En İyi Johnny Depp Filmleri
Yazı Boyutu:
1984 yapımı Elm Sokağı Kabusu filmindeki küçük rolüyle oyunculuğa adım adan Johnny Depp’in en iyi 10 filmini keşfedin!
1984 yapımı Elm Sokağı Kabusu filmindeki küçük rolüyle oyunculuğa adım adan Johnny Depp, o günden bugüne kadar birçok farklı filmde farklı rollerde karşımıza çıktı. Çoğunlukla toplumdan dışlanmış, normlara uyum sağlamayan çizgi dışı karakterleri canlandıran oyuncu, bugüne kadar üç Oscar adaylığı, üç BAFTA adaylığı, dokuz Altın Küre adaylığı elde etti. Son zamanlarda kişisel hayatını ilgilendiren bir dizi davayla da gündemde olan Johnny Depp’in geniş çapta beğeni kazanan en iyi filmlerini sıraladık.
Jeanne du Barry

Eski eşi Amber Heard ile boşanma davası sonrası gündemden düşmeyen Johnny Deep, yeni filmi ile sinema dünyasına hızlı bir dönüş yaptı. Temmuz sonunda çekimleri başlayan “Jeanne du Barry” filminin başrolünde yer alacak olan Deep, yapımda Fransız Kralı XV. Louis’i canlandıracak. Filmin ilk karesinin sosyal medyada yayınlanmasının ardından konuşulmaya başlanan filmin 2023 yılında vizyona girmesi bekleniyor.
Pirates of the Caribbean (Karayip Korsanları Serisi)
Bazı filmler, karakterleriyle anılır. Kimi filmler ise sadece tek bir karakteriyle başyapıt olur. İşte Karayip Korsanları serisi için Jack Sparrow bu karakterlerden biriydi. Disneyland’ın ünlü kurgusal dünyasından filme uyarlanan seri, gerek görselliğiyle gerek müziğiyle artık neredeyse hiç yeni eser çıkmayan korsan film türüne yeni bir soluk getirmiş, geniş çapta beğeni kazanan bir yapım olmuştu. Tüm bu özellikleri bir yana, aslında filmi şaha kaldıran ezici unsur, Johnny Deep ve yaşaya yaşaya canlandırdığı Jack Sparrow’du.
What’s Eating Gilbert Grape (Gilbert Grape’in Hayalleri)
Peter Hedges’in aynı isimli romanından uyarlanan bu film, Depp’in drama performanslarındaki başarısını kanıtlayan filmlerdendi. Engelli kardeşine ve annesine bakmak zorunda kalan Gilbert Grape adlı genç bir adamın hikayesini izlediğimiz filmde, aynı zamanda henüz kariyerinin başlarında olan bir başka büyük isimi de görüyorduk: Leonardo di Caprio. Sıradan insanların içlerindeki güçlü öyküleri anlatmaktaki yetkinlilğiyle bilinen İsveçli yönetmen Lasse Hallström’ün yönettiği film, 1990’ların en güzide yapımlarından biri.
Rango
Fiziken varlığını hissetmesek de sesiyle ve kendine has tonlamalarıyla adeta bir Johnny Depp canlandırması olan bu animasyon filmi, oyuncunun filmografisinde özel bir yere sahip. Belki de filmin bu gücü, Depp ile yönetmen Gore Verbinski (Karayip Korsanları serisi ile tanınan yönetmen)’nin tekrar bir araya gelmesiyle de ilgilidir. Yeni bir şerife ihtiyaç duyan bir kasabaya yolu düşen evcil bir bukalemunun öyküsünü izlediğimiz Rango, aynı zamanda başarılı bir Western filmi olarak da görülüyor. Disney/Pixar yapımı olmamasına rağmen Akademi Ödülleri’nde En İyi Animasyon Filmi kazanan az sayıda animasyon filminden biri olan Rango’nun, hem Western hem de animasyon türünde hatrı sayılır bir yeri olduğunu söylemek gerekiyor.
{774984}
Blow (Beyaz Şeytan)
Blow, hızla dünyanın bir numaralı uyuşturucu ithalatçısı olan George Jung’un hikâyesini anlatıyor. Jung’un kartel ağında yükselişini ve düşüşünü gösteren Blow, basit bir hikayeye ve anlatıma sahip olsa da Johnny Depp’in performansıyla adeta kültleşiyor. Depp ile Penélope Cruz’ü başrollerde izlediğimiz filmin senaristleri arasında John Cassavetes’in oğlu Nick Cassavetes de yer alıyor. Blow’un en öne çıkan özelliği ise kartel dünyasının arkasında yaşananları son derece gerçekçi bir şekilde ekrana yansıtmasıydı.
Corpse Bride (Ölü Gelin)
Noel Gecesi Kabusu’ndan sonra yine bir başka stop – motion fantastik macerası anlatan Tim Burton’ın bu filmi, animasyonun bugüne kadarki en iyi kullanımlarından biri olarak gösteriliyor. Johnny Depp ve Helena Bonham Carter, kazara evlenen ve ölülerin alemine giren Victor ve Emily karakterlerini canlandırıyor. Film, Burton’ın imza niteliğindeki mizahını ve karakterlerinin yanı sıra, onu zamanının diğer animasyon filmlerinden farklı kılan, esprili bir anlatım diline de sahip. Anlayacağınız, biraz korku biraz romantizm bir arada yaşanıyor ve Johhny Depp bir kez daha ekrandan “taşan” oyunculuğuyla bizleri kendisine hayran bırakıyor.
Alice in Wonderland (Alice Harikalar Diyarında)
Disney, Alice Harikalar Diyarında eserinin perdeye tekrar geleceğini duyurduğunda ister istemez herkeste bir heyecan oluşmuştu. Fakat bu heyecanı iki kat artıran şey, Tim Burton ve Johnny Depp’in iş birliğiydi. Johnny Depp’i Çılgın Şapkacı rolüyle izlediğimiz filmde Helena Bonham Carter’ı ise Kızıl Kraliçe olarak görmüştük. Linda Woolverton’ın kitabından uyarlanan yapım 17 yaşındaki Alice’in, aslında 10 sene önce ziyaret ettiği ancak hatırlamadığı bir evrende Kızıl Kraliçe’ye karşı koymasını anlatıyor. Depp ise kariyerinin en renkli performanslarından birini sergiliyor.
{774960}
Donnie Brasco (Köstebek)
Depp’in filmografisinde gezinmediği tür yok demiştik. Bu kült gangster filminde kılık değiştiren bir FBI ajanı olan Joseph Pistone rolüyle izlemiştik. Kısa süre içinde kendini Bonanno suç ailesinin içinde bulan Joseph, artık emekliye ayrılmak üzere olan mafya lideri Lefty Ruggiero’nun (Al Pacino) himayesine girmeye başlar ve gelişen olaylarla FBI-gangster ilişkileri içinden çıkılamaz hale gelir. Film, Depp’in yükselen kariyeri için de çok şey ifade ediyordu; ağırlıklı olarak macera filmlerinde yer aldığı düşünülen Depp, bu filmle birlikte sert rollerin de adamı olduğunun da altını çizmişti.
Finding Neverland (Düşler Ülkesi)
Peter Pan’ı perdede çok kez izledik. Peki ya onun nasıl yaratıldığını hiç merak ettiniz mi? İşte bu film, bu sorunun cevabını veriyor. Artık hatrı sayılır güçlü performanslarla tanınan Depp’in, Peter Pan’ın yaratıcısı J.M. Barrie’yi canlandırışı, pek çok eleştirmen tarafından hayranlıkla karşılanmıştı. Depp bu rolüyle Oscar, Altın Küre ve Screen Actors Guild’de En İyi Erkek Oyuncu adaylığı kapmıştı.
Edward Scissorhands (Edward Makaseller)
Johnny Depp’in ilk Altın Küre adaylığını elde ettiği bu film, modern bir Frankestein uyarlaması sayılabilir. Edward Scissorhands’i yaratan mucit (Vincent Price), işini tamamlayamadan hayatını kaybettiğinde Edward’ın elleri makas olarak kalır. Toplumdan uzak, kendi halinde bir hayat sürdüren bu genç, Peg Boggs (Winona Rydert) adlı bir kadın tarafından keşfedildiğinde hayatı bir anda değişmeye başlar. Tatlı olduğu kadar hüzünlü de olan bir Depp – Burton birlikteği daha…
Ed Wood
“Sinema tarihinin en kötü yönetmeni” olarak anılan Ed Wood’un hikâyesini izlediğimiz bu filmde, Johnny Depp belki de en iyi performanslarından birini göstermişti. Tutkulu ama çevresi tarafından anlaşılamayan bir yönetmenin, o güne kadar çok da bilinmeyen iç dünyası, Depp ile birlikte başarılı bir şekilde perdedeydi. Tim Burton’ın, Wood’un aktif olduğu 1950’li yıllara benzer şekilde ve birebir onun filmlerinin dilini taklit ederek kurguladığı bu film, Johnny Depp’in filmografisini yıldızlı eserlerinden.
{772175}