Işıldatan Liderler: Ufuk Batur
Yazı Boyutu:
L’Oréal Türkiye Lüks Divizyon Genel Müdürü Ufuk Batur, toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine düşüncelerini paylaşıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği sizin için ne anlam taşıyor? Bu konudaki kişisel düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?
Toplumsal cinsiyet eşitliği, benim için tüm bireylerin eşit haklara, fırsatlara ve kaynaklara sahip olduğu bir toplumu ifade eder. Bu da cinsiyete dayalı toplumsal normları ve stereotipleri yıkmak anlamına gelir. Topluma herkesin eşit derecede katkıda bulunma şansına sahip olduğu bir ortam, daha fazla yenilik, ekonomik büyüme ve genel refahın yolunu açar. Bu, bireylerin ve organizasyonların kolektif çabalarını gerektiren bir konudur. Bu noktada biz de Lancôme olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadın haklarını desteklemek, liderlik pozisyonlarında eşit temsil sağlamak ve cinsiyete dayalı şiddeti ve ayrımcılığı önlemek adına bilinçli bir şekilde ilerliyor ve ofis içi ve ofis dışı olmak üzere elimizden geleni yapıyoruz.
Kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Her ne kadar günümüzde, eskiye kıyasla, kadınların liderlik pozisyonundaki temsili artmış olsa da hâlâ bu konuda alınması gereken çok uzun bir yol olduğunu düşünüyorum. Öncelikle kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi için şirketler, eşitlik politikaları ve adil iş süreçleri uygulamalıdır. Şirketlerin uygulayacağı politikaların yanı sıra çalışanlara cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve anlayışı artırmak için eğitim ve farkındalık programlarının uygulanması da genelden özele inerek bu değişimin daha köklü ve kalıcı olmasını sağlayacaktır.
Biz de Lancôme olarak ekim ayı itibarıyla 2017 yılından beri tüm dünyada 150.000’den fazla kadının hayatına dokunan”Write Your Future” isimli gönüllülük programını hayata geçirmek istiyoruz.
Birbirini destekleyen, eğitim aracılığıyla kadınların güçlendirilmesini sağlayarak pozitif toplumsal değişimi teşvik eden ve ilham veren kadınlardan oluşan bir topluluk yaratmayı hedefleyen bir proje. Türkiye’de beceri geliştirme kursları, birebir mentorluk ve network desteği sağlama gibi adımlarla kadınları güçlendirerek sürdürülebilir bir güven bazı yaratmayı hedefliyoruz.
Şirketinizin toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki misyon ve taahhütleri nedir? Bugüne kadar elde ettiğiniz gelişmeleri paylaşır mısınız?
L’Oréal’de cinsiyet eşitliği, “Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği Yaratmak” isimli küresel misyonumuzla birlikte yürüyor. Özellikle kendi ekosistemimiz içinde kadınları desteklemek üzere hareket ediyoruz. Kadınların eşitliğine ve güçlendirilmesine yönelik uzun süredir devam eden taahhüdümüz bulunuyor. Grup genelinde eşitliği ve eşit ücreti savunuyoruz ve uzun zamandır cinsiyet eşitliğinde dünya çapında bir lider olarak tanınıyoruz. Şirket içinde çok çeşitli kişisel ve profesyonel gelişim programları, esnek çalışma saatleri, annelik sonrası özel destekler gibi uygulamalarımız var. İş yerinde cinsiyet eşitliği konusunda yaptıklarımızla yıllardır Bloomberg’in Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde yer almaya hak kazanan bir şirketiz. Cinsiyet eşitliği konusunda şirket içi uygulamalarımızla Türkiye’de de öncü durumdayız.
Cinsiyete dayalı şiddete ve daha da açık olarak aile içi şiddete karşı küresel politikalarımız var. Ayrıca, eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. Bunu hem şirketimizde hem de şirket dışında tedarikçilerimiz ve ortaklarımız nezdinde kadınları her adımda güçlendirmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini savunarak yapıyoruz. Cinsiyet ayrımcılığını ve zararlı klişeleri ortadan kaldırıyor ve reklamlarımızda da çeşitliliği teşvik ediyoruz. Bugüne kadar kaydettiğimiz ilerlemeden gurur duymakla birlikte, tüm ekosistemimiz genelinde çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığın tüm yönlerinde değişimi yönlendirmeye kararlıyız.
Şirket çalışanlarınızın ve yönetim kurulunuzun kadın erkek oranlarını alabilir miyiz? Gelecek hedefleriniz nelerdir?
Üretim fabrikamız, merkez ofisimiz, saha çalışanlarımız dahil olmak üzere 856 kişilik bir ekibimiz var. Kadın çalışanlarımızın sayısı ise 535. Üst kademedeki 12 çalışandan 6’sı kadın, yani yönetim kademesinde yarı yarıya bir oran söz konusu. Globale baktığımızda da benzer oranları görüyoruz. L’Oréal Grup’ta kadınlar, yönetim kurulu üyelerinin %50’sini, icra kurulu üyelerinin %32’sini, tüm kilit pozisyonların %57’sini ve uluslararası marka direktörlerinin %61’ini oluşturuyor.
Kadınların organizasyonumuzun tüm seviyelerinde yükselmeleri ve başarılı olmaları için yeni yollar inşa ediyoruz. Şirketin tüm düzeylerinde ve işlevlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik uzun süredir devam eden bir taahhüdümüz var. Kadın çalışanlar için daha kapsayıcı ortamlar oluşturmaya devam ediyoruz. Cinsiyet eşitsizliği konusunda farkındalık yaratmanın ve dönüşümün uzun ve engebeli bir yol olduğunun bilincindeyiz. Başarıya ulaşmak için cinsiyet eşitsizliği konusunda farkındalığın artırılması ve kurum kültürlerine işlenmesi gerekiyor. L’Oréal Türkiye olarak bu anlamda çok güzel projelere imza atıyor ve rol model olmayı önemsiyoruz.
Sizce ‘Işıldayan Kadın’ın tanımı ve kriterleri nedir?
Mutlu olmak için çalışan, çabalayan, kendisi ile mutlu olma felsefesini benimsemiş her kadın ışıldar. Güzellik felsefesini mutluluk üzerine kuran Lancôme da mutluluğun, güzelliğin başlangıç hissi olduğunu ve dış güzellikten daha önemli olduğunu söylüyor. Lancôme’un felsefesi olan bu pencereden baktığımızda “Işıldayan Kadın”ın başlıca ve belki de tek kriterinin mutlu kadınlar olduğunu söyleyebilirim. Lancôme‘un kadınların eğitimi ve istihdamı üzerine olan global projesi Write Your Future da kadınları mutlu etmek ve değerli hissettirmek adına son dönemlerde en önem verdiğimiz projelerimizden biri. Bu proje kapsamında ekim ayında başlayarak Türkiye’de de hayata geçmesini sağlayacağız ve tüm Türkiye’den kadınlara eğitim ve mentorluk sunacağız.
Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda en çok ilham aldığınız, kişi, şirket ya da olay nedir?
Birçok gurur duyduğum örnek var tabii ki, tüm dünyada. Ama bu konuda kendi şirketimde her gün birlikte çalıştığım, başarılara imza attığım kadınlar; onların hikâyeleri ve L’Oréal’in onlara desteği benim için en büyük ilham kaynağı.
Bu bayrağı devraldığım benden önceki iki genel müdür örneğin. Bir tanesi Singapur’da, diğeri Paris’te üst düzey pozisyonlardalar. Benim olduğum koltukta iken anne oldular, hem çocuklarını bu ülkeye ve dünyaya faydalı bireyler olarak yetiştirdiler hem de Tükiye’yi, bizleri en gurur verici kariyer hikâyeleri ile temsil ettiler. Bunu yaparken de şirketin tüm desteği arkalarındaydı.
Sahada her gün müşterilerimize muhteşem bir deneyim yaşatan güzellik uzmanlarımız. Hem müşteri memnuniyetimiz onlarla en güçlü şekilde artıyor hem markalarımızı en önemli noktada temsil ediyorlar hem de evlerinde ve sosyal yaşantılarında güçlü kadınlar olarak var oluyorlar.
Kadınların etrafımı çevrelediği ve desteklendiği bir şirkette olmak, her gün birlikte güzel işlere imza atmak benim için büyük bir ayrıcalık.