Tasarım Tarihinin En'leri
Yazı Boyutu:
Tasarım dünyasının yıldız oyuncuları ve uluslararası üne kavuşmuş mobilyalar arasında ufkunuzu açın!
Tasarım literatürüne isimlerini altın harflerle kazımış yaratıcı karakterlerin, zamansız mobilyaların ve ilham veren akımların izini sürüyoruz. Dönemler ve mekanlar arası bağ kurmuş bugün hala güncelliğini korumayı başaran ikonik tasarımlar, tasarımcılar ve tasarıma dair özlü sözler arasından seçtiğimiz yıldız oyuncuları yakından tanımak için okumaya devam edin!
En Meşhur Mobilya: Lounge Chair & Ottoman
1956 yılı Charles & Ray Eames tasarımı bu koltuk modern tasarımın ikon haline gelmiş en önemli koltuklarından biri. Maskülen görünümüyle salon ve ofis mobilyasını birleştirici şekilde Vitra markası için tasarlanmış. Kullanıcısına pufuyla birlikte rahatlık ve konfor sunarken bir yandan da estetik olarak 50’lerin Amerika’sında baskın olarak karşımıza çıkan ofis görünümünü yansıtıyor. Bugün New York ‘MOMA’, ve ‘Art Institute of Chicago’ gibi müzelerde de sergilenen bu koltuğu Mozaik mağazasında bulabilirsiniz.
En Renkli Akım: Memphis
İtalyan tasarımının “godfather”ı veya maestrosu olarak adlandırabileceğimiz Ettore Sottsass’ın 1981 yılında kurduğu Memphis akımı bugün tasarımcılara ve sanatçılara ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Köklerini Pop Art ve Art Deco gibi stillerden alırken tribal Afrika desenlerini ve 1950’lerin kitsch tasarım anlayışını eklektik bir anlayışla bir arada yorumlayan Memphis hareketi fonksiyonun önüne estetiği taşıyan bir yaklaşıma sahip. Bazıları Memphis’i dönemin entelektüel tasarımcılarının avangardist fikirlerinin bir nevi özgürlükçü ve yaratıcı kesişim kümesi olarak da tanımlıyor.
Londra Tasarım Müzesi’nin eski direktörü Deyan Sudjic, Memphis Grubu’nun adını Bob Dylan’ın ”Stuck Inside of Mobile with the Memphis Blues Again” adlı şarkısından aldığının altını çiziyor. Grubun üyeleri arasında; Alessandro Mendini, Martine Bedin, Andrea Branzi, Aldo Cibic, Michele de Lucchi, Nathalie du Pasquier, Michael Graves, Hans Hollein, Arata Isozaki, Shiro Kuromata, Matteo Thun, Javier Mariscal, George Sowden, Marco Zanini gibi isimler öne çıkıyor.
Ettore Sottsass tasarımı Tahiti aydınlatma, Memphis Milano koleksiyonu, 1981.
George J.Sowden tasarımı D’Antibes dolap, Memphis Milano koleksiyonu, 1981.
Michele De Lucchi tasarımı Flamingo yan sehpa, Memphis Milano koleksiyonu, 1984.
Ettore Sottsass tasarımı Carlton separator-kitaplık, Memphis Milano koleksiyonundan, 1981.
Memphis akımı endüstriyel tasarımla sınırlı kalmadı, modadan bilgisayar oyunlarına ve grafik tasarıma kadar birçok alanı etkiledi. Dönemin Memphis sergi afişlerinde de bunu görmek mümkündü.
Dünyadaki en ünlü Memphis koleksiyonerlerinden fotoğrafçı Dennis Zanone’nin evi.
{773157}
En Tanınmış Sözler
“Biçim, işlevi takip eder”
Tasarım tarihine damgasını vuranlar arasından seçtiğimiz iki meşhur söz yıllar yılı güncelliğini korumayı başararak bugüne kadar gelmiş ve hala genel geçerliğini korumaktadır. Bunlardan ilki Frank Lloyd Wright’ın ustası Amerikalı mimar Louis Sullivan’ın “Form follows function” yani “Biçim, işlevi takip eder” sözü. 1895 yılından bugüne modern mimarlık tarihinin prensipleri arasına giren bu sözün dayanak noktasını bir yapının veya objenin şeklinin onun işlevine veya amacına göre şekillenmesi olarak özetleyebiliriz. Bu prensibi tasarladığı mimari yapılarda “Öz-biçim ilişkisi” olarak ortaya koyan Mimar Cengiz Bektaş ise öz ve biçimin bir birlik ve bütün olduğunun ve halk yapı sanatımızın da doğal ilkelerinin bu ilişkisi üzerinden geliştiğinin altını çizer.
Mimar Louis Sullivan
Louis Sullivan tasarımı The Wainwright Building, St. Louis.
“Az Çoktur”
Mies Van Der Rohe’nin ‘Less is More” yani “Az Çoktur” sözü ise bugün bir yaşam biçimine evrilerek tasarımdan mimariye ve modaya kadar farklı alanlarda kendine yer bulmaya devam ediyor. Dönemin barok, art nouveau ve art deco gibi süsleme odaklı yapılarına karşı bir duruş yaratan bu sözün tarihi 1900’lerin başına uzanıyor ve sözün sahibi herkesin bildiğinin aksine Mies Van Der Rohe değil onun ustası Peter Behrens. Öğrencileri arasında Le Corbusier, Walter Gropius ve Adolf Meyer gibi isimlerin bulunduğu mimar Peter Behrens’in ofisinde çalışan 21 yaşındaki Mies’ın mottosu haline gelen bu sözün hikayesini kendisi şöyle anlatıyor: “Behrens, bir fabrika için bir cephe çizimi yapmamı istemişti. Bana göre yapılacak pek bir şey yoktu. Kolonlar 5,75 metre yüksekliğindeydi. Bu detayı ölene kadar hatırlayacağım. Behrens’e yapılabileceklere dair birkaç çizim gösterdim ve aslında teknik verilerin ortaya çıkardığı tasarıma pek de bir şey eklemediğimi söyledim. O da beni onaylayıp cesaret verircesine ‘Az çoktur’ dedi. Bu cümleyi ilk kez ondan duydum.”
Mimar tasarımcı Mies Van Der Rohe.
Mies Van Der Rohe tasarımı Farnsworth House, 1945.
En İkonik Aydınlatma: PH Artichoke
PH Artichoke’un yaratıcısı Danimarkalı Poul Henningsen yumuşak ışığın ustası olarak anılıyor. İlk PH lambasını 1925’te Paris Fuarı’ndaki Danimarka pavyonu için tasarlamış. Paris adını verdiği bu ilk tasarımdaki ışık dağıtım sistemini sonraki tüm ürünlerinde tekrar etmiş. “Bir iç mekanı doğru aydınlatmak para değil, vizyon gerektirir” diyen tasarımcının 1958 yılında Kopenhag’ta Langelinie Pavillonen Restoranı için tasarladığı PH Artichoke onun imzası haline gelmiş ikonik tasarımlardan. Bugün Louis Poulsen markası tarafından üretilen bu aydınlatma benzersiz heykelsi tasarımı ve farklı açılardan bakıldığında ışığın parlamasını önleyen 72 yapraklı yapısıyla tasarım klasikleri arasında önemli bir yere sahip.
En İlham Veren Tasarım: Egg Chair
Arne Jacobsen tarafından Fritz Hansen markasının siparişi üzerine ilk olarak 1958’te Royal Kopenhag Hotel’i için tasarlanan Egg Chair, organik formu ve insan vücudunu kavrayan kozamsı yapısıyla XX. yüzyılın öne çıkan tasarım klasiklerinin başında geliyor. Eero Aarnio imzasını taşıyan 1963 tarihli Ball Chair, 1968 tarihli Bubble Chair, Henrik Thor-Larsen’in Ovalia Chair’i ve Nana&Jorgen Ditzel’in Hanging Egg Chair’i Jacobsen’in Egg Chair’den ilham alan tasarımlardan sadece bazıları.
En Fotojenik Tasarım
Türkçe tasarım lugatına Tavus kuşu koltuk olarak geçen, orijinal adı Peacock chair olarak bilinen fakat bazılarının da Emmanuelle Chair veya Addams ailesi koltuğu olarak tanıdığı bu koltuk filmlerin, reklam ve moda çekimlerinin yıllar yılı başrol oyuncularından biri olarak karşımıza çıkıyor. Brigitte Bardot’dan Audrey Hepburn’e, Elizabeth Taylor’dan Marilyn Monroe’ya Hollywood yıldızlarının tercihi olan bu koltuk günümüzde de popülerliğini korumaya devam ediyor.
Brigitte Bardot
Elizabeth Taylor
Kathrine Hepburn
{773100}
En Unutulmaz Karolar
Marazzi markası için 1960 yılında Gio Ponti ve Alberto Rosselli’nin tasarladığı dört kavisli Triennial isimli seramik karolar aykırı formlarıyla tasarım dünyasında büyük ilgi uyandırmıştı. Birbirine kenetlenen tasarımlarıyla sınırsız birleşim potansiyeline sahip karolar yaratıcılığı harekete geçiren modüler bir yapıya sahip. Bugün Marazzi tarafından seramiğin yanı sıra porselen ve stoneware olarak da farklı boyutlarda üretilen bu karolar hem zemin hem de duvarlarda kullanılabiliyor. Gio Ponti’nin ölümünün 40. yılı için düzenlenen retrospektif sergi kapsamında Roma’daki 21. Yüzyıl Sanatları Ulusal Müzesi’nde sergilenen orijinal karoları, usta tasarımcının çizimlerini, maketlerini ve fotoğraflarını 27 Eylül tarihine kadar görebilirsiniz.
Gio Ponti
Marazzi Triennale