preloader

Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık

06.10.2023
Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık

Yazı Boyutu:

Reklam ajansı Jüpiter’in kurucusu Kerem Kanık, sanatla olan ilk karşılaşmasını ve ilgisini OGGUSTO okurları ile paylaştı.

Sanata olan ilginiz nasıl başladı ve bu tutku zamanla buralara kadar nasıl evrildi?

Sanata olan ilgim bundan 15 sene önce Alaçatı’da ufacık bir salonda denk geldiğim Mahmut Karatoprak sergisi ile başladı. Alaçatı’nın o dar sokaklarında yürüyerek akşam yemeği yiyeceğimiz mekâna giderken gözüme bir anda bir sanat eseri çarptı. Gözümden çok kalbime çarptı da diyebilirim. Serginin olduğu salona girdim ve yemeğe gitmek yerine sergiyi gezdim. Sonradan koleksiyoneri olduğum ve çok da yakın bir dostluk kurduğum Mahmut Karatoprak’ın o sergisi için, hayatımın dönüm noktalarından biri oldu diyebilirim. Ondan sonra sergilere ve galerilere gitmeye başladım. Yavaş yavaş bir tutku halini alan bu gezilerim, bugüne kadar artan bir iştahla devam etti ve ediyor.

Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık

Koleksiyonunuzda hangi medyum sanat eserleri ve hangi sanatçılar öne çıkıyor?

Koleksiyonum içinde çoklukla Mahmut Karatoprak, Sedat Girgin, Abidin Dino, Erkut Terliksiz eserleri öne çıkıyor diyebilirim. Bu değerli isimler dışında Nazan Azeri, Mehmet Sinan Kuran, Pedro Barbeito, Serkan Yüksel, Lola Dupre, Ekin Su Koç, Melissa Loop, Hüseyin Arıcı, Deniz Karakurt, Ivan Villalobos, Mehmet Resul Kaçar, Antonio Montariello, Tarkan Güveli, Sinan Orakçı, Rozerin Etik ve Deniz Altaş gibi isimler var.

Koleksiyonunuzu oluştururken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz, ana motivasyonunuz nedir?

Kendimi akımcı bir koleksiyoner olarak tanımlamıyorum. Dolayısıyla da populerite ya da akımsal bütünlük gibi kaygılardan uzak bir toplayıcıyım diyebilirim. Koleksiyonumu oluştururken benim için en önemli motivasyon, eser ile karşılaştığım o ilk an. Biraz ilk görüşte aşk da diyebiliriz bu an için. Eserin bana çarpma hızı ve bende bıraktığı o ilk izlenim benim için en değerli kriter. Tekmesini tokatını yemediğim hiçbir esere duvarlarımda yer vermiyorum.

Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık
Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık

Yeni nesil sanatçılar arasında dikkatinizi çekenler kimler? Onların sanatlarında neyin sizi cezbettiğini düşünüyorsunuz?

Sinan Orakçı ve Mehmet Resul Kaçar son dönemlerde benim en çok ilgimi çeken sanatçılar. Bu 2 isim ile birlikte henüz bir eserini koleksiyonuma dahil edemediğim ve fakat çok da istediğim Eser Gündüz de hayranlık duyduğum bir isim. Deniz Karakurt Şekerci ismini de bu listeye eklemeden geçmek istemem.

Eskiden bu “En beğendiğiniz yeni nesil sanatçılar kim?” sorularına Sedat Girgin ve Erkut Terliksiz isimleriyle cevap veriyordum ancak onlar için artık yeni neslin yaşlı ve fakat ustalık yıllarının genç sanatçıları diyebilirim…

Beni Sinan Orakçı’nın eserlerinde cezbeden unsur, Sinan’ın o monochrome dünyası. Yeşil renk ile çok etkileyici bir dünya yarattığını düşünüyorum Sinan’ın. Tabiat ile olan şahsi bağıma da Sinan Orakçı işleri çok iyi geliyor. Bir diğer yükselen değer ise Mehmet Resul Kaçar. Mehmet Resul aslında doğup büyüdüğü coğrafya ile müthiş bir dışavurum sergiliyor eserlerinde. “Bu topraklar reklamcılığı” dediğimiz bir reklamcılık vardır. Bu tarz reklamlarda hep Anadolu’nun o sarı toprakları ve köy hayatı konu edilir. Mehmet Resul’ün bu dünyayı ele alış biçimi ve tuval üzerindeki çıktısı beni çok etkiliyor.

Deniz Karakurt Şekerci ise tuval ile farklı bir ilişki içerisinde bence. Karanlık bir dünyanın nakışını işliyor eserlerine Deniz. Klasik 2 boyutlu bir düzleme 3. boyutu katma şekli o bahsettiğim tokadı atmıştı bana mesela. Her biri çok değerli isimler…

İş dünyası ile sanat arasında nasıl bir paralellik veya kontrast görüyorsunuz?

Ben reklamcıyım. İş dünyası kavramı benim için yaratıcılık kelimesi ile çok içli dışlı. Sanat kavramı da yaratıcılık ile bezenmiş bir kavram. Sanatçıların eserlerindeki esneme payını hep kıskanıyorum. İş dünyasında bu pay maalesef çok yok. Paralellik olarak yaratıcılığı, kontrast olaraksa sanatçının özgürlük lüksünü söyleyebilirim.

Sanatla iç içe olmanın size kattığı en değerli şey nedir?

Derinlik. Hayatı geldiği şekliyle değil de, katmanlarıyla karşılamak konusunda sanat ile iç içe olmanın faydasını çok yaşadım ve yaşıyorum. Hayata bakış açımızın çoğulluğu çok önemli. Sanat benim için tam olarak bu çoğulluğu sağlıyor.

Koleksiyoner yolculuğunda eminim genç sanatseverlere veya koleksiyon yapmayı düşünenlere çok değerli tecrübelerinizden söyleyecekleriniz olacaktır. Onlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Bunu hiç uzatmadan şu netlikte özetleyebilirim; eserlerin size gözlerinizden değil kalbinizden girmesine alan açın. Popüler olana kanmayın, kalbinize kanın.

Herhangi bir limit olmasa, hangi sanat eserini almak isterdiniz?

Semiha Berksoy ve Daron Mouradian eserlerinden almayı isterdim. Bir de Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir sergisinde değerli eşi Eren Eyüboğlu’nun bir eseri kalbime çarpmıştı. Almayı çok istemiştim ancak aile koleksiyonu olmasından mütevellit satılmıyordu. Kalbim hâlâ o eserdedir.

Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık
Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık

Sanatla ilgili takip ettiğiniz yayın, podcast, Instagram hesapları neler?

Galerilerin ve sanatçılarının hesaplarını sıklıkla takip ederim. Bununla birlikte sektörel yayınları ve dijital platformları da elimden geldiğince takip ediyorum.

Yurt içi ve yurt dışında en sevdiğiniz müzeler hangileri?

İstanbul’da tabii ki İstanbul Modern’i beğeniyorum. Ancak şunu da ifade etmeliyim ki biraz seçeneksizlikler ile sınanıyoruz Türkiye’de. Yurt dışında ise Saatchi, Moma, Louvre ve Tate Modern öne çıkıyor. Bir Brezilya gezimde Sao Paulo’da Arte de Sao Paulo’yu görme fırsatım olmuştu, muhteşemdi!

Bir eseri almadan öce sanatçısıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli? Daha önce eserini beğenip sanatçısıyla tanıştıktan sonra alımdan vazgeçtiğiniz bir eser ya da tersi bir durum oldu mu?

Almayı düşündüğüm eserlerin yaratıcılarıyla bir sohbet içinde olmak hatta arkadaşlık kurmak benim için çok önemli. Elbette ki her sanat eseri, onu beğenen ve alan kişi için kendi hikâyesini yaratır ancak yine de o eserin yaratıcısı hakkında yakınen bilgi sahibi olmak da çok öenm verdiğim bir detaydır. Saydığım sanatçı arkadaşlarım ve abilerimin her biriyle benzer ilişkiler kurmuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki duvarlarımda eserleri asılı olan insanların aslında kim oldukları da muhakkak aklımda ve kalbimde asılıdır.

Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık
Sanatla Anılan İş İnsanları: Kerem Kanık

Peki bu bağlamda en unutulmaz karşılaşmanız kiminle, nasıl oldu?

Tereddütsüz söyleyebilirim ki bu isim Mahmut Karatoprak’tır. Alaçatı’da tanıştığımı söylemiştim. Kendisinin eserlerini gördüğüm o ilk an, yürümekte olduğum sokaktan bir anda eserlerinin sergilendiği salona geçmiştim. Ahşap üzerine yağlı boya ve buluntu malzemelerle müthiş vinyetler yaratmıştı Mahmut Abi. Yarım saate yakın bir eserinin başında takıldım kaldım. Yarım saatin sonunda yanıma biri geldi ve “Sanırım beğendiniz” dedi. Gelen kişinin kim olduğuna dahi bakmadan sadece “Evet” dedim. Beyefendiye hiç bakmamıştım. Daha sonra sergiden çıkarken kapının dışında konuklarla sohbette olan serginin küratörüne, bu serginin kime ait olduğunu sordum. Sergideki eserlerin Mahmut Karatoprak’a ait olduğunu söyledi. Sonra da “Az evvel konuştuğunuz beyefendi” diye ekledi. Yanıma gelip gözümü alamadan baktığım esere “Sanırım beğendiniz” diyen kişi meğer o eserin yaratıcısı olan Mahmut Karatoprak’mış. Mahmut Abi ile bu şekilde tanışmış olduk. İyi de tanıştık, dost olduk…

Banu Seyhan
Banu Seyhan Tüm Yazıları