Unutulmaz Sahneleriyle Çiçekleri Evinize Getiren Filmler
Yazı Boyutu:
Çiçeklerle ekranlarda görsel bir şölen yaşatan unutulmaz filmleri ve sahneleri bir araya getirdik.
Zaman zaman günlük rutine kendimizi öyle kaptırıyoruz ki doğanın uyanışını ve değişimlerini kaçırabiliyoruz. Ancak bazı filmler var ki bahçeleri, özlediğimiz çiçekleri evlerimize taşıyor. İzlerken çiçeklerin sanata olan etkisini geçmişten bugüne sizler de hayranlıkla izleyeceksiniz. Çiçeklerin ve doğanın harika görselliğini sizlere sunan filmlerden bir liste yaptık. Belki daha önce izlediğiniz filmlere yeniden farklı bir gözle bakmak istersiniz… Keyifli izlemeler!
Romantik Sarısıyla Nergis Tarlasından: Big Fish
Tim Burton imzalı, 2003 yılında vizyona giren “Big Fish”, bizi yine tüm görselliği ile büyüleyen filmler arasında yer aldı. Filmin başrol oyuncusu Edward Bloom, Sanra Bloom’a aşkını nergis tarlası içinde gözler önüne sererken bizlerin de kalbinde yer kazandı.
Edward Bloom ve Sandra Bloom ile nergis tarlasında çekilen sahne için tüm ekibin gerçek nergisler diktiği söylenmiştir. Hiçbir görsel efektin kullanılmadığı sahne tamamen gerçek bir nergis bahçesinin görüntüsü ile birleşince; bu sahne 7. sanat olarak nitelendirilen sinema için bambaşka bir değer kazandı.
“Big Fish” filmi gibi romantik sahneleri ile sizi bambaşka dünyalara sürükleyecek romantik filmler için tıklayın!
Ruhunuza İşleyecek Doğadan Esinlenen Görsellerle: Avatar
2009 yılında vizyona giren destansı bilimkurgu filmidir. Senaristliğini, yapımcılığını ve yönetmenliğini James Cameron üstlenmiştir. Film “Pandora” adlı bir uyduda geçer. 2154’te insanlar Dünya’nın tüm doğal kaynaklarını ve ekosistemini tüketir. Bunun üzerine Dünya’da enerji krizi başlar. Böylelikle yoğun ormanlık alanı ve ekosistemi ile yaşanabilir bir uydu olan Pandora keşfedilir. Tüm film kendinizi harika bir doğa ekosistemi ve botanik bahçesinin içerisinde hissedeceğiniz sahnelerden oluşuyor. Doğamızdan alınan ilham bilimkurgu ile birleşince ortaya şahane bir film çıkmış. Aktris Sigourney Weaver ve filmin set tasarımcıları, botanikçilerin bitkileri incelemek ve örneklemek için kullandıkları yöntemleri öğrenmek ve filmde tasvir edilen Pandora organizmaları arasındaki iletişimi açıklama yollarını tartışmak için Kaliforniya Üniversitesi Riverside’da bitki fizyolojisi profesörü Jodie S. Holt ile bir araya gelmiş.
Filmde en çok öne çıkan ağaç ise ruh ağacı olan ve o ırkın tanrıçaları kabul edilen “EYWA”. Eywa görüntüsüyle şu an 147 yaşında olan, Ashikaga Botanik Parkı’nda bulunan Japonya’nın en yaşlı Mor Salkım’ına da benzerliğiyle dikkat çekiyor.
Sakura Bahçelerini Evinize Taşıyan Hikâye: Bir Geyşa’nın Anıları
“Bir Geyşa’nın Anıları”, Amerikalı yazar Arthur Golden’ın en çok satanlar sıralamasından haftalarca düşmeyen romanından uyarlanan 2005 yapımlı filmdir. Yönetmen koltuğunda Rob Marshall’ın oturduğu, oyuncu kadrosunda da Hollywood filmlerinde daha önce rol alan Uzak Doğulu oyuncular var. Film 6 dalda Oscar adayı olmuş, bunlardan üçünü de almıştır: En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Sanat Yönetmeni, En İyi Kostüm Tasarımı.
Filmin en etkileyici sahnelerinden birinde ise karşımıza Japonya’nın ulusal sembollerinden biri olan Sakura ağaçlarının çiçekleri çıkıyor. Bu sahne tüm ihtişamıyla genç kadının güzelliğine de dikkat çekiyor. Yönetmen ana karakter Sayuri’nin duygularına ve aşkına bir betimleme yaparak sahneyi daha da vurguluyor. Bu film de Japonya’ya Sakura mevsiminde gitme arzusu uyandıracak olan bir başyapıt ile listemizin içerisinde yerini alıyor.
Aşkın Sembolü Kırmızı Gülün Hikâyesi: Amerikan Güzeli
Yönetmenliğini Sam Mendes’in üstlendiği 1999 yapımlı Amerikan klasikleri arasında yer alan filmlerdendir. Akademi Ödülleri’ne sekiz dalda aday oldu ve En İyi Film dahil beş dalda ödül aldı. Aşkın ve tutkunun sembolü olarak temsil edilen kırmızı gül, filmimizde aynı zamanda yasak aşkın da temsilcisi oldu. Kızının arkadaşına aşık olan Lester Burnham’ın yasak aşkını gül yaprakları arasında hayal ettiği sahne, Amerikan sinemasının hafızalarına kazınan sahnelerinden biri oldu.
{773963}
Kraliçenin Kırmızıya Boyadığı Bahçesinden: Alice Harikalar Diyarında
Tim Burton’ın yönetmen koltuğunda oturduğu 2010 yapımlı film, İngiliz yazar Lewis Carroll’ın 1865 yılında yazdığı aynı adı taşıyan eserinden kurulmuş öyküyle izleyiciye sunuldu. Serinin devam filmi ise 2016 yılında Alice Harikalar Diyarında: Aynanın İçinden ismiyle vizyona girdi. Konuşan çiçeklerin ve hayvanların yer aldığı filmde, hem görsel sanatlar öne çıkmış hem de çiçekler…
Alice’in tavşanın peşinden giderek düştüğü tavşan çukuru bizleri masal dünyasında bir bahçeye götürür. Kırmızı Kraliçe’nin bahçesinde ise her daim kırmızı olmasını istediği güller başta olmak üzere kırmızıya boyattığı Camellia’ları da vardır. Bahçede her tür çiçeğe rastlamamız mümkün, tabii ki kırmızı olmak koşulu ile.
Kırmızı Gülün Büyüsü: Güzel ve Çirkin
Yönetmenliğini Bill Condon’ın yaptığı, 2017 Amerikan yapımlı romantik, fantastik ve müzikal türlerini kapsayan filmdir. Disney’in 1991’de aynı adı taşıyan animasyon filminin, canlı aksiyon animasyonlu olarak yeniden yapımıdır.
Hikâye yakışıklı, genç ve kibirli prensin şatosunda verdiği eğlenceye, kalacak yer isteyen yaşlı bir kadını reddetmesi ile başlar. Aslında cadı olan ve yaşlı görünüme bürünen kadın; prensi ve tüm krallığını lanetler ve kendisini çirkin bir yaratığa çevirir. Kendisine tek bir kırmızı gül uzatan cadı, lanetin son bulabilmesi için; prensin son gül taç yaprağının düşmeden sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmesini yoksa sonsuza kadar böyle görüneceğini söyler. Yıllar geçer ve babasını kurtarmaya gelen güzel bir kız ile film hikâyesine başlar. Film boyunca tek bir kırmızı gül öne çıksa da şatonun bahçesi gösterişli çiçeklerle doludur. Ailecek izlenecek filmler listenize keyifle ekleyebilirsiniz.
Zerafet ve Işıltı Dolu Orkidelerle: Muhteşem Gatsby
1925 tarihli F. Scott Fitzgerald’ın aynı ismi taşıyan romanından beyaz perdeye uyarlanan film, 2013’te seyircilerle buluştu. Yazar olmak isteyen Nick Carroway, 1922 senesinin baharında New York’a taşınır. Bu dönemde ahlaki değerlerin çöktüğü, ışıltılı caz hayat tarzı, kaçakçıların ve yükselen hisse senetlerinin dönemidir. Kuzeni Daisy sayesinde Jay Gatsby’ye komşu olan Nick Carraway bu hayat tarzına gittikçe tanık olmaya başlar. İmkansız aşklar, bozulamaz hayaller ve trajedilerle dolu bir hikâyeyi kaleme alarak günümüze ayna tutar.
Filmin en romantik sahnesinde ise Jay Gatsby ve aşık olduğu kadın Daisy muhteşem orkideler, cymbidium’larla dolu bir yerdedir. Dönemin zenginlik ve zarafet göstergesi olan bu çiçeklerle muhteşem bir hikâye sizleri bekliyor.
{773394}
Kültürel Tarih Filminden Zarif ve Narin Bir Başlangıç: Vertigo
Efsane yönetmen Alfred Hitchcock tarafından yapımcılığı ve yönetmenliği üstlenilen film, 1958 yapımı gerilim türüdür. Özgün adı “Vertigo” olan film, ülkemizde “Ölüm Korkusu” olarak 1961’de gösterime girmiştir. 1989 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından, “Kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek, ABD ulusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.
Filmin ilk sahnesinde baş karakter Madeleine’in aldığı narin çiçek kişiliğini ve kırılganlığını sembolize eder. Etkileyici filmin başka sahnesinde yeniden karşımıza çıkan narin çiçek bu defa karakterin mutsuzluğunu en iyi şekilde yansıtabilmek için Madeleine tarafından paramparça edilir. Siz de mutlaka bu hikâyeyi izlemelisiniz.
Çiçeklerin Hüznüyle Veda: Paris’te Son Tango
Yönetmenliğini Bernardo Bertolucci’nin üstlendiği 1972 tarihli filmdir. Usta oyuncu Marlon Brando’nun yer aldığı en popüler filmler arasında olan Paris’te Son Tango’da çiçekler bu defa hüzünlü bir vedaya tema olur.
Marlon Brando’nun hayat verdiği Paul’un ölen karısı Rossa ile vedalaştığı sahnede karakterler kadar çiçekler de öne çıkıyor. Mor çiçeklerin arasında yatan Rosa’yla konuşup yüzündeki makyajı çiçekler arasından aldığı yapraklarla silmeye çalışan Paul’un bu tavrı tüm sinemaseverlerin akıllarında hüzünlü bir etki yarattı.
Kırmızı Haşhaşlar Arasında Uyuyan Bir Güzel: Oz Büyücüsü
1939 yapımlı “Oz Büyücüsü”, zamanının çok üzerinde görsel efektlere sahip olan bir filmdir. Özellikle çekildiği dönemde yarattığı görsel efektlerle ve renkleri ile seyirciyi kendine hayran bırakarak hâlâ günümüzde hayran kazanmaya devam etmektedir.
Başrol karakteri sevimli Dorothy’nin haşhaş tarlasının içerisinde uyuyakaldığı sahnede kıpkırmızı haşhaş çiçeklerinin hoş görüntüsü, uyuyan genç kızın masum görüntüsünü tamamlayıcı nitelikte bir sahne olarak seyirciye sunulur. Klasikler arasına yerleşmiş bu filmi ailenizle birlikte izleyebilir ve günümüz gözüyle yeniden değerlendirebilirsiniz.
{773546}