preloader

Sanatçı Sohbetleri: İsmail Sertaç Yılmaz

07.09.2023
Sanatçı Sohbetleri: İsmail Sertaç Yılmaz

Yazı Boyutu:

Şair, çizer ve yayımcı İsmail Sertaç Yılmaz ile sanat yolculuğu ve yaratıcı çalışmaları üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Sanatçı Sohbetleri: İsmail Sertaç Yılmaz
Şair, çizer ve yayımcı İsmail Sertaç Yılmaz

İllüstrasyon dünyasına nasıl adım attınız ve illüstrasyonla ilgilenmeye nasıl başladınız?

Çocukluğumdan beri bir şeyler çizerdim. Bunu yapmayı sürdürdükçe çizimlerim, ortaya çıkardığım eserler beni insanlarla buluşturmaya başladı.

İllüstrasyon çalışmalarınızda hangi temalar veya konular en çok ilginizi çekiyor?

Kendini bulmuş, yola çıkmış, kendini arayan, olduğu zamanın tadını çıkaran, yalnızlığı kendine arkadaş etmiş, eskiyi arayan, özlemiş, bezmiş, aşık olmuş karakterler yaratmayı seviyorum. Bu çizim dünyamda olduğu gibi şiir dünyamda da böyle. Hayatın asıl tadının bu temalarda ve bu insanlarda olduğunu düşünüyorum.

İlham kaynaklarınız neler? Yaratıcılığınızı beslemek için nerelerden ilham alıyorsunuz?

Cesur olan her şey, cömert olan her şey, yeni ve özgür olan her şey bana ilham verir. Orada bir şey hortlamış gibi hissederim ve o hortlaktan alabileceğimi almaya bakarım. Bir yanardağdan aşağı doğru akan lavı izler, bir yerlerde bekler ve eve götüreceğim kayaçları bulurum.

Yaratıcı sürecinizden bahseder misiniz? Bir illüstrasyon projesine nasıl başlıyorsunuz?

İşin temasına, içeriğine ve mekânına göre değişiyor tabii. Aynı zamanda bu etkenler çalışmama yoğunlaşmak için bana bir harita verir. Hayal etmeye başlarım, hayal ede ede net bir görüntü görür ve onu çizerim. Onu en iyi gösterecek ruhun peşine düşerim. Diyelim, herkesin deli gibi birbirini özlediği bir tema var elimizde, evet günlerce bunu düşünürüm. Bunu besleyebilecek metinler okurum. Görüntülerin sözcüklerle geldiğini düşünürüm, sözcükleriniz yoksa görmeniz mümkün değil. Çizeceğim şeye dair sözcükleri bulunca gerisi onu göstermeye kalıyor.

Sanatçı Sohbetleri: İsmail Sertaç Yılmaz

Kullandığınız teknikler ve malzemeler hakkında bilgi verir misiniz?

Daha önceleri, artline kalem ve kağıt ikilisiyle işimi görüyordum ama son dört yıldır sadece iPad Pro ile Procreate programını kullanıyorum. Bu, benim hem kalem çeşitliliğimi büyüttü hem de resimlerime büyük bir serüven kazandırdı.

İllüstrasyon stiliniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu stili oluştururken hangi faktörler etkili oldu?

Bir eserde kullanılan renklere ya da çizgilere, harekete dair özel bir stil varsa, bunun sanatçının ruh haliyle, karakteriyle alakalı olduğunu düşünürüm. Eserlerinde sanatçının karakterini görürüz, benim stilimi nasıl ifade etmek gerekir bilmiyorum ama resimlerimde ortaya sermeyi istediğim ruh hali, sanırım kendi başına iyi, kendini merak eden, kendini dışarı çıkarmaya hevesli ya da yalnız olmaktan pek şikayeti olmayan bir hal. Eserlerim belki bu izlekle okunabilir, görülebilir.

İllüstrasyonlarınızı oluştururken izleyiciye iletmek istediğiniz hikayeler veya duygular var mı? İzleyiciye ne tür bir mesajlar vermek istiyorsunuz?

Sanıyorum bir önceki soruda biraz da buna yanıt vermiş oldum. Bir de sloganlar kullanıyorum, şair olduğum için ve şiirin önemini bildiğim için eserlerimde “şiir” ve “şair” sözcüklerini geçirerek bu konuda bir his, bir duygu uyandırmaya çalışıyorum.

Bir illüstrasyon projesi üzerinde çalışırken karşılaştığınız zorluklar neler oluyor? Bu zorlukları aşmak için neler yapıyorsunuz?

Genelde benden bağımsız şeyler beni zora sokar, gündem kötüdür, kötü bir şeyler olmuştur. Biliyorsunuz, yaşaması zor ve motivasyon yakalaması güç bir sistemin içine doğru gidiyoruz. Beni hayal etmekten alıkoyan her şeyle beraber işim zora girer, hepsi bu. Sanatçının zaten başka derdi olmaz.

Sanatçı Sohbetleri: İsmail Sertaç Yılmaz

Ek olarak “Use Poetry”, “Ölü Berber”, “Hayalet Hakları”, “Poker Poet”, “Milk Bar” ve son olarak “Jane” isimli illüstratif kitaplarınız var. Bu kitaplarınızı okuyucularımıza kısaca anlatabilir misiniz?

Dediğiniz gibi illüstratif şiir kitaplarım bunlar. Şiirleri yazarken bir yandan da şiirlerin dünyasına ait bir film sunmaya çalışıyorum. Bu kitapların bazıları yayıncısı olduğum The Poet House ile yayımlandı. Şu an en yeni kitabım “Jane”deki şiirleri, 2017 – 2018 yılında Toronto’dayken tanıştığım, Patti Smith havası olan homeless yaşamayı seçmiş bir kadından ilhamla yazdım ve resimledim. Merak edenler online kitapçılardan ya da The Poet House’a danışarak “Jane”e ulaşabilirler.

Kişiye özel eserler de basıyorsunuz ve buna “slow book” diyorsunuz. Slow book kavramını nasıl tanımlarsınız?

Kitabın “tüketimine” karşı söylediğim bir şeydi bu. Hepimiz kitaba eskisine göre daha kolay ulaşıyoruz. Kitapçıya uğramanıza gerek kalmadan artık istediğiniz kitap kapınıza geliyor. Bu tabii güzel bir şey, her yerde iyi bir kitapçı yok fakat okuru da değiştirdi. Daha doğrusu kitap, bir tüketim nesnesine dönüşmeye başladı. Kitabın varlığını unutmamak lazım, yazarın kim olduğunun, şairin ne olduğunun içini boşaltmamak lazım. Bununla beraber benim çıkardığım eserler sınırlı sayıda, kişiye özel basım ve resimli. Bu da tabii işin okuma zevkini değiştiriyor, okuru yavaş yavaş, baka baka okumaya sürüklüyor. Bu anlayışla, ortaya çıkardığım art book’lara “booklet” yerine “slow book” demeyi uygun gördüm.

Kariyeriniz boyunca hangi projeler veya iş birlikleri sizin için en unutulmaz veya anlamlı oldu?

Hepsi benim için çok değerli, her biriyle ileriye doğru bir adım daha attım. Beni hepsi ileriye götürdü. 2019 yılından beri The Poet House ile “slow book” üretiyorum, yetmiş şair ve yazarın kitabını resimledim, her birine özenle kapak yaptım. Sanıyorum, bu kapaklardan bir sergi teklifi gelmesi en değerlisi oldu. Haydar Akdağ küratörlüğünde Kabataş Setup’ta 20 tane tablom sergileniyor. Müthiş bir his bu, evinizde bir şeyler üretiyorsunuz, sonra bunları birer metre boyunda, İstanbul şehrinin en popüler mekânlarından birinde sergilenirken görüyorsunuz. Bu en değerlisi. Bununla beraber Lucca ile yaptığımız iş birliği de çok özeldi. Benim özel tasarımlarımın ön yüzünde yer aldığı çok şık bir menüyle konuklarını ağırladılar, bir ay boyunca çok özel dört salı gecesi geçirdik. Heyecan verici, yeni başka işlerim de oluyor tabii ama şimdilik bunları sayabilirim.

İllüstrasyon çalışmalarınızda gelecekteki hedefleriniz nelerdir? Yeni projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Benim hedefim hep içimdeki söyleyip söyleyemediğimle alakalı oluyor. Hayal ettiğim şeyler, hedeflediğim yerler var tabii ama önceliğim hep “Ne söylemek istiyorum?” sorusunun peşine düşmek. Gerisi geliyorsa bu şekilde gelsin ve gerçekleşsin.

Yeni bir proje olarak şimdilik şunu paylaşabilirim, Candle + Friends ile bir iş birliğimiz oldu, bir artsy serisi yaptık. Çok yakında Candle + Friends’in kokulu mumları, tasarladığım minimal resimlerle beraber markanın sevenleriyle buluşacak ve bununla birlikte koleksiyonluk bir koku art book’u sunacağız.

İllüstratör olmak isteyen genç sanatçılara ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?

Özgür olmalarını, içlerinden geldiği gibi çizmelerini, yazılmış, çizilmiş şeyleri seyretmelerini, takip etmelerini, dünyada neler olduğuna dair ilgi duymalarını, gördükleri, sevdikleri şeyleri kendileri çizse, yazsa, yapsa ne olurdu diye hayal etmelerini tavsiye ederim. Bir sanatçının kendisinden başka varabileceği yer yok.

Sosyal medya ve dijital platformlar, illüstratörler için nasıl bir rol oynuyor? Bu alanlarda nasıl etkileşimde bulunmayı tercih ediyorsunuz?

Sanatçıların üretimlerini rahatlıkla gösterebildiği ve sanatseverlerle buluşabildiği bir mecra olarak görüyorum sosyal medyayı, bize dünyanın başka bir yerine de ulaşabildiğimiz daha büyük bir dünya sunuyor. Ben de bu şekilde kullanıyorum, ilgime göre eriştiğim sanatçıları da takip ederek dünyada neler olduğuna dair fikirler ediniyorum.

Eklemek istedikleriniz…

İmkânı olan şiire kaçsın.

Pop Quiz

3 kelime ile çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

Serseri, tutkulu, yalnız.

“Şansım olsaydı tanışmak isterdim” dediğiniz sanatçı kim?

Bob Dylan.

Hayranlıkla yakından takip ettiğiniz sanatçılar kimler?

David Hockney.

Gelmiş geçmiş en önemli sanat çalışması sizce hangisi?

Beğendiğim bir sanat eseri, benim için o günün, şartların en iyisi olur ve sonra geçer. Mesela Ömer Uluç’un işlerine çok yükseldim diyelim, sonra Komet’i görürüm ve yaşasın derim. Değişir, sanat eserlerinin bu huyunu seviyorum, bir aşık eder, vereceğini verir sonra seni terk eder.

Evinizde olmasını istediğiniz sanat çalışması nedir?

Çok sanatçı var. Bir köşeye şu heykel, bir köşeye bu heykel falan diyerek bitiremem ama Komet’in “Bari Beni de Seviniz Az Biraz” isimli dev bir tablosu var, onu bir gün çalışma masamın arkasına asmak istiyorum.

Size ilham veren şehir neresi?

Kaliforniya eyaleti.

En son ziyaret ettiğiniz 3 sergi nedir?

Selma Gürbüz’ün “Mitler Tanrılar Gerçekler”, Mixer Art Galeri’deki “Printed’23” ve Ekavart Gallery’deki “Summer Love VI” sergileri.

Instagram’da beğenerek takip ettiğiniz sanat hesapları nedir?

Daha çok sanatçıları ve galerileri izliyorum. Sebastian Curi, Sonia Lazo, Egle Zvirblyte gibi sanatçılar şu sıralar dikkatimi çekiyor. Kendim de bir small press yayıncısı olduğum için dünyadaki kitapçıların web sitelerini ve Instagram sayfalarını takip ediyorum. Elimde bu yayıncıların olduğu dev bir telefon rehberi gibi bir ajanda var. Tüm adreslere ve bilgilere oradan ulaşıyorum hatta, haftada bir yaparım, çalışma rutinlerimden biri.

Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?

Bir şeyi kısa ve uzun vadeli düşünmeyi severim, stratejist olmayı tercih ederdim.

{118764}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları