York’ta, gazetecilikten yeni mezun olan naif bir kız Andrea Sachs, Runway moda dergisinin güçlü fakat acımasız yöneticisi Miranda Priestly’nin ikinci asistanı olarak çalışmaya başlar. İlk yardımcısı Emily, Andrea’ya zalim patronlarının davranışları ve tercihleri hakkında tavsiyelerde bulunur ve stilist Nigel, Andrea’nın çevreye daha uygun giyinmesine yardımcı olur. Zamanla işinin hayatına yansıdığını fark eden Andrea hayatın seçimlerden oluştuğuna karar verir, artık daha güçlü bir kadındır!
The Piano, 1993 (IMDb:7,6)
3 Oscar ödülüne sahip olan The Piano filmi, Ada isminde altı yaşından beri konuşmayan bir kadının hayat öyküsüne tanıklık ediyoruz. Babasının isteği üzerine kızı Flora ile Yeni Zelanda’ya giderek yeni bir evlilik yapar. Hayatındaki en bağlı olduğu şey piyanosu olan Ada; hislerini, kurmak istediği cümleleri piyano ile gerçekleştirmektedir. Yeni eşinin önemsiz bulduğu piyanosunu komşuya satmasıyla, komşu ve Ada arasında farklı bir bağ oluşur. Erkek egemen bir dünyada kadının susması gerektiğini düşünen Ada, söz konusu piyano olduğu zaman ona özgü bir dille harikalar yaratmaktadır.
{773458}