Türk Mücevher Tasarımcıları
Yazı Boyutu:
Kusursuz tasarımlarıyla fark yaratan Türk mücevher tasarımcılarıyla tanışın! Türk mücevher tasarımcıları, zengin kültürel mirası ve özgün yaratıcı bakış açılarıyla dünya çapında dikkat çekiyor. Yüzyıllardır süregelen geleneksel el işçiliği, modern tasarımlar ve çağdaş çizgilerle harmanlanarak, her bir parça sanata dönüşüyor. Türk mücevher tasarımcıları, sadece zarif ve estetik eserler yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda tasarımlarında Türk kültürünün derin izlerini de taşıyor. Bu yazıda, Türk mücevher tasarımının önde gelen isimlerine ve onların eşsiz eserlerine göz atacağız.
Peracas
Beyza Arman tarafından kurulan Peracas, geçmişten günümüze zarafetiyle öne çıkan romantik ve sofistike kadınlardan ilham alıyor. Koleksiyonları, Boboli Bahçeleri’nin büyüleyici renklerinden, Rönesans dönemine ait masalsı tablolardan ve Yunan mitolojisinin etkileyici tanrıçalarından esinleniyor. İstanbul’un yetenekli zanaatkarlarının ince işçiliğiyle şekillenen tasarımlar; altın, 24K altın kaplama, Swarovski kristalleri, yarı değerli taşlar ve barok incilerle hayat buluyor. Her bir tasarım, geçmişin büyüleyici hikayelerini günümüzün zarif el işçiliğiyle buluşturarak eşsiz ve zamansız bir karakter taşıyor.
“Öncelikle doğadan ve sanattan, sonrasında beğendiğim ve örnek aldığım kadınlarından ilham alıyorum. Yunan Mitolojisine ve beraberindeki hikayelere bayılıyorum. Boboli Bahçeleri’nden Botticelli’nin tablolarına, rengarenk çiçeklerden sonsuz denizlere…” Markasını zamansız, romantik, rafine olarak tanımlayan Beyza Arman ile Peracas ve mücevher dünyası üzerine sohbet ettik.
ECCE
Ece Arslan tarafından kurulan ECCE, zarafet ve özgünlüğüyle öne çıkan bir marka olarak, her kadının içindeki gücü ve şıklığı yansıtıyor. Koleksiyonları, geçmişin zarif izlerinden ilham alırken, modern tasarımlarla buluşturuluyor. ECCE’nin tasarımları, İstanbul’un usta zanaatkarlarının incelikli işçiliğiyle altın, 24K altın kaplama, Swarovski kristalleri ve değerli taşlarla şekillendiriliyor. Her bir parça, geçmişin büyüleyici hikayelerini günümüzün sofistike tarzıyla harmanlayarak, zamansız ve eşsiz bir karakter taşıyor. ECCE, zarif detayları ve modern çizgileriyle her kadına kendini özel hissettiren bir koleksiyon sunuyor.
Minimal, gece ve gündüz rahatlıkla kullanılabilecek, işçilik ve pırlanta kalitesi açısından üst sınıf, size kendinizi özel hissettirecek mücevherlerden oluşan marka ECCE; İngiltere, Beyrut, Yunanistan ve Amerika gibi dünyanın birçok ülkesinde kadınların zevkle kullandığı bir marka… Markasını; kaliteli, zarif ve fonksiyonel olarak tanımlayan Ece Şenyıldız ile markası ve mücevher dünyası üzerine sohbet ettik.
Bee Goddess
Ece Şirin tarafından kurulan Bee Goddess, “Büyük Anne Tanrıça”dan ilham alarak, dünya çapındaki mitolojik semboller ve onların kutsal anlamlarından besleniyor. Çatalhöyük’ten 10.000 yıl öncesine dayanan bu ilham kaynağı, sevgi ve merhametin beden bulmuş hali olan Anne Tanrıça’yı simgeliyor. Tanrıça figürü, doğanın gücünü büyülü iradesiyle denetleyen bir kadın olarak tasvir ediliyor. Anadolu’nun Anne Tanrıçası, bal peteği şeklinde bir taç takıyor; bu motif, Tanrıça’nın Kraliçe Arı olarak yüceltilmesini simgeliyor. Bee Goddess, dişiliğin derin ifadesini ve ruhsal yeniden doğuşu keşfetmeye çağırıyor.
Bee Goddess; Ece Şirin’in 16 yıl önce Ana Tanrıça felsefesiyle başladığı ve kadının gücünü yansıtmayı hedeflediği bir yolculuk serüveni. Bir dünya markası yaratma hayali ile yola çıktı. Anadolu’nun ulu anası, Çatalhöyük’ün Arı Tanrıçası’ nın hikayesi ve enerjilerinden ilham aldı. Markasını; ışık, tılsım ve öz cevher olarak tanımlayan Ece Şirin ile markası ve mücevher dünyası üzerine sohbet etttik.
Monapetra
Yeni nesil mücevher markası Monapetra, 2018 yılında hayat buluyor. Tarih ve sanattan ilham alarak, taşıyanları güçlü hissettirecek, onlara özgüven kazandıracak, nesilden nesile aktarılabilecek ve en önemlisi anlam taşıyan tasarımlar üretmeyi hedefliyor. Bugün, bu hedefini gerçekleştirerek sadece Türkiye’de değil, özellikle Metropolitan Müzesi ile yaptığı iş birliğiyle dünya çapındaki mücevher tutkunlarına da ulaşıyor. Monapetra, tarihi, sanatı, kültürü, antik dönemleri, çağdaş sanatı ve benzersizliği tasarımlarıyla buluşturuyor ve bu bakış açısıyla hayal kurmaya, yaratmaya, ilham vermeye ve farkındalık oluşturmaya devam ediyor.
Anadolu’daki uygarlıkların izini süren eskiye tutkun sanatkâr bir anne babanın öncülüğünde yola çıkan Begüm ve İris, 2018 yılında Monapetra’yı kurdular. Görsel sanatlar eğitimi almış iki yakın dostun tasarımlarının her parçası bir başka öyküye ev sahipliği yapıyor. Antik paralar, değerli taşlar, el çizimi camlar ve sıkıştırılmış toprak parçalarından oluşan markanın hikayesini kurucularından dinledik.
16.10 İstanbul
16.10 İstanbul, İstanbul’un ruhunu ve kültürel mirasını yansıtan sürdürülebilir mücevherler tasarlıyor. Logosundaki 16.10, 16 Ekim tarihini, iki nokta ise Braille Alfabesinde “i” harfini temsil ediyor. “Semt Koleksiyonu”, “Braille Koleksiyonu”, “İlham Veren Kadınlar Koleksiyonu”, “Saffet Emre Tonguç İstanbul Koleksiyonu” ve “Geriye Kalanlar” gibi koleksiyonlarıyla, İstanbul’un hikayelerini mücevherle buluşturuyor. Kişiye özel tasarımlarıyla şehrin geçmişini geleceğe taşımayı hedefleyen 16.10 İstanbul, insan ve şehir arasındaki bağı güçlü bir şekilde ifade ediyor.
16.10 İstanbul, Galatasaray Üniversitesi’nden mezun iki genç kadın girişimci İdil Aksoy ve İrem Boza tarafından 16 Ekim 2016’da kurulan ve İstanbul’un semtlerini yansıtan sürdürülebilir bir takı markası. Koleksiyonlarında her zaman sosyal sorumluluk ve farkındalık amacı güden 16.10 İstanbul’un hikayesini, kurucuları İdil Aksoy ve İrem Boza’dan dinledik.
Batya Kebudi
Batya Kebudi, modern tasarım anlayışını zamansız bir zarafetle birleştiren bir mücevher markası olarak, minimalizmin gücünü vurguluyor. Markanın tasarımları, altının doğal ışıltısını farklı formlarla yorumlayarak, hem günlük hayatta hem de özel anlarda stilinizi tamamlayan sofistike seçenekler sunuyor. Her bir parça, sade ama etkileyici detaylarıyla dikkat çekerken, kullanıcıya hem tek başına güçlü bir ifade hem de diğer tasarımlarla kombinlenebilecek esneklik sağlıyor. Batya Kebudi, özgün ve zamansız mücevherler yaratarak, bireysel tarzınızı yansıtmanıza olanak tanıyor.
Batya Kebudi, uzun yıllar bir moda dergisinde çalıştı ancak aklında hep bir gün mücevher tasarımcısı olmak vardı. Ekonomik nedenlerden dolayı dergi kapanınca bir süre seyahat etti. İstanbul’a dönünce, mücevher tasarımcısı olma yolunda adımlar atmaya başladı… Batya Kebudi, hikayesini OGGUSTO okularına anlattı.
Zeynep Erol
Zeynep Erol, doğadan, tarihsel motiflerden ve kişisel hikayelerden ilham alarak, zarif el işçiliğiyle hayat bulan zamansız mücevherler tasarlıyor. Minimalizm ile detaylı işçiliği harmanlayan tasarımlar, hem estetik hem de anlam taşıyan özgün parçalar olarak öne çıkıyor. Organik formları ve kişiselleştirilebilir tasarımlarıyla Zeynep Erol, stilinizi yansıtan ve duygusal bir bağ kurmanızı sağlayan özel bir mücevher deneyimi sunuyor.
“Var olanı başka bir fikir ile yeniden yaratmak yani tasarlamak hep içimde olan kuvvetli bir duygu” diyerek mücevher tutkusunu tanımmlayan Zeynep Erol, kendisini ve markasını OGGUSTO okurlarına anlattı.
Ayşe Rodoslu
Ayşe Rodoslu, zamansız tasarımları ve özgün işçiliğiyle mücevher dünyasında fark yaratan bir marka. Doğadan, sanat ve mimariden ilham alan tasarımlarında zarafet ve modernizmi bir araya getiriyor. Her bir parça, dikkatle seçilmiş malzemeler ve ince detaylarla hayat bulurken, kullanıcısına hem güçlü hem de zarif bir ifade sunuyor. Ayşe Rodoslu’nun mücevherleri, sade ama etkileyici formlarıyla her stile uyum sağlıyor. Klasik ve çağdaş estetiği harmanlayan bu özel tasarımlar, hayatın anlamlı anlarına eşlik etmek ve kalıcı bir iz bırakmak için tasarlanıyor.
Ege Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra kurumsal iş hayatı içerisinde uzun süre yöneticilik yapan Ayşe Rodoslu, 2010 yılında işhayatına son verip mücevher tasarımcısı olmaya karar verdi. Hayatının her alanında benimsediği sadeliği tasarımlarında da uygulamakta olup modern, yalın, minimal ama etkileyici mücevherlere hayat veren tasarımcı, markasının hikayesini OGGUSTO’ya anlattı.
Gülşah Sürel Erdem
Gülşah Sürel Erdem, tasarımlarında minimalizmi ve sofistike estetiği birleştirerek her bir parçayı hem şıklık hem de anlam taşıyan birer sanat eseri haline getiriyor. Doğal taşlar, altın ve gümüş gibi malzemelerle işlediği mücevherleri, zarif dokunuşlarla kişiye özel bir stil sunuyor. Gülşah Sürel Erdem’in koleksiyonları, her biri özenle tasarlanmış, zarif ama iddialı parçalarla hayatınıza estetik bir dokunuş katıyor. Sade, şık ve anlamlı tasarımlarıyla, modern kadının stilini tamamlayan markalardan biri olarak öne çıkıyor.
İTÜ Mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra uzun bir süre mesleğini yapan Gülşah Sürel Erdem, 2014 yılında kariyer değişikliğine gidip mücevher markası House of Div’i kurdu. Mimarlık tecrübesini, felsefe, mimarlık tarihi ve sembolizme duyduğu ilgi ile harmanlayarak zarif ve minimalist tasarımlar yaratmaya başlayan tasarımcı, markasının hikayesini OGGUSTO’ya anlattı.
Meltem Tahrancı
Tasarımlarında, doğadan, sanat ve mimariden ilham alarak her bir parçayı özgün ve anlamlı kılıyor. Meltem Tahrancı, zarif işçilikle hazırladığı mücevherlerde minimalizmi ve sofistike dokunuşları birleştiriyor, her parça ile şıklığı ve zarafeti bir arada sunuyor. Markanın mücevherleri, sade ama etkileyici tasarımlarıyla stilinizi tamamlayarak, her anınıza anlam katmayı hedefliyor.
Meltem Tahrancı Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Hayatının bir dönemi İngilizce öğretmenliği yaptı ve 2000 yılında takı tasarlamaya başladı. Markasını özgün, hikayesi olan ve duygu barındıran olarak tanımlayan tasarımcı, markasının hikayesini OGGUSTO’ya anlattı.
Kapak Görseli: @beegoddes