preloader

Sanatçı Sohbetleri: Oktay Demirkesen

14.05.2024
Sanatçı Sohbetleri: Oktay Demirkesen

Yazı Boyutu:

İstanbul Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nde eğitim görmüş, fotoğraf üzerine birçok karma sergi ve projesiyle tanınan fotoğraf sanatçısı Oktay Demirkesen ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Kendinizden ve çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Tıp doktoruyum. Akademik kariyer sonrası halen 3 meslektaşım ile birlikte kurduğumuz kendi özel merkezimizde mesleki yaşamımı sürdürüyorum. Mesleki yoğunluk nedeniyle yeteri kadar ilgilenemediğim fotoğrafa son yıllarda daha çok zaman ayıramaya başladım. 2022 yılında Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü’nü tamamladım. Bu arada çeşitli dernek ve gruplarda çalışarak fotoğraflarımla birçok ortak sergiye katıldım. Çeşitli ulusal ve uluslararası fotoğraf yarışmalarında ödüller aldım. Farklı sanat dallarının bir arada yer aldığı bir projeye ilk kez katılıyorum. Bu tip iki sanatı birleştiren projelerin uzun süre uyumlu bir çalışma gerektirmesi nedeniyle, fazla örneği yok. Yaklaşık 3 sene süren bu çalışmadan heykel sanatçısı Nihat Arıkan ile çok keyif aldık. Umarım bu uyum ile yeni projeler üretebiliriz.

Fotoğraf sanatına başlama süreciniz nasıl oldu?

Benim hep fotoğrafçılığa hep ilgim vardı. Belli yaşa kadar babamın analog makinası ile çekim yaptım. Ama onlar çok da bilinçli değildi doğrusu. Daha sonra İFSAK ve diğer kurumlarda eğitim alarak kendimi geliştirdim. Halen de geliştirmeye gayret ediyorum. Timurtaş Onan, Faruk Akbaş gibi fotoğraf üstatları ile çalışmalarıma devam ediyorum. Farklı sanat dallarını takip etmeye çalışıyorum. Bu tip projeler de yer almamın bu süreci hızlandıran önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum.

Sanatçı Sohbetleri: Oktay Demirkesen

Fotoğraflarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?

Öncelikle bu projedeki fotoğraflar makro fotoğraflardır yani ona uygun lensle çekilmiştir. Makro fotoğrafçılık çok ilginç bir dal. Sizin gözle görmekte olduğunuzdan farklı bir dünya sunuyor size. Örneğin bir bitki, hayvan veya bir objenin ayrıntılarının, görebildiğimizden ne kadar farklı olduğunu hayranlıkla izliyorsunuz. İşte damlalar daha doğrusu bu sergiye konu olan çarpışan damlalar buna iyi bir örnek. Çok küçük boyutlu ve bir anda olup biten damla çarpışmasında, ayrıntıları fark etmek hiç mümkün değil. Benim amacım işte tam bu. Yani an’ı dondurarak izleyicinin bu renkleri ve bu figürleri gösterebilmesini sağlamak. Zaten sergi ismi de buradan geliyor An’da Asılı Kalan. Ancak bu tekniğin oldukça sabır isteyen ve zor bir yöntem olduğunu vurgulamalıyım. Bu fotoğraflar bazı programlar ile tamamen bilgisayarda üretilmiş görüntüler değildir. Bu çok sorulan bir soru olduğu için belirtiyorum. Hepsi tek tek çekilmiş ve sınırlı düzenlerle basılmıştır.

Çektiğiniz fotoğraflarda ilham noktalarınız neler oluyor?

Aslında ilham noktaları hangi tip fotoğraf çekiyorsanız onunla ilişkili. Eğer sokaktaki yaşamı fotoğraflıyorsanız, ki son zamanlarda bu yönde de çalışmaya başladım, o zaman İstanbul gibi bir şehirde ilham kaynağı çok. Her yerde farklı, ilginç insanlar ve yaşamlar var. Estetik olmasa da bunları görmek ve görüntülemek ayrıcalık. Fotoğrafçılığın en güzel yanı bizim bu yaşamların farkına varmamızı sağlaması. Biraz önce anlatmaya çalıştım, makro fotoğrafçılık ise evrenin güzelliğinin göremediğimiz ayrıntılarını sunuyor bize. Burada estetik, sokak fotoğrafçılığından farklı olarak çok ön planda. Dolayısı ile benim bu sergideki fotoğraflarımda da renk, form ve estetik öne çıkıyor. İlham noktam daha çok bu.

This image has an empty alt attribute; its file name is sanatci-sohbetleri-oktay-demirkesen-1.webp
Oktay Demirkesen ve Nihat Arıkan

Çektiğiniz tüm fotoğraflar arasında sizi en çok heyecanlandıran ve yeri ayrı olan çalışmanız hangisi?

Bu projeden bahsedersek “Metamorfoz” ismini verdiğimiz eser beni en çok heyecanlandıran ve yeri ayrı olan çalışmamızdır. Çünkü o ilk oluşan ve projenin ortaya çıkmasını sağlayan çalışmamızdır. Nihat Arıkan ile ilk konuşmamızda yani kendisi ilk fotoğraflarımı görüp heykel yapmayı istediğini söylediğinde, nasıl bir sonuç alacağımızı, bu düşüncenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilemiyorduk. Kendisi Metamorfoz heykelinin yaratıp fotoğrafını bana gönderdiğinde, tamam dedim bu proje gerçekleşecek. O denli etkilendim. Bu eser bizim motivasyonumuzu artırdı ve 3 sene süren çalışmaların da başlangıcı oldu.

Şu an üzerinde çalıştığınız ya da çalışmayı planladığınız işleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bu projeyi olasılıkla bazı yeniliklerle sürdürebiliriz. Bir de ben uzun bozlamayı çok seviyorum. Yani net arka fonda objeleri bulanıklaştıran çekimler yapmaya devam edeceğim. Bu arada şu anda içinde olduğum 2-3 fotoğraf projesi devam ediyor.

Sanatçı Sohbetleri: Oktay Demirkesen

Güncel serginiz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Öncelikle eserleri toplu olarak bu denli iyi bir ortamda görmek bize ne kadar doğru bir çalışma yaptığımızı hissettirdi. Tabii geliştirerek ve bazı yeniliklerle devam etmemiz gerektiği konusunda da bizi motive etti, bunu belirtmeliyim.

Ayrıca birlikte sergiyi oluşturduğumuz Prof. Dr. Nihat Arıkan’a teşekkür etmek istiyorum. Kendisi meslektaşım, ancak daha önemlisi aynı zamanda hocamdır. Akademik ilgi alanımız aynı olduğundan uzun yıllar aynı dernekte yönetim kurulları ve toplantılarda beraber olma şansına eriştim. Kendisi emekli olduktan sonra sanata yoğunlaşarak tüm sanat dallarında, hekimlikte olduğu gibi yeteneğini ve üretkenliğini gösterdi. Bu projeyi bana önererek serginin ortaya çıkması için gerekli enerjiyi sağladı. İkinci teşekkürüm Viktoria Şahin başta olmak üzere tüm Decollage Art Space yönetici ve çalışanlarına. Bu serginin oluşması için çok gayret sarf ettiler ve en az bizim kadar sergi sürecini heyecanla karşıladılar, bize çok yardımcı oldular. Tabii sevgili eşim Prof. Dr. Cuyan Demirkesen’i unutamam. Bu konuya zaman ayırmam için beni destekleyen yaklaşımı çok önemliydi. Fotoğrafların düzenlenmesi ve baskıları konusunda beni destekleyen arkadaşlarıma da teşekkür ederim.

Fotoğraf sanatında yaratıcı bir kariyer kurmak isteyen gençler için önerileriniz ne olur?

Gençlere söylenebilecek ilk şey yeterli eğitim almaları ve dünya ile iletişim kurmalıdır. Yaratıcılığın sınırı yok, ancak teknoloji ile gelişen sanattaki değişim takip edilmelidir. Bu onlara kendi yollarını izlemeleri için gerekli desteği sağlayacaktır.

{258994}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları