preloader

Pipet Sarmalı: Plastik mi, Kağıt mı?

Pipet Sarmalı: Plastik mi, Kağıt mı?

Yazı Boyutu:

Tek kullanımlık plastiklere karşı tepkiler kağıt, cam, metal ve bitki bazlı pipet pazarının büyümesine neden oldu. Peki bunların arasında seçim yapmak gerçekten bu kadar basit mi?

Muhtemelen benzer bir durumla karşı karşıya kalmışsınızdır: Öğlen yemeğinizde smoothie’nizi ya da sabah buzlu kahvenizi ya da cuma gecesi kokteylinizi yudumlamanız için bardağın içinde parlak renkli bir tüp vardır. Birkaç yudumdan sonra bu tüp kendi üzerine düşer ve siz bardağınızdan çıkardığınız ıslak, hamurumsu şeyi koyacak bir yer ararsınız.

Konaklama sektörü tüketicilerin tepkisi ile karşı karşıya kalmamak için plastiği terk etmekte hızlı davrandı; kağıt pipetler bir anda barlarda, restoranlarda ve fast-food mekânlarında bulunur hale geldi. Plastikten yapılanlar gibi doğada 300 yıl boyunca kalmasalar da kağıt pipetlerin de arzulanacak çok fazla yönü yok.

Kağıt Pipetlerin Görünmez Ayak İzleri

Yakın zamanda yapılan bir çalışma, potansiyel bir endişenin altını çizdi. Belçika’daki Antwerp Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından analiz edilen kağıt pipetlerin, plastikten daha fazla ‘sonsuz kimyasallar’ (per- ve porlifloroalkil maddeler veya PFAS) içerdiği tespit edildi. Bu uzun ömürlü PFAS’lar on yıllarca doğada kalabiliyor; su kaynaklarını kirletiyor ve bir dizi sağlık sorunu ile ilişkilendiriliyor.

Çalışmayı gerçekleştiren araştırmacılar, sonuçlarının kağıt pipetlerin -PFAS içerdiği tespit edilen bambu muadilleriyle birlikte- plastiğe göre daha sürdürülebilir bir alternatif olmadığını gösterdiğini söylüyor. İçerdikleri yüksek seviyedeki sonsuz kimyasallar, bu alternatiflerin ne kadar ‘biyolojik olarak parçalanabilir’ olduğu konusunda da bir soru işareti bırakıyor.

Tabi farklı pipet türlerinden kaynaklanan emisyonların üzerine konuşurken iklim krizine sebep olan ve dikkate alınması gereken diğer faktörleri de göz ardı etmemek gerekiyor.

Pipet Sarmalı: Plastik mi, Kağıt mı?

Bilimsel olmasa da sıkça başvurulan bir tahmine göre, ABD’de her gün 500 milyon adet tek kullanımlık pipet tüketiliyor. Bu istatistiğin geçerliliği tartışmalı; öyle ki gerçek rakamın bunun yarısından az olduğu varsayılıyor. Şüphesiz, tek kullanımlık pipetlere harcanan miktar son 20 senedir katlanarak artıyor. Her yıl tam olarak ne kadar pipet kullanıldığına ve ne kadarının doğaya karıştığına dair tahminleri doğrulamak zor olsa da, plastik pipetlerin her yere girdiği açık. Dünyanın dört bir yanındaki sahil temizliklerinde çok sayıda toplanıyorlar. Penguenlerin midelerini deldikleri ve bir Olive Ridley deniz kaplumbağasının burun deliğine sıkıştığının görüntülerini de izledik.

Plastik, deniz yaşamını kısmen boğulma veya boğulma nedeniyle öldürüyor. Ancak plastiğin bu kadar tehlikeli olmasının daha büyük nedeni, parçalandığında ortaya çıkan bisfenol-A (BPA) gibi zehirli kimyasallar. Östrojeni taklit eden BPA, hormonlarımızı bozuyor ve kanserojen olabiliyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, plastiğin mercan resiflerini de hastalığa açık hale getirerek öldürdüğünü ortaya koyuyor.

Milo Cress, 2011 senesinde henüz 9 yaşındayken başlattığı Be Straw Free hareketiyle övgüyü hak ediyor şüphesiz. Cress, içeceklerindeki plastik pipetlerin ne kadar sık çöpe gittiğini fark ediyor ve bu küçük parçaların ülke çapında ne kadar atık oluşturduğunu merak etmeye başlıyor. Kendisinin yaptığı araştırmaya göre ABD genelinde günde yaklaşık 500 milyon pipet kullanılıyor. Kampanyanın sonunda Disney, Starbucks ve McDonald’s gibi büyük şirketlere plastik pipet kullanmayı bırakmaları ve Kaliforniya gibi tüm eyaletlere de pipetleri tamamen yasaklamaları için ilham kaynağı oldu.

Bu kulakta sürdürülebilirlik için büyük bir kazanım olarak yankılansa da plastik pipetlerin çevresel etkilerine baktığımızda, diğer plastik kirliliğiyle karşılaştırılamayacak denli az olduklarını görüyoruz.

Kirliliğin Poster Kızı: Plastik Pipet

Plastik pipetler, sahil kenarında yürürken karşılaşacağınız en yaygın çöp türlerinden biri. Hindistan’ın Umman Denizi’ndeki Gujarat sahilindeki bir plajda yakın zamanda yapılan bir araştırma, çöplerin %9’unu plastik pipetlerin oluşturduğu ortaya çıktı. Oysa bu oran, doğaya karışan plastik atıkların sadece küçük bir kısmı.

Pipet Sarmalı: Plastik mi, Kağıt mı?

Ortaya çıkan sonuçlar yöntemlere göre farklılık gösterse de, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (Organisation for Economic Cooperation and Development, OECD) Küresel Plastik Raporu’nda topladığı rakamlar dikkate değer. Her sene küresel çapta yaklaşık 380 milyon ton plastik atık üretiliyor ve bunun yaklaşık 23 milyon tonu doğaya karışıyor. Diğer çalışmalar bu rakamı 4,8 ila 12,7 milyon ton arasında gösterse de, raporda okyanusa yılda yaklaşık 1,7 milyon ton plastiğin karıştığı belirtiliyor.

Üretilen 380 milyon ton plastik atığın yaklaşık 43 milyon tonu, yiyecek ve içecek endüstrisinden gelen tek kullanımlık plastikleri içeren tüketici ürünlerinden kaynaklanıyor. Bunun yaklaşık 14 milyon tonu ya da toplam plastik atığın %3,7’si, plastik pipetlerde kullanılan ana malzeme olan polipropilenden oluşuyor.

Okyanuslarda plastik kirliliğinin en yaygın biçimleri arasında balık ağları yer alıyor. 2018’de yayınlanan bir çalışmada, meşhur Büyük Pasifik Çöp Alanı’nda bulunduğu tahmin edilen 1,8 trilyon plastik parçasının %46’sının balık ağlarından geldiği ifade edildi. Plastik pipetlerin ise bu yığın içindeki oranı %0,025. Eğer bu eğilim bu şekilde devam ederse 2050 senesine geldiğimizde okyanusta balıktan çok plastik atık olacak.

Peki, etkileri asgari düzeydeyse, plastik pipetler neden plastik kirliliği sorununun bir simgesi haline geldi?

Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (World Wildlife Fund, WWF) plastik atık ve iş dünyasından sorumlu başkan yardımcısı Erin Simon, “Pipet, bir bireyin yapabileceği ve aynı zamanda etkisi olan bir seçimin sembolü haline geldi” diyor ve ekliyor: “Her ne kadar bunun o kadar basit olmadığını ve sorunun plastik pipet kullanımının çok ötesine geçtiğini bilsek de plastik kirliliği gibi bir kriz ancak herkes üzerine düşeni yaptığında çözülebilir.”

Pipet Sarmalı: Plastik mi, Kağıt mı?

Elbette plastik pipetlerden vazgeçmek plastik kirliliğini çözmeyecek; ancak sorunu kamuoyunun gözlerinin önüne sermeye yardımcı oldu, diyebiliriz.

The Last Plastic Straw’un kurucusu ve Plastik Kirliliği Koalisyonu’nun (Plastic Pollution Coalition) savunuculuk ve katılım yöneticisi Jackie Nunez, “Şu anda küresel olarak her yıl 460 milyon tondan fazla yeni plastik üretiliyor ve bu sayı her geçen sene artıyor,” diyor. Geçtiğimiz 50 sene içinde gerçekleşen 20 katı bir artıştan söz ediyor: “Tek kullanımlık plastik ve neden olduğu kirlilik hakkındaki konuşmalar artık ana akım ve küresel.”

Plastik pipet karşıtı hareket kamuoyu desteğinin toplanmasıyla büyük ölçekli, üst düzey bir eyleme dönüştü. BM Çevre Konseyi, 2022 senesinde 170 ülke ile küresel plastik kirliliğini ele alacak bir Küresel Plastik Anlaşması için müzakerelere başladı ve 2024 sonuna kadar bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi hedefleniyor.

Her uzman, eğer yapabiliyorsanız pipetleri tamamen reddetmenin daha iyi olacağını söylüyor.

Artılar mı, Eksiler mi?

Diğer plastik türlerine kıyasla nispeten küçük çevresel etkilerine rağmen plastik pipetler, tek kullanımlık bir plastik parçasının yaşam döngüsü boyunca yaratabileceği etkiye dair bir vaka çalışması haline geldi.

Şaşırtıcı bir şekilde, fosil yakıtlardan üretilmiş olmalarına rağmen, Tayland’da yapılan bir araştırma, polipropilenden yapılan geleneksel plastik pipetlerin, biyolojik olarak parçalanabilir olduğu varsayılan biyoplastik pipetlerden daha az karbon ayak izine sahip olduğunu gösterdi. Pipetlerin ham maddelerine, üretimlerine ve imhasına ilişkin sera gazı emisyonlarını değerlendiren araştırmacılar, poliaktik asit pipetlerinin, yapımlarında kullanılan doğal malzemelerin yetiştirilmesi ve hasat edilmesi için gereken arazi ve bu araziyi elde etmek için kesilen ağaç miktarı nedeniyle daha fazla emisyon ürettiğini tespit etti. Poliaktik asit pipetlerinin yakın zamanda ilk düşünüldüğü kadar biyolojik açıdan parçalanabilir olmadığı da tespit edilmişti.

Pipet Sarmalı: Plastik mi, Kağıt mı?

Kağıt pipetlerin yaşam döngüsü boyunca salınan sera gazı miktarının plastik pipetlerinkiyle aynı olduğu ve emisyonların ise dörtte biri kadar olduğu tahmin ediliyor. Brezilya’daki araştırmacılar tarafından 2020 senesinde gerçekleştirilen bir dizi yaşam döngüsü değerlendirmesinde de benzer sonuçlar elde edildi ve kağıt pipetlerin plastik pipetlere kıyasla daha yüksek çevresel bir etkiye sahip olduğu görüldü. Bunun nedeni, etkinin hammadde için gerekli olan arazi kullanımı üzerinden ölçülmesi ve deniz yaşamının üzerindeki etkilerin hesaba katılmamasıydı şüphesiz. Zira araştırmacılar, kağıt pipetler suda hızla bozunduğu için plastik pipetlerin muhtemelen daha yüksek etkiye sahip olacağını kabul etti.

Plastik pipetlerde olduğu gibi kağıt pipetlerin de -sıvı ile temas ettiklerinde çok fazla parçalandıkları için- tipik olarak geri dönüştürülemediğini ve Birleşik Krallık hükümeti tarafından yapılan bir değerlendirmede kağıt pipetlerin çöp sahasında çürüdüklerinde plastiğe kıyasla daha fazla sera gazı saldıkları sonucuna varıldığını belirtmek gerekiyor.

Başka Bir Alternatif Yok mu?

Plastik pipet karşıtı hareket, başlangıçta herkes tarafından gönülden benimsendi; çünkü deniz yaşamını koruyan somut bir eylem gibi görünüyordu. Michigan Üniversitesi’nde sürdürülebilir sistemler profesörü olan Shelie Miller’a göre bu kısmen doğru olsa da pipetlerin çoğu yakılarak ya da çöpe atılarak yok oluyor. Çöp sahalarına atıldıktan sonra plastikler yavaşça bozularak mikroplastiklere dönüşüyor ve bu da daha geniş bir çevreye sızmalarına yol açıyor, hatta potansiyel olarak zararlı kimyasal kirlilik üretebiliyorlar. Yine de plastik pipetlerin ürettiği sera gazı miktarı nispeten düşük.

Bu hesaplamaları ABD EPA Atık Azaltma Modeli’ni kullanarak yapan Miller, “Toplam 72,4 kilometrelik bir araba yolculuğundan kaçınmak, 4 sene boyunca plastik su şişelerinden vazgeçmeye eşdeğer,” diyor ve ekledi:. “Her gün 6 kilo plastik atıyor olsaydık çoğumuz çok endişelenirdik; ancak 4 litre benzin yakmak hiç düşünmeden yaptığımız bir şey.”

Pipet kullanmaya devam etmek istiyorsanız Nunez yeniden kullanılabilir, plastik olmayan pipetleri tercih etmenizi öneriyor. Metal ve cam pipetler plastikten çok daha güvenli ve aşınma ve yıpranmaya karşı daha uzun süre dayanıyorlar. Yine de bunların bile sorunları var. Bir değerlendirmeye göre, cam bir pipet plastik bir pipete kıyasla 44 kat daha fazla sera gazı emisyonundan sorumluyken, paslanmaz çelik pipetler 148 kat daha fazla emisyona neden oluyor. Bambu pipetler daha iyi, ancak yine de plastikten 27 kat daha fazla karbondioksit üretiyorlar. Güney Afrika’da yapılan bir başka araştırmaya göre, üretilip satıldıklarında yarattıkları çevresel etkiyi nötralize etmek için cam bir pipeti 23 ila 39 kez, paslanmaz çelikten bir pipeti 37 ila 63 kez kullanmanız gerekiyor. Neyse ki, eğer kaliteli şekilde üretilmişse yüzlerce kez kullanılabilirler.

Pipet Sarmalı: Plastik mi, Kağıt mı?

Yani bu basit bir seçim olmaktan çok uzak. Çevreye verdiği zarar konusundan hangi açıdan baktığınıza bağlı olarak bilimsel kanıtlar farklı yorumlamaya açık görünüyor. Yine de her uzman, eğer yapabiliyorsanız pipetleri tamamen reddetmenin daha iyi olacağını söylüyor.

Plastik pipet karşıtı hareketin topladığı ilgi olağanüstüydü; ancak gerçekten güçlü bir çevresel etki yaratmak için, bu enerjinin diğer atık kaynaklarının ele alınması ve daha büyük ölçekli değişiklikleri zorlamak adına yeniden yönlendirilmesi gerekiyor. Plastik pipet kullanımının azaltılması veya günün birinde ortadan kaldırılması harika bir ilk adım olsa da tek başına dünyayı kurtarmayacak.

Zeynep Özar Berksü
Zeynep Özar Berksü Tüm Yazıları