Gilmore Girls Stil İncelemesi
Yazı Boyutu:
Renk değiştiren yapraklar, düşen sıcaklık derecesi ve kısalan günler… Kışa yaklaştığımız bu günlerde asla vazgeçemediğimiz sonbahar klasiği ise Gilmore Girls!
Sevimli kasabası, birbirinden eğlenceli komşuları ve samimi karakterleriyle bir anne kızın birlikte büyüme hikâyesini en içten şekilde anlatan Gilmore Girls, hiç şüphesiz hepimizin konfor dizilerinden. Üzerinden seneler geçmiş olsa da asla sıkmayan, eski bir tanıdığa rastlamış hissiyle içimizi ısıtan Gilmore Girls doğal, kimi zaman karmaşık, kimi zaman neşe dolu ama her zaman hayatın içinden.
2000’lerin popüler kültür referanslarıyla dolu dizi, dönemi en iyi şekilde temsil ederken, dönemin moda tercihlerine de yakından ve en gerçekçi şekilde ayna tutuyor. 90’ların ve 2000’lerin televizyon dizilerinde gördüğümüz lüks tercihlerin aksine Gilmore kızları daha ulaşılabilir kıyafetler giyiyorlar; 300 dolarlık ayakkabılar ve son moda çantalar yerine o dönem herkesin gardırobunda olabilecek parçalarla aslında ‘herkes’ gibi görünüyorlar.
Aile ilişkileriyle her ne kadar alışılmışın dışında gibi gözükseler de Gilmore kızları dik duruşları, kararlılıkları, kendilerine ve birbirlerine olan güvenleri ve kendilerine özgü karakter yapılarıyla hâlâ dünyanın her yerindeki genç kızlara ilham olmaya devam ediyorlar.
Televizyon dizilerinin en sevilen ikililerinden Lorelai ve Rory, tabii ki yalnızca bir hayatı değil gardıroplarını da paylaşıyorlar! Her ne kadar karakterleri ve tarzları birbirinin neredeyse tam zıttı olsa da ikili, çoğu zaman kazaklarını, hırkalarını paylaşarak anne kız ilişkisinin olmazsa olmaz kuralına sadık kalıyorlar. Birbirlerinin zıttı olan karakterleri kıyafet seçimlerine de yansıyor ve dizi boyunca geçtikleri dönemler, yaşadıkları olay ve ilerleyen zamanla birlikte tarzları da şekillenmeye devam ediyor. 2000’ler modasının en gerçekçi ve en güzel örneklerini gördüğümüz, hatta tekrar hayatımıza giren Y2K modasıyla, dikkatleri yeniden üstlerine çeken ve 2020’lerde bile bir rehber niteliği taşıyan Gilmore kızlarının tarzını hep birlikte inceleyelim!
Lorelai Gilmore ve Eğlenceli Stili
Baskılı, tie die tişörtleri, hırkaları, düşük bel jeanleri, bandanaları ve rengarenk elbiseleriyle Lorelai Gilmore, tam bir 2000’ler kızı! Her zaman kurallara aykırı ve gürültülü karakteriyle ön plana çıkan Lorelai, her ne kadar 16 yaşında anne olup erken yaşta kendi ayakları üstünde durmayı başarmış olsa da yetişkinlikten uzak bir karakter. Bağımsız, geleneksellikten ve ciddiyetten oldukça uzak, hatta çoğu zaman çocuksu diyebileceğimiz Lorelai’in dolabı ise bu eğlenceli ve şakacı tavrının adeta dışa vurumu. Yazılı tişörtleri ve tam bir ‘old money’ kadını olan annesi Emily’i karşılarken giydiği Juicy eşofmanıyla Lorelai, kimseyi ve hiçbir şeyi çok da ciddiye almıyor.
Rory’nin Chilton’daki ilk gününde uyuyakaldığı ve kıyafetlerini kuru temizlemeden alamadığı için giymek zorunda kaldığı kot şortu, tie die pembe bluzu, kovboy çizmeleri ve paltosu, her ne kadar hayalindeki ‘ilk gün’ kombini olmasa da yıllar sonra bile en çok akıllarda kalan ve karakterini en çok yansıtan görünümlerinden birisi. Çünkü Lorelai, hiçbir durumda özgüvenini kaybetmiyor ve her işin altından kendi yollarıyla kalkıyor.
Özgür ruhlu ve hayatını kimsenin kurallarına uymadan yaşayan Lorelai, yaşına göre çok genç giyinerek hem toplumun yarattığı anne imajına hem de televizyonda sıkça gördüğümüz yaş ayrımcılığına da karşı geliyor. Otuzlarında olmasına rağmen kıyafet seçimleriyle dönemin genç kızlarından hiç de farklı görünmeyen Lorelai, çoğu zaman 16 yaşındaki kızı Rory’den daha eğlenceli, renkli ve modaya uygun tercihler yaparak onu bile gölgesinde bırakıyor. Alışveriş yapmayı, modayı ve kıyafetleri seven Lorelai, onlarla oynamasını da iyi biliyor. Özellikle kıyafetlerine eklediği renkli şapkaları, atkıları ve saç bantları imza aksesuarları haline geliyor.
Lorelai, gündelik stilinde tercihini sürekli düşük bel jeanler, baskılı tişörtler, hırkalar ve sneakerlardan yana kullanırken, iş stilinde ise daha ciddi tercihler yapıyor. İş yerinde her zaman şık ve temiz görünümleriyle dikkat çeken karakter tam kalıp ceketleri, kalem etekleri, takımları, saten gömlekleri, topuklu ayakkabıları ve çizmeleriyle kariyerini ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor.
Lorelai’ın hayatı gün geçtikçe daha da ciddileşiyor, hayalini kurduğu gibi kendi otelini açıyor, Luke ile gerçekten aşık olduğu bir ilişki yaşamaya başlıyor, her zaman en yakın arkadaşı olan kızıyla ilişki dinamikleri değişiyor ama giyim tarzı, karakter gelişiminin aksine, çok büyük bir değişime uğramıyor; her zaman tercih ettiği renkli kıyafetleri hayatının bir parçası olmaya devam ediyor.
Rory ve Eforsuz Stili
Rory 16 yaşında, kitapları, okumayı ve yazmayı seven, aklı sadece okulunda olan genç, naif bir kız. Yaşıtı çoğu genç kızın aksine nasıl göründüğünü çoğu zaman umursamıyor, öyle ki ‘sınavlarımdan kaldıktan sonra güzel olduğumu kim umursar!’ diyebilecek kadar akademik hayatına odaklı. Önceliği hiçbir zaman nasıl göründüğü, ne giydiği olmayan Rory’nin bu tavrı, giyim tarzından da rahatlıkla anlaşılıyor.
Rory hiçbir zaman modaya uymak ya da bir odadaki en güzel giyinen kişi olmak için giyinmiyor, kıyafetler onun için yalnızca işlevsel bir görev görüyor. Kendini rahat hissettiği herhangi bir kazak veya bir tişört ve bir çift pantolon giyinmek çoğu zaman Rory için yeterli oluyor, hatta bu eforsuzluğu dizinin hayranları tarafından Rory’nin tarzının ‘kötü’ ve ‘sıkıcı’ olduğu yorumunu getiriyor. Dizinin ilk üç sezonunda genellikle Chilton formasıyla gördüğümüz Rory’nin o dönemki dolabında en stil sahibi parça ise ne yazık ki okul forması. Okul formasını çıkarttıktan sonra alıştığı kişi olmaya devam ediyor.
Geçen zamanla birlikte Rory büyüyor, okuldan mezun oluyor ve üniversiteye başlıyor. Hayatına giren erkekler hayatında daha büyük bir rol oynamaya başlıyor, sosyal çevresi genişliyor ve değişiyor. Gelişen ve değişen hayatıyla birlikte Rory’nin kişiliği de değişmeye başlıyor ve bu kişilik gelişimi dış görünüşüne ve tarzına da yansıyor; saçları değişiyor, tarzı gittikçe feminenleşiyor.
Her zaman kusursuz görünen ve lüksü sessizce gösteren ‘old money’ stiline yakından bakıyoruz.
Chilton zamanı giydiği pantolon ve kazaklar yerini eteklere ve elbiselere bırakıyor; daha kısa etekler ve şortlar, daha dekolte yakalar tercih etmeye başlıyor. Başladığı stajla birlikte iş görünümleriyle de tanışıyor, kalem etekler, gömlekler ve ceketler dolabına dahil olmaya başlıyor. Rory’nin eforsuz stili feminen, daha renkli ve heyecanlı bir hal alırken kıyafetleri Rory için ihtiyaçtan çok kadınsı duruşunu ifade ettiği bir araç olarak rol değiştiriyor. Tabii ki bu değişimde sosyal çevresi kadar birlikte yaşamaya başladığı büyükannesinin de etkisi oluyor; Lorelai’ın aksine Emily, Rory’i daha feminen, şık ve asil görünmesi için yönlendiriyor.
İkilinin cuma akşamı yemeği görünümleri ise her zaman şık, ışıltılı ve günlük görünümlerinden daha resmi. Gilmore’ların en şık ve sofistike kızlarından olan Emily’nin geleneksel cuma yemeklerine onun tarzına ve yaşam şekline en uygun şekilde gitmeye çalışan ikili genelde kokteyl elbiseleri, ışıltılı üstler ve zarif hırkalar tercih ediyorlar.
Sıkça geriye döndüğümüz ve özellikle 2000’lere ait tüm parçaların yavaş yavaş dolaplarımızda yer edindiği bu günlerde, 2000’lerin renkli tarzını ekrana tüm renkleri, ışıltısı ve karmaşasıyla yansıtmaktan çekinmeyen Gilmore Girls, gardırobuna 2000’lerin esintilerini eklemek isteyenler için bugün bile bir rehbere dönüşüyor. İster Lorelai’ın renkli, eğlenceli ve bir o kadar cesur tarzından, ister Rory’nin eforsuz, sade ama bir o kadar konforlu tarzından ilham alarak yaklaşan soğuk kış günlerinin tadını adeta bir Gilmore kızı gibi eğlenceli, renkli, konforlu ve birkaç kupa kahveyle çıkarabilirsiniz.
Görseller: Netflix & IMDb
