preloader

Doğa ve Antikanın İzinde Sofralar: Atelier Terra Madre

Doğa ve Antikanın İzinde Sofralar: Atelier Terra Madre

Yazı Boyutu:

Tasarımlarında Toprak Ana’nın sunduğu her türlü materyali kullanmaya özen gösteren Atelier Terra Madre ile tanıştık.

Sunum tabaklarından çatal bıçak takımlarına, gustolu sofralar için özgün tasarımlar yapan Atelier Terra Madre ile bir araya geldik. Güliz ve Efe Urgunlu ile Kuzguncuk’taki atölyelerinde buluşup keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bahçelerinde kurdukları hoş sofrada kahvelerimizi yudumlarken, markalarını yakından tanıdık…

Doğa ve Antikanın İzinde Sofralar: Atelier Terra Madre
Efe Urgunlu & Güliz Urgunlu

Markanızın kökenini ve hikâyesini anlatır mısınız?

Güliz: Biz 6 sene önce Hollanda’ya yerleşme niyetiyle Amsterdam’da bir restoran açtık. O restoranda misafirlerimizi ağırlarken, Menemen’de yaptırdığımız, beyaz sırlı Terra Cotta tabaklar kullanıyorduk. Misafirlerimiz tabakları o kadar beğeniyordu ki, satın almak istiyorlardı.

Artık öyle bir noktaya gelmişti ki, acaba biz bu tabakların o bölgede satışını mı yapsak diye düşünmeye başladık. Ama hiçbir katma değer katmadan oradan al, buraya sat fikri de bir şekilde hiç içimize sinmiyordu.

Efe: Ben iç mimarım, ofis olarak 22 senedir gıda ve gıda perakendesi ağırlıklı iç mimari proje ve uygulama hizmeti veriyoruz. Dolayısıyla yaratım süreci hayatımın büyük bir kısmını oluşturuyor. Tabakları da nasıl dönüştürebiliriz diye düşünürken, arka planda fikirler oluşmaya başlamıştı bile kafamın içinde. Bronz hayvan ayakları hayal ediyordum, antika merakım olduğu için illa antikacılarda bulurum öyle bir şeyler diye düşündüm. Ama beklediğim gibi olmadı, bulamadım. Bir akşam oturup bir tavuk ayağı modelledim. Bir heyecanla Kapalıçarşı’ya gittim. Ama o da hayal kırıklığı oldu. Kimse uğraşmak istemedi, bu olmaz, dökülmez dediler. Benim de asla kabul edemediğim bir cümledir bu; “Olmaz, yapılmaz.” Kafaya koymuştum bir kere, olacaktı bir şekilde. Bir atölyede 1,5 sene kalıp alma, döküm öğrendim. Bu süreçte farklı modeller de yapmıştım; ördek ayağı, at ayağı, ördek kafası… İlk modellerin kalıplarını aldım, ilk dökümlerini yaptım. Ve artık bronz ayaklar elimizdeydi.

Doğa ve Antikanın İzinde Sofralar: Atelier Terra Madre
Doğa ve Antikanın İzinde Sofralar: Atelier Terra Madre

Güliz: Ben de bu arada 20 yıldır televizyon sektöründe cast direktörlüğü ve oyuncu menajerliği yapıyorum. Ama bu Hollanda’ya yerleşme niyeti ortaya çıkınca seramik yapmaya başlamıştım. Bronz ayaklar hazır olunca seramikle, mermerle, ahşapla ilk modelleri eşledik. Fotoğraflarını çektik, soframızda kullanmaya başladık. Bu arada minik minik atölyemizi hazırlıyorduk, logomuzu tasarladık. Sonra bir arkadaşımız bizim ürünlerin fotoğraflarını çok değerli bir isimle paylaşmış, ilk siparişimizi aldık. Ama stok ürünümüz yok, ambalajımız yok. Bizi harekete geçiren önemli bir güç oldu bu ve her şeyimizi hazırlayıp ilk ürünleri teslim ettik. Sonra marka duyuldukça siparişlerimiz arttı ve artık ben de televizyon sektörünü bırakıp tam zamanlı Atelier Terra Madre ile ilgilenmeye başladım.

Efe: Sonuçta Hollanda maceramız çeşitli sebeplerden son buldu ama önümüzde harika bir yol açıldı.

Zamansız, nesilden nesile geçebilecek tasarımlarla tüketimi yavaşlatmaya çalışıyoruz.

Atelier Terra Madre’nin yaratıcısı olarak toprakla olan bağınızdan ve doğanın size ilham verme şeklinden bahseder misiniz?

Güliz: Doğa bizim birincil ilham kaynağımız. Özellikle hayvan formları, Toprak Ana’nın bize sunduğu her türlü materyali hem formda hem malzemede kullanmaya gayret ediyoruz.

Doğa ve Antikanın İzinde Sofralar: Atelier Terra Madre

Antika’ya ilginiz ne zaman başladı? Antika koleksiyonerliğiniz tasarım süreçlerinize nasıl katkı sağlıyor?

Efe: Antikaya hep ilgim vardı, tasarımların, kullanılan malzemelerin, detayların günümüze göre çok daha özenli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca her parçanın bir hikâyesi olması ona apayrı bir anlam katıyor. Şimdi antika parçaları Atelier Terra Madre hayvanlarıyla bir araya getirmek, onları başka bir boyuta taşımak ise benim için çok büyük bir heyecan.

Sanatınızı ve tasarım felsefenizi nasıl tanımlarsınız? Markanızı farklı kılan özellikler neler?

Güliz: Sofranın insanları birleştiren bir yanı var ve sunum da bunun çok önemli bir parçası. Her parçamız edisyonlu, tasarımcı imzalı sertifikası ve seri numarası damgalı bir şekilde sizlere ulaşıyor ve kendi hikâyesiyle sizin sofranızın hikâyenize dahil oluyor.

Atelier Terra Madre sürdürülebilirliğe nasıl katkı sağlıyor? Ürünlerinizi yaratırken hangi prensiplerle hareket ediyorsunuz?

Efe: Ambalaj günümüzde çok önemli bir konu, özellikle geri dönüştürülmüş ambalaj malzemesi kullanarak bir nebze olsun katkı sağlamaya çalışıyoruz. Ama temelde en büyük zorluk, günümüzde her gün değişen trendlerle tüketimin hızlanması ve sürdürülebilirliğin gitgide zorlaşması. Burada da zamansız, nesilden nesile geçebilecek tasarımlarla tüketimi yavaşlatmaya çalışıyoruz.

Gelecek planlarınız arasında neler var? Markanız için en büyük hayaliniz ne?

Güliz: Önümüzde yurt dışı için hareketli bir dönem var. Markamızın yurt dışında tanıtımı için güzel bir planlama yaptık. Hayalimiz tasarımlarımızın tüm dünyada değerli koleksiyonerlerin ve gusto sahibi kişilerin evlerinde yerini alması.

Son olarak sizin için şık ve yaratıcı bir sofranın olmazsa olmazları neler?

Efe: Bizce yaratıcı bir sofra için o sofranın hikâyesini kurmak en önemlisi. Bu hikâye bazen günün anlamına dair olabilir, bazen sofrada ağırlayacağınız konuklarınıza dair olabilir hatta tabakta sunacağınız yemek bile bu hikâye için ilham kaynağı olabilir. Bir de tabii mumsuz bir sofra düşünemiyorum.

Cemre Bosnalı Zeydanlı
Cemre Bosnalı Zeydanlı Tüm Yazıları