preloader

Zor Zamanlarda Liderlik: Banu Güney Arıduru

02.03.2023
Zor Zamanlarda Liderlik: Banu Güney Arıduru

Yazı Boyutu:

Doğal afetler, ekonomik sorunlar, iklim krizi gibi iş dünyasını derinden etkileyen zamanlarda güçlü bir lider olmanın püf noktalarını, Little Caesars Pizza Türkiye ve Çelebi Gıda Genel Müdürü Banu Güney Arıduru anlatıyor.

Zor dönemlerde bir lider olarak ilk önceliğin ne oluyor? Bu kaos ortamlarının her birinin farklı zorlukları oluyor, kontrolü ele almak için senin yol haritan nedir?

Lider olmak, birçok zorlukla eş zamanlı mücadele etme becerisi gerektiriyor ve zaman içinde de refleksleriniz gelişiyor. Fakat içinden geçtiğimiz afet gibi tarihi kriz anlarında bu senaryolar kolayca çekmeceden çıkarılıp kullanılmıyor. Üzülmek, endişe etmek, korkmak son derece insani duygular, tüm bunların içindeyken sakinliğini koruyup, soğukkanlı kararlar almak benim önceliğim oluyor.

Her gün, her hafta şirketimizin tüm birimleri ile bir araya gelmek hem insani duyguları paylaşmak hem de yapılması gerekenleri tespit edip planlamak ve bir bütün olmanın güvenini hissetmek böyle dönemlerde olmazsa olmazım. Bunu çok önemsiyorum. Pandemi sürecinde de böyle yaptık, afet sürecinde de.

Ayrıca hem Çelebi Holding çatısı altında olmak hem de Little Caesars globalin bir parçası olmak bu güven hissini hızla güçlendiriyor. Bütün olmayı başarıyor ve sonra parça parça kendi alanlarımıza odaklanıyoruz.

Hızlı ve duygusal kararlar almak yerine hızlı ancak ekiple üzerinde tartışarak, ortak akılla ve soğukkanlılıkla hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Liderin aklı, ekiplerin ve kültürün aklıyla birleşmeli ve ortaya çıkan ortak akıl, büyük resimde söz sahibi olmalı.

Zor dönemlerde; finans, satış, pazarlama ve iç ve dış iletişim ve İK konularını nasıl yönetmek gerekiyor?

Konu bir ekonomik kriz ise farklı, bir afet ise farklı önceliklerimiz oluyor. Süreçlerimizi önceden iyi kurgulamaya gayret ederiz, bu nedenle böyle anlarla karşılaştığımızda; ekipler kendi sorumluluk alanlarını başarıyla yönetirler. Kriz anlarında bütünleşir ve bir bütün olarak durumu analiz eder, sonra kendi alanlarımıza dönüp gerekliliklere odaklanırız. Böyle dönemlerde Kurumsal İletişim ve İK tamamen ayrı bir özenle odaklanması gereken birimler oluyor. Her zor dönemin kendine özel çalışılması gereken yanları oluyor. Bu dönemlerdeki tüm aksiyonlar uzun vadede marka değerinize ve çalışan bağlılığınıza etki eden faktörler olarak önünüze çıkabiliyor.

Zor Zamanlarda Liderlik: Banu Güney Arıduru

Zor dönemlerde asla yapılmaması gereken yönetimsel ve liderlik hataları neler?

Hızlı ve duygusal kararlar almak yerine hızlı ancak ekiple üzerinde tartışarak, ortak akılla ve soğukkanlılıkla hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Liderin aklı, ekiplerin ve kültürün aklıyla birleşmeli ve ortaya çıkan ortak akıl, büyük resimde söz sahibi olmalı.

Bir diğer nokta ise; herkesin önce insan olduğunu gözetmek. İş hayatında elbette profesyonel olmak zorundayız ancak aynı anda pek çok farklı rollerimiz de var. Hepimiz aynı zamanda birer ebeveyn, birer evladız. Sorumlu olduğumuz yapılar var; ailelerimiz, iş arkadaşlarımız, iş ortaklarımız ve tüm sevdiklerimiz için aynı anda endişe duyuyor ve hepsini koruyup kollama yükümlülüğü hissediyoruz. Bu nedenle liderler olarak; böylesi zor dönemlerde, tüm yöneticilerden aynı yüksek performansı, kesintisiz ve her an alamayacağımızın bilincinde olarak, performans dalgalanmalarına empati ile yaklaşmanın önemini de bu aşamada hatırlatmakta fayda görüyorum.

Ekonomik ve iklim krizleri, göçler ve doğal afetler artık iş dünyasının günlük bir parçası. Zor zamanlarda yöneticilik yetilerini geliştirmek için önerilerin neler? Bu konuda örnek aldığın kişileri, faydalandığın kitap ve podcast’leri bizimle paylaşır mısın?

Okumak ve gelişim odaklı eğitim/seminerlere katılmak her zaman gündemimde. Dernek faaliyetleri ve sosyal sorumluluk projelerinde çok aktif yer alıyorum, bunlar kendi çemberimden çıkıp daha büyük bir çerçevede düşünmemi sağlıyor ve geliştirici oluyor.

Bu dönemde alışkanlıkların oluşumu/değişimi, farklı bakış açıları konularına çok yoğunlaşmış durumdayım. Son olarak örgüt psikoloğu Adam Grant’in “Think Again: The Power of Knowing What You Don’t Know” adlı kitabını okudum. Kitap, yeniden düşünmenin işte mükemmelliğe ve yaşamda da bilgeliğe nasıl yol açabileceğini gösteriyor. Ayrıca sizi zihinsel esnekliğe, alçakgönüllülüğe ve meraka değer vermeye davet ediyor. Öncesinde okuduğum Charles Duhigg’in “Alışkanlıkların Gücü: The Power of Habit” adlı kitap ile ard arda geldiğinde daha da anlamlı edinimler kazanmamı sağladı.

{129399}

Özlem Güsar
Özlem Güsar Tüm Yazıları