Modanın Tarihsel Evrimi: Polyester Çağı 1970’ler
Yazı Boyutu:
Sürekli bir gelişme, değişme ve başa dönme döngüsünde olan modanın referans aldığı dönemlere yakından bakış. On ikinci durağımız, Polyester Çağı olarak anılan 1970’ler.
Moda, halihazırda popüler giyim stillerini işaret eder. Her zaman gelişir ve değişir ve başa döner. Modadaki her stil ve trend mutlak bir zamandan veya dönemden geri çağırılır. O yüzdendir ki bu evrimin tarihi hakkında fikir sahibi olmak bir hayli önemli ve kıymetlidir.
Bir insan hakkında fikir edinirken onun stilini de öğrenirsiniz. İnsanlık tarihini okurken de modanın tarihine göz atmak kaçınılmazdır.
Bu yazı serisinde modanın referans olarak kullandığı dönemlere yakından bakacağız. Keyifli okumalar…
Hareketli Altmışlar 1970’lere dönerken butik mağazalar ve hakim çizgiler, hazır giyim kıyafetleri olabildiğince ulaşılabilir kıldı. Yeni teknolojiler, seri üretim, yüksek verimlilik, yüksek standartlar ve tekdüzelik oluşturma yoluyla, üretimde ilerlemeler getirdi. Yeni sentetik materyaller ile dönemin modası stiller hemen her fiyat aralığında kolayca alıcı bulabiliyordu. Her yere sızan bu materyaller ile yetmişler ‘Polyester Çağı’ olarak anıldı. On yıl popüler stillerinde geniş bir yelpaze sundu: hippi modasından etkilenen kır elbiselerinden gece kulüplerinde giyilen ışıltılı parti kıyafetlerine ve 1980’lere dönerken yükselen spor giyime, 70’ler modayı keşfederken geriye de dönüp bakan bir on yıl oldu. Paçalı pantolonlar, yıpranmış kot pantolonlar, midi etekler, maksi elbiseler, platform ayakkabılar, parlak renkler, parıltı ve sateni tanıtan glam rock ve disko stilleri yükseldi.
70’ler modası, 1960’ların sonundaki el yapımı malzemeleri ve süslemeleri yücelten hippi stilinin devamı ile başladı. Altmışların hippileri bu malzemeleri ana akım modaya bir karşı duruş olarak yüceltirken, yetmişlerin ilk yıllarında tasarımcılar bu malzemeleri yüksek moda koleksiyonları ile birleştirmeye başladı. Yama, kroşe ve örgü, işleme tasarımcılar tarafından sıklıkla kullanılan detaylar halinde geldi.
Seventeen dergisi, Ocak 1973
El işçiliği detayların yanı sıra 70’lerin tasarımcıları ilham almak için geçmişe döndüler. Erken 1970’lerin belirleyici stili fırfırlı uzun boyu ve narin çiçek desenleri ile kır elbiseleri (prairie dress) oldu. 60’ların sonunun hippi stili ile Viktoryen dönemin kucaklaşması olarak okunabilecek stil, Gunne Sax ve Bill Gibb gibi tasarımcılar tarafından meşhur edildi.
Kazaklar 1970’lerin başında büyük bir fenomendi, genellikle kıyafetler tamamen süveter tarafından değerlendiriliyordu. Kazak montlar, kazak elbiseler, yere kadar uzanan kazaklar ve hatta kazak takımlar gibi daha fazla stile bölündü.
1970’lerin başından ortalarına, tasarımcılar ilham almak için 1930’lara ve 1940’lara baktılar. 1971’de Yves Saint Laurent’in tanıttığı Libération koleksiyonu o denli geçmişi andırıyordu ki yorumların tamamı defileyi izleyenlerin kendilerini Alman istilası altında hissettikleri üzerine yoğunlaştı. Halston ise 1950’lerin gömlek elbisesine getirdiği modern yorum ile gündemdeydi.
1970’lerin ortalarında, Hippi görünümünün modası geçti ve yerini daha gündelik bir günlük stile bıraktı. Dönemin başındaki daha bol ve dökümlü gömleklerin yerini bedene oturan üstler aldı. Ayrıntılı tasarımları, sloganları ve spor logolarıyla bedene oturan tişörtlerin popülaritesi arttı.
Günlük kıyafetler geçmişe dönmüşken gece kıyafetleri olabildiğince moderndi. Polyester Çağı’nda dans pistlerini saten, payetler ve kadife salladı. Disko popülerliğini artırdıkça kadınların gece kıyafetleri de ihtişam dozunu yükseltmeye başladı. 70’lerin başında kadınlar kısacık şortları ve payetli elbiseleri ile diskolardaydı.
Işıltı ve ihtişam on yıl boyunca her yerde var olmaya devam ederken kısa mini elbiseler ve kısa şortlar yerlerini uçuşan eteklere ve elbiselere bırakmaya başladı. Bu değişime kaba topuklulardan bantlı sandaletlere geçiş eşlik etti.
Altmışlar ve yetmişler boyunca kadınlar kazandıkları özgürlüklerin çıtasını sürekli yükseltti ve bu da şüphesiz kıyafetlerine yansıdı. Bu yeni stillerin yaratılmasına ve kadınların erkek giyiminden ilhamla giyinip kuşanmalarına olanak tanıdı. Bianca Jagger’ın Studio 54’te fotoğraflandığı Halston imzalı beyaz takım elbisesi bu karşı duruş ifadesinin en iyi ifadesiydi.
Pantolonlu takımlar vücuda oturmaktan ve feminenlikten oldukça uzaktı. Pantolonun sadece evde vakit geçirirken giyildiği günler geride kaldı; yıllar içinde pantolon ve pantolonlu takımlar kadınlar için hem günlük hem de resmi giyimin vazgeçilmezi haline geldi.
Diane von Fürstenberg, 1975
Kadınların cinsel özgürleşmelerinin silüete bir diğer yansıması, anvelop elbise idi. 1974’ün en ünlü ve popüler parçalarından biri haline gelen anvelop elbisenin yeniden-mucidi Diane von Fürstenberg, sadece iki sene içinde beş milyonu aşkın elbise sattı. Elbise, kadınlara gündüzden geceye geçişte olağanüstü bir kolaylık sağlaması ve rahatça giyilip çıkarılması ile moda tarihinin köşe taşlarından biri oldu. Uzun kolları ve diz hizasındaki boyu ile anvelop elbise, ofisten çıktıktan sonra mücevherle zenginleştirilip açılmış saçlarla bir partiye katılmaya olanak tanıyordu.
Kadınlar evlerinin dışında daha çok çalışma fırsatı elde ettikçe özgürce satın alabilecekleri pantolon, anvelop elbise gibi kıyafetlere daha çok yöneldi. Pantolon takımı çalışan kadınlar için kabul edilebilir bir iş kıyafeti haline geldi. Yves Saint Laurent’in ipek yakalı “Le Smoking” smokinin etkisi büyüktü. Ayrıca bu dönemde gösterime giren Annie Hall gibi filmlerde, günlük olarak erkek kıyafetleri giyen kadın karakterler, toplumsal cinsiyet rollerini yeniden yazdı. On yılın sonlarına doğru moda daha da rahatladı. 1970’ler 1980’lere doğru kayarken bireysel spor yapmak atletik giyimin yükselişinin de habercisi oldu. 1970’lerin sonunda Amerikalı tasarımcı Norma Kamali tasarladığı sweatshirt, kısa katlı etek, bandaj bluz, tulum ve tayt gibi parçalarla spor giyimin moda arenasına çıkmasına aracı oldu. Bu stiller de, şüphesiz, 1980’ler modasını tanımladı.
1970’lerin Erkek Modası
1970’lerde erkek modası daha canlı ve cesur bir tavra büründü. Erkek giyiminin renkli doğası nedeniyle, dönem Tavuskuşu Devrimi olarak tanımlandı. Erkeklere daha canlı renkler ve büyük desenler giymelerini ve saçlarını uzatmalarını salık veren 1950’lerin ‘Tavuskuşu Devrimi’, on yılın başlarında kabul görmeye başladı. Her ne kadar takım elbise pek çok erkeğin olmazsa olmaz parçası olarak kalmaya devam etse de deneysel stiller de popülerleşti.
1970’lerin başında erkek modası uzun, zayıf bir figüre vurgu yaptı. Dik yakalar, vücuda oturan gömlekler ve bacakları saran bol paça pantolonlar favori silüetin temel taşlarıydı. Büyük tokalı geniş kemerler bakışları gövdede toplarken görünümü de inceltiyordu.
Tıpkı kadınların erkek kıyafeti elementlerini benimsemesi gibi erkek modası da 1970’lerde daha cinsiyetten arındırılmış bir forma büründü. Dar tişörtler, jean’ler, gömlekler ve süveterler hem kadınlar hem de erkekler tarafından giyilirken kimi zaman erkeklerin kendi askıları yerine kadın askılarından seçimler yaptığı da görüldü.
Pierre Cardin, 1974
Erkekler arasında popüler olan bir diğer parça, James Bond’u canlandıran Roger Moore ile meşhur olan safari takımdı. Yaz mevsimi için ideal bir seçenek sunması ile bu açık renkli takım, kalın bir kemerle kullanıldı ve büyük ceplere sahipti. Kısa veya uzun kol ve pantolon veya şort alternatifleri ile zenginleştirilen stil, daha az resmiyet gerektiren durumlar için bir alternatifti.
Tüvit spor ceketler, haki chino pantolonlar, ceketler, flanel gömlekler, pileli pantolonlar, beyzbol ceketleri, kadife pantolonlar, tığ işi yelekler, çizgili kazaklar ve süveter yelekler, püsküller, kuşaklı hırkalar, erkek giyimde öne çıktı.
On yıl ilerledikçe erkek giyiminde baskın olan silüet de yeniden genişlemeye başladı. Geniş omuzlu, dar paçalı ve yakalı kruvaze takımlar moda sahnesinde belirmeye başladı. Tıpkı kadın modasında olduğu gibi erkek modasında da omuzlar, yetmişlerden seksenlere geçerken gözle görünür oranda genişledi.
1970’lerin ortalarında Londra merkezli bir hareket daha vardı; anarşist punk stili. Vivienne Westwood ve Malcolm McLaren tarafından yayılan stil dar siyah pantolonlar, deri ceketler, yırtılmış ve üzerleri çengelli iğnelerle donatılmış tişörtlerde yansımasını buldu.
{773825}