Dünyanın En Manzaralı Tren Turları

Geçmişin en ihtişamlı seyahat aracı olan trenler günümüzde de popülerliğini koruyor.

Karayolu ya da havayoluyla bir yerden bir yere ulaşmak daha hızlı olsa da yolculuğun kendisini bir keyif haline getiren bu nostaljik aracın modası hiçbir zaman geçmeyecekmiş gibi görünüyor. Birbirinden konforlu, lüks, hatta kimileri tavana kadar uzanan camlarıyla kesintisiz bir şekilde manzaranın keyfini çıkarmanızı sağlayan trenler arasından sizler için seçtiklerimize bir göz atın.

Glacier Express, İsviçre

Görsel: Instagram

Tablo güzelliğindeki manzaraların keyfini çıkaracağınız 8 saatlik bir yolculuk vadeden Glacier Express, belki de dünyanın en yavaş treni. Saatte 45 kilometre hız yapan tren, zaman zaman hızını 35 kilometreye düşürerek seyir zevkinizi maksimuma çıkarmanızı sağlıyor. Bu trenle yolculuk tam anlamıyla unutulmaz bir deneyim. Trenin vagonlarındaki camlar oturma yerlerinden başlayıp tavanın ortalarına kadar uzandığı için kesintisiz bir manzara keyfi sunuyor. Alpler’in eteğinde yol alırken başınızı hangi yöne çevirirseniz çevirin büyüleyici bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz. Gözlerinize bayram ettirecek bu büyüleyici rotanın başlangıç noktası, 4478 metre yüksekliğindeki Matterhorn’un nefes kesen manzarasına sahip Zertmatt. Bu şirin dağ köyünden kalkan tren İsviçre’nin en zarif tatil beldesi St. Morizts’e kadar gidiyor. Solis ve Landwasser viyadüklerini, spiral tünelleri olan Albula hattını, İsviçre’nin en büyük kanyonunu ve Oberalp Geçidi’ni görebileceğiniz güzergahta, trenin tam 291 köprüden, 91 tünelden geçtiği söyleniyor. Glacier Express ile seyahat eden şanslı kişilerdenseniz trende olduğunuz süre boyunca birbirinden güzel dağ köyleri, göller, şelalelerle renklenen manzaraların fotoğraflarını çekmeye doyamayacaksınız. Fotoğraf çekmeyi sevenler için ufak bir not; trenin son vagonunu tercih ederseniz viyadükler ve tünellerden geçerken treni de manzarayla birlikte görüntüleyebiliyorsunuz.

Rocky Mountaineer, Kanada

Görsel: Instagram

Vancouver’dan kalkan cam tavanlı Rocky Mountaineer trenleri Kanada’nın doğusuyla batısını birbirine bağlayan tarihi demiryolu üzerinde çalışıyor. Bu trenle yolculuk yapmayı tercih edenler yol boyunca görkemli kanyonlar, dağ geçitleri, efsanevi tüneller, göller ve ulusal parkların büyüleyici güzellikleri eşliğinde hafızalarına yer edecek bir tatil yapabilirler. Trenlerin yataklı vagonları yok, ancak her varış noktasında konforlu otellerde konaklayabiliyorsunuz. Rocky Mountaineer’in bir gecelikten dokuz geceliğe kadar farklı seyahat rotaları da var. Hepsi de birbirinden keyifli. Hangi rotayı tercih ederseniz edin; kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri, gün boyu kahve, çay ve atıştırmalıklar, rahat koltuklar ve geceleri otel konaklamaları için ekstra ücret ödemeniz gerekmiyor.

{77225}

Belmond Hiram Bingham, Peru

Görsel: Instagram

Adını Machu Picchu’yu keşfeden Amerikalı kaşif Hiram Bingham’dan alan tren, Cusco’dan hareketle Machu Picchu’ya gidiyor. Trenin ahşap ve pirinç ağırlıklı dekorasyonuyla 1920’lerin tarzını yansıtan konforlu vagonlarına adım attığınız anda keyifli bir seyahatin ilk sinyallerini alıyorsunuz. Kokteyllerle karşılandığınız bu lüks seyahatte; canlı müzik, Peru mutfağından lezzetli yemekler ve tabii ki hayranlıkla izleyeceğiniz manzaralar size eşlik ediyor. Hedefi Machu Picchu kadar mistik olan bu tren yolculuğu ilk olarak 2003 yılında başlatılmış. O günden bu yana binlerce yolcu Machu Picchu’ya ulaşmak için bu konforlu ve eğlenceli treni tercih etmiş. Dilerseniz Hiram Bingham’la yolculuğunuzu 9 güne varan bir keyfe dönüştürebilir, yine Cusco’dan kalkan trenlerle bu büyüleyici ülkenin farklı yerleşimlerini de görebilirsiniz.

The California Zephyr, ABD

Görsel: Instagram

Chicago’dan kalkan The California Zephyr ile tam 51 saat 20 dakikalık harika bir yolculuk yapabilirsiniz. Tavana uzanan geniş camlarıyla tam bir seyir treni olan The California Zephyr’in son durağı ise San Francisco. Kuzey Amerika’daki en güzel tren gezilerinden biri olarak bilinen yolculuk boyunca; Nebraska ovalarından geçerek Rocky Dağları, Glenwood Kanyonları, Truckee Nehri, Donner Gölü, San Pablo Körfezi ve Carquinez Boğazı’nı görme şansına erişiyorsunuz. Bu konforlu ve lüks seyahat boyunca yapmanız gereken tek şey manzaranın tadını çıkarmak.

Tranz Alpine, Yeni Zelanda

Görsel: Instagram

Yeni Zelanda’nın South Island (Te Waipounamu) kısmında çalışan Tranz Alpine ile adanın doğu kıyısından batı kıyısına yolculuk yapacaksanız çok şanslısınız. Çünkü rüya gibi bir seyahat sizi bekliyor. Panoramik yan ve çatı pencerelerinin yanı sıra Alpine Yağmur Ormanları manzarası için de açık bir seyir vagonu bulunan tren, yaklaşık 5 saat gibi bir sürede Christchurc’den hareketle kömür ve altın madeni şehri Greymouth’a varıyor. Ardından Canterbury Plains’i geçerek batıya yönelen tren, Waimakariri Nehri’nin görkemli geçitleri ve vadileri boyunca Güney Alpler’e doğru yavaşça yükselip kısa bir mola için Arthur’s Geçidi’ndeki dağ köyüne ulaşıyor. Yolculuk sırasında her zaman popülerliğini koruyan Fox Buzulu ve Franz Jozef Buzulu’nu da görebiliyorsunuz. Manzaraların tadını bir şeyler atıştırarak çıkarmak istiyorsanız, trenin alkollü-alkolsüz içecekler, atıştırmalıklar ve hafif yemekler bulabileceğiniz bir kafe vagonu da var.

{77857}

Flåm Demiryolu, Norveç

Görsel: Instagram

2014 yılında National Geographic Travellers dergisinin Avrupa’nın en iyi 10 tren yolculuğu arasında saydığı, Lonely Planet’in daha da ileri giderek dünyanın en iyi tren yolculuğu olarak nitelendirdiği Flåm Demiryolu, Norveç’in en eşsiz dağlık manzaralarını görmek için harika bir seçenek. Manzaraların tadını çıkarmanız için saatte 40 km hızla yol alan tren, dünyanın en güzel fiyordlarından biri sayılan Aurlandsfjord’un ucunda yer alan Flåm kasabasından kalkıyor. Deniz seviyesindeki bu kasabadan 50 dakikalık bir tırmanışla 867 metre yükseklikteki Myrdal dağ istasyonuna ulaşıyorsunuz. 20 km uzunluğundaki yol boyunca; Norveç’in popüler bisiklet rotası Rallar Road, minicik şirin köyler ve köpük köpük akan şelalelere hayran kalıp 20 adet tünelden geçiyorsunuz. Yolculuğun büyük bir kısmında masmavi bir nehir de demiryoluna eşlik ediyor. Kjosfossen Şelalesi’ne ulaştığınızda 5 dakikalığına trenden inip platforma çıkarak baş döndürücü güzellikteki şelalenin fotograflarını çekme fırsatınız var. Geniş camlara ve rahat koltuklara sahip tren sadece ekonomi sınıfı bilet hizmeti sunuyor. Ancak manzaraların güzelliği daha lüks bir hizmet arayışını aklınıza bile getirmiyor.

Royal Scotsman, İskoçya/Birleşik Krallık

Görsel: Instagram

İskoçya’nın eşsiz güzelliklerini keşfetmek istiyorsanız Royal Scotsman ile konforlu ve lüks bir yolculuk yapabilirsiniz. Cilalı ahşap paneller, sıcak tonlu kumaşlarla yolcularını şık bir ortamda ağırlayan tren Edinburg’dan kalkıyor. Royal Scotsman’ın dağlar, tepeler, derin vadiler, manzarayı ayna gibi yansıtan göletler ve görkemli tarihi kaleler diyarı olan Highland bölgesinde birkaç rotası var. Seçtiğiniz rotaya göre İskoçya’nın bazı turistik yerlerini ve viski imalathanelerini de ayrı bir ücret ödemeden dolaşabiliyorsunuz. Tren ilk kez 1985 yılında hizmete girmiş. Bol ödüllü beş yıllık bir serüvenden sonra orijinal vagonları yepyeni ve daha konforlu olanlarla değiştirilmiş. 2007 yılında Royal Scotsman adını alan trenin artık bir de spa vagonu var. Açık havaya çıkmanızı sağlayan verandası ise yolcular tarafından çok seviliyor.

Palace on Wheels, Hindistan

Harikalar diyarında 7 gece, 8 gün geçirmek isterseniz Palace on Wheels ile Hindistan’ı keşfe çıkmalısınız. Bu tren adından da anlaşılacağı gibi adeta tekerlekleri olan bir saray. Dünyanın en lüks dördüncü treni olduğu söylenen Palace on Wheels, eski bir kraliyet treninden yolcu trenine dönüştürülmüş. Antika ahşap mobilyalar, zarif sanat eserleriyle dekore edilen trende 39 deluxe, 2 adet de süper deluxe kabin bulunuyor. Delhi’den kalkan trenle yolculuk tam 8 günlük keyifli bir serüven. Nefes kesen eşsiz manzaralar camınızdan akarken birbirinden özel yerleşimleri de tanıma fırsatınız oluyor. Rajasthan eyaletinin başkenti Jaipur, Chittorgarh, Sawai Madhopur, Udaipur, Jaisalmer, Jodhpur ve son olarak da Taj Mahal’e varan Palace on Wheels, muhteşem bir yolculuk vadediyor. Hint ve dünya mutfaklarından özel lezzetler sunan iki restoranı bulunan trene son olarak bir de spa vagonu eklenmiş.

{77684}

Centovalli Railway, İtalya–İsviçre

Görsel: Instagram

İtalya’daki Domodossola’yı İsviçre’deki Locarno’ya bağlayan bu hatta yolculuk ederken arkanıza yaslanın ve manzaranın keyfini çıkarın. Deniz seviyesinden 204 metre yüksekte bulunan kalkış istasyonundan sonra 500 metrede konumlanan Trontano’ya varan tren, daha sonra Vigezzo Vadisi’ne, oradan da 838 metredeki S. Maria Maggiore’ye doğru yol alıyor. Bu nispeten daha dik yokuşu tırmandıktan sonra da yavaş yavaş inişe başlıyor. Maggiore Gölü kıyısındaki Loccarno’ya varmadan önce Centovalli adlı muhteşem bir vadiden geçerek gözlere şenlik bir manzara şöleni sunuyor. 2 saat süren yolculuk boyunca geçtiği duraklardan hiking yapanların trene binip indiğini fark edeceksiniz. Zira yol üzerindeki köylerin çoğu, bölgenin dağlarına ve vadilerine giden yürüyüş parkurlarına sahip. 52 km’lik bu güzergahta 2 tür tren çalışıyor. Bunlardan en çekici olanı Treno Panoramica Vigezzo Vision, diğeri ise Centovalli Express adında daha standart özelliklere sahip bir tren. Her iki tren de manzaranın tadını çıkarabilmeniz için yavaş çalıyor.

Black Forest Line Scenic Train, Almanya

Görsel: Instagram

Hansel ve Gretel masalından fırlamış gibi duran evlerin bulunduğu köyler ve çam ormanları arasından yol alan Black Forest Line Scenic adlı trenle yolculuk 2 saat 43 dakika sürüyor. Ancak öyle güzel bir rotası var ki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Yolcularına Avrupa’nın en muhteşem manzaralarını görme imkanı sağlayan Black Forest hattındaki bu modern tren Offenburg’dan kalkıyor. Hornberg’e varana kadar yemyeşil tarlalar ve köyler arasından yol alıyor. Varış noktası olan Konstanz Gölü’ne ulaşana kadar koyu yeşil çam ormanlarını seyrederek bu eşsiz coğrafyanın tadını çıkarıyorsunuz.

Rovos Rail–The Pride of Africa, Güney Afrika

Görsel: Instagram

Rovos Demiryolu’nun The Pride of Africa trenleri, demiryollarının altın çağını modern kolaylıklarla birleştirerek yolcularına 3 günden 15 güne kadar tatil olanakları sunuyor. Dünyanın en lüks trenleri arasında sayılan bu trenlerin Pretoria ve Cape Town arasındaki rotalarından birini seçerek muhteşem bir yolculuk yapabilirsiniz. Trenin geniş camlarından hayranlıkla izleyeceğiniz nefes kesen görüntüler arasında ovalar, cıvıl cıvıl şehirler, uçsuz bucaksız ovalar, yemyeşil ormanlar, yaban hayatı, heybetli dağlar ve çok daha fazlası var. Taze ve mevsimlik malzemelerle hazırlanan menüleri ise her damak zevkine hitap edecek şekilde oluşturulmuş. Av eti gibi yerel lezzetlere de menülerinde yer vermişler. Tanzanya, Angola, Mozambik, Botswana, Nambia, Zambia ve Zimbabve ise seçeceğiniz rotaya göre görebileceğiniz yerler arasında.

Alaska Railroad-Denali Star Train, Alaska

Görsel: Instagram

Adını Kuzey Amerika’nın en yüksek dağı olan Denali’den alan Denali Star treni, Alaska Demiryolu’nun en keyifli yolculuklara imza atan yıldız treni. Anchorage’den kalkıp 356 mil yol katederek Fairbanks’a ulaşan tren, 12 saat süren yolculuk boyunca Wasila, Talkeetna ve Denali Ulusal Park’ındaki duraklardan geçiyor. Bu keyifli rota Alaska’nın 5 coğrafi bölgesinden ikisini kapsıyor, Southcentral ve Interior Alaska. Yolculuk sırasında Chugach Dağları ve Knik Nehri’ni geçiyor. Talkeetna’nın hemen güneyinde Susitna Nehri üzerinden görkemli Denali Dağı’nı görebiliyorsunuz. Tren Talkeetna’nın kuzeyine doğru yol almaya başladığında Hurricane Bölgesi’ne giriyor. Burada sizi karşılayacak güzellik ise kıvrıla kıvrıla akan Indian Nehri. Brand Geçidi’ne ulaştığınızda Alaska Sıradağları’nın heybetli manzarasıyla büyüleniyorsunuz. Buradan parkın kuzeyine çıkan tren, Nenana Nehri’nin kıvrımlarını takip ederek Healy Kanyonu boyunca ilerliyor. Gözlerinizi doğal güzelliklerle doyuran bu gezide her an bir bozayı veya geyikle karşılaşabilir, bu turu birkaç günlük bir geziye çevirebilirsiniz. Konaklama ve aktivite planlaması için demiryolları rezervasyon görevlileri yardımcı oluyor.

Grand Canyon Railway, ABD

Görsel: Instagram

Tarihi bir demiryolu olan Grand Canyon Railway, Arizona’nın William şehrinden Grand Canyon’a uzanır. 1901 yılından beri kullanılan bu demiryolu üzerinde lüks ya da ekonomi seçenekleriyle çalışan trenlerle hafızanızdan hiç silinmeyecek harika bir yolculuk yapabilirsiniz. Grand Canyon hattında çalışan trenlerden birine bindiğiniz andan itibaren keyifli ve eğlenceli bir yolculuk başlıyor. Müzisyenler ve kovboy karakterlerinin yolculuğunuza renk katacağı trenlerle adeta demiryolunun çalışmaya başladığı yıllara ışınlanıyorsunuz. Pencerenizden akan manzaralar da bu arada çölden kırlara, kırlardan ormanlara dönüşüyor. Sabah 09.30’da kalkan tren akşam 17.45’te aynı istasyona geri dönüyor. Grand Canyon’a giden ilk maceraperestlerin kullandığı yolu izleyen tren, Grand Canyon’daki köye vardığında 3 saatlik bir mola veriyor. Siz de bu arada tarihi binaları ve sergileriyle köyü keşfetme fırsatı buluyorsunuz. Sincaplar, kokarcalar, dağ aslanları, baykuşlar, kuzgunlar, akbabalar, antiloplar gibi çeşitli yaban hayvanları da yolculuğunuz boyunca göreceğiniz eşsiz manzaralara dahil oluyor.