Slow Fashion: Moda Dünyasının Yeni Vazgeçilmezi
Yazı Boyutu:
İlk kez 2007 senesinde Kate Fletcher tarafından yazılan bir makalede kullanılan ve moda endüstrisine bir ‘karşı hareket’ olarak giren slow fashion kavramı elde, insani çalışma şartları altında, doğayla barışık bir üretim ve ticareten adil bir pazarlama şeklini kapsıyor. Tıpkı yemek sektöründe slow food adı altında benimsenmeye başlayan iyi kalite, temiz çevre ve hem üretici hem de tüketici için adil şartlar oluşturma prensipleri gibi moda da bu yavaşlama hareketi ile kendini temize çekmeye başladı. Vintage kıyafetlere yönelme, eski kıyafetleri yeniden tasarlama, küçük üreticiden alışveriş yapma ve uzun ömürlü kıyafetlere yatırım yapma gibi fiziki sonuçlar doğuran slow fashion hareketi, neredeyse haftada bir değişen askıları ile hırçın bir tüketim politikası izleyen markaların etiklerinin sorgulanmaları sonucunu da beraberinde getirdi. Amerika’da ve Avrupa’da özellikle son yıllarda yükselen bir değer olan slow fashion’ı, geçtiğimiz günlerde 3. yıl koleksiyonunu çıkaran Türk slow fashion markası one square meter ile konuştuk.
2016 yılında İstanbul’da kurulan ve bir süredir tasarım ve üretim sürecini Ayvalık’a yakın bir kasabada sürdüren one square meter’ın arkasındaki ikili Zeynep Özar ve Çağrı Berksü, markalarının slow fashion ile kesişen hikayesini OGGUSTO için anlattı.
Önce sizden one square meter’ın doğuş hikayesini dinleyelim…
İkimiz de reklam ajansında çalışıyorduk ve doğrusunu söylemek gerekirse yaptığımız iş bizi fiziken ve ruhen oldukça yıpratmıştı. Hayatımızda gerçek ve güzel bir şey olsun istedik, yapacağımız şey de insaların hayatına güzellik katsın. Etrafımıza bakınca uzun süredir hayatımıza böyle bir şeyin girmediğini de fark ettik ve o ‘şey’in içini doldurmaya başladık: ihtiyaçları gözeten ve güzeli ortaya çıkaran tasarım; elde, özenle ve ustalıkla üretim; arzuyla alınacak ve senelerce kullanılacak ürün anlayışı ile şekillendik. Bu bütün, one square meter’ın köklerini oluşturdu. 2016 senesinde ilk ve tek ürünümüzle çıktık, çizgileri ağaç baskı tekniği ile desenlendirilmiş, basma astarlı, deri askılı bir çanta. Şu ansa 50 parçayı aşkın bir koleksiyon var yanımızda.
Slow fashion Türkiye’de pek yaygın olmasa da siz bu hareketi sahipleniyorsunuz. Slow fashion ve one square meter nasıl örtüşüyor, anlatabilir misiniz?
Tasarım ve üretim sürecini başından sonuna kadar biz üstleniyoruz; hayata gelen ürünlerin tasarlanmasından kalıplarının çıkarılmasına, desenlendirilmesinden dikilmesine, etiketinden paketlenmesine, fotoğraf çekiminden internet sitesi yönetimine kadar her şey bizden geçiyor. Üretim sürecinde doğal ipliklerle üretilmiş kumaşlar kullanıyoruz; Orta Anadolu firmasının denimleri ve Denizli, Buldan’da dokunan keten ile çalışıyoruz. Desenlendirme için kullandığımız boyalar da doğal içerikli ve doğayla barışık. Temel, çok yönlü, evrensel ve fonksiyonel ürünler çıkarmaya yönelik bir bakış açımız var; ihtiyaca yönelik, özenle hazırlanmış, özel ve kıymetli, uzun süre sevilerek kullanılacak ürünler tasarlamaya dikkat ediyoruz. Bir diğer konu, adil ticaret. Stokla değil siparişle çalıştığımız ve ana satış kanalımız internet sitemiz olduğu için ürünler satışta oldukları süre boyunca olması gereken fiyatla sunuluyor. Slow fashion, insanlara giyinip kuşanmanın – ve o aşamaya gelene kadar geçen sürecin- aslında çok kıymetli olduğunu söyleyen bir hareket. Bunun keyfini çıkarmak gerek. ‘enjoy slow fashion’ dememiz de bu yüzden.
{88317}
3. yılınıza iki koleksiyonla girdiniz. Bize biraz bu koleksiyonlardan bahseder misiniz?
Bu iki koleksiyonun yapısı öncekilerden çok farklı. Her iki koleksiyon da geçtiğimiz 2 sene içinde edindiğimiz, öğrendiğimiz, geliştirdiğimiz becerilerimizin ve tekniklerimizin toplamından ve daha fazlasından doğdu. Her bir ürünün bir hikayesi olduğunu biliyorduk; bu kez onların hikayelerini geliştirmelerine ve kendilerini değiştirmelerine izin verdik. Sonunda ortaya TAILORED ve ARTISAN adını verdiğimiz, tek başlarına çok değerli olan ve bir araya geldiklerinde çok şık silüetler oluşturan parçalardan oluşan iki koleksiyon çıktı.
TAILORED COLLECTION koleksiyon kalıp ailelerinden oluşan, terzilik ustalığı ile dikilen kıymetli parçalar. Bu koleksiyonda kalıplar kadar kumaşların da yönlendirici etkisi büyük. Tamamı Orta Anadolu’nun harikulade denimleriyle tasarlanan koleksiyonda bluzler, etekler ve elbiseler ağırlıkta.
ARTISAN COLLECTION ise ağaç baskı, mum batik ve indigo boyama tekniklerini uygulayarak desenlendirdiğimiz kumaşlarla hayata getirdiğimiz parçalardan oluşuyor. Bu koleksiyonda dış giyim, çanta, eşarplar ve gündelik parçalar yer alıyor. Severek kullanılacak ve gururla taşınacak parçalar olduklarına inanıyoruz; her biri çok kuvvetli bir dile ve iddialı bir karaktere sahip.
Bu incelikle düşünülmüş marka yapısına insanların yaklaşımı nasıl ve bir sonraki adımında one square meter’ı neler bekliyor?
İnsanlar kurduğumuz ve onlara sunduğumuz bu süreci ilgiyle ve takdirle takip ediyor. Karşılaştığı güzel bir şeye hayatlarında yer vermek istemeleri; bunun bize gerek satış gerek de gelen mesajlar yolu ile aktarılması gurur verici. Bir de heyecan verici bir gelişme oldu; Amsterdam’da bir butikle anlaştık. Nisan ortasında gidecek ürünlerinin hazırlıklarını yapıyoruz. Ekim ayında yine Amsterdam’da düzenlenecek bir festivale katılmayı planlıyoruz. Bu noktada danışmanlığımızı yapan Sinem Çelik’i de anmamız gerek. Açıkçası daha uzun vadeli de düşünemiyoruz; bugüne kadar her şey organik geliştiği için şu anki akışın keyfini çıkarıyoruz.
Peki OGGUSTO okurları one square meter ürünlerini nerede bulabilirler?
Ana satış kanalımız internet sitemiz onesquaremeter.co. Onun dışında İstanbul Akaretler’deki Slow Public ve Kanyon’daki souq dükkan, Bozcaada’daki BİT ile hipicon.com’dan bize ulaşabilirler.
{771004}