Modaseverlerin Kesinlikle İzlemesi Gereken Filmler

Moda tutkunlarının ve meraklılarının mutlaka izlemesi gereken, hem moda dünyasının büyülü dünyasında kaybolmanızı sağlayacak hem de genel kültürünüzü genişletecek filmleri keşfedin.

Dünya devi lüks markaların hikayelerinden moda endüstrisinin işleyişine kadar modanın pek çok farklı alanını konu alan filmleri keşfedin.

Valentino: The Last Emperor (2008) IMDb: 7.1

Belgesel, ünlü moda tasarımcısı Valentino Garavani’nin hayatını ve kariyerini konu alıyor. Yönetmenliğini Matt Tyrnauer’ın üstlendiği film, Valentino’nun 45 yıllık moda kariyerinin son yıllarını, moda dünyasındaki etkisini ve kişisel yaşamını derinlemesine inceler. Belgesel, Valentino’nun yaratıcı süreçlerini, tasarımlarını ve dünya çapındaki ünlü müşterileriyle ilişkilerini gözler önüne seriyor. Ayrıca, tasarımcının 2008’deki emekliliği öncesindeki son büyük defilesini ve o dönemdeki hazırlıkları da içeriyor. Valentino’nun yanında yıllarca çalışan iş ortağı Giancarlo Giammetti ile olan güçlü ilişkisi de filmde önemli bir yer tutuyor. Film, moda dünyasının efsanevi isminin kariyerine ve ona olan hayranlığa dair içsel bir bakış sunuyor.

Iris (2014) IMDb: 7.1

Belgesel, ünlü moda ikonu Iris Apfel’in hayatını ve kariyerini konu alıyor. Yönetmenliğini Albert Maysles’ın üstlendiği film, 93 yaşındaki Iris’in benzersiz stilini, moda anlayışını ve yaşam felsefesini keşfediyor. Apfel, enerjisi ve kendine has tarzı ile dikkat çekerken, film onun kişisel yaşamını, kariyerindeki dönüm noktalarını ve moda dünyasına olan katkılarını da ele alıyor. Iris’in yaratıcı süreçleri, alışverişe olan tutkusu ve modaya olan özgün bakış açısı belgeselde vurgulanan ana temalardır. Film, hem yaşlanmanın hem de bireysel özgürlüğün güzelliğini kutlayan, ilham verici bir portre sunuyor.

House Of Gucci (2021) IMDb: 6,7

Dünyaca ünlü moda evi Gucci’nin, 1990’lı yıllarda aile şirketi statüsünden çıkmadan önceki son dönemini konu alan yapım, İtalyan kültürünün işleyişini ve ağırbaşlılıkla gerçekleştirilen aile içi dramaları kusursuz bir şekilde izleyiciye aktarıyor. Filmin geçtiği dönemi başarıyla yansıtan içerisinde Gucci arşivinden parçalar bulunan kostümleri ve BAFTA ile Oscar adaylığı elde eden saç ve makyaj ekibi sayesinde 198 dakika adeta bir görsel şölen olarak geçiyor. Moda dünyasının ihtişamlı görüntüsünün arkasında yatan entrikaları tarafsız bir şekilde gösteren film, Lady Gaga’nın canlandırdığı Patrizia Reggiani’nin eski eşi Maurizio Gucci’ye düzenliği suikast üzerine çıkarıldığı mahkemedeki “bana Bayan Gucci diyebilirsiniz” sözleriyle bitiyor.

Clueless (1995) IMDb: 6,8

Jane Austen’in Emma romanından esinlenerek yazılmış bir Amerikan gençlik filmi olan Clueless popüler olmak ve en iyi kıyafetleri giymekten başka bir şeyi umursamayan Beverly Hills liselilerini konu alıyor. Sert ama sıcak kalpli avukat babası ve hassas üvey kardeşiyle yaşayan Cher kendinden daha az şanslı insanlara yardım etmek için doğuştan gelen bir içgüdüye sahiptir. Ekose takımlar, alışılmadık şapkalar ve moda dünyasına yapılan referanslarla beğenilen film kostümleriyle kesinlikle bir gençlik filminden çok daha öte.

A Single Man (2009) IMDb: 7,6

Moda camiasının en önemli isimlerinden olan Tom Ford’un yönettiği ve finansmanını bizzat karşıladığı film, önyargıları kırmak adına büyük bir başarı sağladı ve övgüyle karşılandı. Moda dünyasının konuşulmayan gerçeklerini sinemaya yansıtan Tom Ford, filmde Christopher Isherwood’un aynı adlı romanından yola çıkıyor ve hayat arkadaşını kaybeden öğretmenin sevgilisinin ardından yaşadığı bir gününü anlatıyor. Modasever herkesin listesine alması gereken filmde başrolü oynayan Colin Firth, rol sayesinde En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterildi.

Sex and The City (2008) IMDb: 5,7

Sex and the City dizisinin devamı olan film, finalden üç yıl sonrasını konu alıyor. Baş karakter Carrie Bradshaw, Mr. Big ile sakin bir hayat sürerken ani bir evlilik kararı alır. Ancak düğün hazırlıkları sırasında yaşanan sorunlar, ikiliyi beklenmedik bir noktaya taşıyor. Carrie, arkadaşları Miranda, Samantha ve Charlotte’ın desteğiyle hayatını yeniden düzenlerken önemli kararlar alıyor. Patricia Field’ın tasarladığı ikonik kostümler, filme görsel bir şölen katarken dizinin moda dünyasına etkisini bir kez daha görmüş oluyoruz.

Pretty Woman (1990) IMDb: 7,1

Julia Roberts’a Altın Küre kazandıran film Pretty Woman’ın, JF Lawton imzalı ilgi çekici bir senaryosu var. Başarılı, zengin bir avukat olan Edward Lewis, Sunset Bulvarı’nda bir hayat kadını olan Vivian Ward ile iş etkinliklerinde ona eşlik etmesi için anlaşır. Aralarında oluşan ve giderek artan çekim sonucunda, Edward, yeni tanıştığı Vivian’dan ayrılamayacak duruma gelir. Vivian’ın moda stili, Edward ile tanıştıktan önce ve sonra farklılık gösterse de her biri kendine özgü stile sahip olan görünümleri, bugün bile pek çok moda tasarımına ilham oluyor.

The Septemper Issue (2009) IMDb: 7,0

Vogue dergisinin efsanevi editörü Anna Wintour ve ekibinin, 2007 yılındaki rekor kıran 840 sayfalık eylül sayısını hazırlarken yaşadığı süreçleri anlatan bir belgeseldir. Yönetmen R.J. Cutler, moda dünyasının yaratıcı ve ticari dinamiklerini, Wintour’un güçlü liderliği ile yaratıcı yönetmen Grace Coddington’un sanatsal vizyonu arasındaki dengeyi gözler önüne seriyor. Moda sektörünün perde arkasını detaylı bir şekilde sunan bu yapım, estetik, güç ve ticaretin nasıl iç içe geçtiğini etkileyici bir şekilde aktarıyor.

The Great Gatsby (2013) IMDb: 7,2

Gişe rekortmeni film, bitmek bilmeyen şatafatlı partilerin, abartılı görünümlerin ve gösterişli hayatın temsilcisi olan, Amerika’nın kritik sosyal tarihlerinden Caz Çağı’nda geçiyor. New York’a yeni gelen bir yazarın, efsanevi milyoner Jay Gatsby ve görkemli çevresi ile yollarının kesişmesiyle başlayan olay akışı, bütün o esrarengiz boyuttaki partilerle, üzeri örtülmeye çalışılan gerçeklerin ortaya çıkmasıyla devam ediyor. Filmde dikkat çeken bir başka konu ise dönemin isyankâr havasının, moda akımlarına olan etkisi. The Great Gatsby, “En İyi Kostüm Tasarımı” kategorisinde Oscar ve BAFTA ödülü kazandıran kostümleriyle; korseli elbiseler ve uzun saçların yerlerini hareket özgürlüğü tanıyan vardiyalı elbiseler ve bob model saç kesimlerinin aldığı geçiş yıllarını başarılı bir şekilde anlatılıyor.

Yves Saint Laurent (2014) IMDb: 6,3

Jalil Respert’ün bu biyografik filminde, Fransız moda dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Yves Saint Laurent’nın, profesyonel ve kişisel hayatını inceliyoruz. Bu biyografik film, Saint Laurent’nın Christian Dior’un sağ kolu görevini yapmasından kendi markasını kurmasına, bir moda şovu sırasında tanıştığı ve hayatını tamamen değiştiren Pierre Bergé ile olan ilişkisini de dahil ederek yaşantısını bir bütün olarak ele alıyor. Film; Saint Laurent’nın ilham kaynaklarını, başarısız deneyimlerini ve kötü bir şekilde anılan Rus Balesi 1976 koleksiyonunu tüm detaylarıyla bize sunuyor. Pierre Niney, Yves Saint Laurent rolü ile César En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne layık görülmüştür.

Diana Vreeland: Eye Has To Travel (2011) IMDb: 7,5

Prömiyerini Venedik Uluslararası Film Festivali’nde yapmış olan, Harper’s Bazaar ve Vogue’da geçirdiği zamanla 20. Yüzyılın en ünlü modacılarından biri olan Diana Vreeland’ın hayatı, kariyeri, zayıf noktaları, kararlılığı ve başarılarını anlatan etkileyici bir belgesel. Modanın gücünü sanat olarak keşfedip sıkıcı kıyafet endüstrisinin değişiminde çok önemli yer tutan bu modacının hayatı kesinlikle ilham verici.

Bill Cunningham New York (2010) IMDb: 7,9

New York Times moda muhabiri aynı zamanda moda fotoğrafçısı olan Bill Cunningham’ın günlük yaşantısını anlatan harika bir belgeseldir. Bill’in moda hakkında çok katı kuralları vardı ve bu belgesel bize onun ne kadar etkileyici ve prensipli bir insan olduğunu gösteriyor. Belgesel yayınlanmadan önce Cunningham sadece modayla ilgilenen insanlar tarafından biliniyordu fakat şimdi neredeyse herkes tarafından bilinen bir moda efsanesine dönüştü. Onun mavi ceketi ve bisikleti belgeselden sonra moda haftalarının ikonik eşyaları oldu.

Dior And I (2014) IMDb: 7,3

Dior and I, izleyiciyi o zamanlarda yeni yaratıcı direktör olan Raf Simons’un çok yetenekli tasarımcı bir grupla ilk haute couture koleksiyonunu yaratırken dillere destan Christian Dior moda evinin içine götürüyor. 2014 yılında beyaz perdeye vuran film tekrar tekrar izlenecekler listenizde her daim bulunması gerekenlerden. Moda dünyasının iç yüzünü gerçekçi bir biçimde anlatan bir eser.

Franca: Chaos And Creation (2016) IMDb: 7,6

İsmini Salvador Dali’nin bir gergedanla bakıştığı Chaos and Creation adlı fotoğraftan alan, yaklaşık 30 sene boyunca İtalyan Vogue’un genel yayın yönetmenliğini yürüten gazeteci Franca Sozzani’yi anlatan harika bir belgesel. Belgeseli yöneten ve hazırlayan kişi Franca Sozzani’nin öz oğlu ve belgeseldeki sorular da Franca’ya oğlu tarafından yönetildiği için samimi bir ambiyans oluşuyor. Belgeselin yayınlandığı sene maalesef aramızdan ayrılan Franca, yapımın ilk gösterimine katılma fırsatı bulabilmiş. Belgesel boyunca bizi güçlü karakterine hayran bırakan Franca, modayla alakası olmayanları bile derinden etkileyecektir.

Scatter My Ashes At Bergdorf’s (2013) IMDb: 6,2

Bergdorf Goodman New York, 5. Cadde bazlı bir lüks bonmarşedir. Tüm Amerikan mağazalarının en efsanesi ve birçok moda fantezisinin yuvasıdır. Bu sevimli belgesel bize çalışanların, tasarımcıların ve ünlülerin perspektifinden Bergdorf’un göz alıcı tarihini anlatıyor. Moda dünyasının en önemli isimlerinden olan Karl Lagerfeld, Michael Kors, Vera Wang, Marc Jacobs, Isaac Mizrahi, Giorgio Armani, Diane von Fürstenberg, Tom Ford ve daha birçok isimi bünyesinde bulunduruyor.

McQueen (2018) IMDb: 7,8

Bu belgesel film, Lee A McQueen’in -daha bilinen adıyla Alexander McQueen- mirasını ve sıra dışı hayatını inceliyor. Elbiseleri hayal ederek büyüyen, Stratford, Londra doğumlu McQueen’in sabotaj ve gelenek gibi ilginç toplum değerlerine ilgisi varmış, fetiş kültüründen de ilham alarak tasarımlar yapmış. Yakın arkadaşları ve ailesiyle özel röportajlar, arşivlerden önemli belgeler ve inanılmaz görsellerle birlikte müzik seçimleriyle McQueen ilham verici bir moda vizyonerinin otantik, aynı zamanda heyecan verici bir portresi. Filmin büyük bir bölümü, yoğun bir yaşam temposu, bedensel değişim çabaları ve aşırı çalışma gibi unsurlara odaklanıyor. Tüm bu unsurların birleşimi, McQueen’in yaşamını derinden etkiliyor. Alışılmışın dışında bir yapıya sahip olan bu belgesel, farklı bir perspektif arayanlar için mutlaka değerlendirilmesi gereken bir seçenek.

Coco Before Chanel (2009) IMDb: 6,8

Gabriel Coco Chanel’in ‘Chanel’ olmadan önceki hayatını anlatan Anne Fontaine’in yönettiği, Oscar adaylıklı ve César En İyi Kostüm Tasarım Ödüllü bir belgesel filmdir. Yetimhanede başlayıp, kabare şarkıcılığına uzanan daha sonra da dünyanın en önemli modacısı olma yolunda ilerleyen, masal gibi bir hayatı gözlerimize sunuyor. Coco Chanel, kadınların katman katman olan giyim tarzını sadeleştiren, kadını korseden kurtarıp rahat hareket etme imkânı sunarak modada devrim yaratan, günümüzün fenomenlerinden biridir.

The Devil Wears Prada (2006) IMDb: 6,9

Aslında bu yazıyı okuyan herkesin ya izlemiş olduğu ya da izlemek için çoktan listesine almış olduğunu düşünüyoruz bu filmi. The Devil Wears Prada, Lauren Weisberger‘in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış olan 2006 yapımı Oscar adayı film. Meryl Steep, Anne Hathaway ve Emily Blunt gibi önemli oyuncular rol almış ve çokça ödül kazandırmışlar. Bu film üniversiteden mezun olup 1999 yılında Anna Wintour’un yanında Vogue dergisinde işe başlayan Weisberger’in ilk romanını anlatıyor. Genç bir gazeteci olan Andrea Sachs, Miranda Priestly’nin yanında kendine bir asistanlık işi bulur ve kültür karmaşası yaşar. Sachs görünüşünü pek umursamaz ve moda dünyasının yüzeysel olduğunu düşünür. Miranda hemen bunu fark eder ve eleştirir. Moda dünyası için çok önemli olan bol esprili ve harika oyunculuklu bu filmi hala izlemediyseniz listenizin başına almalısınız!

Annie Hall (1977) IMDb: 8,0

Annie Hall, Woody Allen’ın en iyi resim ödüllü otobiyografik filmlerinden biridir. 1977 yılında, Woody Allen’ın olgunluk döneminin başlangıcı olarak kabul edilen zamanda, çekilmiştir. Bu film Allen’ın New York’a düşkünlüğünü, kadınlara aşkını ve onları aldatma eğilimini, Hollywood’dan hem coğrafik hem de endüstriyel nefretini anlatmaktadır. YSL’in Le Smoking’i ile birlikte, erkek kıyafeti giymiş kadınların da cazibesi olduğunu gösteren Annie Hall’a teşekkür ederiz. Diane Keaton’ın Annie’si çok tuhaf ama aynı zamanda ciddi bir şekilde ikonik kıyafetler giyiyor. Zaten Keaton bu filmde oynamayı, kendi dolabından giyinmek üzere kabul etmiş. Bu sayede onlarca kadına yüksek belli pantolonları ve gevşek düğmeli gömlekleri sevdirdi.

Gone With The Wind (1939) IMDb: 8,1

Margaret Mitchell’ın Pulitzer Ödüllü aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış 1939 ABD yapımı bir filmdir. Film 14 dalda Oscar’a aday olmuş ve 10 dalda bu ödülü kazanmıştır. Bu film, Amerikan Sivil Savaşı sırasında şımarık güneyli bir kızın evli bir adama olan umutsuz aşkını anlatıyor. Filmin süresinin yaklaşık olarak 4 saat olması sizi başlamadan filmden soğutabilir fakat bizce, bu filmi izleyerek kesinlikle vaktinize yatırım yaparsınız. Ancak bu filmin modayla ne alakası var diye düşünebilirsiniz. Kostümler, Hollywood efsanesi Walter Plunkett tarafından tasarlanmış ve filmin en önemli ögelerinden biri. İzlerken siz de kostümlere dikkat edin. Bu filmi izlenecekler listesine koymamıza hak vereceksiniz!

Marie Antoinette (2006) IMDb: 7,2

Antonia Fraser’ın çok satan kitabından, Sophia Copper tarafından sinemaya uyarlanan bu film, tarihin en önemli kadınlarından birinin, Fransa kraliçesi Marie Antoinette’in, hayatını anlatıyor. Dönemin politik ve siyasi şartları gereğince Fransa kralıyla evlendirilen Marie Antoinette, yaşamını sürdüreceği bu yeni hayat tarzında bazı sorunlar yaşıyor. Kayıtsız ve ilgisiz bir kocaya sahip olan genç kraliçe, Versailles sarayının göz alıcı gölgesi altında siyasi oyunlara ve politik hesaplaşmalara tanık oluyor. Kraliçe bu sorunların tehlikeli arkadaşlıklar ve partilerle altından kalkmaya çalışıyor. Bizce bu filmdeki en önemli detaylar olan süslü peruklar, göz alıcı elbiseler, rengarenk yelpazeler Marie Antoinette’in en şık halini göz önüne seriyor.

Funny Face (1957) IMDb: 7,0

Yönetmen Stanley Donen ve Audrey Hepburn’ü bir kere daha buluşturan Funny Face, aslında Gershwin’in ünlü Broadway müzikalinden uyarlanmış bir film. Moda editörü Maggie Prescott, fotoğrafçı Dick Avery’den yeni ve farklı bir kapak yüzü bulmasını ister. Dergi ekibiyle birlikte tesadüfen çekim yapmak için gittikleri Greenwich Village’daki bir kitapçıda çalışan Jo’yu kimse farketmez. Oysa bu kitap kurdu kızın farklı aurası ve güzelliği Dick’in gözünden kaçmamıştır. Dick, Maggie’yi ikna eder. Jo’yu da Paris’te yeni koleksiyonlarla yapacakları çekimlerinde modellik yapmak üzere kandırır. Jo, Paris’te kendini keşfederken, Dick de ona âşık olmaya başlar. Başrolde Audrey Hepburn’nün Jo karakterini canlandırdığı bu müzikal resmen bir moda şovu. Jo’nun Hubert de Givenchy elinden çıkmış özel yapım kırmızı tül Givenchy elbisesinden tutun Diana Vreeland gibi ünlü moda ikonlarına atıfta bulunulmasından, Funny Face ikonik bir moda filmidir.

High & Low: John Galliano (2023) IMDb: 7.1

Ünlü moda tasarımcısı John Galliano’nun Dior’daki zirve döneminden, 2011’deki antisemitik ve ırkçı söylemleri nedeniyle yaşadığı kariyer çöküşüne ve sonrasında bağımlılıklarıyla mücadelesine odaklanan bir belgeseldir. Kevin Macdonald’ın yönettiği bu yapım, Galliano’nun kişisel ve profesyonel yaşamındaki iniş çıkışları Naomi Campbell, Penélope Cruz ve Anna Wintour gibi moda dünyasının önemli isimlerinin görüşleriyle derinlemesine inceliyor. IMDb’de 7.1 puan alan belgesel, bir sanatçının yaratıcılığı, hataları ve dönüşüm sürecini etkileyici bir şekilde yansıtıyor.

Phantom Thread (2017) IMDb: 7.4

Paul Thomas Anderson’ın yönettiği, Daniel Day-Lewis’in kariyerinin son performansını sergilediği bir romantik dramdır. 1950’ler Londra’sında geçen film, ünlü terzi Reynolds Woodcock ile genç ve özgür ruhlu Alma arasındaki tutkulu ve karmaşık ilişkiyi konu alıyor. Reynolds’un düzen ve disiplinle şekillenmiş hayatı, Alma’nın hayatına girmesiyle altüst olurken, aralarındaki ilişki güç mücadelesine dönüşür. Aşk, kontrol ve bağımlılık temalarını işleyen film, zarif kostümleri, etkileyici müzikleri ve büyüleyici sinematografisiyle dikkat çekiyor.

Gia (1998) IMDb: 6.9

80’li yılların ünlü modeli Gia Carangi’nin trajik hayat hikayesinin anlatıldığı filmde, Gia Carangi’yi Angelina Jolie canlandırıyor. Film, HBO için çekilmiş bir televizyon yapımıdır ve moda dünyasının 1970’ler sonu ile 1980’lerdeki çalkantılı dönemini gözler önüne serer. Gia Carangi, sıradışı güzelliğiyle hızla moda dünyasının zirvesine çıkan, ancak şöhretin getirdiği baskılar ve kişisel sorunları nedeniyle uyuşturucu bağımlılığına sürüklenen bir modeldir. Film, Gia’nın hızlı yükselişi, kırılgan psikolojisi, karmaşık ilişkileri ve AIDS nedeniyle genç yaşta hayatını kaybedişini etkileyici bir şekilde anlatıyor. Angelina Jolie, performansıyla Altın Küre dahil birçok ödül kazanmıştır. Gia, moda dünyasının parlak ama karanlık yüzünü gözler önüne seren dokunaklı bir hikâye olarak karşımıza çıkıyor.

Cruella (2021), IMDb: 7.3

Disney’nin ünlü kötü karakteri Cruella de Vil’in gençliğini ve nasıl ikonik kötü bir figüre dönüştüğünü anlatan bir kötü karakter orijin hikayesi. 1970’lerin Londra’sında geçen film, Estella adıyla bilinen, hırslı ve yaratıcı bir genç kadının, modaya olan tutkusuyla tanınan bir suçluya dönüşmesini konu alıyor. Estella, modacı Barones von Hellman ile tanıştıktan sonra, ona karşı gelişen bir rekabetin etkisiyle Cruella karakterine bürünür. Film, özgür ruhlu bir isyan ve zarif modanın birleşimiyle, karakterin geçmişine ve kimliğine dair yeni bir bakış açısı sunar. Emma Stone’un başrolde olduğu film, görsel olarak çarpıcı bir atmosfer yaratırken, Cruella’nın kötüleşen yolculuğunu ve içsel çatışmalarını derinlemesine işliyor.