She's Mercedes İle İlham Veren Sohbetler: Özlem Süer

Moda sektöründe 30. yılını kutlayan tasarımcı Özlem Süer ile ilham verici bir sohbet gerçekleştirdik.

Mercedes-Benz’in ilham veren kadınlardan yola çıkarak oluşturduğu She’s Mercedes platformu için, ilham veren kadınlar ile bir araya geliyoruz! Bu isimlerin hikayelerini sizler ile buluşturarak, hayalleri olan tüm kadınlara cesaret, güç ve ilham vermeyi diliyoruz. Kadınların başrolde olduğu bu ilham verici başarı hikayelerini ön plana çıkarırken; başarı için vazgeçmemenin, başarısızlıktan ders almanın ve kadınlar arasındaki dayanışmanın önemine de dikkat çekmeyi istiyoruz. Bu amaçla, moda sektöründeki 30. yılını MBFWI’da “Mercedes-Benz presents Özlem Süer” başlıklı defilesi ile kutlayan tasarımcı Özlem Süer ile keyifli bir röportaj yaptık. She’s Mercedes’in odaklandığı dört ana kategoriden birinde yer alan ve moda konusunda Türkiye’nin en söz sahibi isimlerinden Özlem Süer, hem mesleğindeki başarıları hem de güçlü duruşu ile ilham veriyor.

Söze çok heyecan verici bir yerden başlayalım! MBFWI, bu yıl ilk kez dijital olarak düzenlendi. Siz de geçtiğimiz günlerde program kapsamında yeni koleksiyonunuzu sergilediniz. Bu deneyim sizin için nasıldı? Dijital defilelerin artı ve eksileri sizce neler?

Önce koleksiyondan biraz bahsedelim. Ara bir zamanda, antisitede konumlandırdığımız koleksiyonumuz Özlem Süer’in tasarım yaşamında 30. senesinde gerçekleştiği için adı, Antik Yunanca “Otuz” anlamına gelen Triyanda. Türkiye’de ilk kez gerçekleşen dijital moda haftası, demokratik bir yeni dünya düzenine selam veren bir deneyim. Herkesin defileyi front row’dan izleyebildiği yeni bir konumlanma hali. Tarihe tanıklık ettiğimiz özel zamanlardan geçiyoruz. Dijitalin gelenekselden daha avantajlı olduğu nokta, defilenin zaman ve mekandan bağımsız olarak post-modern bir ulaşılabilirlik sunması.

Son dönemde, moda sektörüne ve sisteme dair pek çok sorgulama yapıldı. Hedi Slimane gibi isimlerden “sezonsuz moda” çağrıları gelirken, Chanel gibi markalardan ise “Eski düzene devam” çağrıları geldi. Türkiye moda sektörünün en önemli isimlerinden biri olarak siz bu konunun neresinde duruyorsunuz? Bu anlamda sektörün geleceğine dair öngörünüz nedir?

Moda olgusu hayatın her alanında karşılık bulan bir olgu. Post pandemik süreçte, zaten etkisinde olduğumuz slow fashion ve sürdürülebilir tasarım akımlarını çok önemsiyorum. Adaptasyona dayalı bir süreçten geçerken kentli insanın tüketim hızını değil doğayı/eko sistemi merkeze alan bir perspektif seçmemiz şart gibi duruyor.

Daha önceki röportajlarınızda da ifade ettiğiniz üzere tasarımlarınız neo-romantik, avantgarde ve deneysel olarak tanımlanabiliyor… Adına ne dersek diyelim, görenlere hep hayal kurduruyor. Peki, siz bu aralar en çok neyin hayalini kuruyorsunuz?

Bir aradalığın, doğayla kucaklaşmanın, altruistik ve üretken bir ütopyanın hayalini kuruyorum. Nesillerdir yadsıdığımız bazı detayların aslında hayat kalitemizin merkezinde yer aldığını gösterdi pandemi bizlere. Bizi bu noktaya getiren “normal”e dönmenin değil de; önemli olanın değer kazandığı “yeni normal” hayallerimi süslüyor.

“Intercolor” adı verilen ve gelecek yılların renk trendlerini belirleyen Dünya Renk ve Konsept Birliği’nde pek çok kez delegelik görevini üstlendiniz. Sizce içerisinde bulunduğumuz dönem önümüzdeki yılların renk trendlerini etkileyecek mi? Eğer öyleyse, bu etkiler neler olacak?

Trendler yaşamla beraber değişen ve dönüşen parametreler olduğu için pandeminin direkt etkilerini gözlemek mümkün. Daha naturel ve ten tonları, kısaca tensel etkiler, sedefli yüzeyler, varla yok arası ışık oyunlarını yoğun olarak göreceğiz. Yüzeylerde daha deneysel ve teknolojiye ait yeni dokular ve fonksiyonel etkiler göreceğiz. Renk kadar materyal de önem kazanacak. Tasarım mühendisliği öne çıkacak.

{772420}

Başarıya giden yolda engeller de başarısızlıklar da kaçınılmaz. Böyle anlarda kendinizi nasıl motive ediyorsunuz? Nasıl tekrar tekrar ayağa kalkıyorsunuz?

Önce kendime izin verip ne hissediyorsam onu yaşarım. Sonra toparlanır ondan çıkaracağım dersi alır ve yola tekrar koyulurum. Kısacası dersimi almayı önemserim.

She’s Mercedes platformunda yer alan tüm kadınlar cesaretleri, azimleri ve güçlü duruşları ile kitlelere ilham vermelerinin yanı sıra belki de en çok birbirlerine ilham ve güç veriyorlar. Daha iyi bir toplum için tüm kadınlara yayılması gereken mesaj da bu esasında. Bu konuda sizin düşünceleriniz neler?

Başarılı ve güçlü kadınların yükselişi her alanda bize heyecan veren bir konu. Birey olarak “eksik” gibi gördüğümüz şeylerin aslında birbirimizi tamamlamamız için verilmiş fırsatlar olduğunu fark etmek ve bir araya gelerek güçlenmek, ulaşacağımız nihai ders diye düşünüyorum.

Siz de yaptığınız işteki başarınız ve hayata karşı duruşunuzla ilham veren bu kadınlardan birisiniz. Peki, hayatınız boyunca size ilham veren kadınlar kim oldu? Onlardan ne öğrendiniz?

Şu an bir STK için bebeğini tasarladığımız eşsiz Gülriz Sururi, ülkemizin sanat tanrıçası Semiha Berksoy ve üretken zerafetiyle Fahrelnissa Zeid. Sanattaki yaratıcı yetenekleri, topluma yön veren cesaretleri ve sıradışı şefkatleri ile tarihe yazılan, herkes gibi bana da ilham veren isimler.

{772833}

Sizden ilham alan kadınlara siz ne söylemek istersiniz? Özellikle kendi yollarını çizerken sizden ilham alan gençlere verebileceğiniz tavsiyeler var mı? Keşke ben o yaşta bilseydim dediğiniz şeyler?

Kültürel zenginleşmeyi, değer yaratmayı, üretken olmayı önemseyerek hayata bakmalarını çok dilerim. Keşke o yaşta olsaydım asla demiyorum çünkü o yaşlarda olduk ve dolu dolu geçen zamanlardı. Ama onların en az aynı yoğunlukta yaşamalarını çok isterim. Şimdi o coşkular var mı bilemiyorum. Tepkilerin bizim jenerasyondaki gibi çok dışa dönük olmadığını düşünüyorum zira.